iltasyazilim
FD Üye
hatıra türünün tarihi gelişimi ,
hatıra türünde yazılan eserler,
türk edebiyatında anı
hatıra nedir anlamı
Eski Yunan edebiyatında Ksenophon ’un (427355) Anabasis adlı eseri hatıra türünün ilk örneği sayılır
Hatıra türünün Avrupada gelişip yaygınlaşması 17 yüzyılda gerçekleşir Siyasetçi, sanatkâr ve meslek adamları anılarını yazmaya başlarlar
Türk Edebiyatında Hatıra
Orhun Yazıtlarını (8 asır) hatıra türünün ilk örneği olarak kabul edebiliriz
Moğol İmparatorluğunun kurucusu Babur Şah ’ın (14801530) Baburname adlı eseri anı türünde yazılan ilk önemli eserlerdendir
Tanzimat döneminden itibaren anı yazma geleneği devlet yönetiminde bulunmuş kayda değer kişiler aralarında yaygınlaşmıştır Siyasî ve askerî olayların ağırlıklı olarak işlendiği bu tür anılarda daha fazla siyasî çekişmeler, tarafların birbirilerini suçlamaları, görevden alınan ya da sürgüne gönderilenlerin kırgınlıkları, sızlanmaları, suçlanan kişilerin kendilerini savunmaları, devlet yönetiminin nasıl işlediği ya da işlemediği; devlete, millete yapılan ihanetler gibi konulara yer verilmiştir
Tanzimat döneminden itibaren edebiyat alanında varlık gösteren o kadar fazla sanatkâr ve yazan, özellikle olgunluk yaşlarında yazdıkları anılarında edebiyata nasıl başladıklarını, içinde yer aldıkları edebî topluluk veya çevreleriyle olan ilişkilerini, dönemlerinin siyasî, sosyal, edebî, kültürel görünümüne ilişkin us, gözlem ve izlenimlerini, eserleriyle ilgili açıklamalarını dile getirmişlerdir Bu anılar edebiyatçılara yönelik zengin birer kaynak niteliğindedir
Ziya Paşa, Defteri Amal adlı eserinde ağırlıklı olarak çocukluk anılarını anlatır Ziya Paşa bu eserini Jean Jacques Rousseaunun İtiraflar adlı eserinden çok etkilendiği için yazmıştır
Muallim Naci, Ömer ’in Çocukluğu adlı eserinde sekiz yaşına değin olan anılarını anlatır
Halit Ziya Uşaklıgil, Kırk Sene adlı eserinde çocukluk döneminden 1909 yılına dek olan yaşamını anlatır Bu eser Abdülhamit devri sanat ve edebiyat anlayışını, yazarın İstanbul ve İzmirdeki sanat ve edebiyat çevrelerini yakından tanıtır Halit Ziya, Serveti Fünun nesline yapılan eleştirilere yanıtlar verir Saray ve Ötesi adlı eserinde 19091916 yılları arasını anlatır Halit Ziya, fazla yakından tanıdığı Sultan Mehmet Reşatı, dönemin kayda değer siyasetçilerini tanıtır Osmanlının saray yaşamından, devrin siyasî ve sosyal olaylarından canlı kesitler sunar Bir Acı Hikâye adlı eseri, Halit Ziya Uşaklıgilin genç yaşta intihar eden oğlu Halit Vedatın anısını yaşatmak amacıyla yazılı acıklı bir öyküdür Eserde, özenle yetiştirilen bir oğlun yaşamı ve onun ölümüyle içten sarsılan bir babanın acılarını buluruz
Halide Edip Adıvar, Mor Salkımlı Konut adlı eserinde çocukluk ve gençlik dönemine ait anılarını anlatır Türk ’ün Ateşle İmtihanı adlı serinde ise Millî Mücadele yıllarına ait anılarını anlatır
Hatıra yazma geleneği, Tanzimat döneminde, kimi devlet adamlarında batıdaki meslektaşlarına olan özentiden başlamış ve giderek günümüze dek gelmiştir
Tanzimat öncesindeki şuara tezkireleri, menakıpname, siyer, vekayi ’name, gazavatname, fetihname, sefaretname gibi eserler aşina anlamıyla birer hatıra eseri olmasalar da bu türe özgü özellikleri taşırlar *
hatıra türünde yazılan eserler,
türk edebiyatında anı
hatıra nedir anlamı
Eski Yunan edebiyatında Ksenophon ’un (427355) Anabasis adlı eseri hatıra türünün ilk örneği sayılır
Hatıra türünün Avrupada gelişip yaygınlaşması 17 yüzyılda gerçekleşir Siyasetçi, sanatkâr ve meslek adamları anılarını yazmaya başlarlar
Türk Edebiyatında Hatıra
Orhun Yazıtlarını (8 asır) hatıra türünün ilk örneği olarak kabul edebiliriz
Moğol İmparatorluğunun kurucusu Babur Şah ’ın (14801530) Baburname adlı eseri anı türünde yazılan ilk önemli eserlerdendir
Tanzimat döneminden itibaren anı yazma geleneği devlet yönetiminde bulunmuş kayda değer kişiler aralarında yaygınlaşmıştır Siyasî ve askerî olayların ağırlıklı olarak işlendiği bu tür anılarda daha fazla siyasî çekişmeler, tarafların birbirilerini suçlamaları, görevden alınan ya da sürgüne gönderilenlerin kırgınlıkları, sızlanmaları, suçlanan kişilerin kendilerini savunmaları, devlet yönetiminin nasıl işlediği ya da işlemediği; devlete, millete yapılan ihanetler gibi konulara yer verilmiştir
Tanzimat döneminden itibaren edebiyat alanında varlık gösteren o kadar fazla sanatkâr ve yazan, özellikle olgunluk yaşlarında yazdıkları anılarında edebiyata nasıl başladıklarını, içinde yer aldıkları edebî topluluk veya çevreleriyle olan ilişkilerini, dönemlerinin siyasî, sosyal, edebî, kültürel görünümüne ilişkin us, gözlem ve izlenimlerini, eserleriyle ilgili açıklamalarını dile getirmişlerdir Bu anılar edebiyatçılara yönelik zengin birer kaynak niteliğindedir
Ziya Paşa, Defteri Amal adlı eserinde ağırlıklı olarak çocukluk anılarını anlatır Ziya Paşa bu eserini Jean Jacques Rousseaunun İtiraflar adlı eserinden çok etkilendiği için yazmıştır
Muallim Naci, Ömer ’in Çocukluğu adlı eserinde sekiz yaşına değin olan anılarını anlatır
Halit Ziya Uşaklıgil, Kırk Sene adlı eserinde çocukluk döneminden 1909 yılına dek olan yaşamını anlatır Bu eser Abdülhamit devri sanat ve edebiyat anlayışını, yazarın İstanbul ve İzmirdeki sanat ve edebiyat çevrelerini yakından tanıtır Halit Ziya, Serveti Fünun nesline yapılan eleştirilere yanıtlar verir Saray ve Ötesi adlı eserinde 19091916 yılları arasını anlatır Halit Ziya, fazla yakından tanıdığı Sultan Mehmet Reşatı, dönemin kayda değer siyasetçilerini tanıtır Osmanlının saray yaşamından, devrin siyasî ve sosyal olaylarından canlı kesitler sunar Bir Acı Hikâye adlı eseri, Halit Ziya Uşaklıgilin genç yaşta intihar eden oğlu Halit Vedatın anısını yaşatmak amacıyla yazılı acıklı bir öyküdür Eserde, özenle yetiştirilen bir oğlun yaşamı ve onun ölümüyle içten sarsılan bir babanın acılarını buluruz
Halide Edip Adıvar, Mor Salkımlı Konut adlı eserinde çocukluk ve gençlik dönemine ait anılarını anlatır Türk ’ün Ateşle İmtihanı adlı serinde ise Millî Mücadele yıllarına ait anılarını anlatır
Hatıra yazma geleneği, Tanzimat döneminde, kimi devlet adamlarında batıdaki meslektaşlarına olan özentiden başlamış ve giderek günümüze dek gelmiştir
Tanzimat öncesindeki şuara tezkireleri, menakıpname, siyer, vekayi ’name, gazavatname, fetihname, sefaretname gibi eserler aşina anlamıyla birer hatıra eseri olmasalar da bu türe özgü özellikleri taşırlar *