iltasyazilim
FD Üye
Kur'ânı Kerim’i Son Şeriat Kitab'ı olarak indiren Allahû Tealâ Son Peygamberi'ne indirdiği bu kitapla kıyâmete kadar insanları dünya ve ahiret mutluluğunun anahtarına, rehberine ve garanti belgesine sahip kılmıştır
Kâinatın Kur’ânı Kerim’i Peygamber Efendimiz (SAV) için: “Seni başka birşey için değil, âlemlere rahmet olarak gönderdim diyor Peygamber Efendimiz, sadece dünya adı verilen bu gezegene değil, bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmiş Rahmetin sahibi demek, hidayetin sahibi demektir çünkü nerede hidayet varsa orada rahmet vardır Rahmet, hidayeti müjdeler
Allahû Tealâ, A'raf Suresi 58 âyeti kerimede buyuruyor;
7A’RAF58: Ve güzel belde (toprağı verimli ülke), Rabbinin izni ile onun nebatı çıkar Ve o kötü (verimsiz, çorak) ise faydasız bitkiden (kavruk ottan) başka bir şey çıkmaz İşte böylece şükreden bir kavme âyetlerimizi açıklıyoruz
Bu âyeti kerimeye göre Allahû Tealâ, “rahmetine lâyık olanlar, olmayanlar olmak üzere iki grup insandan bahsediyor
Kalbinde hep hayır taşıyan insanlar, Allah’ın rahmetine lâyık gördüğü insanlardır Kalbinde hayır taşıyanlar, başka insanları incitmekten korkarlar İnsanların incinmesi için değil, onların mutlu olması için gayret ederler Başlangıçta herkesin kalbi kasiyet bağlamış durumdadır Bütün insanların nefs kalbi karanlıktır Allah’ın yaratılış dizaynı böyledir Ancak kalpleri karanlık olan bu insanların arasında, o karanlıkların içinde hayır taşıyanlar vardır: Allah’ın rahmetine lâyık olan insanlar Allah sinelerdekini bilir, insanların kalplerine bakar ve orada hayrı görür ya da görmez Eğer görmezse, o zaman o insanlar rahmetin sahibi olamazlar Çünkü Allah, o insanları seçmez
Allah’ın rahmeti, yağmur damlalarıyla aynı görüntüye sahiptir Bir gün evinizin içine yağmur yağdığını göreceksiniz ama bu yağmur evinizi ıslatmayacak, halılarda hiçbir iz bırakmayacak, elinizi uzattığınız zaman eliniz ıslanmayacak ama yağmuru da göreceksiniz İşte o Allah’ın rahmetidir Yağmur yağmasına son derece benzeyen bir görüntü, ıslatmayan bir yağmur Kalp gözünüzle görebildiğiniz bu yağmur evin içine de yağar, dışına da yağar İşte o Allah’ın rahmetidir Öyleyse bu rahmete lâyık olmak gerekir Eğer insan kalbinden başkalarına kötülük yapmak geçiyorsa, başkalarını devamlı incitmek istiyorsa, başkaları hakkında onları bir düşmanmış gibi görüyorsa, onlara düşmanlık etmekte bir sakınca görmüyorsa, sıkıntı duymuyorsa, hedefi iki negatif olansa, o zaman o kişi Allahû Tealâ tarafından seçilmez
Bu insanlar iki ana grubu oluştururlar Birinci grupta, başka insanlara karşı kapalı olan kalpler vardır Başka insanların mutlu kılınması konusunda kalplerinde bir talep yoktur Başkalarından genel anlamda hep kötülük görmüşlerdir, çünkü onlar başkalarına devamlı kötülük eder hüviyettedir Başka insanları sevmezler sadece kendilerini severler ve başka insanların mutluluğu onların umurlarında değildir Kendileri de bu sebeple devamlı mutsuzdur İşte Allah’ın seçmediği insanlar, rahmeti hiçbir zaman alamayacak olan bir şehir halkı gibidirler (A’raf 58 )
Diğer yandan; Allah’ın rahmetine muhatap olamayan başka bir grup insan da, Allah’a asi olanlardır Asi olmak, Allah’ın emirlerine itaat etmemek, yasaklarına da uymamak, riayet etmemek şeklinde tecelli eder Başlangıçta, Allah’ın emirlerinden insanlar haberdar bile değildir Etraflarındaki insanlardan bir kısmı Allah’ın emirlerine itaat ettiği zaman onlara hayretle bakarlar “Bir karın mı doyururmuş? diye düşünürler “Bu insanlara ne oluyor ki Allahû Tealâ’ya ibadet edip duruyorlar? diye düşünürler O noktaya yaklaşmayı hiç istemezler Allah’ın bütün emirlerine asidirler, yasaklarına asla riayet etmezler Kendileri Allah’ın yoluna asla girmezler Yetmez; başkalarının da Allah’ın hidayet yoluna girmelerine mani olurlar İşte bu insanlar Allah’ın kalplerinde hayır görmedikleridir
Kâinatın Kur’ânı Kerim’i Peygamber Efendimiz (SAV) için: “Seni başka birşey için değil, âlemlere rahmet olarak gönderdim diyor Peygamber Efendimiz, sadece dünya adı verilen bu gezegene değil, bütün âlemlere rahmet olarak gönderilmiş Rahmetin sahibi demek, hidayetin sahibi demektir çünkü nerede hidayet varsa orada rahmet vardır Rahmet, hidayeti müjdeler
Allahû Tealâ, A'raf Suresi 58 âyeti kerimede buyuruyor;
7A’RAF58: Ve güzel belde (toprağı verimli ülke), Rabbinin izni ile onun nebatı çıkar Ve o kötü (verimsiz, çorak) ise faydasız bitkiden (kavruk ottan) başka bir şey çıkmaz İşte böylece şükreden bir kavme âyetlerimizi açıklıyoruz
Bu âyeti kerimeye göre Allahû Tealâ, “rahmetine lâyık olanlar, olmayanlar olmak üzere iki grup insandan bahsediyor
Kalbinde hep hayır taşıyan insanlar, Allah’ın rahmetine lâyık gördüğü insanlardır Kalbinde hayır taşıyanlar, başka insanları incitmekten korkarlar İnsanların incinmesi için değil, onların mutlu olması için gayret ederler Başlangıçta herkesin kalbi kasiyet bağlamış durumdadır Bütün insanların nefs kalbi karanlıktır Allah’ın yaratılış dizaynı böyledir Ancak kalpleri karanlık olan bu insanların arasında, o karanlıkların içinde hayır taşıyanlar vardır: Allah’ın rahmetine lâyık olan insanlar Allah sinelerdekini bilir, insanların kalplerine bakar ve orada hayrı görür ya da görmez Eğer görmezse, o zaman o insanlar rahmetin sahibi olamazlar Çünkü Allah, o insanları seçmez
Allah’ın rahmeti, yağmur damlalarıyla aynı görüntüye sahiptir Bir gün evinizin içine yağmur yağdığını göreceksiniz ama bu yağmur evinizi ıslatmayacak, halılarda hiçbir iz bırakmayacak, elinizi uzattığınız zaman eliniz ıslanmayacak ama yağmuru da göreceksiniz İşte o Allah’ın rahmetidir Yağmur yağmasına son derece benzeyen bir görüntü, ıslatmayan bir yağmur Kalp gözünüzle görebildiğiniz bu yağmur evin içine de yağar, dışına da yağar İşte o Allah’ın rahmetidir Öyleyse bu rahmete lâyık olmak gerekir Eğer insan kalbinden başkalarına kötülük yapmak geçiyorsa, başkalarını devamlı incitmek istiyorsa, başkaları hakkında onları bir düşmanmış gibi görüyorsa, onlara düşmanlık etmekte bir sakınca görmüyorsa, sıkıntı duymuyorsa, hedefi iki negatif olansa, o zaman o kişi Allahû Tealâ tarafından seçilmez
Bu insanlar iki ana grubu oluştururlar Birinci grupta, başka insanlara karşı kapalı olan kalpler vardır Başka insanların mutlu kılınması konusunda kalplerinde bir talep yoktur Başkalarından genel anlamda hep kötülük görmüşlerdir, çünkü onlar başkalarına devamlı kötülük eder hüviyettedir Başka insanları sevmezler sadece kendilerini severler ve başka insanların mutluluğu onların umurlarında değildir Kendileri de bu sebeple devamlı mutsuzdur İşte Allah’ın seçmediği insanlar, rahmeti hiçbir zaman alamayacak olan bir şehir halkı gibidirler (A’raf 58 )
Diğer yandan; Allah’ın rahmetine muhatap olamayan başka bir grup insan da, Allah’a asi olanlardır Asi olmak, Allah’ın emirlerine itaat etmemek, yasaklarına da uymamak, riayet etmemek şeklinde tecelli eder Başlangıçta, Allah’ın emirlerinden insanlar haberdar bile değildir Etraflarındaki insanlardan bir kısmı Allah’ın emirlerine itaat ettiği zaman onlara hayretle bakarlar “Bir karın mı doyururmuş? diye düşünürler “Bu insanlara ne oluyor ki Allahû Tealâ’ya ibadet edip duruyorlar? diye düşünürler O noktaya yaklaşmayı hiç istemezler Allah’ın bütün emirlerine asidirler, yasaklarına asla riayet etmezler Kendileri Allah’ın yoluna asla girmezler Yetmez; başkalarının da Allah’ın hidayet yoluna girmelerine mani olurlar İşte bu insanlar Allah’ın kalplerinde hayır görmedikleridir