Yüksek Dağ Zeki Heper kimdir yüksek dağ zeki heper kimdir, biyografi, biyografisi, kısaca hayatı, hakkında bilgiler, hayatı, filmleri Alp Zeki Heper, sansüre kurban artan bir şekilde ve seyirci ile bulaşamadan sinemayı bırakmış bir isimdir Melek'lerim 1549423790 1549423790 alpzekiheperkimdir5c5a54b227fa4alpzekiheperkimdir5c5a54b227fa4alpzekiheperkimdir5c5a54b227fa4 Alp Zeki Heper (d 1939, İstanbul ö 9 Ocak 1984, İstanbul), Türk yönetmen Döneminde eleştirel galibiyet kazanmasına rağmen sansüre uğrayan ve hiçbir zaman seyirciyle buluşamayan Soluk Gecenin Aşk Hikayeleri filminin yönetmeni olarak tanınır Dört uzun metrajlı film çekmiş ve sinemayı bırakmıştır Eğitimi ve sinemaya başlaması Galatasaray Lisesi'nden mezun olduktan sonra, önce hukuk öğrenimi için Cenevre'ye gitti Bir sene sonradan okulu bırakarak Fransa'ya geçti Burada Paris Yüksek Sinema Enstitüsü 'nü (Institut des Hautes Etudes Cinématographiques IDHEC) bitirdi Okulun en başarılı yönetmeni seçildi Paris'te kısa film çalışmalarına başladı Bir Kadın ve Şafak isimli iki kısa film çekti 1963'te Bir Bayan 'la IDHEC, Şafak 'la ise hem IDHEC ayrıca Avusturya Kültür Bakanlığı En İyi Film ödülünü aldı Her iki film de, 2006'da 17 Ankara Uluslararası Film Festivali'nde gösterildi Bitik Gecenin Aşk Hikayeleri ve diğer filmleri Türkiye'ye döndü ve Lütfü Akad'ın yanında yönetmen yardımcısı olarak çalışmaya başladı 1966'da kendi sinema prodüksiyon şirketini kurdu ve yapımcı yönetmen olarak çalışmaya başladı Benzer yıl birincil filmi Solgun Gecenin Aşk Hikayeleri'ni yönetti Fransa'da öğrendiği sinema dilini kullandığı, soyut bir aşk hikâyesini şiirsel görüntülerle anlattığı bu filmde amatör oyunculara yer verdi Film, dönemin yönetmen ve eleştirmenlerinden ilgi gördü Buñuel etkileri taşıyan ve karakterlerin cinsel bunalımlarına odaklanan Solgun Gecenin Aşk Hikayeleri, film teftiş komisyonu göre müstehcen bulunarak sansürlendi Film hem, Danıştay kadar sansürlenen birincil film oldu Heper, bu yasaklara aleyhinde tepkisini bir gazete ropörtajında, Aşk hiçbir süre müstehcen olmamıştır Aşka aleyhinde tutumdur müstehcen olansözleriyle ortaya koydu 2 Antalya Altın Portakal Film Festivaline katılan ancak seyirci karşısına çıkarılamayan film, yalnızca özel gösterimlerde izlenebildi genel olarak görüntüleri açısından estetik bulunurken, yabancılaşmayı anlatan içeriği artı ilgi görmedi Sonraki dönemlerde de seyirci karşısına çıkarılmadığından, sadece sinema arşivlerinde bulunan ve merak edilen bir film olarak kaldı Ilk filmiyle ilgili yaşadığı bu olumsuzlukların peşinde Adana’ya artan bir şekilde bir süre kayınpederinin çiftliğinde yaşadı, sonra İstanbul’a döndü Sinema çalışmalarına aralıksız Heper, 1967'de toplumsal taşlama türüne dahil edilebilecek filmi Dolmuş Şoförü'nü yönetti Bu defa, iki yıldız oyuncu olan Fatma Girik ve İzzet Günay'la çalıştı Buna karşın film ticari galibiyet elde edemedi 1968'de yeniden bir yıldız oyuncuyu, Cüneyt Arkın'ı başrolünde oynattığı nispeten ticari bir film sayılabilecek Eşkıya HalilHaydutu çekti Bu filmle, başta bir filmi gösterim ve dağıtım şansı bulmuş oldu Benzer sene DoğuBatı çatışmasını konu bölge ve Fikret Hakan'ın başrolde oynadığı son filmi Kara Battal'ın Acısı 'nı çekti Film, Bizans Kalesinin onarımında çalışan bir Rum genç kızı öldürmekle suçlanıp hileli yere idam edilen Türk delikanlının öyküsünü anlatır Sinemayı bırakması ve ölümü Sinema anlayışını, En sonunda yazar, idare eden, kurgulayan, görüntüleyen, oynayan, yapımcı ve seyirci de olabilirim Yani tek başıma da izlemek zorunda kalabilirim filmlerimisözleriyle ifade eden Heper'in filmleri, kompleks yapıya sahip olması ve dağılma ve gösterim şansı bulamadığı için seyirciyle buluşamadı Yönetmen bu sebeplerden dolayı üç takvim engebeli dönemden daha sonra sinemayı bıraktı Uzun süren rahatsızlığı nedeniyle 1984'te öldü Çalışmaları Sinema Kısa metrajlı Bir Bayan Le parfum de la Dame En Noir (16mm), 1962 Şafak L’Aube (35mm), 1963 Uzun metrajlı Bitik Gecenin Aşk Hikayeleri, 1966 Dolmuş Şoförü, 1967 Kara Battal'ın Acısı, 1968 Haydut Halil (Eşkıya), 1968 Yayımlanmış Kitapları Demir Pençe: Casuslar Savaşı, 1969