iltasyazilim
FD Üye
Kur'ânı kerîmin yirmi dokuzuncu sûresi
Ankebût sûresi, Mekkei mükerremede nâzil oldu (indi) Altmış dokuz âyeti kerîmedir Sûrede; putlara ve diğer güçsüz varlıklara tapanların hâlleri, onların dünyâlık elde etmek için kurdukları tuzak ve gayretleri, ankebût denilen örümceklerin pek zay ıf olan ağına benzetildiğinden, Ankebût kelimesi, bu sûreye isim olmuştur Sûrede, mü'minlerin (inananların) Allah yolunda bâzı sıkıntılara uğrayacaklarına, bunun, kendileri için dünyâ ve âhirete âit fâidelere vesîle olacağına işâret olunmakta, bâzı peygamberlerin kıssaları kısaca anlatılarak, onların Allah yolundaki fedâkarlıkları ve netîcede muvaffak oldukları gözler önüne konulmakta, Kur'ânı kerîmin büyük bir mûcize olduğu ve insanlık için fazîlet vesîlesi olduğu beyân edilmekte, İslâmiyet'e cephe alanların acı sonları bildirilmekte, müslümanların, âhirette ebedî nîmetlere kavuşacakları müjdelenmekte, Allah yolunda çalışanların emeklerinin boşa gitmeyeceği, büyük mükâfatlara nâil olacakları ve daha başka hususlar bildirilmektedir
Ankebût sûresindeki bâzı âyeti kerîmelerde meâlen buyruldu ki:
(Habîbim) Namazı vaktinde şartlarını yerine getirerek kıl Çünkü namaz insanı, aklın ve dînin beğenmediği ve yasaklanan her şeyden men eder, alıkor (Âyet45)
Müşrikler, ne olur rabbinden (Muhammed'e (aleyhisselâm) nübüvvetine delâlet eden Îsâ aleyhisselâmın sofrası, Mûsâ aleyhisselâmın asâsı gibi) mu'cizeler indirilmiş olsaydı dediler (Ey Habîbim!) Sen onlara de ki, mu'cizeler, Allahü teâlânın kudreti ve irâdesi ile olur (Ne zaman ve nasıl isterse öyle yaratırBunları yapmak benim elimde değildir) Doğrusu ben ancak O'nun azâbını size tebliğ edici, haber vericiyim Kur'ân gibi bir kitâbı sana indirmiş olmamız, onlara (mu'cize olarak) yetmez mi?Bunda, inanan kavm için, rahmet ve nasîhat vardır (Âyet: 5051)
Her canlı, ölümün tadını tadacaktır (Âyet: 57)
Ankebût sûresi, Mekkei mükerremede nâzil oldu (indi) Altmış dokuz âyeti kerîmedir Sûrede; putlara ve diğer güçsüz varlıklara tapanların hâlleri, onların dünyâlık elde etmek için kurdukları tuzak ve gayretleri, ankebût denilen örümceklerin pek zay ıf olan ağına benzetildiğinden, Ankebût kelimesi, bu sûreye isim olmuştur Sûrede, mü'minlerin (inananların) Allah yolunda bâzı sıkıntılara uğrayacaklarına, bunun, kendileri için dünyâ ve âhirete âit fâidelere vesîle olacağına işâret olunmakta, bâzı peygamberlerin kıssaları kısaca anlatılarak, onların Allah yolundaki fedâkarlıkları ve netîcede muvaffak oldukları gözler önüne konulmakta, Kur'ânı kerîmin büyük bir mûcize olduğu ve insanlık için fazîlet vesîlesi olduğu beyân edilmekte, İslâmiyet'e cephe alanların acı sonları bildirilmekte, müslümanların, âhirette ebedî nîmetlere kavuşacakları müjdelenmekte, Allah yolunda çalışanların emeklerinin boşa gitmeyeceği, büyük mükâfatlara nâil olacakları ve daha başka hususlar bildirilmektedir
Ankebût sûresindeki bâzı âyeti kerîmelerde meâlen buyruldu ki:
(Habîbim) Namazı vaktinde şartlarını yerine getirerek kıl Çünkü namaz insanı, aklın ve dînin beğenmediği ve yasaklanan her şeyden men eder, alıkor (Âyet45)
Müşrikler, ne olur rabbinden (Muhammed'e (aleyhisselâm) nübüvvetine delâlet eden Îsâ aleyhisselâmın sofrası, Mûsâ aleyhisselâmın asâsı gibi) mu'cizeler indirilmiş olsaydı dediler (Ey Habîbim!) Sen onlara de ki, mu'cizeler, Allahü teâlânın kudreti ve irâdesi ile olur (Ne zaman ve nasıl isterse öyle yaratırBunları yapmak benim elimde değildir) Doğrusu ben ancak O'nun azâbını size tebliğ edici, haber vericiyim Kur'ân gibi bir kitâbı sana indirmiş olmamız, onlara (mu'cize olarak) yetmez mi?Bunda, inanan kavm için, rahmet ve nasîhat vardır (Âyet: 5051)
Her canlı, ölümün tadını tadacaktır (Âyet: 57)