Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Ali Dede Bosnevi Kimdir

Ali Dede Bosnevi Kimdir

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Ali Dede Bosnevi'nin hayatı
Ali Dede Bosnevi hakkında data


Halvetiyye tarîkatı şeyhlerinden Bosna'nın Mostar kasabasında doğdu Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir 1598 (H1007) yılında Sigetvar Kalesi yakınlarında vefât ettiği bilinmektedir Ufak yaşta din ve fen ilimlerinin tahsîline başladı Kısa sürede ilerleyerek bu ilimlerde kemâl dereceye ulaştı Fakat bu ilim kâfi gelmemişti Bu sebeple İstanbul'a geldi Devrin ulemâsından dersler aldı, ilmini ilerletti Öğrendikçe ilâhî aşkı artıyordu Nihâyet hocalarının tavsiyesi ile Bosnalı Bâlî Efendinin halîfesi Nûreddînzâde'ye bağlandı Uzun yıl hizmetinde bulundu Nefsinin isteklerine sırt çevirdi ve tasavvuf mertebelerinde ilerledi Sonra hocasının izni ile hac vazîfesini yaptı ve Ravdai mutahherayı ziyâret etti Ali Dede Bosnevî hazretleri 1566'da Sigetvar seferine katıldı Bu sefer Kânûnî Sultan Süleymân'ın son seferi oldu Pâdişâh fazla hasta idi ve kalenin günler süren kuşatmasına rağmen düşürülememesine çok üzülüyordu Nitekim vefâtından bir gün önce Sokullu Mehmed Paşaya gönderdiği hattı hümâyûnda; Şu ocağı yanası zeka alınmaz mı?demişti Ertesi gün Ali Büyükbaba Bosnevî'nin, askeri duâlarla teşyî edip cesâretlendirmesi ile kale zabtedildi Bu sırada Kânûnî de vefât etmişti Sigetvar Kalesi civârında Kânûnî Sultan Süleymân Han için bir türbe inşâ edildi Ali Büyükbaba Bosnevî hazretleri de türbedârlığa getirildi Türbenin yanına bir de zâviye yaptıran Ali Büyükbaba, böyleceOsmanlı Devletinin bu serhat boyunda İslâmı yaymaya, dînin emir ve yasaklarını öğretmeye başladı Bundan sonradan Türbe Şeyhiünvânıyla tanındı Sohbet halkası kısa sürede genişledi Yaşayışını, davranışlarını, iyi hallerini, cömertliğini özetle tam uygulamaya çalıştığı Resûlullah efendimizin ahlâkını görebilen gayri müslimler seve seve müslüman oluyorlardı Sohbet ve derslerinde hep İslâmiyete uyulması, dînin emirlerinin yerine getirilip yasaklarından kaçınılması üzerinde konuşurdu Ali Büyükbaba Bosnevî hazretlerine uykuda nasıl yatılacağı hakkında sordular Buyurdu ancak: Evlatlarım! Dört çeşit uyku şekli vardır Birincisi kafa üzere uyuklamak yâni sırtüstü yatmak Bu peygamberlerin uyumasıdır Böyle yatarken göklerin ve yerlerin yaratılışı ve dolayısıyla Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünürler İkincisi, sağ taraf üzerine yatmak Bu, âlimlerin ve âbidlerin, fazla ibâdet edenlerin uykusudur Üçüncüsü sol tarafa yatmak Bu, meliklerin, hükümdârların uyuma şeklidir Bunların mideleri dolu olduğu için daha kolay hazmedilmesi maksadıyla böyle uyurlar Dördüncüsü, yüzükoyun uyuklamak Bu da şeytanların uyuma şeklidir Siz daima birinci ve ikinci şekli tercih edinizVücudun sıhhat bulması, hastalıklara yakalanmaması üstüne sordular Dedi oysa: Dostlarım! Dört şey bedene baskı verir Et yemek yemek, güzel koku koklamak, gusl abdesti îcab etmediği hâllerde dahi ve özellikle Cumâ günü sabahları gusl abdesti almak, keten giymek Dört şey ise bedeni zayıflatır Çok cimâ etmek, çok dikkate almak, aç iken fazla su içmek ve ekşimsi yemekBir talebesi gözünün iyi görmediğinden bahsedince buyurdu ama: Evlâdım dört şey göze kuvvet verir Kıbleye dürüst oturmak Uyurken gözlere sürme çekmek Yeşilliğe görmek Elbiseyi arındırmakYemek yemenin âdâbı üzerine sorulunca da: İmâmı Şâfiî hazretleri buyuruyor fakat: Halk Müziği arasında yemek yemek yemede şu haller vardır Bir parmakla yemek kerihliktir, hoş değildir İki parmakla yemek yemek kibirdendir Üç parmakla yemek sünnettendir Dört ve beş parmakla yemek, aceleciliktendirDedilerTâat ve ibâdet hakkında soru soranlara da: Dört şey ibâdettendir Abdestsiz yürümemek, bir adım deha atmamak Çok secde etmek Mescidlere kopamamak ve çok Kur'ânı kerîm okumakBuyurdular Ali Büyükbaba Bosnevî hazretleri uzun yıllar o dergâhta etrâfa fen ve din ilimlerini yaydı İnsanlara Allahü teâlâya dışarı giden hak yolu gösterdi 1593 yılında Sultan Üçüncü Murâd tarafından Makâmı İbrâhim'i bakım yapmak göreviyle Mekke'ye gönderildi Bu sırada, Temkînü'lMakâm fî Mescidi'lHarâm adlı eserini yazdı 1597 senesinde Serdarı ekrem Satırcı Mehmed Paşanın dâveti üstüne Varat Seferine katıldı Avusturya ordusuna aleyhinde askeri teşyî ederek zaferin kazanılmasını sağladı Sefer dönüşü 1598 (H1007)de Sigetvar Kalesi yakınlarında ikindi namazını edâ ederlerken dördüncü rekatta Hakk'ın rahmetine kavuştu Sigetvar'daki makâmına defnedildi Ali Büyükbaba Bosnevî hazretlerinin pekçok eseri olup bâzıları şunlardır: 1) Muhâdârâtü'lEvâil ve Müsâmerâtü'lEvâhir, 2) Temkînü'lMakâm fî Mescidi'lHarâm, 3) Havâtimü'lHikem ve Hallü'rRumûz ve Keşfü'lKünûz, 4) Tercümei Kasîdei Rûhâniyye, 5) Risâle fî Beyânî Ricâli'lGayb ve Terbiyeü'lMerâtib ve'lUsûl Ali Büyükbaba Bosnevî bu son eserini yazmaktan murâdını şu sözlerle ifâde etmektedir: Ey Kardeşim! Bu eseri yazmaktan maksadım sana mürşid, yol gösterici, rehber edinmek ve nasîhat etmek yok, burada zikrettiğim büyüklerin rûhâniyetlerinden istifâde edebilmek içindir Cüneydi Bağdâdî hazretlerine; Din büyüklerinin kitaplarını okumanın faydası nedir?diye sordular Buyurdu fakat: Din büyükleri, evliyâlar, Allahü teâlânın askerleridir Onların rûhânî sözleri de böyledir ve bu sözlerde garîb sırlar, acâib tavırlar, hâller vardır Bunları ehlinden başka biri bilmez Allahü teâlâ, onlar sebebiyle kalpteki değişmeyi ve kesin olmama hâllerini giderir Nitekim Kur'ânı kerîmde Allahü teâlâ meâlen; Peygamberlerin haberlerinden onunla kalbini (hoşnutluk ve) tesbit edeceğimiz her çeşidini sana kıssa olarak anlatıyoruz Bunda (bu sûre ile) da sana yargı ve müminlere bir tavsiye vardır (Hûd sûresi: 20)buyurdu O büyüklerin, evliyânın hallerini, sözlerini dinlemekle insan fazla şeyler istifâde eder Bu fakîr, hâlis bir kalb ile onların kitaplarını mütâlaa ederek nice şeylere kavuştumAli Büyükbaba Bosnevî hazretleri defalarca, her tarafta büyüklerin sözlerini naklederek konuşurdu Bir defâsında kime tâbi olunup kimlerden uzaktan durulacağı hakkında âlimlerden şu sözü nakletti Irk dört kısımdır Birincisi bilir, ama bildiğini bilmez Bu kimse uykudadır, onu kaldırmak lâzımdır İkincisi bilir, bildiğini de bilir Bu âlimdir ona uyunuz Üçüncüsü bilmez, lakin bilmediğini bilir Bunun irşâda, yetiştirilmeye ihtiyâcı vardır Buna bilmediğini öğretiniz Dördüncüsü bilmez, bilmediğini de bilmez Bu câhildir, onu terkediniz


*
 
858,510Konular
982,885Mesajlar
30,664Kullanıcılar
MinaSon üye
Üst Alt