nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
ali avni çelebi,ali avni çelebi hayatı,ali avni çelebi kim,ali avni çelebi'nin hayatı,ali avni çelebi eserleri
Ali Avni Çelebi
Türk sanatçı Ali Avni Çelebi 1904 yılında İstanbul'da doğdu
Babasının teşvikiyle 1918'de girdiği Sanayii Nefise'de Hikmet Onat ve İbrahim Çallı'nın öğrencisi oldu
1922 yılında yurt dışına çıktı ve Münih'te Hans Hoffman'ın yanına çalıştı 1927 yılında Türkiye'ye geri dönüp Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği'ni kurdu 1932 ve 1938 seneleri arası Hoş Sanatlar Akademisi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde eğitim görevlisi olarak çalıştı
1938'de Leopald Levy'nin asistanlığını yaptı ve 1967'de emekliye ayrılana kadar atölye hocalığı görevini sürdürdü
1993 yılında İstanbul'da yaşamını yitirmiştir
Ali Avni Çelebi ’nin de içinde yer aldığı ‘Müstakiller ’ ve arkasından kurulan ‘d Grubu ’nun sanat ortamını yönlendirdiği takriben 1930 ile 1950 arasındaki yılların sosyal kültürel sanatsal açıdan fazla hareketli yıllar olduğu ve sanata ilişkin edebiyatçı düşünür yazar sanatçı ve entelektüel çevrelerden yazıp çizenlerin çokluğu uyarı çekmektedir Dönemin gazete ve dergilerinde eski kuşak olarak adlandırılan ‘1914 Kuşağı ’ üyeleri ile bilhassa ‘d Grubu ’ üyelerinin ortak çekişmeleri sanat ortamını hareketlendirmekteydi Her iki grup hareketinin temsilcileri bununla beraber hocaları da olana eski kuşağın izlenimci anlayışına aleyhinde çıkarak yeni kavramlar ortaya atmaya başladılar hiç kuşkusuz içinden geçilen dönem yaşanan ortamda ortaya çıkan bazı terimler kavram kargaşalarına niçin olmuştu
Batı ’da ortaya çıkışından yaklaşık çeyrek yüzyıl sonra yurdumuzda uygulanmaya başlanan dışavurumcu ve kübist anlayışın ilk başlarda hemencecik kabul görmediğini tahminde bulunmak baskı olmasa lüzum Nitekim Çelebi de bu durumu: “Türkiye ’ye döndüğümüz vakit ortamın kültür yapısı etüd eksiklikleri getirdiğimiz anlayışı tam anlamıyla uygulamamıza engel oldu Sözleriyle açıklamaktadır Kısa sayılabilecek bir zaman içinde zorlukları aşan gerek ‘Müstakiller ’ gerekse ‘ d Grubu ’ hareketi yeni sanat anlayışını kabul ettirmekte gecikmedi
Doğrusu hemen hemen iki hareketin biçim dili açısından karşılıklı noktalarda birleştikleri söylenebilir Dönemin sanat ortamında dışavurumculuktan fovizme konstrüktivizmden kübizme uzanan bir dizi akımın gündeme geldiğini görüyoruz Ama hangi akımın öne çıktığından çok içerik konu desen boya gölgeışık plan modülasyon biçim yüzey hacim haylazlık hareket harmoni vb Gibi resmin kendi sorunsalına ilişkin kimi kavramların öne çıkması sanatçıların bu gibi kavramlar çerçevesinde nasıl fotoğraf çalışmaları gerçekleştirdikleri daha bir yük kazanmaktadır Böyle bir süreçte sanatçıların ürettikleri yapıtların arkasında yatan nedenleri kendi bağlamlarında tutarlı bir şekilde açıklamaları üzerinde farklı alanlara yönlendirilmiş tartışmalar yapılan bazı kavramların içini doldurmaktadır Herşeye rağmen ortaya atılan bir takım kavramların dönemin tümünü bağladığı veya bu dönemin karakteristik tanımını ortaya koyduğu söylenemese de yine de bu dönem için emin bir atmosferin oluşmasında ortaya atılan bu kavramların öne sürülen bir takım görüşlerin ve yapılan farklı alanlara yönlendirilmiş yorumların belli bir belirleyiciliği vardır Bu aşamada kuşkusuz en önemli kaynakları Müstakiller hareketinin uygulayıcıları olan sanatçıların yapıtları sanata ilişkin yazdıkları söyledikleri oluşturmaktadır
Konstrüktivizm akımı Batı sanatının yapısından kaynaklanan fazla tabakalı oluşumunun aksine –ülkemizde batılı birçok akımda görüldüğü gibi daha fazla biçim dilinde karşılığını bulur Türk resim sanatının bu döneminde çoğunlukla telaffuz edilen ve dönemin resim dilini oluşturan inşacıkurmacıkonstrüktif fotoğraf gibi kavramların karşılığı da bu anlamda algılanmalı; Konstrüktivizm akımının dinamikleriyle karıştırılmamalıdır Bilhassa Vladimir Tatlin ’le gündeme gelen konstrüktivist biçemde artık geleneksel resmin malzeme ve mekan kullanımı yerine reel malzeme ve mekana yönelme anlayışı Türk fotoğraf sanatının anılan döneminde biçim dili olarak kullanılan kavramlarla tam örtüşmeyen dolayısıyla mukayese yapılamayacak nitelikler gösterir
bu nedenle Batı sanatındaki karşılığı ne olursa olsun bu dönemin dilini oluşturan inşacı tekniğin nasıl bir anlayış olduğunu doğrudan sanatçıların kendi ifadelerinden izlemek daha dürüst bir girişim olarak benimsenmelidir
Örneğin Müstakillerin öne meydana çıkan sanatçılarından Ahmet Zeki Kocamemi:
“Fotoğraf gerçekleştirmek icat etmek demektir taklidini yapmake değil Fotoğraf bir yapı gibi yoktan var edilir Bir anıt gibi örülür
Derken Ali Avni Çelebi ise
“Sanatta aradığım koşul ve vasıflar: Kişilik hareket form volüm inşaa tesir atmosfer ve valörü ile bütünü teşkil eden kompozisyon olduğuna inandım ve o yolda eğitilerek yolumu görev ettim demektedir
Fransız ve Alman ekollerinin etkileri
‘1914 Kuşağı ’ üyelerinin Sanayii Nefise Mektebi ’nde öğretmen oldukları dönemde eğitim gören geleceğin ‘Müstakiller ’ ve ‘d Grubu ’ temsilcileri 1922 ve 1923 yıllarından itibaren Fransa ve Almanya ’ya gönderilmeye başlandılar Avrupa ’daki eğitimlerini tamamlayan gençler 1928 ’de yurda döndüler ve 1929 ’da tüzükdeki sırasıyla Refik Fazıl Epikman Cevat Hamit Dereli Itibar Kamil Akdik Mahmut Fehmi Cuda Nurullah Cemal Berk Hale Asaf Ali Avni Çelebi Ahmet Akıllı Kocameni Muhittin Sebati Ratip Aşir Acudoğlu Hasan Fahrettin Arkunlar ’dan oluşan sanatçılarla müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ’nni kurdular
Birlik üyelerinin eğitim özelliklerine baktığımızda Fransız ve Alman ekollerinin karşısında karşıya geldiğini görüyoruz Birliğin üyeleri Paris ’e ve Almanya ’ya gönderilmiş ve Ernest Laurent Lucien Simon PaulAlbert Laurens Hans Hofmann gibi hocaların atölyelerinde çalışmışlardı Bilhassa Almanya ’da eğitim görenlerin etkilendiği meşhur öğretmen Hans Hofmaan ’dı Türk resmine ilişkin çözümleme yapanların sıklıkla vurguladıkları gibi Hofmann ’ın öğrencileri Ahmet Akıllı kocamemi ve Ali Avni Çelebi Türkiye ’de modern resmin gelişindeki öncüler olarak değerlendirilmektedir Öte yahdan birlik üyeleri içinde Almanya ’da eğitim alan diğer sanatçılar da bulunmaktadır Örneğin Mahmut Fehmi Cuda Fransa öncesi kendi olanaklarıyla gittiği Münih ’te bir yılı aşkın bir zaman Hans Hofmann ’ın öğrencisi olmuştu sırası gelmişken Hasan Fahrettin Arkunlar ’ın da Paris ’teki Dekoratif sanatlar Okulu ’ndan mezun olduktan daha sonra Leipzig Akademisi ’nin yüksek bölümüne devam ettiğini anımsatmılıyız Birliğin tek heykeltraş üyesi Ratip Aşir Acudoğlu da eğitimini Almanya ’da alanlar arasındadır *
Ali Avni Çelebi
Türk sanatçı Ali Avni Çelebi 1904 yılında İstanbul'da doğdu
Babasının teşvikiyle 1918'de girdiği Sanayii Nefise'de Hikmet Onat ve İbrahim Çallı'nın öğrencisi oldu
1922 yılında yurt dışına çıktı ve Münih'te Hans Hoffman'ın yanına çalıştı 1927 yılında Türkiye'ye geri dönüp Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği'ni kurdu 1932 ve 1938 seneleri arası Hoş Sanatlar Akademisi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde eğitim görevlisi olarak çalıştı
1938'de Leopald Levy'nin asistanlığını yaptı ve 1967'de emekliye ayrılana kadar atölye hocalığı görevini sürdürdü
1993 yılında İstanbul'da yaşamını yitirmiştir
Ali Avni Çelebi ’nin de içinde yer aldığı ‘Müstakiller ’ ve arkasından kurulan ‘d Grubu ’nun sanat ortamını yönlendirdiği takriben 1930 ile 1950 arasındaki yılların sosyal kültürel sanatsal açıdan fazla hareketli yıllar olduğu ve sanata ilişkin edebiyatçı düşünür yazar sanatçı ve entelektüel çevrelerden yazıp çizenlerin çokluğu uyarı çekmektedir Dönemin gazete ve dergilerinde eski kuşak olarak adlandırılan ‘1914 Kuşağı ’ üyeleri ile bilhassa ‘d Grubu ’ üyelerinin ortak çekişmeleri sanat ortamını hareketlendirmekteydi Her iki grup hareketinin temsilcileri bununla beraber hocaları da olana eski kuşağın izlenimci anlayışına aleyhinde çıkarak yeni kavramlar ortaya atmaya başladılar hiç kuşkusuz içinden geçilen dönem yaşanan ortamda ortaya çıkan bazı terimler kavram kargaşalarına niçin olmuştu
Batı ’da ortaya çıkışından yaklaşık çeyrek yüzyıl sonra yurdumuzda uygulanmaya başlanan dışavurumcu ve kübist anlayışın ilk başlarda hemencecik kabul görmediğini tahminde bulunmak baskı olmasa lüzum Nitekim Çelebi de bu durumu: “Türkiye ’ye döndüğümüz vakit ortamın kültür yapısı etüd eksiklikleri getirdiğimiz anlayışı tam anlamıyla uygulamamıza engel oldu Sözleriyle açıklamaktadır Kısa sayılabilecek bir zaman içinde zorlukları aşan gerek ‘Müstakiller ’ gerekse ‘ d Grubu ’ hareketi yeni sanat anlayışını kabul ettirmekte gecikmedi
Doğrusu hemen hemen iki hareketin biçim dili açısından karşılıklı noktalarda birleştikleri söylenebilir Dönemin sanat ortamında dışavurumculuktan fovizme konstrüktivizmden kübizme uzanan bir dizi akımın gündeme geldiğini görüyoruz Ama hangi akımın öne çıktığından çok içerik konu desen boya gölgeışık plan modülasyon biçim yüzey hacim haylazlık hareket harmoni vb Gibi resmin kendi sorunsalına ilişkin kimi kavramların öne çıkması sanatçıların bu gibi kavramlar çerçevesinde nasıl fotoğraf çalışmaları gerçekleştirdikleri daha bir yük kazanmaktadır Böyle bir süreçte sanatçıların ürettikleri yapıtların arkasında yatan nedenleri kendi bağlamlarında tutarlı bir şekilde açıklamaları üzerinde farklı alanlara yönlendirilmiş tartışmalar yapılan bazı kavramların içini doldurmaktadır Herşeye rağmen ortaya atılan bir takım kavramların dönemin tümünü bağladığı veya bu dönemin karakteristik tanımını ortaya koyduğu söylenemese de yine de bu dönem için emin bir atmosferin oluşmasında ortaya atılan bu kavramların öne sürülen bir takım görüşlerin ve yapılan farklı alanlara yönlendirilmiş yorumların belli bir belirleyiciliği vardır Bu aşamada kuşkusuz en önemli kaynakları Müstakiller hareketinin uygulayıcıları olan sanatçıların yapıtları sanata ilişkin yazdıkları söyledikleri oluşturmaktadır
Konstrüktivizm akımı Batı sanatının yapısından kaynaklanan fazla tabakalı oluşumunun aksine –ülkemizde batılı birçok akımda görüldüğü gibi daha fazla biçim dilinde karşılığını bulur Türk resim sanatının bu döneminde çoğunlukla telaffuz edilen ve dönemin resim dilini oluşturan inşacıkurmacıkonstrüktif fotoğraf gibi kavramların karşılığı da bu anlamda algılanmalı; Konstrüktivizm akımının dinamikleriyle karıştırılmamalıdır Bilhassa Vladimir Tatlin ’le gündeme gelen konstrüktivist biçemde artık geleneksel resmin malzeme ve mekan kullanımı yerine reel malzeme ve mekana yönelme anlayışı Türk fotoğraf sanatının anılan döneminde biçim dili olarak kullanılan kavramlarla tam örtüşmeyen dolayısıyla mukayese yapılamayacak nitelikler gösterir
bu nedenle Batı sanatındaki karşılığı ne olursa olsun bu dönemin dilini oluşturan inşacı tekniğin nasıl bir anlayış olduğunu doğrudan sanatçıların kendi ifadelerinden izlemek daha dürüst bir girişim olarak benimsenmelidir
Örneğin Müstakillerin öne meydana çıkan sanatçılarından Ahmet Zeki Kocamemi:
“Fotoğraf gerçekleştirmek icat etmek demektir taklidini yapmake değil Fotoğraf bir yapı gibi yoktan var edilir Bir anıt gibi örülür
Derken Ali Avni Çelebi ise
“Sanatta aradığım koşul ve vasıflar: Kişilik hareket form volüm inşaa tesir atmosfer ve valörü ile bütünü teşkil eden kompozisyon olduğuna inandım ve o yolda eğitilerek yolumu görev ettim demektedir
Fransız ve Alman ekollerinin etkileri
‘1914 Kuşağı ’ üyelerinin Sanayii Nefise Mektebi ’nde öğretmen oldukları dönemde eğitim gören geleceğin ‘Müstakiller ’ ve ‘d Grubu ’ temsilcileri 1922 ve 1923 yıllarından itibaren Fransa ve Almanya ’ya gönderilmeye başlandılar Avrupa ’daki eğitimlerini tamamlayan gençler 1928 ’de yurda döndüler ve 1929 ’da tüzükdeki sırasıyla Refik Fazıl Epikman Cevat Hamit Dereli Itibar Kamil Akdik Mahmut Fehmi Cuda Nurullah Cemal Berk Hale Asaf Ali Avni Çelebi Ahmet Akıllı Kocameni Muhittin Sebati Ratip Aşir Acudoğlu Hasan Fahrettin Arkunlar ’dan oluşan sanatçılarla müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği ’nni kurdular
Birlik üyelerinin eğitim özelliklerine baktığımızda Fransız ve Alman ekollerinin karşısında karşıya geldiğini görüyoruz Birliğin üyeleri Paris ’e ve Almanya ’ya gönderilmiş ve Ernest Laurent Lucien Simon PaulAlbert Laurens Hans Hofmann gibi hocaların atölyelerinde çalışmışlardı Bilhassa Almanya ’da eğitim görenlerin etkilendiği meşhur öğretmen Hans Hofmaan ’dı Türk resmine ilişkin çözümleme yapanların sıklıkla vurguladıkları gibi Hofmann ’ın öğrencileri Ahmet Akıllı kocamemi ve Ali Avni Çelebi Türkiye ’de modern resmin gelişindeki öncüler olarak değerlendirilmektedir Öte yahdan birlik üyeleri içinde Almanya ’da eğitim alan diğer sanatçılar da bulunmaktadır Örneğin Mahmut Fehmi Cuda Fransa öncesi kendi olanaklarıyla gittiği Münih ’te bir yılı aşkın bir zaman Hans Hofmann ’ın öğrencisi olmuştu sırası gelmişken Hasan Fahrettin Arkunlar ’ın da Paris ’teki Dekoratif sanatlar Okulu ’ndan mezun olduktan daha sonra Leipzig Akademisi ’nin yüksek bölümüne devam ettiğini anımsatmılıyız Birliğin tek heykeltraş üyesi Ratip Aşir Acudoğlu da eğitimini Almanya ’da alanlar arasındadır *