Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Ana Fikir Örnekleri

Ana Fikir Örnekleri
0
255

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Asıl Akıl Örnekleri
Asıl Fikir ve Örnekler
Belli Başlı Fikir Nedir


BELLI BAŞLI FİKRİ BULMANIN PÜF NOKTALARI

Zihin Akışı Hangi Yönde?

Belli Başlı fikrin bulunmasında akıl akışının hangi yönde olduğunu bulmak da fazla önemli bir kuraldır

Anlatım tekniklerinin başında değindiğimiz sonuç ve tümevarım yöntemlerine baştan dönüyoruz Akıl akışının genelden özele gittiği paragraflarda yani tümdengelim tekniğiyle yazılmış yazılarda asil fikir baştadır Yazar birincil cümlede fikrini söyler, sonrakilerde bu fikri destekler, ispatlar

Misal:

Aşağıdaki misal paragrafta akıl genelden özele gitmektedir Ilk cümledeki belli başli fikri bulmaya çalışalım

Elimdeki kitabın yani Çığlık'ın uzun zamandır okuduğum en iyi şiir kitaplarından biri olduğunu itiraf etmeliyim Şair, kendisine zorlama bir yol seçmiş; kendisinden önce yazılan şiirin mirasçısı olarak görmüş kendisini Gelenek denen şiir ailesinin bir ferdi olmaya çalışmış O, Yunus'la Baki'yle Galip'le Haşim'le yarışta

Parçanın ana fikri yazarın sözünü ettiği kitabın iyi bir şiir kitabı olduğudur Yazar bu görüşü parçanın birincil cümlesinde yani giriş bölümünde belirtmiş Sonraki cümlelerde bunu açıklamış Seslenmek bu parçada sonuç uygulanmış

Fikir akışının özelden genele gittiği parçalarda ise başlica zihin parçanın sonundadır Yazar düşüncesini anlattığı paragrafın sonunda fikrini derleyip toparlar ve bir başlica us cümlesi halinde belirtir



Misal:

Yazarlar, arasıra da olsa, hiç okumadıkları bir metinden yararlandıkları suçlamasıyla karşı karşıya kalabiliyorlar Ara Sıra de okudukları bildikleri bir metinden yararlandıklarında bu suçlamadan kurtaramıyorlar kendilerini Buna örnek mi? Orhan Pamuk'un Beyaz Kale'si Bunu 16 yüzyılda Osmanlı'ya tutsak düşen bir İspanyol'un anılarından yararlanarak yazdığı iddia ediliyor Bana göre, Pamuk o kitabı aydın, ondan yararlanmış olabilir ve bunda elbet bir sakınca yoktur Her yazarın diğerlerinden etkilenme hakkı vardır

Bu parçada yazarın belli başli fikri, yazarların eserlerini oluştururken başka eserlerden etkilenmelerinin oldukça doğal karşılanması gereken bir şart olduğudur Bu hafıza parçanın son iki cümlesinde verilmiştir, yani parçanın sonuç bölümünde Aramak bu parçada düşünce özelden genele içten gitmiş Yani tümevarım uygulanmış



Misal:

Aşağıdaki misal parçada fikir akışının özelden genele gittiği türden bir paragraftır Yazarın asil fikrini parçanın sonunda nasıl derleyip topladığına dikkat ediniz

Amacım, kuşkusuz, Azra Erhat'ı kırmak değil Varlık ’taki yazılarını severek, ilgiyle izliyorum Yaptığı işin çok manâlı bir iş olduğunu ve hepimizin namına, belki de bizim yapmaktan kaçındığımız bir işi onun yaptığını biliyorum Şiirini ve şiir için yaptıklarını önemsiyor ve takdir ediyorum Ama genç bir şairin birincil kitabı için söylediklerinin kırıcı olabileceğini hatırlatmak istiyorum kendisine

Parçanın ana fikri Azra Erhat'ın eleştirisinin kırıcı olabileceğidir Bu düşünceye ulaşmak için ilk cümleden başlanarak zemin hazırlanmış ve son cümlede us bir tümce halinde söylenmiştir

Bazıları parçada ilk cümleden itibaren söylenenlere de asil düşünce diyebilir Lakin açık konuşmak gerekirse bu değildir Çünkü yazar parçayı Erhat'ın yazılarını methetmek için değil onun yazılarının aksak yönünü açıkça belirtmek için yazmıştır



Parçayı Özetleyelim

Belli Başlı fikrin bir tümce halinde verilmediği paragraflar da vardır Bunlar sadece gelişme bölümünden oluşan paragraflardır Bu paragrafların içinde parçanın özeti biçiminde bir tümce bulunmadığı için bize düşen tahsis parçayı bir tümce halinde özetlemektir

Aşağıdaki parçada ana fikre tüm paragraf özetlenerek ulaşılabilir Çünkü belli başli zihin cümlesi parçada bariz değildir Özenli okuyarak belli başli fikre ulaşmaya çalışalım

Millet deyince aklıma gelen birincil şey: Insanlar sözcüğünü hayatında ancak bir iki kez kullanan ve kendisi için yazılan binlerce yazıyı bir türlü süre bulup okuyamayan kitledir Bu kişiler ömürlerinde tiyatroya ayak basmamıştır; Shakspeare ’i kavrayamadıklarından yakınılır Kibrit kutuları ve iskambil kâğıtları üzerindeki resimlerden diğer fotoğraf görmemişlerdir; Rafael'i Picasso'dan ayıramıyor diye üzülenlerimiz vardır

Esas akıl: Sanat eğitimi almamış halktan sanat zevki beklemenin hatadır



Esas Fikrin Habercisi Sözler

Parçadaki bir takım ifadelere dikkat etmek, başlica fikri bulmada muavin olacaktır Yazan, kişisel olarak, bana göre, bence, yani, bu nedenle gibi özetleyici sözlerle düşüncesini bir merkeze odaklar Biz bu ifadelerden sonradan yazarın esas fikri açıklayacağım anlarız

Aşağıdaki parçayı yukarıdaki özetleyici sözlere dikkat ederek okuyalım

Nevzat Erkmen'in çevirisinde pek çok birim yerine oturuyor Bunlara örnek olarak cenaze bölümünü, antre bölümünü, yürüyüş bölümünü sayabilirim Bu bölümlerde yetkin bir çevirmenle karşılaşıyoruz Buna karşılık çevirmenin fiil yapılarını değiştirmesi rahatsız ediyor bizi Bence yazarın bir süre daha çalışıp çevirisini gözden geçirmesi gerekiyor

Asıl Us: Yazan parçada kendimce ifadesinden daha sonra esas fikri açıklıyor: Erkmen çevirisinde beceriksiz olan yönleri gözden geçirmeli ve eseri üzerinde azıcık daha çalışmalıdır

Okuduğumuz parçalarda yukarıdaki açıklamada gördüğümüz özetleyici sözlere dikkat edersek başlica fikre daha tez ve yanlışsız ulaşırız



Bakış Açısı

Parçanın asil fikrinin bulunmasında manzara açısının belirlenmesi büyük siklet taşımaktadır bakış açısı, yazarın konuya karşısında takındığı tavırdır, bu söylev nötr, eleştirel, destekçi, alaycı, kötülemeci olabilir Okuyucu yazarın takındığı tavrı belirleyebilirse asil fikre daha çabuk ve tehlikesiz ulaşabilir

perspektif ÖSYM sorularında doğrudan sorulmamaktadır Fakat gösterme açısının bazı sorularda asil fikre ulaşmada göz ardı edilemeyecek bir rolü vardır Onun için okuduğumuz parçalarda yazarın konuya aleyhinde ta¬kındığı tavrı belirleyebilirsek parçayı anlamamız daha kolaylaşır


Misal:

Aşağıdaki parçanın yazarı, laf konusu insanlara aleyhinde kötülemeci bir tavır takınmıştır Parçayı bu tav¬ra dikkat ederek okuyalım

Mızmızcı dırdırcı insanları o kadar sevmem Bu millet yaşamanın sevinçlerine ast çizerler Dertlere can atar, dertlerle kaynaşırlar Sinekler gibi, cilâlı, pırıl pırıl yerlerde tutunamaz; pürtüklü pürüzlü yerlere abanır, orada kuytu ederler; ya da sülükler gibi kara kan içer, kanla beslenirler Gülümseme ve iç huzuruna düşmandır bunlar

Yukarıdaki parçada yazarın kötülemeci tavrını gördük



Örnek:

Aşağıdaki parçanın yazan ise söz konusu kişiye ve onun eserine aleyhinde destekçi bir hitabe takınmakta yani söz konusu kişinin yaptıklarını onaylamaktadır

Mehmet Şahinberk bu yılki şiir antolojisinde yansıtmacı davranıyor İyi de yapıyor Gi¬riş yazısını okuyunca bu kanım ayrıntılarıyla pekişti Eleştirmen kimliğini olası olduğunca geri çekmiş Anında hiç değer biçme yapmıyor Şairler için olumsuz bakış belirtmemeye bilhassa dikkat ediyor Açıklama taşıyan yazılarını özellikle kısa tutuyor Eleştirilecek bir şey yokmuş gibi davranıyor Sanıyorum bunun nedeni hakaretlere vardırılan eleştirilerden usanmış olması Şahinberk gibi yazarlarımız çoğaldıkça yazınımızdaki düzeysizlikler, yerlerini güzelliklere bırakacaktır

Okuduğunuz parçada yazarın özellikle iyi de yapıyor sözünde destekçi tavrını keskin şekilde gördük

Misal:

Aşağıdaki parçanın yazarı sözünü ettiği ürünlere eleştirel bir tavırla yaklaşıyor Onlar üstünde iyi, kötü gibi yargılara varıyor Onları değerlendiriyor

Şimdiye dek yer aldığım seçici kurullara gönderilen ürünler çoğunlukla gazete okurlarınca yazılı izlenimi veriyordu Bu kurula gönderilenlerse hikaye açık fikirli, edebiyatsever bir kitlenin ürünleriydi Lakin hikaye kültürlü olmakla hikaye yazmak aynı yok Ne eyvah ki iyi öyküler okuyup onları değerlendirmek, iyi hikaye yazmaya yetmiyor Bir şair arkadaşın deyişiyle genç sanatçılar kendilerini önemsemekten, yazdıklarını önemsemeye zaman ayıramıyorlar Soy ne güzel demiş: Bakmakla öğrenilseydi köpekler kasap olurdu

Okuduğunuz parçada yazarın eleştirel bakışını gördünüz


Misal:

Aşağıdaki parçanın yazarı konu üzerine bireysel görüş bildirmiyor Bu tavrı nötr, objektif, objektif bir konuşma olarak adlandırabiliriz

Ali Hikmet genç bir şair Küf ise bir birincil kitap Bir şiir kitabı elime geçtiğinde ilk yaptığım şeyi, Küf için de yaptım Ilk Kez ön kapağa, ardındaki imza atılan ilk sayfaya, arka kapağa, sonradan kitabı yaratıcı bölümlerin adlarına, şiir başlıklarına, alıntılara bakıp en sonradan da sırasıyla şiirleri okumaya başladım

Yazan sözünü ettiği kitap için iyi ya da kötü hiçbir değerlendirmede bulunmadı Yani nötr davrandı

Bakış açısını başlica fikir sorularında kullanırsak daha basit ve daha güvenli olarak belli başli fikre ulaşırız Şu Anda de esas fikri bulmada görünüm açısından nasıl yararlanacağımıza bakalım

* * Ana zihin sorularında öncelikle konu bulunur sonra yazarın konuya perspektif, sonra da asil zihin bulunur Bu usul asil fikri bulmanın en tehlikesiz yoludur



Misal:

Aşağıdaki parçada başta konuyu sonra konuya bakış açısını daha sonra da ana fikri bulunuz

Dünya yazınında bir başyapıt sanılan Ulysses'ın Türkçeye çevrilmesi önemli bir durum Bu çeviri önemine yerinde bir biçimde coşkuyla karşılandı yazın ve okumuş çevrelerinde Gösterilen ilgi üstüne tercüme kısa sürede tükendi ve ikinci baskısı hazırlandı James Joyce'un bu ünlü yapıtı, yıllar baştan başa harcanan çabalarla yayınlama dünyamızın seçkin ilkleri arasında yer aldı Ulysses'ın çevirisi epeyce konuşuldu ve dillerden düşmedi uzun zaman

Konu: Ulysses'ın çevirisi

bakış açısı: Yazan, Ulysses'ın çevirisine olumlu, ılımlı, destekçi bakıyor

Ana akıl: Bir başyapıt olan Ulysses'ın çevirisi haklı ve büyük bir ilgi görmüştür



Örnek:

Aşağıdaki parçada konuyu, yazarın konuya görünüm açısını ve parçanın asil fikrini bulmaya çalışın

Yazarlığın espri yanında fazla tartı verilmeli bana kalırsa Çünkü bir yazarın yazdıklarını okuyabilmemizi karşılayan en kayda değer yönü yazdıklarının arasına sıkıştırdığı mizah öğeleridir Kompozisyonu, kurgusu bir yazının klasik gereklerinden Yazarların öyle azında görülen alaycılık ise yazarın ince ve belirgin bir yargılama gücünden kaynaklanır Eleştiren yok irdeleyen bir mizah Yazarın öykülerinde romanlarında olayların akışıyla kaynaşmış olan bu irdeleme yöntemi, okuyucunun damağında belirsiz bir şekilde bir tat bırakır Okuyucuyu eserin okuma güçlüğüne karşısında işte bu tat bileyler Bileylenen okuyucu yeni bir istekle esere yönelir

Konu: Yazarlığın Espri Yönü

Bakış Açısı: Yazan, yazarlığın espri yönünü destekçi bir yöntemle ele alıyor Yani parçada olumlu, ılımlı, destekçi bir perspektif var

Asıl düşünce: Yazarlar yazılarında mizah unsurlarını yetersiz etmemelidirler



Misal:

Ressam gerçekleri anlatmalı Çünkü toplum ondan bunu bekler Bu görevi üstlenen usta da gerçekleri arayıp bulur ve topluma iletilir Sanatçı, hakiki dışılıkları bir yandan bırakmalı Gerçekler, sanatçının materyalidir Bunları en iyi biçimde işleyip toplumu aydınlatmalıdır

Paragrafın konusu: Sanatçının görevi

Paragrafın bakış açısı: Gerçeklerin anlatılması

Belli Başlı fikir: Sanatkâr, gerçekleri en iyi işleyip toplumu aydınlatmalıdır


Örnek:

Doğa en büyük ressam Baktım, deniz kıyıyı bir dantel gibi işlemiş Binlerce yılın sabrıyla granitlerden çeşitli kolye yapmış Allamış pullamış balıklarını Yakamozlarıyla âşıkları büyülemiş

Paragrafın konusu: Doğanın niteliği

Paragrafın bakış açısı: Sanatsal yaratıcılık

Paragrafın esas düşüncesi: Doğa en büyük sanatçıdır



Örnek:

Divan edebiyatında özgünlük yalnızca söz sanatlarına aittir Buna, beceri kullanmakde denir Şair aynı konuları, aynı kalıplarla ve aynı yazınsal türlerle aynı anlayışla ele alır Laf sanatlarına gelince hiçbiri diğerine benzemez Şair, ustalığını burada konuşturur Yani bağımsızlık olduğu, özgün olduğu tek alan budur bu nedenle geriye doğru, beş on şairin sayısı yüzü geçmeyen özgün şiiri kalmıştır

Paragrafın konusu: Divan edebiyatında özgünlüğün neye alt olduğu

Paragrafın bakış açısı: Söz sanatlarında eşsiz olmak

Paragrafın ana düşüncesi: Divan şairi sadece laf sanatlarında özgün olduğundan bugüne yüze yakın şiir gelebilmiştir



Misal:

İnsanın içini dökmeden edemediği dakikalar olur Bir arkadaş, bu dakikalarda erişilmez bir değer kazanır Lakin her şey bir dosta söylenemez oysa! Onun için, hele bu insan bir yazarsa, içinin rahat kıvrımlarını görmesini biliyorsa, masasının başına geçip kalemi eline almadan edemez İşte günlük dediğimiz yazarın kendi kendisi ile hain sesle konuşmasından diğer bir şey olmayan, o günü gününe tutulmuş hatıralar bu iç dökme ihtiyacından doğmuştur Böyle bir yazar, kendisi için günlüğünü miktar Bu bakımdan sessiz bir konuşma oları bu çeşitlilik günlükleri bir edebiyat türü saymaya imkân yoktur

Esas Zihin: Edebi değer taşımayan günlükler yazarların içini döktüğü yazılardır




Misal:

Övülmek her birey için, hele tuttuğu işi kendine aslında tasa edinmiş her kişi için, zorunlu bir azıktır Özenerek ortaya koyduğumuz şey beğenilsin, benzerlerimizi ilgilendirsin isteriz Pazara götürdüğü malı müşteri bulamayan adamın içi ne oluverir, bir düşünürü Bu dünya pazarında hepimiz bir malın satıcısıyız; alıcı çıkmadı mı, şöyle kurularak: Anlamazlar fakat!deriz ya, bakmayın, gene boynumuz bükülmüştür, yine özgüvenimize bir kurt düşmüştür Neymiş eksiğimiz söyleseler bari Çünkü, iftira de bir bakıma övmenin kardeşidir, bir alaka gösterir



Esas Akıl: Her insan yaptıklarının alaka görmesini ve övülmeyi ister




Misal:

Romanın hiçbir genel kuralı, kesin hiçbir tekniği yoktur Türlü biçimlerinin amaçlarında da birlik yoktur; keza de denilebilir ama kaynağı ve doğası bunların olmasına engeldir O, tarihin, destanın, felsefenin, şiirin, bilimin, masalın bir mirasyedisidir İstekleri günden güne artan, sınırları günden güne genişleyen ve her yeni deha ile kendine bir kıta, bir dünya, bir bilim daha bulan romanı tüm kapsamıyla anlatan bir betimleme bulmak güç değil, olanaksızdır Roman şudur, fakat bu değildiryollu tanımların hiçbiri onu anlatmaya yetmez Çünkü her zaman böyle belirlenen sınırların dışında kalan çoğu kıymetli eserler, bu sözlerin yeter bir kapsamı olmadığını gösterecektir Roman, uzunluğu kısalığı bakımından da hiçbir kurala yan değildir

Esas Düşünce: Romanın ne olduğunu belirleyen kesin kurallar ortaya ayarlamak muhtemel değildir *
 
858,543Konular
981,899Mesajlar
32,554Kullanıcılar
ShndnSon üye
Üst Alt