iltasyazilim
FD Üye
1) Demokratik anne baba tutumu
Ebeveyn tutumlarının en ideal olanıdır Bu tarz çocuk yetiştirme biçimini seçen anne babaların ilişkilerinde sevgi ve saygı hakimdir ve bu sevgiyi çocuklarına da hissettirirler Çocuğun barınma, gıda, korunma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasının yanında ona sevgi gösterir Bu sevgi gerçek sevgi yani herhangi bir koşula alt olmayan karşılıksız sevgidir Çocuğun barınma, besin, korunma gibi esas ihtiyaçlarının karşılanmasının yanında ona sevgi gösterir Bu sevgi reel sevgi yani herhangi bir koşula bağlı olmayan karşılıksız sevgidir Bu tutumu benimseyen ailelerde çocuğa aile içerisinde eşdeğer koşullar tanınmıştır Bazı kararların alınmasında çocuğa da akıl danışılır Fakat bütün bunları gerçekleştirirken aile, çocuk merkezli bir aile haline getirilmez Çocuğa bazı sorumlulukları olduğu hatırlatılır Aile çocuğa aleyhinde sergilediği tutumlarda onun yaşını ve gelişim basamaklarını göz önünde bulundurur Çocuğun aile içinde özgür bir şekilde gelişmesine, yeteneklerini en üstteki düzeyde açığa çıkarmasına, kendini gerçekleştirmesine müsade verir ve takviye eder Aile katı kurallar belirlemek yerine bazı prensipler geliştirir Hem eğitimde maddesel suç oluşturan kullanılmaz Yanlış davranış sergileyen çocuklar sevgi yoksunluğu ile cezalandırılmazlar Başarısızlıkları cezalandırmak yerine başarılar ödüllendirilir
Demokratik bir tutumu benimseyen bir aile içinde yetişen çocuklar; gizli, bağımsız, kendini açıklama edebilen, esas güven duyguları gelişmiş, fikirlerini serbestçe söyleyebilen, girişimci, yükümlülük alabilen, yaratıcı, kendisine ve çevresine karşısında saygılı, kendilerini gerçekleştirebilen bireyler olarak yetişirler
2) Aşırı koruyucu anne baba tutumu
Bu stil tutumu benimseyen ebeveyn sürekli çocuğuna müdahale eder Çocuk, annebaba tarafından “sen yapamazsın, “daha küçüksün, bu konuda fikir yürütemezsin biçiminde birtakım engellemelerle karşılaşır Çocuğun yaşı büyük deha olsa ona ne yapması ve ne yapmaması gerektiğini hatırlatır Çocuğun veya ergenin yapabileceği faaliyetleri engelleyerek, onun kendini tanımasına fırsat vermezler Çocuklarını bağımlı bir şekilde yetiştirirler ve kendilerine bağlılıklarını kendi yaptıkları fedakarlıkların karşılığı olarak görürler
Aşırı koruyucu bir tutumla yetiştirilen çocukların, yetişkinliğe geçişte güçlük yaşadıkları saptama edilmiştir Bu şekilde yetişen çocuklar yeterince girişimci olamaz ve bağımsız davranamazlar Yeteneklerini açığa çıkarıp kendilerini gerçekleştiremezler
“Fazla koruyucu tavır içinde olan anneler çocukların bu bireyselleşme çabalarını engelleme yolunu seçmektedir Bu engellemeler sık sık ergenin aile dışındaki dış dünyada karşılaşabileceği tehlikeli durumları abartılı olarak ona bildirmekle başlar Bu Vesile Ile ergene sahip çıkarak onu eve bağlamaya çalışırlar Aileden ayrılmasının anne babayı üzeceği telkini de gencin eve bağlanmasını kolaylaştıran, ayrılıp gitmesini engelleyen ve bu cins girişimlerde suçluluk yaratan bir telkindir Ebeveynden gelen bu nesil çabalar, gencin bağımsızlığını ve “birey olabilmesini engeller ( Kulaksızoğlu, 1998 : 105 )
3) Fazla baskıcı anne baba tutumu
Bu tutumu benimseyen anne babalar çocuklarına dominant olduklarını düşünürler ve daima onlara baskı uygularlar Çocuktan sürekli kendilerine itaat beklerler ve bunu yapmayan çocuğu dayakla cezalandırırlar Bu tutumdaki ailelerde maddesel canice çok pozitif vardır ama bu herif hareketlere maruz kalan çocuklar “dayağımı yerim, fakat gerçi yaparım düşüncesindedirler Böyle ailelerde anne baba ilişkisi içerisinde daima korku hakimdir ve bu ailelerin genelinde baba otoriterdir
Kültürlü ( 1991 ), yaptığı araştırmada ailede yüksek baskı ve disiplin ortamının, çocuklarda kendini kabulü zayıflatıcı bir etkisi olduğunu saptamıştır (Hatipoğlu, 1996 4 )
Bu tutumla yetişen çocuklar güçsüzlere ( kendinden zayıflara ) karşı saldırgan, otoriteye karşısında siliktir *
Ebeveyn tutumlarının en ideal olanıdır Bu tarz çocuk yetiştirme biçimini seçen anne babaların ilişkilerinde sevgi ve saygı hakimdir ve bu sevgiyi çocuklarına da hissettirirler Çocuğun barınma, gıda, korunma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasının yanında ona sevgi gösterir Bu sevgi gerçek sevgi yani herhangi bir koşula alt olmayan karşılıksız sevgidir Çocuğun barınma, besin, korunma gibi esas ihtiyaçlarının karşılanmasının yanında ona sevgi gösterir Bu sevgi reel sevgi yani herhangi bir koşula bağlı olmayan karşılıksız sevgidir Bu tutumu benimseyen ailelerde çocuğa aile içerisinde eşdeğer koşullar tanınmıştır Bazı kararların alınmasında çocuğa da akıl danışılır Fakat bütün bunları gerçekleştirirken aile, çocuk merkezli bir aile haline getirilmez Çocuğa bazı sorumlulukları olduğu hatırlatılır Aile çocuğa aleyhinde sergilediği tutumlarda onun yaşını ve gelişim basamaklarını göz önünde bulundurur Çocuğun aile içinde özgür bir şekilde gelişmesine, yeteneklerini en üstteki düzeyde açığa çıkarmasına, kendini gerçekleştirmesine müsade verir ve takviye eder Aile katı kurallar belirlemek yerine bazı prensipler geliştirir Hem eğitimde maddesel suç oluşturan kullanılmaz Yanlış davranış sergileyen çocuklar sevgi yoksunluğu ile cezalandırılmazlar Başarısızlıkları cezalandırmak yerine başarılar ödüllendirilir
Demokratik bir tutumu benimseyen bir aile içinde yetişen çocuklar; gizli, bağımsız, kendini açıklama edebilen, esas güven duyguları gelişmiş, fikirlerini serbestçe söyleyebilen, girişimci, yükümlülük alabilen, yaratıcı, kendisine ve çevresine karşısında saygılı, kendilerini gerçekleştirebilen bireyler olarak yetişirler
2) Aşırı koruyucu anne baba tutumu
Bu stil tutumu benimseyen ebeveyn sürekli çocuğuna müdahale eder Çocuk, annebaba tarafından “sen yapamazsın, “daha küçüksün, bu konuda fikir yürütemezsin biçiminde birtakım engellemelerle karşılaşır Çocuğun yaşı büyük deha olsa ona ne yapması ve ne yapmaması gerektiğini hatırlatır Çocuğun veya ergenin yapabileceği faaliyetleri engelleyerek, onun kendini tanımasına fırsat vermezler Çocuklarını bağımlı bir şekilde yetiştirirler ve kendilerine bağlılıklarını kendi yaptıkları fedakarlıkların karşılığı olarak görürler
Aşırı koruyucu bir tutumla yetiştirilen çocukların, yetişkinliğe geçişte güçlük yaşadıkları saptama edilmiştir Bu şekilde yetişen çocuklar yeterince girişimci olamaz ve bağımsız davranamazlar Yeteneklerini açığa çıkarıp kendilerini gerçekleştiremezler
“Fazla koruyucu tavır içinde olan anneler çocukların bu bireyselleşme çabalarını engelleme yolunu seçmektedir Bu engellemeler sık sık ergenin aile dışındaki dış dünyada karşılaşabileceği tehlikeli durumları abartılı olarak ona bildirmekle başlar Bu Vesile Ile ergene sahip çıkarak onu eve bağlamaya çalışırlar Aileden ayrılmasının anne babayı üzeceği telkini de gencin eve bağlanmasını kolaylaştıran, ayrılıp gitmesini engelleyen ve bu cins girişimlerde suçluluk yaratan bir telkindir Ebeveynden gelen bu nesil çabalar, gencin bağımsızlığını ve “birey olabilmesini engeller ( Kulaksızoğlu, 1998 : 105 )
3) Fazla baskıcı anne baba tutumu
Bu tutumu benimseyen anne babalar çocuklarına dominant olduklarını düşünürler ve daima onlara baskı uygularlar Çocuktan sürekli kendilerine itaat beklerler ve bunu yapmayan çocuğu dayakla cezalandırırlar Bu tutumdaki ailelerde maddesel canice çok pozitif vardır ama bu herif hareketlere maruz kalan çocuklar “dayağımı yerim, fakat gerçi yaparım düşüncesindedirler Böyle ailelerde anne baba ilişkisi içerisinde daima korku hakimdir ve bu ailelerin genelinde baba otoriterdir
Kültürlü ( 1991 ), yaptığı araştırmada ailede yüksek baskı ve disiplin ortamının, çocuklarda kendini kabulü zayıflatıcı bir etkisi olduğunu saptamıştır (Hatipoğlu, 1996 4 )
Bu tutumla yetişen çocuklar güçsüzlere ( kendinden zayıflara ) karşı saldırgan, otoriteye karşısında siliktir *