Alerjik Reaksiyon Nedir ?
Alerjik reaksiyon nedir ? Bebeklik, çocukluk yaşlarında başlayıp uzun dönem boyunca etkisini gösterebilen besin alerjileri insan hayatını önemli ölçüde etkilemektedir.Bu nedenle besin alerjisi olan kişilerin mecburen diyetlerinden çıkardıkları besinlerden dolayı vücutlarında oluşan eksikliği kapatmaları gerekmekte olup sağlıklı başka besinlerle bu eksikliği gidermeleri gerekmektedir
Değişen yaşam koşullarıyla birlikte hazır besinlere olan talebin artması gıda katkı maddelerinin tüketimini artırmış alerjik reaksiyonlar da bunun sonucunda eskiye oranla artış göstermiştir. İlk kez 1996 yılında Avusturyalı pediatrist tarafından kullanılan alerji terimi vücudun alerjen ve antijene karşı abartılı immün yanıtı aşırı duyarlılık olarak tanımlanmıştır.
Antijen Nedir
Çocuklarda gıda alerjisi görülme sıklığı %2.4 ilken erişkinlerde % 1.2 arasındadır.Çevresel faktörler ,temas, genetik yatkınlık, immün durum alerjik duyarlaşmayı belirleyen etmenlerdir.Vücutta antikor üretimine yol açarak antikora özgü reaksiyonların oluşmasına neden olan maddeye antijen denir.
Vücut immün sisteminin bir parçası olan antikor savunma mekanizmasında rol oynarken; alerjen vücutta alerjik reaksiyonların başlamasına neden olur.Normal durumda vücuda alınan antijen antikorlar tarafından absorbe edilirken alerjen durumunda antikorlar alerjeni kısmen sindirmektedir.
Antikor
Antikorlar tarafından sindirilmeyen kısım serum antikorlarını üretmektedirler. Klinik dokularda serum antikorlar alerjik belirtilerini ortaya çıkarmaktadır.Dört tip aşırı duyarlılık reaksiyonu bulunup bunların ilki Tip 1 reaksiyonları olarak da bilinen anaflaktik tip duyarlılıktır.Gıda alerjisi ve astım bu grupta yer almaktadır.Anaflaksi, gıda alınımından birkaç dakika sonra meydana gelen ilk bulgular olarak bilinir.
Fıstık, balık,kabuklu deniz hayvanları anaflaksiye neden olan gıdalar arasındadır.Alerjik reaksiyonlar bazen tek bir bölgede belirginleşebildiği gibi çoğu zamanda tüm vücutta etkilerini gösterebilir. Sadece besinin yenmesiyle değil bazen kokusunun bile alınması veya azıcık bir temasla bile duyarlılığı olan kişilerde belirtiler ortaya çıkabilmektedir .Bazı alerjik reaksiyonlar geçici olup bazıları ise ömür boyu sürebilmektedir.
Alerjik Reaksiyon Nedir
Örneğin soya alerjisindeki çalışmalar çocukluk çağında başlayıp 3 yaşlarına kadar sürebildiğini göstermiştir.Bunun yanında kabuklu deniz hayvanlarına olan aşırı duyarlılık genellikle yetişkinlikte daha fazla olup uzun yıllar sürmektedir.Alerjik reaksiyon bulgularının ortaya çıkış sebebi olarak histamin çok önemli bir göstergedir. Gıdalarla birlikte histamin alındığında vazodilatasyon artmakta, kapiller geçirgenlikte artış göstermektedir. Besinlerin sindirim sistemi mukozasında hızlıca geçmesine vazodilatasyon denmektedir.
Histamin serbestleştirci gıdalara örnek olarak yumurta akını, çilek,domates, çikolata, balık,donuz eti, alkol(asetaldehitten dolayı), yer fıstığı(lesitinden dolayı),kabuklu deniz hayvanlarını örnek gösterebiliriz. Gıda intoleransı gıda alerjisiyle aynı anlama gelmemekle birlikte gösterdikleri reaksiyonlar da farklıdır. Örneğin buğday alerjisi gluten intoleransı ile; laktoz intoleransı ise süt alerjisi ile karıştırılmaktadır.
Laktoz intoleransı immün sistemini etkilemezken süt alerjisi immün sistemde aşırı bir duyarlılık sonucu proteine karşı gösterilen tepkidir.Gıdalara konulan tartrazin (renklendirici), aspartam (tatlandırıcı), BHA-BHT(antioksidan), MSG(lezzet artırıcı), nitrat ve nitritler (koruyucu), parabenler ve sülfitler(koruyucu) katkı maddeleri de alerjik reaksiyonların gelişmesini tetikleyebilir. Bu maddelere karşı hassasiyeti olan kişilerin etiket okuması oldukça faydalı olacaktır.
Etiket Okumak
Etiket okuma sisteminde E kodlar bulunmaktadır ve bu E kodlar katkı maddesinin Avrupa birliğinden onay aldığını gösterir. Anafilaksiye neden olabilecek alerjenlerden olabildiğince uzak durmalı yaşam kalitemizi düşürmemeliyiz.Kahve, çay ve kolalı içeceklerde bulunan kafein ve teobramin gibi aminler kişide karın ağrısı, baş ağrısı, ,sinirlilik, çarpıntı yapabilmektedir.İaçlar, aşırı alkol, lgA eksikliği, katkı maddeleri, formüla beslenme, genetik yatkınlık ve dengesiz beslenme besin alerjisi gelişimi için risk faktörü olan birkaçıdır. Bunun yanında emziren annelerin aldığı ilaçlar bebeğin anne sütüne karşı aşırı duyarlılık göstermesine neden olabilir.
Bazı ağır metaller de alerjik reaksiyonların oluşmasına neden olabilir. Nikel buna iyi bir örnek olarak verilebilir.Yemekler çelik tencerede pişirildiğinde oksalik asit(ıspanak), malik asit(elma), sitrik asit(özellikle turunçgiller)bulunduran yiyeceklerde nikel yoğunluğu ciddi oranlarda artış gösterir.
Biyoteknoloji ile gen aktarımında alerjik olduğu tespit edilmiş bir genin başka bir bitkiye aktarılmasıyla alerjik özelliği artmış bir besin elde etmiş bulunmaktayız.Özellikle GDO’lu ürünlerde bu tür ürünlerle karşılaşılmaktadır.Bunun gibi daha birçoğunu sıralayabiliriz.Aşırı duyarlılık gelişmiş kişilerde yeterli ve dengeli beslenmek çok önemli bir olaydır.Aksi takdirde eliminasyonla uzaklaştırılmış besinlerde bulunan faydalı besinleri alamayız.
Alerjik reaksiyon nedir ? Bebeklik, çocukluk yaşlarında başlayıp uzun dönem boyunca etkisini gösterebilen besin alerjileri insan hayatını önemli ölçüde etkilemektedir.Bu nedenle besin alerjisi olan kişilerin mecburen diyetlerinden çıkardıkları besinlerden dolayı vücutlarında oluşan eksikliği kapatmaları gerekmekte olup sağlıklı başka besinlerle bu eksikliği gidermeleri gerekmektedir
Değişen yaşam koşullarıyla birlikte hazır besinlere olan talebin artması gıda katkı maddelerinin tüketimini artırmış alerjik reaksiyonlar da bunun sonucunda eskiye oranla artış göstermiştir. İlk kez 1996 yılında Avusturyalı pediatrist tarafından kullanılan alerji terimi vücudun alerjen ve antijene karşı abartılı immün yanıtı aşırı duyarlılık olarak tanımlanmıştır.
Antijen Nedir
Çocuklarda gıda alerjisi görülme sıklığı %2.4 ilken erişkinlerde % 1.2 arasındadır.Çevresel faktörler ,temas, genetik yatkınlık, immün durum alerjik duyarlaşmayı belirleyen etmenlerdir.Vücutta antikor üretimine yol açarak antikora özgü reaksiyonların oluşmasına neden olan maddeye antijen denir.
Vücut immün sisteminin bir parçası olan antikor savunma mekanizmasında rol oynarken; alerjen vücutta alerjik reaksiyonların başlamasına neden olur.Normal durumda vücuda alınan antijen antikorlar tarafından absorbe edilirken alerjen durumunda antikorlar alerjeni kısmen sindirmektedir.
Antikor
Antikorlar tarafından sindirilmeyen kısım serum antikorlarını üretmektedirler. Klinik dokularda serum antikorlar alerjik belirtilerini ortaya çıkarmaktadır.Dört tip aşırı duyarlılık reaksiyonu bulunup bunların ilki Tip 1 reaksiyonları olarak da bilinen anaflaktik tip duyarlılıktır.Gıda alerjisi ve astım bu grupta yer almaktadır.Anaflaksi, gıda alınımından birkaç dakika sonra meydana gelen ilk bulgular olarak bilinir.
Fıstık, balık,kabuklu deniz hayvanları anaflaksiye neden olan gıdalar arasındadır.Alerjik reaksiyonlar bazen tek bir bölgede belirginleşebildiği gibi çoğu zamanda tüm vücutta etkilerini gösterebilir. Sadece besinin yenmesiyle değil bazen kokusunun bile alınması veya azıcık bir temasla bile duyarlılığı olan kişilerde belirtiler ortaya çıkabilmektedir .Bazı alerjik reaksiyonlar geçici olup bazıları ise ömür boyu sürebilmektedir.
Alerjik Reaksiyon Nedir
Örneğin soya alerjisindeki çalışmalar çocukluk çağında başlayıp 3 yaşlarına kadar sürebildiğini göstermiştir.Bunun yanında kabuklu deniz hayvanlarına olan aşırı duyarlılık genellikle yetişkinlikte daha fazla olup uzun yıllar sürmektedir.Alerjik reaksiyon bulgularının ortaya çıkış sebebi olarak histamin çok önemli bir göstergedir. Gıdalarla birlikte histamin alındığında vazodilatasyon artmakta, kapiller geçirgenlikte artış göstermektedir. Besinlerin sindirim sistemi mukozasında hızlıca geçmesine vazodilatasyon denmektedir.
Histamin serbestleştirci gıdalara örnek olarak yumurta akını, çilek,domates, çikolata, balık,donuz eti, alkol(asetaldehitten dolayı), yer fıstığı(lesitinden dolayı),kabuklu deniz hayvanlarını örnek gösterebiliriz. Gıda intoleransı gıda alerjisiyle aynı anlama gelmemekle birlikte gösterdikleri reaksiyonlar da farklıdır. Örneğin buğday alerjisi gluten intoleransı ile; laktoz intoleransı ise süt alerjisi ile karıştırılmaktadır.
Laktoz intoleransı immün sistemini etkilemezken süt alerjisi immün sistemde aşırı bir duyarlılık sonucu proteine karşı gösterilen tepkidir.Gıdalara konulan tartrazin (renklendirici), aspartam (tatlandırıcı), BHA-BHT(antioksidan), MSG(lezzet artırıcı), nitrat ve nitritler (koruyucu), parabenler ve sülfitler(koruyucu) katkı maddeleri de alerjik reaksiyonların gelişmesini tetikleyebilir. Bu maddelere karşı hassasiyeti olan kişilerin etiket okuması oldukça faydalı olacaktır.
Etiket Okumak
Etiket okuma sisteminde E kodlar bulunmaktadır ve bu E kodlar katkı maddesinin Avrupa birliğinden onay aldığını gösterir. Anafilaksiye neden olabilecek alerjenlerden olabildiğince uzak durmalı yaşam kalitemizi düşürmemeliyiz.Kahve, çay ve kolalı içeceklerde bulunan kafein ve teobramin gibi aminler kişide karın ağrısı, baş ağrısı, ,sinirlilik, çarpıntı yapabilmektedir.İaçlar, aşırı alkol, lgA eksikliği, katkı maddeleri, formüla beslenme, genetik yatkınlık ve dengesiz beslenme besin alerjisi gelişimi için risk faktörü olan birkaçıdır. Bunun yanında emziren annelerin aldığı ilaçlar bebeğin anne sütüne karşı aşırı duyarlılık göstermesine neden olabilir.
Bazı ağır metaller de alerjik reaksiyonların oluşmasına neden olabilir. Nikel buna iyi bir örnek olarak verilebilir.Yemekler çelik tencerede pişirildiğinde oksalik asit(ıspanak), malik asit(elma), sitrik asit(özellikle turunçgiller)bulunduran yiyeceklerde nikel yoğunluğu ciddi oranlarda artış gösterir.
Biyoteknoloji ile gen aktarımında alerjik olduğu tespit edilmiş bir genin başka bir bitkiye aktarılmasıyla alerjik özelliği artmış bir besin elde etmiş bulunmaktayız.Özellikle GDO’lu ürünlerde bu tür ürünlerle karşılaşılmaktadır.Bunun gibi daha birçoğunu sıralayabiliriz.Aşırı duyarlılık gelişmiş kişilerde yeterli ve dengeli beslenmek çok önemli bir olaydır.Aksi takdirde eliminasyonla uzaklaştırılmış besinlerde bulunan faydalı besinleri alamayız.