iltasyazilim
FD Üye
Varın isbatı yokun isbatından her zaman daha kolaydır Bir elma cinsinin yeryüzünde bulunduğunu, bir tek elmayı göstermekle isbât edebiliriz Halbuki yokluğunu iddiâ eden kimse bütün yeryüzünü, hattâ kâinatı dolaşıp, ancak ondan sonra onun yokluğunu isbat edebilir Bu ise, imkânsızlık çapında bir zorluk demektir Öyleyse diyebiliriz ki, yok hiçbir zaman isbat edilemez
İki isbat edici, binlerce nefy ve inkâr ediciye tercih edilir İki kişi aynı hakikatta ittifak etmişse, binlerce insanın kendi dar pencerelerinden şahsî bakışlarıyla onu inkârları hiçbir değer ifâde etmez
Bir sarayın kapılarından 999u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddia edemez İşte inkârcı, devamlı sûrette kapalı olan o bir tek kapıyı nazara verip onu göstermek ister Aslında o kapı da, onun ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyâlarına kapalıdır Mümin için kapalı kapı yoktur Yeter ki gözlerini yummasın! Zaten 999u herkese açıktır Hem de ardına kadar İşte o kapı ve o delîllerden bir kaçı:
1 İmkân Delîli
Âlem, mümkinât nevindendir Yani varlık ve yokluğu müsâvidir Varolduğu gibi, olmayabilir de Varolurken de, hadsiz oluş keyfiyetlerinden herhangi birinin olması imkân dahilindedir Yani en az varolan kadar olmayan da varolma şansına sahiptir Her mümkin ise, kendi dışındaki bir sebebe bağlıdır Öyleyse önce varolmayı, sonra da varolma şekil ve keyfiyetini, olmamaya ve olması mümkün diğer şekil ve keyfiyetlere tercih eden birisi vardır O da Allah (cc)dır
2 Hudûs Delîli
Âlem mütegayyirdir, durmadan değişiyor Değişen herşey sonradan olmuştur Bu bakımdan madde ezelî olamaz Evet, maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kâinatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi vakalar, varlığın bir başlangıcı olduğunu gösteriyor Sonradan olan her varlığın bir yaratıcısı vardır; illetsiz malûl, sebepsiz netice ve sanatkârsız sanat mümkün değildir Sebebler ise zincirleme devam edip sonsuza kadar gidemez Öyleyse durmadan değişen, ezelî olmayıp sonradan meydana gelen ve bir ilk sebebe muhtaç olan şu madde âleminin de bir muhdisi vardır O da Allah (cc)dır
3 Hayat Delîli
Hayat şeffaf bir muammâ! Evet o, zâhirî sebeplerle izah edilemeyecek kadar düşündürücü ve Yaratıcı Güce delalet etmesi bakımından da şeffaftır Evet o, doğrudan doğruya Yaratıcısını gösterir ve ilân eder O, muammâ oluşuyla ilim adamlarını, şeffafiyetiyle de avamdan insanları büyüleyen sihirli bir vakadır Ve hayat âdeta hâl diliyle: “Beni var edip yaratan ancak Allah (cc)dır der
4 İntizâm Delîli
Her varlık kendi parçalarıyla bir âhenk ve bütünlük içinde olduğu gibi, bütün kâinat da kendisini meydana getiren varlık parçalarıyla bir âhenk ve bütünlük içindedir Bu ise bir nizam ve intizamın varlığını haber veren yanıltmaz bir delildir ve bir Nâzıma delalet eder ki, O da ancak Allah (cc)dır
5 Sanat Delîli
Atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kâinatta ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır Evet, bir baştan bir başa kâinattaki her eser:
Çok büyük sanat değerine sahiptir;
Çok kıymetlidir;
Çok kısa zamanda ve çok kolay yapılmaktadır;
Çok sayıda olmaktadır;
Karışık ve çeşit çeşittir;
Devamlıdır
Halbuki, zâhire göre kısa zamanda, çok sayıda, kolay ve karışık yapılan işlerde sanat ve kıymet olmaması gerekir Ancak yapan Allah (cc) olursa, o zaman herşey değişir ve zıtlar biraraya gelir!
6 Hikmet Ve Gâye Delîli
Her varlıkta kendine mahsus bir gâye, bir maksad, bir fayda ve bir netice takip edildiği göze çarpmakta ve bir zerrede dahi abes, gâyesizlik, manâsızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşâhede edilmemektedir Halbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanât dünyasında, ne de eşya ve hâdiselerde şuur ve idrâk mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin öyle ise, Kâinattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gâyeleri ancak Allah (cc)a isnad etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz
7 ŞefkatMerhamet Ve Rızık Delîli
Bütün yaratıkların ve bilhassa insanın ihtiyacı sonsuz, ihtiyarı ise bir hiç hükmündedir Öyleyken, bütün ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları hiç ümit edilmeyen yerden ve hiç ümit edilmeyen bir tarzda, kimin neye ne kadar ihtiyacı varsa, o keyfiyet ve miktarda karşılanmaktadır
8 Yardımlaşma Delîli
Biribirine en yakın olandan en uzak olana kadar, bütün mahlûkat birbirlerinin yardımına koşuyor Aralarında hiç münasebet bulunmayan iki ayrı varlık cins ve nevi, böyle bir yardımlaşmada âdetâ aynı bütünün parçaları haline gelip birbirini tekmil edip tamamlıyor
9 Temizlik Delîli
İnsandan arza, arzdan semânın derinliklerine kadar bütün kâinattaki nezafet ve temizlik, başlı başına bir delîl olarak, bize Kuddûs ismiyle müsemma bir Zât (cc)ı anlatmaktadır
10 Sîmâlar Delîli
Esasen bütün mâhlûkata teşmili mümkün iken, meseleyi müşahhaslaştırmak açısından, sadece insanı ve her insan ferdini diğerlerinden farklı kılan onun en bariz ayırıcı vasfı durumundaki sîmâsını ele alarak mevzûya yaklaşmış olalım:
Herhangi bir insanın sîması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine katiyen benzememektedir Bu kâide, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir
11 Rûh Ve Vicdân Delîli
Mahiyetini bilmemekle beraber, varlığından kimsenin şüphe etmediği rûhumuzun ve ona ait fonksiyonların cesedimize hükmediş keyfiyeti de, yine Cenâbı Hakkı bildiren delîllerdendir Dünyada Emir Âlemini temsil eden cevher rûhtur ve rûh, bu âleme ancak terakkî ve tekâmül için gelmiştir Hikmetin neticeye tesiri mevzûmuzun haricinde olduğu için, biz burada yalnızca onun delâlet ettiği noktaya temasla iktifa ediyoruz Evet, madde âlemiyle mâhiyeti noktasında hiçbir münâsebeti olmayan rûhun kendine mahsûs bir âlemden buraya gönderilişi, olgunlaştırılmaya tâbi tutuluşu ve bunun da belli bir programla yürütülüşü, şüphesiz Cenâbı Hakkı ilân eden en mühim delillerden biridir
12 Fıtrat Ve Tarih Delîli
Her insanda iyi ve güzele karşı bir sevgi, buna mukabil kötü ve çirkine karşı da bir nefret hissinin varlığı, aksi hiç kimsenin hatırından bile geçmeyecek vuzûh ve açıklıkta bir realitedir Demek oluyor ki, bu duygular, ahlâklı davranma ve iyi işler yapma yönündeki meyilleri ve ahlâksızlıktan ve çirkin davranışlardan da nefret verip kaçınmayı temin eden yapıları itibâriyle delalet etmektedir ki, insana iyiyi, güzeli emreden ve onu kötülük ve çirkin davranışlardan meneden sistemin sahibi kim ise, kendisine bu duyguları veren de, O Zâttır Bu Zat da, hiç şüphesiz Allah (cc)dır
13Duygular Delîli
İnsan, binlerce duyguyla techiz edilip donatılmıştır Her duygu, madde dışı bir âlemden mesaj mahiyeti taşır Ancak insanda bir duygu daha vardır ki o, doğrudan doğruya Cenâbı Hakkı tanıtır Bu duygu, insanda varolan ebed ve sonsuzluk duygusudur Bu duygu sebebiyle insan, dâima ebed için didinir ve ebed için çırpınır Sonlu olan hiçbir şey, onu hakiki manâda tatmin edemez Ve bu duygu, insana başka bir sonlunun tesiriyle tevdî edilmiş olamaz Sonlu olan sebeplerin hiç biri, bu sonsuzluk bâdesini sunamaz Halbuki, bunun varlığı bir vâkıadır, inkârı da kâbil değildir Öyleyse bu duygu bize, bizi bu duygu ile yaratan Zât tarafından verilmiştir Ve, ebedî hayatı da yine O verecektir
14İttifak Delîli
On tane yalancı, arka arkaya gelip bize evimizin yandığını söylese, bu adamların hayatta bir defa dahi doğru söylediklerini duymamış olmamıza rağmen, “ihtimal der onlara inanırız Zirâ ortada bir ittifak hâdisesi var Halbuki, bahsini ettiğimiz ittifak, binlerce Peygamber, yüzbinlerce evliya ve milyonlarca da inanan insan arasında meydana gelmiş bir ittifaktır Muhtelif zamanlarda ve ayrı ayrı mekânlarda yaşamış bu insanların ittifak ettiği en birinci nokta, “Allah vardır hakikatıdır On yalancının bir yalan üzerindeki ittifakına ehemmiyet verildiği halde, milyonlarca, hem de hayatlarında bir kere dahi yalan söyledikleri duyulmamış Nebîler ve velilerin bu çaptaki ittifakına inanmayan insan nasıl insan olabilir? Ve ona nasıl akıllı denebilir?
15Kurân Delîli
Kurânı Kerimin Kelâmullah olduğunu isbat eden bütün deliller, aynı zamanda Cenâbı Hakkın varlığının da bürhanları durumundadır Kurânın Allah kelâmı olduğuna dâir yüzlerce delil vardır ve bunlar, o mevzû ile alâkalı İslâm kaynaklarında en ince teferruatına kadar tafsil edilmiştir Biz, meselenin isbât yönünü o eserlere havale ile iktifa ediyoruz Evet, bütün bu deliller, kendilerine mahsûs dilleriyle “Allah vardır derler
16 Peygamberler Delîli
Peygamberlerin ve bilhassa Peygamberler Efendisi İki Cihân Serveri (sav)nin peygamberliğini isbât eden bütün deliller de, yine Cenâbı Hakkı anlatan bürhanlara dahil edilmelidir Zirâ Peygamberlerin varlıklarının gayesi, Tevhid, yani Allahın varlık ve birliğini ilân etmektir Öyleyse, her peygamberin kendi peygamberliğini isbât eden bütün delilleri, aynı zamanda bütünüyle Cenâbı Hakkın varlığına da delil olmaktadır Ne var ki, onların peygamberliğini isbât eden delillerin serdi, şu andaki mevzûmuz dışında kaldığından, teker teker üzerlerinde durmayacağız Şimdilik sadece şunu arz edelim ki, bir peygamberin hak nebî olduğunu ifâde eden bütün deliller, aynı kuvvetle, hattâ daha da öte bir kuvvetle “Allah vardır ve birdir demektedir
Fethullah GÜLEN Hoca efendinin İnancın Gölgesindeadlı eserinden alınmıştır
selametle
İki isbat edici, binlerce nefy ve inkâr ediciye tercih edilir İki kişi aynı hakikatta ittifak etmişse, binlerce insanın kendi dar pencerelerinden şahsî bakışlarıyla onu inkârları hiçbir değer ifâde etmez
Bir sarayın kapılarından 999u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddia edemez İşte inkârcı, devamlı sûrette kapalı olan o bir tek kapıyı nazara verip onu göstermek ister Aslında o kapı da, onun ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyâlarına kapalıdır Mümin için kapalı kapı yoktur Yeter ki gözlerini yummasın! Zaten 999u herkese açıktır Hem de ardına kadar İşte o kapı ve o delîllerden bir kaçı:
1 İmkân Delîli
Âlem, mümkinât nevindendir Yani varlık ve yokluğu müsâvidir Varolduğu gibi, olmayabilir de Varolurken de, hadsiz oluş keyfiyetlerinden herhangi birinin olması imkân dahilindedir Yani en az varolan kadar olmayan da varolma şansına sahiptir Her mümkin ise, kendi dışındaki bir sebebe bağlıdır Öyleyse önce varolmayı, sonra da varolma şekil ve keyfiyetini, olmamaya ve olması mümkün diğer şekil ve keyfiyetlere tercih eden birisi vardır O da Allah (cc)dır
2 Hudûs Delîli
Âlem mütegayyirdir, durmadan değişiyor Değişen herşey sonradan olmuştur Bu bakımdan madde ezelî olamaz Evet, maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kâinatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi vakalar, varlığın bir başlangıcı olduğunu gösteriyor Sonradan olan her varlığın bir yaratıcısı vardır; illetsiz malûl, sebepsiz netice ve sanatkârsız sanat mümkün değildir Sebebler ise zincirleme devam edip sonsuza kadar gidemez Öyleyse durmadan değişen, ezelî olmayıp sonradan meydana gelen ve bir ilk sebebe muhtaç olan şu madde âleminin de bir muhdisi vardır O da Allah (cc)dır
3 Hayat Delîli
Hayat şeffaf bir muammâ! Evet o, zâhirî sebeplerle izah edilemeyecek kadar düşündürücü ve Yaratıcı Güce delalet etmesi bakımından da şeffaftır Evet o, doğrudan doğruya Yaratıcısını gösterir ve ilân eder O, muammâ oluşuyla ilim adamlarını, şeffafiyetiyle de avamdan insanları büyüleyen sihirli bir vakadır Ve hayat âdeta hâl diliyle: “Beni var edip yaratan ancak Allah (cc)dır der
4 İntizâm Delîli
Her varlık kendi parçalarıyla bir âhenk ve bütünlük içinde olduğu gibi, bütün kâinat da kendisini meydana getiren varlık parçalarıyla bir âhenk ve bütünlük içindedir Bu ise bir nizam ve intizamın varlığını haber veren yanıltmaz bir delildir ve bir Nâzıma delalet eder ki, O da ancak Allah (cc)dır
5 Sanat Delîli
Atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kâinatta ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır Evet, bir baştan bir başa kâinattaki her eser:
Çok büyük sanat değerine sahiptir;
Çok kıymetlidir;
Çok kısa zamanda ve çok kolay yapılmaktadır;
Çok sayıda olmaktadır;
Karışık ve çeşit çeşittir;
Devamlıdır
Halbuki, zâhire göre kısa zamanda, çok sayıda, kolay ve karışık yapılan işlerde sanat ve kıymet olmaması gerekir Ancak yapan Allah (cc) olursa, o zaman herşey değişir ve zıtlar biraraya gelir!
6 Hikmet Ve Gâye Delîli
Her varlıkta kendine mahsus bir gâye, bir maksad, bir fayda ve bir netice takip edildiği göze çarpmakta ve bir zerrede dahi abes, gâyesizlik, manâsızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşâhede edilmemektedir Halbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanât dünyasında, ne de eşya ve hâdiselerde şuur ve idrâk mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin öyle ise, Kâinattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gâyeleri ancak Allah (cc)a isnad etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz
7 ŞefkatMerhamet Ve Rızık Delîli
Bütün yaratıkların ve bilhassa insanın ihtiyacı sonsuz, ihtiyarı ise bir hiç hükmündedir Öyleyken, bütün ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçları hiç ümit edilmeyen yerden ve hiç ümit edilmeyen bir tarzda, kimin neye ne kadar ihtiyacı varsa, o keyfiyet ve miktarda karşılanmaktadır
8 Yardımlaşma Delîli
Biribirine en yakın olandan en uzak olana kadar, bütün mahlûkat birbirlerinin yardımına koşuyor Aralarında hiç münasebet bulunmayan iki ayrı varlık cins ve nevi, böyle bir yardımlaşmada âdetâ aynı bütünün parçaları haline gelip birbirini tekmil edip tamamlıyor
9 Temizlik Delîli
İnsandan arza, arzdan semânın derinliklerine kadar bütün kâinattaki nezafet ve temizlik, başlı başına bir delîl olarak, bize Kuddûs ismiyle müsemma bir Zât (cc)ı anlatmaktadır
10 Sîmâlar Delîli
Esasen bütün mâhlûkata teşmili mümkün iken, meseleyi müşahhaslaştırmak açısından, sadece insanı ve her insan ferdini diğerlerinden farklı kılan onun en bariz ayırıcı vasfı durumundaki sîmâsını ele alarak mevzûya yaklaşmış olalım:
Herhangi bir insanın sîması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine katiyen benzememektedir Bu kâide, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir
11 Rûh Ve Vicdân Delîli
Mahiyetini bilmemekle beraber, varlığından kimsenin şüphe etmediği rûhumuzun ve ona ait fonksiyonların cesedimize hükmediş keyfiyeti de, yine Cenâbı Hakkı bildiren delîllerdendir Dünyada Emir Âlemini temsil eden cevher rûhtur ve rûh, bu âleme ancak terakkî ve tekâmül için gelmiştir Hikmetin neticeye tesiri mevzûmuzun haricinde olduğu için, biz burada yalnızca onun delâlet ettiği noktaya temasla iktifa ediyoruz Evet, madde âlemiyle mâhiyeti noktasında hiçbir münâsebeti olmayan rûhun kendine mahsûs bir âlemden buraya gönderilişi, olgunlaştırılmaya tâbi tutuluşu ve bunun da belli bir programla yürütülüşü, şüphesiz Cenâbı Hakkı ilân eden en mühim delillerden biridir
12 Fıtrat Ve Tarih Delîli
Her insanda iyi ve güzele karşı bir sevgi, buna mukabil kötü ve çirkine karşı da bir nefret hissinin varlığı, aksi hiç kimsenin hatırından bile geçmeyecek vuzûh ve açıklıkta bir realitedir Demek oluyor ki, bu duygular, ahlâklı davranma ve iyi işler yapma yönündeki meyilleri ve ahlâksızlıktan ve çirkin davranışlardan da nefret verip kaçınmayı temin eden yapıları itibâriyle delalet etmektedir ki, insana iyiyi, güzeli emreden ve onu kötülük ve çirkin davranışlardan meneden sistemin sahibi kim ise, kendisine bu duyguları veren de, O Zâttır Bu Zat da, hiç şüphesiz Allah (cc)dır
13Duygular Delîli
İnsan, binlerce duyguyla techiz edilip donatılmıştır Her duygu, madde dışı bir âlemden mesaj mahiyeti taşır Ancak insanda bir duygu daha vardır ki o, doğrudan doğruya Cenâbı Hakkı tanıtır Bu duygu, insanda varolan ebed ve sonsuzluk duygusudur Bu duygu sebebiyle insan, dâima ebed için didinir ve ebed için çırpınır Sonlu olan hiçbir şey, onu hakiki manâda tatmin edemez Ve bu duygu, insana başka bir sonlunun tesiriyle tevdî edilmiş olamaz Sonlu olan sebeplerin hiç biri, bu sonsuzluk bâdesini sunamaz Halbuki, bunun varlığı bir vâkıadır, inkârı da kâbil değildir Öyleyse bu duygu bize, bizi bu duygu ile yaratan Zât tarafından verilmiştir Ve, ebedî hayatı da yine O verecektir
14İttifak Delîli
On tane yalancı, arka arkaya gelip bize evimizin yandığını söylese, bu adamların hayatta bir defa dahi doğru söylediklerini duymamış olmamıza rağmen, “ihtimal der onlara inanırız Zirâ ortada bir ittifak hâdisesi var Halbuki, bahsini ettiğimiz ittifak, binlerce Peygamber, yüzbinlerce evliya ve milyonlarca da inanan insan arasında meydana gelmiş bir ittifaktır Muhtelif zamanlarda ve ayrı ayrı mekânlarda yaşamış bu insanların ittifak ettiği en birinci nokta, “Allah vardır hakikatıdır On yalancının bir yalan üzerindeki ittifakına ehemmiyet verildiği halde, milyonlarca, hem de hayatlarında bir kere dahi yalan söyledikleri duyulmamış Nebîler ve velilerin bu çaptaki ittifakına inanmayan insan nasıl insan olabilir? Ve ona nasıl akıllı denebilir?
15Kurân Delîli
Kurânı Kerimin Kelâmullah olduğunu isbat eden bütün deliller, aynı zamanda Cenâbı Hakkın varlığının da bürhanları durumundadır Kurânın Allah kelâmı olduğuna dâir yüzlerce delil vardır ve bunlar, o mevzû ile alâkalı İslâm kaynaklarında en ince teferruatına kadar tafsil edilmiştir Biz, meselenin isbât yönünü o eserlere havale ile iktifa ediyoruz Evet, bütün bu deliller, kendilerine mahsûs dilleriyle “Allah vardır derler
16 Peygamberler Delîli
Peygamberlerin ve bilhassa Peygamberler Efendisi İki Cihân Serveri (sav)nin peygamberliğini isbât eden bütün deliller de, yine Cenâbı Hakkı anlatan bürhanlara dahil edilmelidir Zirâ Peygamberlerin varlıklarının gayesi, Tevhid, yani Allahın varlık ve birliğini ilân etmektir Öyleyse, her peygamberin kendi peygamberliğini isbât eden bütün delilleri, aynı zamanda bütünüyle Cenâbı Hakkın varlığına da delil olmaktadır Ne var ki, onların peygamberliğini isbât eden delillerin serdi, şu andaki mevzûmuz dışında kaldığından, teker teker üzerlerinde durmayacağız Şimdilik sadece şunu arz edelim ki, bir peygamberin hak nebî olduğunu ifâde eden bütün deliller, aynı kuvvetle, hattâ daha da öte bir kuvvetle “Allah vardır ve birdir demektedir
Fethullah GÜLEN Hoca efendinin İnancın Gölgesindeadlı eserinden alınmıştır
selametle