Allah Ve Resûlü’nün Öğüt Ettiği Gıdalar balık yağı yüze sürülürmü balık yağı cilde sürülürmü çörek otu cilde sirke yüze çörek otu Sıhhatli olmak en büyük nimetlerdendir Çünkü, dünyayı galip gelmek da, ahreti kazanmak da sıhhatle mümkündür Peygamberimiz AS da sağlık durumu hakkında şöyle buyurmuştur: “ Sizlerden her kim vücutça sağlıklı, nefsinden, malından korkusuz ve huzurlu , jurnal yiyeceği de yanında olarak sabahlarsa, güya dünyanın bütün nimetleri kendisinde toplanmış gibi olur (Tirmizi zühd Hadis 2346) Yine aynı bir hadislerinde aynı konuya muhabere etmişlerdir: “Emniyetli (Korkusuz) yaşamak ve sağlıklı olmak iki büyük nimettir ama, insanlardan öyle birçok bu iki nimetten mahrumdur (İ Sünnî vr 10b) Yeniden bir diğer hadislerinde; “ Ey ahali! hiç kuşkusuz dünyada insanlara, imân ve sağlıktan daha kıymetli bir şey verilmemiştir Böyle olunca, yüce Allah’tan bunları isteyiniz buyurdu (Müsned 18) İslâmiyet, sağlık durumu noktasında koruyucu hekimliği ön plâna çıkarır Bir başka ifâde ile, hastalıkların sebeplerini nazara verir ve bunlara riayet edilmesini ısrarla ister Bu hususta bilhassa eksik yeme nasihat edilmektedir Nitekim bir hadislerinde Peygamber A S “ Insanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır İnsanoğluna belini doğrultacak birkaç lokma kâfidir Mutlaka yemesi gerekirse, midesinin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye, üçte birini de nefes alıp vermeye (havaya) bırakmalıdır buyurmuştur (Tirmizi zühd Hadis 2380) Fazla yeme, böylece fazla hastalığın sebebi olarak gösterilmiştir: “Bir çok hastalığın hakiki sebebi çok yemedir (C Sağır 136) Yeniden bir başka hadislerinde aynı konuya muhabere etmiştir: “Allah’a en sevgili olanınız; az yiyenleriniz, karoser bakımından da hafif olanlarınızdır (Kenzü’l Ummal 37084) Sağlığın muhafazası için her türlü tehlikelerden uzak durulması istenir Nitekim Peygamber AS “ Her kim korkuluksuz bir damda yatıp uyur da, geceleyin damdan düşüp ölürse sorumluluğu kendisine aittir Her kim de fırtınalı bir zamanda deniz yolculuğuna çıkar, fırtınaya yakalanıp ölürse, bunun da sorumluluğu kendisine aittir buyurmuştur (Müsned 579, 271) Yine Peygamber AS benekli ve kirli şeylerden sakındırmıştır: “Her kim elinde et kokusu (bulaşığı) olduğu halde, yıkamadan yatıp uyur, bu sebeple de kendisine bir şey isabet ederse, fakat kendisini suçlasın (Ebu Davud etime Hadis 3852) Cenabı Adalet, dünyada imtihanın gereği , o kadar çok hikmetlerine binaen, insanların da sünnetulah’a riayet etmemesinin bir sonucu olarak, insanlara bazı hastalıklar vermektedir bununla beraber, bütün hastalıkların da tedâvi çarelerini ırk etmiştir İsrâ Suresi’nin 82 âyetinde Cenabı Yargı, “Biz Kur’anı müminler için bir şifa ve rahmet olarak indirdik buyurmaktadır Yunus Suresi’nin 57 âyetinde ise, “Ey halk! (İşte bu Kur’an) size Rabbinizden bir tavsiye, gönüllerde olan dertlere bir şifa, müminler için dürüst yolu bildiren bir hidayet ve rahmet olarak gelmiştirifadesi yer alır Peygamber AS da; “İki şeyde şifa vardır Kur’lahza okumakta ve bal şerbeti içmekte buyurmaktadır (Başat tıp 4200) Peygamberimiz AS her hastalığın tedâvisinin muhtemel olduğunu açıklama etmiştir: Ulu Allah, şifasını vermediği hiçbir hastalık yaratmamıştır (Buhari, tıp Hadis 712) Bir diğer hadislerinde de şöyle buyurmuşlardır: “Ey Allah’ın kulları tedavi olunuz! Çünkü yüce Allah, vefat ve ihtiyarlıktan diğer şifasını vermediği hiçbir rahatsızlık yaratmamıştır (İbni Mâce, tıp Hadis 3436) Şifâli bitkilerden Allah ve Resûlü’nün tavsiye ettikleri: Bitkilerle tedâvi, tedâvi esnasında ilâç kullanmadan gıda maddeleri ya da benzerleri ile yapılan tedâvidir Her hangi bir hastalık gıda maddeleri ve perhizle tedâvi edilebilirse, ilâç kullanması nasihat edilmez Gıda maddeleri ile tedâvide genel kâide; hastalığın tedâvisi esnasında faydalı gıdaları alıp, zararlı olanlarını terk ederek diyet etmektir Cenabı Adalet Kur’lahzaı Kerim’de gıdaların temiz ve helâl olmasına dikkat çekici etmektedir: “Allah’ın sizlere rızk olarak verdiği şeylerden helâl ve temiz olarak yiyiniz! Eğer gerçekten Allah’a ibadet ediyorsanız, Onun vermiş olduğu nimetlere teşekkür ediniz (Nahl 114) Peygamberimiz AS, hastalığın nasıl önleneceği ile uygun olarak şöyle buyurmuştur: “Hastalığın evi midedir Tedavinin özü perhizdir Peygamberimiz AS bir diğer hadislerinde de, bitkilerle tedâvinin ulu Allah kadar öğretildiğini anlatmak üzere şöyle buyurmuştur: “Süleyman Aleyhisselâm her ne vakit namazgâhta namaz kılsa, ansızın önünde bir bitki görür ve o bitkiye: ‘İsmin nedir?’ diye sorardı Bitki de: ‘İsmim şudur’ diye adını söylerdi Süleyman Aleyhisselâm: ’Neden yaratıldın, ne işe yararsın?’ diye her tarafta sorardı O bitki de:’Şunun için yaratıldım’ derdi Eğer bir hastalığa ilâç olarak yaratılmış ise, yazıp anekdot ederdi Eğer yer yüzüne dikilmek için yaratılmış ise, toprağa dikerdi (Abdüllatif Bağdâdî, Tıbbı Nebevî s 58; Süyûti, Tıbbı Nebevî vr 7a, 50b) Süleyman Aleyhisselâm’ın ilâhî vahye dayalı olarak bu şekilde tespit ettiği bitkilerin, “Bitkiler Kitabında yer aldığı, ayrıca, o kadar çok ilacın ve hastalığın bu kitaba dahil edildiği belirtilir (A Bağdâdî s58,188) İnsanın ruh ve karoser sağlığı üzerindeki araştırmalar bir bakıma insanlık tarihi dek eskidir Bilhassa İslâm âleminde tıbbî konularda, Kur’anı Kerim’in bildirdikleri, Peygamberimizin tavsiye ve teklifleri, karşılaştırma ve tecrübe yoluyla elde edilen bilgiler, Tıbbı Nebevî kaynaklarında yer almıştır id Biz burada, tedavî noktasında, Kur’an ve hadislerde muhabere olunan gıda ve içeceklerden bazılarını nazara alacağız Yeme ve içme hususunda İslâm dinin koyduğu prensibin başında az yemek kazanç İçilecek şeylerin de bir nefeste içilmemesini öğütler Nitekim Peygamber AS her hangi bir şey içtiği vakit üç nefeste içer ve şöyle derdi: “Bu şekilde içmek daha kandırıcı, sıhhat için daha faydalıdır (Müslim eşribe Hadis 123; Ebu Davut eşribe Hadis 3729; Tirmizî eşribe Hadis188) Yeniden Peygamber AS “ Devenin içtiği gibi suyu bir nefeste içmeyiniz Bardağı her defasında ağızdan uzakta tutarak iki veya üç nefeste içiniz İçerken besmele çekiniz, içtikten sonradan da ’Elhamdülillah’ deyiniz buyurmuştur (Tirmizî eşribe Hadis 1885) Bir hadislerinde de: “Sizden biriniz su içtiği süre yavaş yavaş içsin, bir nefeste içmesin Zira, suyu bir nefeste içmek karaciğer iltihabı (ve nefes tıkanıklığı) meydana getirir buyurmuştur (Adürrezzak 10428 Hadis 19594) Bir başka hadislerinde de ayakta su içmenin zararına göze çarpan etmiştir: “Eğer ayakta su içen kimse, midesine verdiği zararı bilseydi, içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı (Abdürrezzak 10427 hadis 19588) Yeniden benzer konu ile alakalı olarak “Sizden biriniz ayakta su içmesin Her kim unuturdea içerse, kusmaya çalışsın buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116) Peygamberimizin, güneşte ısıtılan suyun kullanılmaması hususunda da tavsiyeleri olmuştur Hz Aişe (RA): “Peygamber AS yanıma gelmişti Ben ise, güneşte su ısıtıyordum Bunun üstüne Ey Aişe! Böyle yapma! Zira, güneşte ısınmış suyu uygulamak abraşlık (Alaca, sedef) gibi cilt hastalığı meydana getirir buyurdu (Dârekutnî taharet 138 Hadis 2) Acur (Cucumis anguria) Kabakgillerden olup, salatalık’a aynı bir sebzedir Peygamberimizin (AS) acuru yaş hurma ile yediği belirtilir (Kamus 179, 1247; K Ummal 1028281) Acur, idrar söktürür, mesane ağrılarına karşısında faydalıdır Hz Âişe (RA), acurun yaş hurma ile yenmesinin kilo aldırdığını açıklama etmiştir (İbni Mâce 3325; A Bağdadi 141) Ayva (Cydonia oblonga) Peygamber AS “Ayva, göğüsteki sıkıntıyı, ağırlığı giderir, gönlü (kalbi) ferahlatıp kuvvetlendirir buyurmuştur (M Zevaid 545; C Sağır 280; F Kadir 546; K Ummal 1028258) Ayvanın kalbi kuvvetlendirdiği ve akciğer iltihabına karşı yararlı olduğu belirtilir (E Nuaym 61) Ayrıca ayva, idrar arttırır, ishali keser, kusmayı teskin eder Karoser ısısının düşmesini önler Bal Bal ile alakalı olarak Cenabı Adalet Kur’lahzaı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Rabbin, bal arısına, ‘Dağlarda, ağaçlarda ve hazır kovanlarda yuva yap, daha sonra her çeşitlilik bitkiden ye; daha sonra da bal yapman için Rabbinin gösterdiği yollardan boyun eğerek yürü’ diye öğretti Onun karınlarından renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar fakat, onda halk için şifa vardır Düşünen bir insanlar için bunda ibretler vardır (Nahl, 69) Peygamberimiz (AS) da balın şifa olduğunu şöyle açıklamaktadır: “Üç şeyde şifa vardır Bal şerbeti içmekte, kan aldırmakta ve dağlama yaptırmakta, lakin ben dağlamayı sevmem (Müslim, Hadis 71) Bir başka hadislerinde de; “Şifa iki şeydedir Biri Kur’an okumakta, diğeri ise bal şerbeti içmekte buyurmuştur (İbni Mâce, Hadis 3457) Yine bal şerbeti ile alakalı olarak şunları ifade etmiştir: “Bal şerbetinden daha üstün bir hap bulunmaz (C Sağır 2125) “Bal şerbeti gönlümdeki üzüntüyü, sıkıntıyı giderir ve gözümün görme duygusunu da kuvvetlendirir (E Nuaym vr 131b) Böbrek sancısı ile alakalı olarak da bal şerbetini nasihat etmiştir: “Böbrek sancısı, böbrekteki sinirdendir Hareket ettiği süre sahibini hasta eder Bu hastalığı ılık su ve bal şerbeti ile tedavi ediniz (C Sağır, 210) Bir baş hadislerinde; “Doğum yapan kadınlar için yaş hurma, hasta kimseler için ise, bal gibi şifa yoktur buyurmuştur (K Ummal, 1028279) Tekrar bir defasında: “Sizlere sinameki ve sennût’u (tereyağı, bal, hurma ve kimyon) öğüt ederim Zira bunlar, sâm’dan başka birçok derde devadır buyurunca, ashap: “Sâm nedir? Ya Resulallah! diye sormuşlar O da: “Ölümdür diye yanıt vermiştir (İbni Mâce, tıp Hadis 3457) Bal şerbetinin ishali kesmesi ile amaca uygun bir vakıa Bir kimse Peygamber AS gelerek, kardeşinin ishale yakalandığını söylüyor Peygamber AS da “Bal şerbeti içir buyuruyor Adam daha sonra gelipKardeşime bal şerbeti içirdim, ama bu onun ishalini arttırdı demiştir Peygamber AS üç kez tekrarlanan bu soruya “Bal şerbeti içir buyurmuştur Adam dördüncü kere geldiğinde Peygamber AS yeniden “Bal şerbeti içir buyurdu Adam: Aslında hastaya bal şerbeti içirdim, lakin bu ondaki ishali arttırmaktan başka bir şey yapmadı dedi Bunun üzerine Peygamber AS “Allah doğru söyler, ama senin kardeşinin karnı yalancıdır buyurdu Adam tekrar bal şerbeti içirdi ve hasta iyileşti (Müslim selâm Hadis 91) Bal ile gargara yapılırsa, boğaz şişlikleri, boğmaca, bademcik ve boğaz iltihaplarına faydalıdır (Şerhu’l Erbain s49) Müzmin kabızlıklara, vücudu zayıf olanlara, midesinde dispepsi bulunanlara ve zehirlenmelere karşı bal şerbeti fevkalâde faydalıdır (Aselün Nahl s149150,157158, 168176) Balın terkibinde bulunan maddeler ( Karabulut, A Tbbıı Nebevi, 1993): Su: %18 Meyve şekeri : %40 Glikoz : %34 Kamış şekeri, arpa şekeri ve diğer şekerler : %04 Proteinler: %03 Madeni tuzlar: %02 Öteki maddeler : %71 Yukarıda sayılan özellikleri nedeniyle bal, millet tababetinde fazla eski devirlerden beri tedavi edici ya da tatlandırıcı olarak geniş oranda kullanılan kayda değer bir drogdur ( Üçer, 1981; Üçer, 1983)Müshil, midevi, besleyici ve zor verici etkilere sahiptir Mikrop üremesini önleyici ve bere iyi edici özellikleri de vardır Bitki droglarının tatlandırılması için karışımlara % 15 oranında bal konur (Ülker, 1964; Bay** 1984) Et Et en kıymetli gıdalardandır Kur’anı Kerim’de et on iki yerde zikredilmiştir Hayvanlardan bahsedilirken; “Davarlar (Deve, sığır, keçi ve koyunları) da O yarattı Bunlarda sizin için soğuktan koruyucu yünler ve bir takım menfaatler vardır Onlardan bir kısmını da yersiniz (Nahl 5) Cennet ehli tavsif edilirken de: “Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik (Nahl 5) Peygamber A S da : “Et, dünya ve ahrette yiyeceklerin efendisidir buyurmuştur (İ Mâce etime Hadis 3305) Peygamberimizin (A S) en fazla koyunun kürek etini, ön kolları etlerini sevdiği rivayet edilir Boyun etinin de keza leziz ve hem de hazmı kolaydır Sırt eti çok gıdalıdır, kan yapar Nitekim bir hadiste: “En iyi et, sırt etidir buyrulmuştur Hayvanların sağ taraf etleri, sol taraf etlerinden daha hafif ve daha üstündür Et, işkembeden uzaklaştıkça değeri artar (Bağdâdî s156) Peygamber A S : “Sizlere inek sütünü nasihat ederim Zira, ineğin sütü şifa, sütünden elde edilen yağı derman, eti ise derttir buyurmuştur (C Sagır 151; K Ummal 1028209) Sığır eti sert ve kurudur Bazı hastalıkları meydana getirir Fazla çalışanların haricindekilerin yemesi iyi değildir (İ Sünni vr68b) Sığır eti basur hastalığını kışkırtma eder Bu bakımdan mayasıl hastalarının sakınması gerekir (L Ukûl 1533) Sığır etinin ast etkilerinin karabiber ve tarçın gibi baharatlarla giderilmesi öğüt edilmektedir Yaşlı ve çelimsiz olan sığırların etleri daha zararlıdır Hazım bakımından bilhassa yaşlı kimseler için iyi değildir (Bağdâdî s 155157) Dana eti böyle değildir Hazmedildiği takdirde vücuda enerjik yiyecek verir Nitekim Hz İbrahim’in AS misafirlerine semiz dana kebabı ikram ettiğini Kur’anı Kerim haber vermektedir (İ Kayyim s418; Hûd 6970; Zâriyât 26) Yaşlı keçi etinin hazmı iyi değildir Keçi etinin en iyisi, iki yaşında olanının etidir Dişi keçinin eti erkeğininkinden daha faydalıdır Oğlak etinin hazmı kolaydır, kan yapıcı özelliği vardır (İ Kayyim s416418; Bağdâdî s156157) Etlerin en kıymetlisi ve en gıdalısı koyun etidir En iyisi bir yaşındaki koyunun etidir Kan yapıcı özelliği vardır (İ Kayyim s416418) Peygamberimiz AS da bir hadislerinde: “Sizden birinizçorba gerçekleştirmek için et satın aldığı vakit, suyunu çok koysun Zirayiyen kimse çorbanın içinde et bulamaz ise,suyundan içer Çünkü et suyu, iki etten birisidir (Tirmizî et’ime Hadis 1832) Tavşan eti kabızlık yapar, idrarı söktürür ve böbrek taşlarını parçalar Tavşan eti kirli kan yapar (Bağdâdî s 64) Balık eti fikir zayıflığını onarmak için faydalıdır Sinirler, ilik ve kemik için iyidir Balık eti, diğer etlerden midede daha ivedi hazmolur (elEdviyye s 6061) Hastalar ve hastalıktan yeni kalkmış kimseler için ilk öğüt olunacak yiyecek, çoğunlukla kuş etidir (elEdviyye s 58) Peygamberimiz AS, Cenabı Hakk’ın, mü’minlere Cennette kuş ikram edeceğini belirtmektedir: Sahiden sen Cennette bir kuşa bakar ve onu açlık edersin, hemen o kuş kızartılmış kebap olarak önüne gelir (İ Kesir 4287) Tavuk eti de kuş eti grubundandır Tavuk eti, mideye hafif gelir, hazmı kolaydır Zekayı güçlendirir ve meniyi arttırır, sesi iyileştirir Kan yapıcı özelliği vardır Et en kuvvetli gıdalardandır Vücudu şişmanlatır Et yemek gönüle ferahlık verir diğer taraftan, et romatizma, tansiyon yüksekliği ve böbrek iltihabı gibi hastalıklar için zararlıdır Mafsal ve romatizma ağrılarını arttırır (El –Edviyye s 46, 52) Zeytin (Olea sativa): Zeytin kelimesi Kur’anı Kerim’de 6 yerde geçmektedir Cenabı Yargı: İncir’e, zeytin’e, Tûri Sinâ’ya ve şu belirli beldeye (Mekke’ye) yemin ederim fakat, doğrusu biz insanı en güzel bir şekilde yarattık buyurmaktadır (Tîn 14) “(Yeniden sizin için) Tûri Sinâ’da yetişen bir ağaç meydana getirdik fakat, bu ağaç keza yağ (Zeytin yağı) ve hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri (Zeytin) verir (Mü’minun 20) Zeytin mideyi kuvvetlendirir, cinsi açlık ve arzuyu tahrik eder, ağız kokusunu giderir (Bağdadi s115) Peygamber AS “Sizlere zeytinyağı öğüt ederim Keza yiyiniz ve hem de onunla yağlanınız Zira zeytinyağı bâsur hastalığı için şifadır buyurmuştur (C Sağır 254;F Kadir 4349;M Zevaid 5100;Ramuz s 318, Bağdâdî s 115;K Ummal 1028295) Bâsur hastalığı için zeytinyağının çiğ olarak içilmesi ve bâsur memelerine sürülmesi tavsiye edilmektedir (Bağdâdî s 115) Zeytinyağı cildi yumuşatır, saçların beyazlaşmasını geciktirir Zeytin yağı, sürülen organı kuvvetlendirir (İ Kayyim s 366; Bağdâdî s 114) Zeytinyağı, tedavi esnasında ağızdan alınır ya da lavman olarak makattan verilir, veya merhem gibi yaralara veya bütün cilde sürülür Zeytinyağının, adale ve mafsallara sürülerek ovuşturulması faydalıdır Zeytinyağı, deri hastalıkları için de faydalıdır (Bağdâdî s114) Zeytinyağı, oleik asit gliseritlerini %75 oranında bulundurur Hem A ve E vitaminlerini ihtiva eder (Okay,1944; Bay** 1984) Zeytinyağı, damar sertliği, peklik, ülser, karaciğer ve romatizma hastalıkları ile böbrek taşları ve kuma karşı faydalıdır Kan Basıncı düşürücü özelliği vardır (Acartürk, 1996) İncir (Ficus carica): İncir, besleyici gıda olup hazmı kolaydır Meyvelerin çoğundan daha gıdalıdır Cenabı Adalet Kur’lahzaı Kerim’de: İncir’e, zeytin’e, Tûri Sinâ’ya ve şu belirli beldeye (Mekke’ye) ant ederim ki, gerçekte biz insanı en güzel bir şekilde yarattık buyurmuştur (Tîn 14) İncir, Öksürük için faydalıdır Boğaz, göğüs ve gırtlak sertliğini giderir İdrarını yapamayanlar için faydalıdır Gözeneklerdeki tıkanıklığı giderir Böbrek taşlarını ve mesâneyi temizler Bâsur hastalığı ile mafsal ve eklem ağrıları için öğüt edilmektedir (Bağdâdî s 7980; K Ummal 1028280, 28307) İncir süt içinde kaynatılıp içilirse, çiçek ve kızamık hastalıklarına karşı faydalıdır Bir hadiste de: “Her kim kalbinin kuytu çalışmasını isterse, incir yemeye devam etsin buyrulmuştur (C Sağır 280) Sirke Sirke, hurma, şeker, bal, incir ve üzüm gibi meyvelerin şırasının çıkarılıp ekşitilmesiyle elde edilir Sirke, yiyecek maddesi olarak kullanıldığı gibi, temizlikte ve hekimlikte de kullanılmıştır Peygamber AS bir hadislerinde: “Sirke ne güzel bir katıktır Allahım! Sirkeyi bereketlendir Zira sirke benden önceki peygamberlerin de katığı idi İçinde sirke yer alan konut, katık sıkıntısı çekmez buyurmuştur (İ Mâce et’ime Hadis 3318) Sirke, iştahı açar, iltihaplı mideye faydalıdır, zehirleme yapan ilâçların zehrini giderir, vücutta katılaşan kanı inceltir ve çözer Dalağa faydalıdır Sıcak olarak ağızda gargara yapılırsa, diş ağrılarına aleyhinde yardımsever olup, diş etlerini de kuvvetlendirir (Bağdâdî s 106) Sirke, parmakların uçlarında ve tırnak diplerinde meydana gelen dolama, egzama, ateşli şişlikler ve ateş yanığına aleyhinde faydalıdır (İ Kayyim s35455) Sirke deterjan olarak da kullanılmıştır Elbisedeki mürekkep ve sanki lekeleri sudan daha iyi çıkarır (İ Meâlimü’s Sünen 196) Çörek otu (Nigella arvensis): Düğünçiçeğigiller ailesinden otsu bir bitkidir Bunun susam büyüklüğündeki siyah tohumları bu adla anılır Börek ve pasta üstlerine çeşni için konur Bu tohumların yağı da çıkarılır Çörek otu, özellikle soğuktan ileri gelen hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır Böylece fazla rahatsızlık için şifa kaynağı olarak gösterilmiştir Peygamberimiz AS : “Sizlere şu çörek otunu tavsiye ederim Zira bunda, ölümden diğer bir fazla rahatsızlık için şifa vardır buyurmuştur (Buhari tıp 714) Yeniden bir başka hadislerinde de buna işaret etmiştir: “Bilmiş olunuz ki, mantar göz ilâcıdır Medine’nin acve isimli hurması ise cennet meyvelerindendir Tuz ile karıştırılmış çörek otu ise, ölümden başka bir çok hastalık için şifadır (Müsned 5346) Enes İbni Mâlik (ra) : “Peygamber AS hastalandığı zaman, ağzına bir avuç çörek otu atar, üzerine de su (Zemzem suyu) veya bal şerbeti içerdi demiştir (Râmuz s 525) Çörek otu, şişkinliği, midenin suyunu alır Çörek otu baş ağrısına, yarım baş ağrısına, baş dönmesine, unutkanlığa yüz ve ağız felçlerine karşı faydalıdır (Bağdâdî s 89) Çörek otu havanda dövülüp bal ile macun yapılarak ılık su ile içilirse, böbrek ve mesâne taşlarını eritir, birkaç gün devamlı alınırsa idrarı, âdet kanamasını ve sütü arttırır Çörek otu yağı, cilt kavlaması (sedef hastalığı)’, sivilce ve siğiller için öğüt edilir 45 gram içildiği vakit nefes darlığına iyi kazanç Havanda dövülmüş çörek otunun, sirke ile karıştırılıp macun yapılarak abraş (Alaca) ve mantar gibi hastalıklar için cilde sürülmesi faydalıdır (İ Kayyim s 34749) Peygamberimiz AS’ın çocuğunun Sâr’a hastalığından şikayetçi bir kadına, çörek otu öğüt ettiği nakledilir (Fâik 3330) Üzüm (Vitis vinifera) : Üzüm hem gıda ve ayrıca de hekimlikte kullanılmıştır Meyveler içinde en üstün ve en çok gıdalı olanlarındandır Meyvelerin kıralı olan üç yiyecekten biridir Bunlar; hurma, incir ve üzümdür (İ Kayyim s 262, 38788) Yaş ve kuru halde yenir Kur’lahzaı Kerim’de on bir yerde üzümün adı geçmektedir Bir âyeti Kerime’de “Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerinden şerbet, şıra (meyve suları, meyve şekeri, bal) ve hoş rızk elde edersiniz Düşünen bir ırk için bunda bir ibret vardır buyrulmuştur (Nahl 67) Üzüm hazmı kolaylaştırır ve kabızlığı giderir Bâsura, böbrek taşlarının düşürülmesine ve mafsal ağrılarına aleyhinde faydalıdır Karaciğeri yardım eder Zayıflara ve hastalıktan yeni kalkmışlara üzüm yemeleri öğüt edilir (elEdviyye s 118) Peygamberimizin AS meyveler içerisinde üzüm ve karpuzu sevdiği belirtilir (Süyûtî vr 22a) Kuru üzümün sinirleri kuvvetlendirdiği, yorgunluğu giderdiği , ağız kokusunu güzelleştirdiği, balgama aleyhinde faydalı olduğu belirtilir (K Ummal 1028268) Kuru üzümün hafızayı da geliştirdiğine dikkat çekici edilmiştir Nitekim İmam Zührî (ra) bu hususta şöyle demiştir: “Her kim hadis ezberlemek isterse, kuru üzüm yesin Karpuz (Citrillus vulgaris): Kabakgiller ailesinden olan karpuz, hararet giderici olarak alınır Hz Aişe (ra), peygamberimizin karpuzla yaş hurmayı birlikte yiyip şöyle dediğini nakleder: “ Hurmanın hararetini karpuzun soğukluğu ile, karpuzun soğukluğunu da hurmanın harareti ile kırıp gideriyoruz (E Davud et’ime Hadis 3836) Karpuz ve kavun, mideyi ve bağırsakları temizler, idrarı arttırır,böbrek ve mesane taşlarını eritir Cinsi münasebet gücünü arttırır, cildi güzelleştirir Karpuzun yemeklerden önce yenmesi nasihat edilmektedir “Karpuz yemeklerden önce yenirse,organları temizler ve hastalığı siler götürür Eğer yemeklerden daha sonra yenirse, kusma meydana gelir (İ Kayyim s337) Kekik (Thymus vulgaris): Ballıbabgillerden bir bitkidir Çiçekleri, tomurcukları ve sapı baharat olarak kullanılır Bir Takım türlerinin çiçekli, ve yapraklı dallarından saflaştırma usulüyle kekik yağı elde edilir Yapraklı dalları nehir olarak da içilir Güzel ve güzel kokusu vardır Peygamberimiz bir hasislerinde “Evlerinizi ara sıra akgünlük, yavşan, kekik ve gelin çiçeği gibi hoş kokulu otlarla tütsülendiriniz buyurmuştur (Râmuz s243) Kekik, midedeki gazı çıkarır, mide ve karaciğer üşütmelerine aleyhinde faydalıdır Şişkinliği giderir, ağır yemekleri hazmettirir Şehveti tahrik eder, koklanması nezleye iyi kazanç (Bağdâdî s 124) Hem, İdrarı ve adet kanamasını arttırır Gözlerin görme duyusunu keskinleştirir, hafızayı kuvvetlendirir Yılan ve akrep sokmalarına karşısında, bal ile karmakarışık kekik macunu bol olarak yenirse, yılan ve akrebin zehrini verimsiz hale getireceğine işaret edilmektedir (elMutemed s285287) Kekik yağı, ağız yoluyla alındığında akciğer ve göğüs hastalıkları için gayet faydalıdır Safrayı arttırır ve bağırsak kurtlarını düşürür Pırasa (Allium porrum): Pırasa et ile pişirilirse etin yağını alır Vücutta kötü sıvılar meydana getirir, gözü zayıflatır Tansiyonu düşürür Hazmı zordur Ağızda fena koku hasıl eder Peygamberimiz AS, huzuruna gelen bir cemaatte pırasa kokusunu hissetti ve onlara: “Bu sebzenin yenilmesini ben size yasaklanmış etmedim mi? Çünkü insanların rahatsız oldukları şeylerden melekler de rahatsız olurlar buyurdu (İ Mâce et’ime Hadis 3365) Sarımsak (Allium sativum): Bu bitkinin toprak altındaki baş kısmı ayrıca yenir ve hem de baharat olarak kullanılır Hoşa gitmeyen bir kokusu vardır Hadisi Şeriflerde soğan ve sarımsağa “habis hoşa gitmeyen şey denilmiştir Nitekim Peygamber AS: “Her kim şu kötü kokulu (habis) bitkiden (sarımsaktan) yerse, ağzının kokusu gidinceye dek mescidimize gelmesin buyurmuştur (Müslim Hadis 76) Yine bezer bir hadiste buna bağlantı edilmiştir: “Her kim soğan veya sarımsak gıda olursa, (Kokusu gidinceye değin) yanımıza ve mescidimize yakın olmasın, evinde otursun (Buhârî, ezan 1207) Sarımsak, haşarat sokmalarında dövülüp macun haline getirildikten sonra yılan ve akrebin soktuğu yerlere merhem gibi sürülürse zehiri çeker ve vücudu ısıtır Bu sebeple soğuktan meydana gelen şişliklere aleyhinde da panzehir olarak kullanılır Sarımsak şişkinliği giderir, hazma yardım eder Kan dolaşımı aksaklıklarını giderir İdrar ve balgam söktürür Kanser tümörlerinin büyümesini önler Sarımsak bal ile macun yapılır alaca hastalığının tedavisi için cilde sürülürse faydalıdır (İ Kayyim 345) Sarımsak koruyucu olup, gıdaların bozulmasını önler Hz Ali (r A), sarımsağın bir çok hastalık için şifa olduğunu söylemiştir (Müntehabü’tTıbbı Nebevî li Ebî Nuaym vr 60b) Sarımsağın zararlı tarafları da vardır Baş ağrısı yapar, dimağa ve gözlere zarar verir Görme gücünü ve cinsel arzuyu zayıflatır Kimyon (Cuminum cyminum): Maydonozgillerden otsu, güzel kokulu bir bitkidir Tohumlarıyla birlikte bu adla anılır Kurutularak baharat olarak kullanılır Geçmişte hekimlikte de faydalanılmıştır Peygamber AS bir hadislerinde: “Sizlere sinameki ve sennûtı (tereyağı, bal ve kimyon) tavsiye ederim Zira bunlar Sâm’dan başka her derde devadır buyurunca, oradaki sahabeler göre: “Sâm nedir, ya Resûlallah? diye sorulduğunda, Peygamber AS: “Ölümdür diye cevap vermiştir (İ Mâce tıp Hadis3457) Kimyon iştahı açar, sindirimi kolaylaştırır, mide ve bağırsaklardaki şişkinliği ve ağız kokusunu giderir Kimyon, bal ve şeker ile şerbet yapılacak olursa, bağırsak ve kulunç ağrılarına iyi gelmektedir Kimyon, İdrarı ve sütü arttırır İdrarı baskı yapanlara tavsiye edilmektedir Karaciğer için faydalıdır Kimyon diş ağrılarına ve diş etlerindeki inmeye karşı da faydalıdır (Bağdâdî s147148) Süt: Sütün terkibinde sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfor, bakır kükürt ve klor gibi madeni tuzlar ile protein, şeker ve yağ gibi besinler mevcuttur Bu bakımdan süt ayrıca yiyecek ve içeceklerin yerini tutan iyi bir yiyecek maddesi ve keza de bir çok rahatsızlık için şifadır Cenabı Adalet sütü, Kur’lahza Kerim’de muhtelif âyetlerde zikretmiştir: “Hayvanlarda da sizin için alınacak dersler ve öğütler vardır Sizlere hayvanların bağırsak muhteviyatı ile kan arasından meydana gelen, içenlere halis ve içimi kolay süt içiriyoruz (Nahl 6566) “Hayvanlarda da sizin için belirli ancak ibretler vardır Onların (Yedikleri bitkilerden) karınlarında meydana getirdikleri sütten size içiririz Onlarda sizin için daha bir çok faydalar vardır, ayrıca etlerini de yersiniz (Mü’minûn 21) Yine bir diğer âyeti Kerime’de: “ Bu hayvanlarda onlar için içilecek sütler ve daha nice faydalar vardır Hala şükretmezler mi? buyrulmaktadır (Yâsin 7273) Peygamber AS da : “Yüce Allah bir kişiye süt ikram ederse o kimse (Sütü içeceği süre): “Allahım bize bu sütü verimli kıl, bize daha çok süt ver! diye dua etsin Çünkü gıda ve içeceklerin yerini tutan, açlığı ve susuzluğu gideren, sütten başka bir gıda bilmiyorum demiştir (İMâce et’ime Hadis 3322) Tekrar bir başka hadislerinde: “Sizlere inek sütünü ve sütünden meydana gelen yağını nasihat ederim Etinden ise sakınınız Zira sütü ve yağı deva, eti ise derttir buyurmuştur (C Sağır 151) Bir öteki hadislerinde de inek sütünün şifa olduğuna muhabere etmiştir: “İnek sütü ile tedavi olunuz Çünkü ben ulu Allah’ın bunda şifa yarattığı kanaatindeyim Zira inek her değişiklik ottan otlamaktadır(K Ummal 1028208) Umumiyetle süt, insan bedeni için en yardımcı bir içecektir Çünkü keza gıda verir, ayrıca kan yapar Vücudu temizler, cinsi münasebet gücünü arttırır Zekayı geliştirir Süt her türlü zehirlenmeye karşısında bir panzehirdir Bal ile şerbet yapılıp içildiği süre yılan ve akrep sokmasına karşı iyi kazanç (F Kadir 4348) Süt, bazı hastalıklar ve hastalıktan yeni kalkanlar ile hamile ve emzikli kadınlar için gayet faydalıdır Fazla takâtsizlik ve halsizlik için iyi bir ilâçtır (elEdviyye s3437) Süt, safradan meydana gelen hastalıklar için iyi değildir Bazı sütler, özellikle soğuk içildiği süre gaz yapar Süt ağır bir yiyecek olduğu için cümbür cemaat buna katlanma edemez Özellikle koyun sütü daha ağırdır Böyle yağlı sütlerin içerisine bir miktar su katılması, içimini hafifletir Nitekim Peygamber AS’ın, koyun sütünü içerken bir arz su karıştırdığı nakledilir (Buhari eşribe 624547) Sütlü bulamaç Sütlü bulamaç, arpa ya da buğday ununa yağ ve süt karıştırılarak alev üzerinde yapılan bir nevi çorbadır Sütlü bulamaç olarak da bilinir (İ Kayyim s190191) Ara Sıra bu karışıma bal da ilâve edilir Sütlü bulamaçla alakalı peygamberimizin AS muhtelif hadisleri vardır: “Fiilen sütlü bulamaç hastanın midesini kuvvetlendirip rahatlatır Bir Takım üzüntülerini de giderir (Buhari tıp 714) “Gerçekte sütlü bulamaç, karamsar ve karamsar kimsenin midesinin kuvvetlendirip rahatlatır Sizlerden birinin yüzündeki kiri su ile yıkayıp temizlediği gibi, bu sütlü bulamaç da hastanın gönlünden endişe ve kederi öylece giderir (İ Mâce tıp Hadis 3445) Hz Âişe (ra) da: “ Peygamber AS aile fertlerinden bir kimse hastalandığı süre, sütlü bulamaç çanağı ateşin üzerinden inmezdi Taki hasta iyileşince ya da ölünceye kadar demiştir (İ Mâce tıp Hadis 3446 ) Tekrar Hz Âişe (ra) şöyle demiştir: “Bir defasında göğsümde bir sertlik ve başımda bir ağrıdan nedeniyle, Peygamber AS ‘a şikâyette bulundum O “: Ey Âişe! Sana sütlü bulamacı tavsiye ederim Zira sütlü bulamaç bu şikayetlerinizi gidericidir buyurdu (Müntehabü’t Tıbbı Nebevi 34a) Sinameki (Cassia acutifolia): Baklagillerden bir bitkidir Mekke’de yetişen türü ünlü olduğu için Mekke Senâsı anlamına gelen bu sözcük, millet dilinde Sinameki olarak kullanılmıştır En büyük özelliği, müshil olarak kullanılmasıdır Emrindeki etkisi yok denecek kadar azdır Yaprakları kurutularak değerlendirilir Az miktarda alınması halinde mide ve bağırsakları yumuşatır Pozitif miktarda alınırsa ishal eder (Şerhu’lErbain s60; İ Kayyim s145) Peygamber AS’ın hanımlarından Ümmü Selem (ra), bir defasında kabızlığı tamir etmek için sütleğen sütü içmişti Bunun üstüne Peygamberimiz AS: “Sakın yeniden kullanım! Zira sütleğen hararet verici ve zehirleyicidir Sizlere sinameki, yağ, bal ve kimyonu tavsiye ederim Çünkü bunlar ölümden başka bir fazla hastalık için şifadır buyurmuştur (Tirmîzî tıp Hadis 2081) Peygamberimizin AS sinamekiyi hurma ile birlikte kullandığı belirtilmektedir (M Ledüniyye) Mantar: Mantarın hazmı zordur, mideye tartı verir, kulunç ağrısı meydana getirir, idrarı zorlaştırır, kirli kan yapar Fakat, göze sürme çekildiği süre gözün görme duyusunu kuvvetlendirir Mantar suyu, alışılagelmiş su ile karıştırılıp başa sürüldüğünde, saç dökülmesine karşısında faydalıdır (Şerhu’lErbain s 56; Dımeşkî s 65; Aynî 8466) Mantarla alâkalı olarak peygamber AS: “Sizlere yaş mantarın suyunu nasihat ederim Zira o, İlâhî bir kudretle kendiliğinden biten bir bitkidir Suyu ise göz hastalığına aleyhinde şifadır buyurmuştur (Tirmîzî tıp Hadis 2069) Mantar suyunun sürme ile macun yapılıp göze sürme çekilmesiyle en iyi göz ilâcının üretilmiş olacağı, bununu; göz kapaklarını güçlendireceği, gözün görme gücünü arttıracağı belirtilir (İ Kayyim s 410) Bazı bitkilerin ve gıdaların Kur’an’da ve hadiste tavsiye edilmesinin hikmetleri: Bunun öyle çok sebebi olabilir Evvel emirde insanlığa, hastalıklardan kurtulmak için tedavî yollarını ve şeklini gösteriyor Cenabı Hakk’ın Şâfî ismini gösterecek tıp ve eczacılık ile kimya ve biyoloji gibi ilim sahalarının yoluna göze çarpan ediyor İnsanları ilme ve araştırmaya sek ediyor İnsan sağlığının ehemmiyetini nazara veriyor Bitkilerin meyve, çiçek, yaprak ve köklerinin, insanın farklı alanlara yönlendirilmiş ihtiyaçlarına cevap vermesi, kâinatla insan arasındaki münasebeti ortaya koyuyor Bir başka ifade ile, mideyi kim tanzim edip yaratmışsa, ona uygun besinleri de yine O’nun yarattığını belirtiyor