Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Allahü teâlânın gördüğünü unutmamak..

Allahü teâlânın gördüğünü unutmamak..
0
119

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Allah korkusu ve Allah sevgisi, insanları saâdet ve huzûra kavuşturan iki kanat gibidir Peygamber efendimiz;
(Bir kimse, Allah’tan korkarsa, her şey ondan korkar Bir kimse Allah’tan korkmazsa, her şeyden korkar olur) buyurmuştur

Allah’tan korkan bir kimse, Onun emirlerini yapmaya, yasaklarından sakınmaya titizlikle çalışır Hiç kimseye kötülük yapmaz Kendine kötülük yapanlara sabreder Yaptığı kusûrlara tövbe eder

Sözünün eri olur Her iyiliği Allah için yapar Kimsenin malına, canına, nâmûsuna göz dikmez Çalışırken, alış veriş ederken, kimsenin hakkını yemez Herkese iyilik eder Şüpheli şeylerden kaçınır Makâm sâhiplerine, zâlimlere yaltaklanmaz

İlim ve ahlâk sâhiplerine saygı gösterir Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir Kötü kimselere nasîhat verir Onlara uymaz Küçüklerine merhametli ve şefkatli olur Misâfirlerine ikrâm eder Kimseyi çekiştirmez ve keyfi peşinde koşmaz

Zararlı ve hattâ faydasız bir şey söylemez Kimseye sert davranmaz Cömert olur Mâlı ve mevkii herkese iyilik etmek için ister Riyâkârlık, ikiyüzlülük yapmaz Kendini beğenmez Allahü teâlânın her ân gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç kötülük yapmaz Onun emirlerine sarılır Yasaklarından kaçar Allah’tan korkanlar milletine, memleketine faydalı olur

Nefislerine tâbi olanlar!
Muhammed Ma’sûm Fârûkî hazretleri buyuruyor ki:
“Nefislerinin arzûlarına tâbi olup, dünyâ lezzetlerini İslâmiyyete uygun kullanmayanlar, böylece, faydalı ve dâimî olan Cennet lezzetlerinden kaçanlar çok zavâllıdır Allahü teâlânın her şeyi gördüğünü bilmiyorlar mı? Zararlardan kurtulmak için, dünyâ lezzetlerini İslâmiyyete uygun kullanmak lâzım olduğunu işitmemişler mi? Sorgu, suâl günü elbet gelecek, herkesin, dünyâda yaptıkları, önlerine serilecektir

Cüneydi Bağdâdî hazretlerine birise;
Sokakta, kendimi harama bakmaktan menedemiyorum Bu günâhtan kurtulmak için ne yapayım? diye sorunca, cevabında;
Allahü teâlânın seni, senin onu görmenden dahâ çok gördüğünü düşün! buyurdu

Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Allahü teâlâ, Adn ismindeki Cenneti, şu kimseler için hâzırladı ki; günâh işleyecekleri zamân, Onun büyüklüğünü düşünüp, Ondan hayâ ederek, günâhlardan kaçınırlar)

Zünnûnı Mısrî hazretleri şöyle anlatır:
“Bir gün dağlarda dolaşırken bir topluluk gördüm Hepsi bir yerinden rahatsızdı
Siz burada ne yapıyorsunuz? diye sorduğumda bana;
Şurada bir âbid var, her sene bir sefer dışarı çıkar, bize okuyunca hepimiz şifâ buluruz, dediler

Ben de onlara katılarak, dışarı çıksın diye bekledim Bir adam çıktı Yüzü sarı, vücûdu zayıf ve gözleri çukurlaşmıştı Heybetinden dağ sallandı Sonra şefkatli bir gözle onlara baktı, sonra semâya baktı, onlara doğru üfleyince, hepsi şifâ buldu Yerine gitmek isterken, eteğine yapışıp;

Allah için onları maddî hastalıklardan kurtardın Benim de mânevî hastalığımı tedâvi et, dedim
Ey Zünnûn, elini eteğimden çek! Allahü teâlâ seni gördüğü hâlde, O’nu bırakıp benim eteğimi tuttun Allahü teâlâ ikimizi de helâk eder, dedi

Nasîruddîn Mahmûd hazretleri;
“Amel iki kısımdır Biri beden ile olan amel olup, herkesin mâlumudur Diğeri kalbin amelidir Buna “murâkabe denir Murâkabe, kalbinde Allahü teâlânın seni gördüğü ve sana baktığı düşüncesini dâimâ bulundurmandır buyurmuştur

Fudayl bin İyâd hazretleri, bir gün küçük çocuğunu kucağına alır, okşar ve bağrına basar Çocuk;
Babacığım beni seviyor musun? der Fudayl bin İyâd hazretleri;
Evet buyurur Çocuk;
Peki Allahü teâlayı seviyor musun? der O da;
Tâbiî seviyorum cevabını verir Çocuk tekrar;

Peki kaç tane kalbin var? diye sorunca;
Bir tane diye cevap verir Bunun üzerine çocuk;
Ey babacığım! Bir kalbe iki sevgiyi nasıl sığdırabiliyorsun? deyiverir

Fudayl bin İyâd hazretleri, küçük çocuğunun bu derin mânâlı sözleri, kendi kendine söylemediğini, Allahü teâlânın söylettiğini anlayarak yavrusunu kucağından bırakarak eliyle başını dövmeye başlar ve bundan sonra her an Allahü teâlâ ile meşgûl olacağına söz verir ve oğluna da;

Ey oğlum! Sen ne güzel vâizsin, deyip bağrına basar ve; seni hakîki sevgilinin izni ve emri ile seviyordum buyurur

Edebe riâyet etmekle!
Bâyezîdi Bistâmî hazretlerine;
Bulunduğunuz şu derecelere nasıl kavuştunuz? diye sual edildiğinde;
Her yerde Allahü teâlânın gördüğünü ve bildiğini düşünüp, edebe riâyet etmekle, cevabını verir

Ebü’lHüseyin Nûrî hazretleri;
“Kim Allahü teâlânın kendisini dâimâ bildiğini ve gördüğünü düşünmezse, Allahü teâlâ da ona rahmet nazarıyla bakmaz buyurmuştur

Netice olarak, Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin buyurduğu gibi:
“İhlâs, insanların görmesini hâtıra getirmeyip, Yaradanın dâimâ gördüğünü unutmamaktır
 
858,497Konular
982,554Mesajlar
30,292Kullanıcılar
Bell noSon üye
Üst Alt