iltasyazilim
FD Üye
Köylü genç hayatında ilk kez şehre gelmişti
Ağabeyinin daveti üzerine gelmişti 1 aylığına
Sabah namazında kalkmaya alışıktı ve namazını kıldıktan sonra geri yatmamaya
Köyde yaşam gün ağarınca başlıyordu
Saat 10 yatağa kon, saat 3 yataktan uç misali bir düzeni vardı
Misafir geldiği şehirde de sabah namazına kalkıyor, sünneti evde kıldıktan sonra iki sokak ötedeki camiye farzı cemaatle eda etmek için gidiyordu Cemaati ilk gördüğünde adeta şok olmuştu, 3 yaşlı amca bir de imam vardı; Allah Allahdedi Namazı bir garip kıldı ve dışarı çıktı
Sokaklar cıvıl cıvıl değildi, kuş seslerine insanların ayak sesleri karışmıyordu!!!
Halbuki burası bir İslam beldesi idi!
Bir türlü anlam veremedi bu duruma, kendini yabancı hissetti birden!
Anafora kapılmış düşünceler içinde ağabeyinin evine doğru yöneldi ıssız sokaklardan
Kapının önüne kadar geldi, apartmanın merenlerini dalgın dalgın çıkmaya başlamıştı ki yanın da bir gölge belirdi, fakat farkına bile varmadı
Hayırlı sabahlar, diye bir ses duydu sonra
Geri döndüğünde karşısında genç bir bayan gördü elinde valiziyle
Genç kız yol yorgunuydu, üniversiteyi bitirmiş ve ailesinin yanına gelmişti
Ahmet, sese doğru döndü
Döndü ve kala kaldı
Feyza da elindeki valizle öylece kaldı
Birbirlerine baktılar
Sonra Ahmet, bismillahdedi içinden ve sesli olarak da hayırlı sabahlar
Feyza ne diyeceğini şaşırmış, yol yorgunluğunu unutmuştu adeta
Ahmet;
Burda mı oturuyorsunuz? diye sordu
Feyza'nın adeta dilleri tutuldu, gözlerini Ahmet'ten alamıyordu;
Şeyy, şey, e, evet; diyebildi
Yardım edeyim, verin valizinizi ben çıkarayım, dedi Ahmet ve Feyza'nın elinden aldı valizi
Merenleri tek tek çıkmaya başladıklarında Feyza kendini toparlamış ve teşekkür etmişti Ahmet'e, oturduğu katı da söyleyerek
Daha hiç konuşmadılar, Feyza'nın kapısının önüne geldiklerinde valizi kapıya bırakıp yukarı, bir üst kata çıktı Ahmet
Issız sokaklarda kapıldığı düşünce anaforu ile Feyza'yı gördükten sonra kalbini saran heyecan fırtınası tuhaflaştırmıştı Ahmet'i
Feyza da farksızdı kalbini saran heyecan fırtınası anlamında Ahmet'ten
Kimdi bu genç?
Kahvaltı sofrasında yengesine sordu Ahmet, apartman girişinde karşılaştığı kızı
Adının Feyza olduğunu ve hemşirelik okuduğunu öğrendi
23 gün merenlerde karşılaşıp merhabalaştılar
Birbirlerini gördüklerinde sevgi haleleri oluşuyordu adeta çehrelerinde
Ahmet'in yengesi Hatice hanımın Feyza ile arası iyiydi Çay sohbetlerinde bir araya geliyor konuşuyorlardı
Birgün Ahmet'ten konu açtı
Tam da Feyza'nın beklediği konu
Feyza;
Ha evet, diyerek birden oturduğu yerden doğruldu, sonra toparladı kendini; ama Hatice hanım farkındaydı olayın
Ahmet'in köyde yaşadığını, yanlarında misafir olarak bulunduğunu söyledi
Feyza ile ilk karşılaşmasını yengesine anlatmıştı Ahmet, o sabah sokaklarda yürürken içindeki yalnızlık duygusu ve yabancılık garipliğini de
Hatice hanım Ahmet'İ olduğu gibi anlattı Feyza'ya
Feyza Ahmet'i anlatan Hatice hanımı hayran hayran dinliyordu Ahmet'te de ayni hal olmuştu, Feyza kendisine anlatılırkın
Hatice hanım Ahmet ile Feyza'yı buluşturdu
Uzun uzun konuştular
Yağmur altında yürüdüler
Ahmet, kendisini olduğu gibi anlattı Feyza'ya
Günlerce konuşmaları devam etti ve hep yağmur altında
1 aylığına geldiği şehirde 2,5 ay kalmak zorunda kaldı
Ve can alıcı noktaya geldi sıra;
Ben köyden başka yerde yaşayamam, bu şehir bana göre değil, burda kendimi garip ve yalnız hissediyorum, köyde hayat var
Feyza, bunun sorun olmayacağını söyledi kendisi için
Ve hatta köydeki sağlık ocağında gerekirse gönüllü hemşirelik yapabileceğini bile söyledi
Öylesine bir sevgi ile tutulmuştu Ahmet'e
Ahmet ise, Feyza'ya sözün güzelliğinin hoş olduğunu ama eyleme dökülmeyen sözün de boş olduğunu söylüyordu
Katlanırım, dayanırım, kaldırırımdemelerin karşısında yarın olmuyor yapamıyorumdersin, hem kendini hem beni üzersin diye ikazda bulunuyordu
Feyza ise asladiyordu
Ben kalbimi sana vermişim, sevgi nedir sende görmüşüm, sen benim kalbimsin, seninle nerede olursa olsun fark etmez benim için
Ahmet'in ağabeyi istedi Feyza'yı babasından
Söz kesildi ve kısa süre içinde düğün yapıldı
Artık köye dönme zamanı gelmişti
Feyza gerçekten Ahmet'i çok seviyor ve bunu her fırsatta belli ediyordu
Sözünün eri bir kızdı
Feyza, kayınvalide ve kayınbabasını da çok sevdi
Mutluydu Feyza, çünkü sevdiğinin yanındaydı Köyde hemşirelik hizmeti vermeye de başlamıştı
Lakin bir sorun baş gösterdi
Feyza, Ahmet yanlış anlamasın, sevgisinde bir azalma olduğunu düşünmesin diye bunu biricik eşine söylemiyor ama bu sorunun üstesinden gelmek için de olağanüstü bir çaba sarf ediyordu
Feyza'nın bu çabası güngörmüş kayınvalidesinin de dikkatini çekti;
Hayırdır kızım, benden yardım ister misin? diye sordu gelinine
Yok annecim, hamd olsun bir sorun yok Ama Ahmet'e söylemek istemedim, bahaneüretiyorum kanısına varmasın diye Sizinle paylaşabiliceğimi düşünüyorum Evin içinde bir koku var, ne yapsam ne etsem gitmiyor bu koku, bi türlü nerden kaynaklandığını bulamadım
Bu sözleri, kayınbabası da duydu Feyza'nın
Kızım bana bir bardak su verir misin? diyerek hanımıyla baş başa kaldı
Kayınvalide beyinin gözlerine baktı, ne yapmalıdercesine
Kayınbaba cevap verdi;
Alışır hanım alışır
Feyza, hergün kalkıyor, evi baştan aşağı temizliyor, misk kokular sıkıyordu, ama bir türlü o yabancısı oluğu koku gitmiyordu
Kayınvalide bu duruma üzülüyor, kayınbaba ise tebessüm ederek;
Alışır hanım alışır, diyordu
Bir gün sabah yine erkenden kalktığında Feyza, yüzünde tarifsiz bir mutluluk vardı, hemen dışarı çıktı ve kayınvalidesinin yanına vardı;
Başardım, başardım; diyordu
Adeta uçuyordu;
Sonunda o kokuyo yok ettim, yok artık o koku; diyordu
Kayınvalide beyinin gözüne baktı,
Kayınbaba;
Ben demedim mi hanım alışır diye
Halis Mutlu
Ağabeyinin daveti üzerine gelmişti 1 aylığına
Sabah namazında kalkmaya alışıktı ve namazını kıldıktan sonra geri yatmamaya
Köyde yaşam gün ağarınca başlıyordu
Saat 10 yatağa kon, saat 3 yataktan uç misali bir düzeni vardı
Misafir geldiği şehirde de sabah namazına kalkıyor, sünneti evde kıldıktan sonra iki sokak ötedeki camiye farzı cemaatle eda etmek için gidiyordu Cemaati ilk gördüğünde adeta şok olmuştu, 3 yaşlı amca bir de imam vardı; Allah Allahdedi Namazı bir garip kıldı ve dışarı çıktı
Sokaklar cıvıl cıvıl değildi, kuş seslerine insanların ayak sesleri karışmıyordu!!!
Halbuki burası bir İslam beldesi idi!
Bir türlü anlam veremedi bu duruma, kendini yabancı hissetti birden!
Anafora kapılmış düşünceler içinde ağabeyinin evine doğru yöneldi ıssız sokaklardan
Kapının önüne kadar geldi, apartmanın merenlerini dalgın dalgın çıkmaya başlamıştı ki yanın da bir gölge belirdi, fakat farkına bile varmadı
Hayırlı sabahlar, diye bir ses duydu sonra
Geri döndüğünde karşısında genç bir bayan gördü elinde valiziyle
Genç kız yol yorgunuydu, üniversiteyi bitirmiş ve ailesinin yanına gelmişti
Ahmet, sese doğru döndü
Döndü ve kala kaldı
Feyza da elindeki valizle öylece kaldı
Birbirlerine baktılar
Sonra Ahmet, bismillahdedi içinden ve sesli olarak da hayırlı sabahlar
Feyza ne diyeceğini şaşırmış, yol yorgunluğunu unutmuştu adeta
Ahmet;
Burda mı oturuyorsunuz? diye sordu
Feyza'nın adeta dilleri tutuldu, gözlerini Ahmet'ten alamıyordu;
Şeyy, şey, e, evet; diyebildi
Yardım edeyim, verin valizinizi ben çıkarayım, dedi Ahmet ve Feyza'nın elinden aldı valizi
Merenleri tek tek çıkmaya başladıklarında Feyza kendini toparlamış ve teşekkür etmişti Ahmet'e, oturduğu katı da söyleyerek
Daha hiç konuşmadılar, Feyza'nın kapısının önüne geldiklerinde valizi kapıya bırakıp yukarı, bir üst kata çıktı Ahmet
Issız sokaklarda kapıldığı düşünce anaforu ile Feyza'yı gördükten sonra kalbini saran heyecan fırtınası tuhaflaştırmıştı Ahmet'i
Feyza da farksızdı kalbini saran heyecan fırtınası anlamında Ahmet'ten
Kimdi bu genç?
Kahvaltı sofrasında yengesine sordu Ahmet, apartman girişinde karşılaştığı kızı
Adının Feyza olduğunu ve hemşirelik okuduğunu öğrendi
23 gün merenlerde karşılaşıp merhabalaştılar
Birbirlerini gördüklerinde sevgi haleleri oluşuyordu adeta çehrelerinde
Ahmet'in yengesi Hatice hanımın Feyza ile arası iyiydi Çay sohbetlerinde bir araya geliyor konuşuyorlardı
Birgün Ahmet'ten konu açtı
Tam da Feyza'nın beklediği konu
Feyza;
Ha evet, diyerek birden oturduğu yerden doğruldu, sonra toparladı kendini; ama Hatice hanım farkındaydı olayın
Ahmet'in köyde yaşadığını, yanlarında misafir olarak bulunduğunu söyledi
Feyza ile ilk karşılaşmasını yengesine anlatmıştı Ahmet, o sabah sokaklarda yürürken içindeki yalnızlık duygusu ve yabancılık garipliğini de
Hatice hanım Ahmet'İ olduğu gibi anlattı Feyza'ya
Feyza Ahmet'i anlatan Hatice hanımı hayran hayran dinliyordu Ahmet'te de ayni hal olmuştu, Feyza kendisine anlatılırkın
Hatice hanım Ahmet ile Feyza'yı buluşturdu
Uzun uzun konuştular
Yağmur altında yürüdüler
Ahmet, kendisini olduğu gibi anlattı Feyza'ya
Günlerce konuşmaları devam etti ve hep yağmur altında
1 aylığına geldiği şehirde 2,5 ay kalmak zorunda kaldı
Ve can alıcı noktaya geldi sıra;
Ben köyden başka yerde yaşayamam, bu şehir bana göre değil, burda kendimi garip ve yalnız hissediyorum, köyde hayat var
Feyza, bunun sorun olmayacağını söyledi kendisi için
Ve hatta köydeki sağlık ocağında gerekirse gönüllü hemşirelik yapabileceğini bile söyledi
Öylesine bir sevgi ile tutulmuştu Ahmet'e
Ahmet ise, Feyza'ya sözün güzelliğinin hoş olduğunu ama eyleme dökülmeyen sözün de boş olduğunu söylüyordu
Katlanırım, dayanırım, kaldırırımdemelerin karşısında yarın olmuyor yapamıyorumdersin, hem kendini hem beni üzersin diye ikazda bulunuyordu
Feyza ise asladiyordu
Ben kalbimi sana vermişim, sevgi nedir sende görmüşüm, sen benim kalbimsin, seninle nerede olursa olsun fark etmez benim için
Ahmet'in ağabeyi istedi Feyza'yı babasından
Söz kesildi ve kısa süre içinde düğün yapıldı
Artık köye dönme zamanı gelmişti
Feyza gerçekten Ahmet'i çok seviyor ve bunu her fırsatta belli ediyordu
Sözünün eri bir kızdı
Feyza, kayınvalide ve kayınbabasını da çok sevdi
Mutluydu Feyza, çünkü sevdiğinin yanındaydı Köyde hemşirelik hizmeti vermeye de başlamıştı
Lakin bir sorun baş gösterdi
Feyza, Ahmet yanlış anlamasın, sevgisinde bir azalma olduğunu düşünmesin diye bunu biricik eşine söylemiyor ama bu sorunun üstesinden gelmek için de olağanüstü bir çaba sarf ediyordu
Feyza'nın bu çabası güngörmüş kayınvalidesinin de dikkatini çekti;
Hayırdır kızım, benden yardım ister misin? diye sordu gelinine
Yok annecim, hamd olsun bir sorun yok Ama Ahmet'e söylemek istemedim, bahaneüretiyorum kanısına varmasın diye Sizinle paylaşabiliceğimi düşünüyorum Evin içinde bir koku var, ne yapsam ne etsem gitmiyor bu koku, bi türlü nerden kaynaklandığını bulamadım
Bu sözleri, kayınbabası da duydu Feyza'nın
Kızım bana bir bardak su verir misin? diyerek hanımıyla baş başa kaldı
Kayınvalide beyinin gözlerine baktı, ne yapmalıdercesine
Kayınbaba cevap verdi;
Alışır hanım alışır
Feyza, hergün kalkıyor, evi baştan aşağı temizliyor, misk kokular sıkıyordu, ama bir türlü o yabancısı oluğu koku gitmiyordu
Kayınvalide bu duruma üzülüyor, kayınbaba ise tebessüm ederek;
Alışır hanım alışır, diyordu
Bir gün sabah yine erkenden kalktığında Feyza, yüzünde tarifsiz bir mutluluk vardı, hemen dışarı çıktı ve kayınvalidesinin yanına vardı;
Başardım, başardım; diyordu
Adeta uçuyordu;
Sonunda o kokuyo yok ettim, yok artık o koku; diyordu
Kayınvalide beyinin gözüne baktı,
Kayınbaba;
Ben demedim mi hanım alışır diye
Halis Mutlu