Sevgili danışanlarım, aldatılma korkusu sıkça rastlanan ancak çoğunlukla paylaşılamayan bir durum. Büyük kentlerde yapılan çalışmalarda ülkemizde neredeyse her 10 erkekten 5’inin her 10 kadından da 4’ünün en az 1 kez aldattığı gerçeği varken, sanıyorum “aldatılma korkusuna” hemen paranoya ya da hastalık demek uygun görünmemektedir. Ancak ortada hiçbir neden yokken bu duruma saplanmak, ya da geçmiş yaşantıdaki aldatılma travmaları nedeniyle şimdiki ilişkiyi sabote etmek hastalıklı bir durum olarak ifade edilebilir. Ya da hiçbir sebep yokken aldatılma korkusu yaşıyorsanız, bu sizden yansıyan aldatma potansiyeli ile alakalı olabilir.
Peki ne yapmalı aldatılma korkusu için?. İşin ideali bir evlilik terapistiyle yapılacak ciddi bir analiz ve ondan alınacak öneriler ideal bir çözüm gibi görünmektedir. Bu analizde yaşanılan durumun sizden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, evlilikteki mesafe sorun olup olmadığı, bağlanma biçimleri, geçmiş travmaların yansımaları, iletişim hataları, merkezde ve ilişki içinde birey kalabilme gibi konular araştırılır ve çalışılır.
Pratik önerilerde bulunmam gerekirse; söze benim çok sevdiğim bir cümleyle başlamak istiyorum; “Eşine değil ilişkine güven”. Eşiniz ya da siz, insan olarak harika olabilirsiniz ancak, evlilik modeliniz sorunluysa ve mutlu değilseniz, eşinize ya da kendinize güvenmeniz güçleşecektir. İyi bir insanı terk etmek, çoğu zaman iyi bir ilişkiyi terk etmekten daha kolaydır.
İşte ilişkinizle ilgili gözden geçirmenizi istediğim aldatılmayla ilişkili risk faktörleri;
-Eşinizin annesi ya da babası rolünde iseniz ya da çocuğu gibi davranıyorsanız ve sevgili enerjiniz yoksa risk altındasınız.
-Ciddi cinsel sorunlarınız ya da uyumsuzluğunuz varsa risk altındasınız.
-Çok farklı aile ve evlilik modellerinden geliyor ve eşinize kendi modelinizi dayatıyorsanız risk altındasınız.
-Farklı kişisel gelişim düzeylerindeyseniz ve birlikte gelişmeye dirençliyseniz, risk altındasınız.
-Biz içinde ben olamıyor, birbirinizi bunaltıyorsanız risk altındasınız. Unutmayın merkezinde olan ve bağımlı davranmayan bir insan her zaman daha çekici algılanır. Sürekli eşinizin üzerine gitmek, onu kontrol etmeye çalışmak, her şeyi birlikte yapmaya çalışmak; 3üncü bir kişinin araya girmesiyle sonlanabilir.
-Zayıf bir evlilik ve aile repertuarınız varsa, yakınlaşma korkusu ya da ilgi gösterme sorununuz varsa risk altındasınız.
-Ortak ilgi alanları yoksa ve gelecekle ilgili farklı yönlere bakıyorsanız risk altındasınız.
-Siz ya da eşiniz evliliğe sadece kutsal, monoton bir kurum gibi bakıyorsanız ve hareketi, heyecanı dışarıda arıyorsanız risk altındasınız.
-Çekirdek aile sınırlarıyla, büyük aile kültürü arasında uzlaşma sağlayamıyorsanız, risk altındasınız.
İstisnai durumlar dışında (ağır kişilik sorunları ya da psikiyatrik durumlar) aldatılma korkusunu azaltmak, iyi bir evlilik analizi ve oluşan riskleri azaltmakla mümkün olabilir.