iltasyazilim
FD Üye
KİTABIN ÖZETİ
Yakın tarihimize bir ışık yakalamak maksadıyla Kazım KARABEKİR ’in varisleri tarafından onun notlarının toparlanmasıyla meydana gelen bu eser yakın tarihimizle ilgili meçhul tartışmaları gözler önüne sermiştir
Kazım KARABEKİR 1939 yılından 1946 yılına değin olan zaman içerisinde, TBMM içerisinde olan tartışmaları gözler önüne sererken, 2 nci Dünya savaşına girilip girilmeyeceği, girilecekse kimin tarafında olunacağı, büyük Dünya devletlerinin tarihinden gelen emellerini , bunları 2 nci Dünya savaşı ile nasıl yapmak istediklerini, bu emellerden Türkiye Cumhuriyeti ’nin nasıl ve ne dek etkileneceğini anlatmaya çalışmıştır
Türkiye Cumhuriyeti ’nin bulunduğu coğrafi konumun yanında, Türk milletinin tarihten gelen savaş tecrübesi, askeri alanda gösterdiği başarılar ve beraber savaşa girdiği müttefiklere verdiği sözleri tutma gibi özelliklerini haberdar olan devletlerin kendi emellerini yerine getirmek maksadıyla, Türk milletini kendi saflarına sürüklemek için sarf ettikleri çabaları göreceğiz Keza, yazar eserinde tek partili sistemin demokratik sistem içerisinde tatmin edici doyumu sağlayamadığının, iktidar partisi içerisinde ele alınan konulardan partinin görüşülmesini istediği konuları meclise eksen ettirdiğini, bu durumda meclisin ve kamuoyunun olayların gidişatında yeterince bilgilerinin ve etkisinin olmadığının altını çizmiştir Bu eserde anlatılan dönemi iyi anlayabilmek için dönemin daha öncesine gidip olayları incelemek , dünya devletlerinin emellerinin ne olduğuna bakmak gerekir
2 nci Âlem harbinin ortaya çıkmasında etkin olan devletlerden biri de Rusya ‘dır Başta Rusya ’nın tarihten gelen emelleri nelerdir onlara bakalım Rusya Balkanlarda, siyasi ve askeri çıkarlarını almak, sonradan Kars Yaylası ’na yerleşmek ve buradan da boğazlara etken olup sıcak denizlere açılmayı istemektedir
Çarlığın, bu amaçlı istila siyaseti iki devreye ayrılır Birincisi Almanların, Avusturya civarda, ikincisi Almanların, Prusya civarda toplanma zamanıdır 1 nci Devrede Ruslar, İngiliz ve Almanlarla iki taraflı çalışmışlardır2 nci devrede ise Almanlar, Rusları olduğu kadar İngilizleri de korkutmuşlardır daha sonra Kırım Harbinde Ruslar mağlup olunca Orta Asya ’ ya döndüler, “ Boğazların anahtarı Asya steplerindedir dediler İlerleyen yıllarda Ruslar Almanlarla tek başına mücadele edemeyeceğini anlayınca, 1907 ’de İtilaf Üçlüsünü kurdular Almanya ’nın en büyük ideali ise Alman birliğini kurduktan sonra deniz fazla ülkelere açılmaktır Bunu küçük devletleri fethetmek ya da müzahir yerleştirip, oraları Almanlaştırarak gerçekleştiriyorlardı
Dünya devletleri kendi emellerini gerçekleştirmek uğruna düşman gördükleri ülkelerle zeka anlaşmaya gitmekten çekinmemişlerdir Büyük devletlerin tarihten gelen emellerini gerçekleşmesi uğruna ufak devletlere dost gibi görünüp onlardan yanlamasına bir takım anlaşmalara imza atabilirler, buna rağmen tek amaçları büyük ideallerini gerçekleştirmektir Bu idealleri uğruna devletlerle gizli anlaşmalar yapmışlardır Bu rahat anlaşmalar 2 nci Dünya Savaşı ’nın başlama anına kadar devam etmiştir Oluşan Almanya – İtalya – İngiltere – Fransa cephelerine karşısında kimlerin onların yanında savaşa girmesi gerektiği, Türkiye Cumhuriyeti ’nin savaşa girip girmemesi, girerse kimin tarafında olması gerektiği tartışmaları son ana değin devam etmiştir
Savaşa girip girmeme ve yahut kimin tarafında girmesi gerektiği tartışmalarına etkisi olan sebeplerden biri de devletler arasındaki ikili anlaşmalardır Örneğin Türkiye Balkan Paktı ’na imza atmıştır Rusya ile de yapılan anlaşma gereği 2 ülkeye hudut olan devletlerle herhangi bir anlaşmaya gitmeyeceklerdir Bu durumda Rusya, Bulgaristan ’a saldırırsa ne gibi siyaset izlenmesi gerekir Türkiye Cumhuriyeti Akdeniz ’de çıkarları doğrultusunda İtalya ile savaşa girerse müttefiki Almanya ile de savaşacak mıdır? Bu gibi konuların TBMM‘de tartışılıp karara varılması gerekiyordu Almanya ’nın, İtalya konusunda taahhüt vererek, kendi yanlarında savaşa girmemizi istemeleri, kamuoyunda, Almanya ile savaşa girilmesi üzerinde ağırlık kazanmıştır
Rusya ile İtalya ,İngiltere – Fransa – Almanya aralarında patlak veren savaşa hemencecik girmeyip kendi menfaatleri için daha yardımsever olacak zamanı beklemişlerdir
TBMM ’de Kazım KARABEKİR ve bir grup milletvekilinin görüşleri şöyleydi Büyük dünya devletleri, büyük ideallerini yerine getirmek için minik devletlere dost görünürler Onların bu amaçlarının bir aracısı olarak savaşa girmenin hiçbir mantığı olmadığıdır Savaşa girilecekse bunun tek sebebi vatanı müdafaa etmek olmalıdır Büyük devletlerden gerekli destek, savaş başlamadan önce alınıp gerektiğinde vatan savunması için kullanılması gerekli gelir
Harpte seferberlik duyuru edildiğinde daima beraber, ayrım gözetmeksizin zengini, fakiri, adaletli bir şekilde vatan savunması için üstüne düşen görevi gerçekleştirmesi gerekir Kazım KARABEKİR Paşa ’ nın düşüncelerine göre, 2 nci Âlem Harbinde, asıl olan mesele; savaşın nasıl yönlendiği değil Türk milletinin emniyeti ve istiklalinin muhafazasıdır Savaşta yapılması gereken şunlardır: Ruslarla gerektiğinde savaşmaktan kaçınmayacağımızı göstermek, sosyal yardıma hız saptamak ve haksız zenginliği önlemek değin haksız zarureti de önlemek gerekmektedir Cephede ve cephe ardından, savaşın ağır şartlarını her Türk ’ün eşit oranda paylaşması gerekir Sulh vaktinde savaş ekonomisinin esaslarını gerçekleştirmek gerekir Kaynakların ve stokların savaşa kadar hazır tutulması gerekir
Kazım KARABEKİR Paşa , dönemin hükümetine getirdiği eleştirileri eserinde şöyle sıralıyor: Seferberlik halinde iken ordumuzun ihtiyaçlarını yerine getirmek maksadıyla her şey vesikaya bağlanıyor Fakat Fransa ’da ekmeğin lokantalarda yüksek fiyatlarla satılması önlenemiyor, halk savaşa girmediği halde arpa karışımı ekmeği vesika ile alırken imtiyazlı halk Fransa ’da ekmeklerle köpeklerini besliyorlar Bütün bu ortamda Yunanistan ’a İsmet İnönü ’nün emriyle 60 ton buğday satılıyor Bu da hudutlarda sonra açlık baş göstermesine niçin oluyor Kısacası insanlar savaşa girmediği halde savaşa giren ülkelerden daha artı savaştan etkilenmiştir
İngiliz sefiri, zamanın dışişleri vekili Şükrü SARAÇOĞLU ’na Almanlarla siyasi, iktisadi ilişkilerin kesilmesini istediklerini bildiriyor Şükrü Saraçoğlu, buna savaşa girmemizi isteseydiniz daha iyi olurdu diye cevap veriyor Bu savaşa girebilecek durumda olduğumuzu bildiren bir cevaptır Ama Kazım KARABEKİR Paşa önderliğinde bir grup milletvekili savaşa girmememiz gerektiğini düşünüyor ve nedenlerini şöyle sıralıyor; Almanlarla 1 nci Kâinat Harbinde Ruslara aleyhinde savaştıktan daha sonra şu anda Ruslarla, Almanlara karşı savaşmanın anlamını halkta dahil edinmek üzere kimse çözemiyor Halk Müziği arasında barıştırma vaktinde yeterince hazırlık yapılmadığı için tüm yurdun elden gitmesi ve yok olması endişesi vardır
08061942 günü Seyfi DÜZGÖREN, Recep PEKER gibi vekiller savaşa girmemiz gerektiği yolunda öneri verdiler Bu önerge grubunda kabul olundu, lakin Kazım KARABEKİR ve aynı düşüncede olan bir grup milletvekili ağır tenkitleri sonucunda Almanlar sebebiyet vermedikçe savaşa girilmemesi konusunda teklifte bulundular TBMM ’nde bu teklif kabul edildi
03041943 günü İsmet İnönüCHURCILLE tartışma yerine getirmek için Kahire ’ ye gider Aynı gün Kazım KARABEKİR Paşa savaşa girilmesi durum ise sıcak savaş yerine müttefiklere asker göndermeyi öneri ettiler Yakın tarihimizde meydana gelen olayları günümüze değin ulaştıran bu eserler, tek partili sistemin demokratik hayat içerisinde ne dek beceriksiz kaldığını gözler önüne sermektedir *
Yakın tarihimize bir ışık yakalamak maksadıyla Kazım KARABEKİR ’in varisleri tarafından onun notlarının toparlanmasıyla meydana gelen bu eser yakın tarihimizle ilgili meçhul tartışmaları gözler önüne sermiştir
Kazım KARABEKİR 1939 yılından 1946 yılına değin olan zaman içerisinde, TBMM içerisinde olan tartışmaları gözler önüne sererken, 2 nci Dünya savaşına girilip girilmeyeceği, girilecekse kimin tarafında olunacağı, büyük Dünya devletlerinin tarihinden gelen emellerini , bunları 2 nci Dünya savaşı ile nasıl yapmak istediklerini, bu emellerden Türkiye Cumhuriyeti ’nin nasıl ve ne dek etkileneceğini anlatmaya çalışmıştır
Türkiye Cumhuriyeti ’nin bulunduğu coğrafi konumun yanında, Türk milletinin tarihten gelen savaş tecrübesi, askeri alanda gösterdiği başarılar ve beraber savaşa girdiği müttefiklere verdiği sözleri tutma gibi özelliklerini haberdar olan devletlerin kendi emellerini yerine getirmek maksadıyla, Türk milletini kendi saflarına sürüklemek için sarf ettikleri çabaları göreceğiz Keza, yazar eserinde tek partili sistemin demokratik sistem içerisinde tatmin edici doyumu sağlayamadığının, iktidar partisi içerisinde ele alınan konulardan partinin görüşülmesini istediği konuları meclise eksen ettirdiğini, bu durumda meclisin ve kamuoyunun olayların gidişatında yeterince bilgilerinin ve etkisinin olmadığının altını çizmiştir Bu eserde anlatılan dönemi iyi anlayabilmek için dönemin daha öncesine gidip olayları incelemek , dünya devletlerinin emellerinin ne olduğuna bakmak gerekir
2 nci Âlem harbinin ortaya çıkmasında etkin olan devletlerden biri de Rusya ‘dır Başta Rusya ’nın tarihten gelen emelleri nelerdir onlara bakalım Rusya Balkanlarda, siyasi ve askeri çıkarlarını almak, sonradan Kars Yaylası ’na yerleşmek ve buradan da boğazlara etken olup sıcak denizlere açılmayı istemektedir
Çarlığın, bu amaçlı istila siyaseti iki devreye ayrılır Birincisi Almanların, Avusturya civarda, ikincisi Almanların, Prusya civarda toplanma zamanıdır 1 nci Devrede Ruslar, İngiliz ve Almanlarla iki taraflı çalışmışlardır2 nci devrede ise Almanlar, Rusları olduğu kadar İngilizleri de korkutmuşlardır daha sonra Kırım Harbinde Ruslar mağlup olunca Orta Asya ’ ya döndüler, “ Boğazların anahtarı Asya steplerindedir dediler İlerleyen yıllarda Ruslar Almanlarla tek başına mücadele edemeyeceğini anlayınca, 1907 ’de İtilaf Üçlüsünü kurdular Almanya ’nın en büyük ideali ise Alman birliğini kurduktan sonra deniz fazla ülkelere açılmaktır Bunu küçük devletleri fethetmek ya da müzahir yerleştirip, oraları Almanlaştırarak gerçekleştiriyorlardı
Dünya devletleri kendi emellerini gerçekleştirmek uğruna düşman gördükleri ülkelerle zeka anlaşmaya gitmekten çekinmemişlerdir Büyük devletlerin tarihten gelen emellerini gerçekleşmesi uğruna ufak devletlere dost gibi görünüp onlardan yanlamasına bir takım anlaşmalara imza atabilirler, buna rağmen tek amaçları büyük ideallerini gerçekleştirmektir Bu idealleri uğruna devletlerle gizli anlaşmalar yapmışlardır Bu rahat anlaşmalar 2 nci Dünya Savaşı ’nın başlama anına kadar devam etmiştir Oluşan Almanya – İtalya – İngiltere – Fransa cephelerine karşısında kimlerin onların yanında savaşa girmesi gerektiği, Türkiye Cumhuriyeti ’nin savaşa girip girmemesi, girerse kimin tarafında olması gerektiği tartışmaları son ana değin devam etmiştir
Savaşa girip girmeme ve yahut kimin tarafında girmesi gerektiği tartışmalarına etkisi olan sebeplerden biri de devletler arasındaki ikili anlaşmalardır Örneğin Türkiye Balkan Paktı ’na imza atmıştır Rusya ile de yapılan anlaşma gereği 2 ülkeye hudut olan devletlerle herhangi bir anlaşmaya gitmeyeceklerdir Bu durumda Rusya, Bulgaristan ’a saldırırsa ne gibi siyaset izlenmesi gerekir Türkiye Cumhuriyeti Akdeniz ’de çıkarları doğrultusunda İtalya ile savaşa girerse müttefiki Almanya ile de savaşacak mıdır? Bu gibi konuların TBMM‘de tartışılıp karara varılması gerekiyordu Almanya ’nın, İtalya konusunda taahhüt vererek, kendi yanlarında savaşa girmemizi istemeleri, kamuoyunda, Almanya ile savaşa girilmesi üzerinde ağırlık kazanmıştır
Rusya ile İtalya ,İngiltere – Fransa – Almanya aralarında patlak veren savaşa hemencecik girmeyip kendi menfaatleri için daha yardımsever olacak zamanı beklemişlerdir
TBMM ’de Kazım KARABEKİR ve bir grup milletvekilinin görüşleri şöyleydi Büyük dünya devletleri, büyük ideallerini yerine getirmek için minik devletlere dost görünürler Onların bu amaçlarının bir aracısı olarak savaşa girmenin hiçbir mantığı olmadığıdır Savaşa girilecekse bunun tek sebebi vatanı müdafaa etmek olmalıdır Büyük devletlerden gerekli destek, savaş başlamadan önce alınıp gerektiğinde vatan savunması için kullanılması gerekli gelir
Harpte seferberlik duyuru edildiğinde daima beraber, ayrım gözetmeksizin zengini, fakiri, adaletli bir şekilde vatan savunması için üstüne düşen görevi gerçekleştirmesi gerekir Kazım KARABEKİR Paşa ’ nın düşüncelerine göre, 2 nci Âlem Harbinde, asıl olan mesele; savaşın nasıl yönlendiği değil Türk milletinin emniyeti ve istiklalinin muhafazasıdır Savaşta yapılması gereken şunlardır: Ruslarla gerektiğinde savaşmaktan kaçınmayacağımızı göstermek, sosyal yardıma hız saptamak ve haksız zenginliği önlemek değin haksız zarureti de önlemek gerekmektedir Cephede ve cephe ardından, savaşın ağır şartlarını her Türk ’ün eşit oranda paylaşması gerekir Sulh vaktinde savaş ekonomisinin esaslarını gerçekleştirmek gerekir Kaynakların ve stokların savaşa kadar hazır tutulması gerekir
Kazım KARABEKİR Paşa , dönemin hükümetine getirdiği eleştirileri eserinde şöyle sıralıyor: Seferberlik halinde iken ordumuzun ihtiyaçlarını yerine getirmek maksadıyla her şey vesikaya bağlanıyor Fakat Fransa ’da ekmeğin lokantalarda yüksek fiyatlarla satılması önlenemiyor, halk savaşa girmediği halde arpa karışımı ekmeği vesika ile alırken imtiyazlı halk Fransa ’da ekmeklerle köpeklerini besliyorlar Bütün bu ortamda Yunanistan ’a İsmet İnönü ’nün emriyle 60 ton buğday satılıyor Bu da hudutlarda sonra açlık baş göstermesine niçin oluyor Kısacası insanlar savaşa girmediği halde savaşa giren ülkelerden daha artı savaştan etkilenmiştir
İngiliz sefiri, zamanın dışişleri vekili Şükrü SARAÇOĞLU ’na Almanlarla siyasi, iktisadi ilişkilerin kesilmesini istediklerini bildiriyor Şükrü Saraçoğlu, buna savaşa girmemizi isteseydiniz daha iyi olurdu diye cevap veriyor Bu savaşa girebilecek durumda olduğumuzu bildiren bir cevaptır Ama Kazım KARABEKİR Paşa önderliğinde bir grup milletvekili savaşa girmememiz gerektiğini düşünüyor ve nedenlerini şöyle sıralıyor; Almanlarla 1 nci Kâinat Harbinde Ruslara aleyhinde savaştıktan daha sonra şu anda Ruslarla, Almanlara karşı savaşmanın anlamını halkta dahil edinmek üzere kimse çözemiyor Halk Müziği arasında barıştırma vaktinde yeterince hazırlık yapılmadığı için tüm yurdun elden gitmesi ve yok olması endişesi vardır
08061942 günü Seyfi DÜZGÖREN, Recep PEKER gibi vekiller savaşa girmemiz gerektiği yolunda öneri verdiler Bu önerge grubunda kabul olundu, lakin Kazım KARABEKİR ve aynı düşüncede olan bir grup milletvekili ağır tenkitleri sonucunda Almanlar sebebiyet vermedikçe savaşa girilmemesi konusunda teklifte bulundular TBMM ’nde bu teklif kabul edildi
03041943 günü İsmet İnönüCHURCILLE tartışma yerine getirmek için Kahire ’ ye gider Aynı gün Kazım KARABEKİR Paşa savaşa girilmesi durum ise sıcak savaş yerine müttefiklere asker göndermeyi öneri ettiler Yakın tarihimizde meydana gelen olayları günümüze değin ulaştıran bu eserler, tek partili sistemin demokratik hayat içerisinde ne dek beceriksiz kaldığını gözler önüne sermektedir *