1-7 Ekim tarihleri arası “Emzirme Haftası” olarak kabul edilmektedir. Bebeklerin ilk tanıştığı besin olan anne sütü, içeriği ve yararlarıyla tam anlamıyla mucizevi bir besindir. Buna rağmen günümüzde psikolojik, fiziksel ve sosyolojik etkenler sebebiyle bazı anneler emzirmeden kaçınabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, ilk 6 ay bebeklerin anne sütüyle beslenmesini önermektedir. Ülkemizde ilk 6 ay anne sütü alan bebeklerin oranı sadece %9,5’tir. Oysa ki anne sütü hem bebekle anne arasındaki duygusal bağı sağlar hem de bebeğin gelişimi ve sağlığının sürdürülmesinde önemli rol oynar.
Özellikle immünolojik gelişimi sağlamasının yanında anne sütü, bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir besinsel örüntüye sahiptir. Doğumdan hemen sonraki ilk 4-5 günlük koyu kıvamlı süte “kolostrum” adı verilir ve bebeğin ilk aşısı olarak tanımlanır. Kolostrumda bulunan A,D,E ve K vitaminleri olgun süttekinin 5 katı kadardır. Bunun yanı sıra selenyum, sodyum, çinko mineralleri ile B12 vitaminini de daha fazla içermektedir.
5. gün ile 15. Gün arasındaki anne sütü geçiş sütü olarak adlandırılır. 15.günden sonra anne sütü, olgun (mature) süt yapısına ulaşır. Olgun anne sütü çoklu doymamış yağ asitlerinden zengindir ve bu sayede bebeğin beyin gelişiminde çok önemli bir rol oynar. Amerika’da yapılan bir çalışmaya göre anne sütü, bulaşıcı hastalıklara karşı bebeği korur. Bunun yanı sıra anne sütü ile beslenen çocuklarda ileriki dönemde obezite görülme riskinin daha az olduğu görülmüştür.
Bebeğe sağladığı yararların yanında anne sütü, annenin de yaşamında büyük etkiler yaratır. Emziren kadınlarda ileriki dönemde over kanseri ve meme kanseri görülme riskinin emzirmeyen annelere göre daha düşük olduğu görülmüştür. Aynı zamanda emziren annelerde menopoz sonrası dönemde kemik erimesi görülme riskinin daha az olduğu, yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.
EMZİRME DÖNEMİNDE ANNENİN DİYETİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Anne sütünün besinsel içeriği annenin diyetinden direk etkilenir. Özellikle annenin protein ve yağ tüketimi direk olarak süte yansır. Bu nedenle annenin yeterli protein alımı ve diyetinin yağ örüntüsü çok önemlidir. Haftada 2 gün yağlı balık tüketimi, anne sütünün omega-3 içeriğini artırır. Omega 3 yağ asidi bebeğin mental gelişimi için önemli bir rol oynar.
Emzirme döneminde annede bazı vitamin eksiklikleri görülebilir. Özellikle A,E ve C vitaminleri gereksinmesi bu dönemde artmaktadır. Bu nedenle annenin diyetinde sarı,turuncu ve yeşil sebze-meyvelere yer verilmedir. Yemeklerde bitkisel yağlar kullanılmalıdır.
Emzirme sırasında anne, ekstra enerji harcamaktadır. Anne sütü salgılanırken besin ögeleri annenin diyetinden ve depolarından sağlanır. Bu nedenle annenin enerji açığı yerine konmalı ve depoları doldurulmalıdır. Aksi durumlarda annede besin ögesi yetersizliğine bağlı olarak bazı sağlık sorunları gelişebilir.
ANNE SÜTÜNÜ ARTIRMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?
Sağlıklı bir anne, günde 700-800 ml süt salgılamaktadır. Anne sütünün artmasını sağlayan en etkili yöntem bol su içmektir. Fakat aşırı su tüketimi sütün bileşimini etkileyebilir. Bu nedenle günde 3-3,5 litre su içilmesi gerekmektedir. Bebeğin doğumdan hemen sonra emzirilmesi süt miktarını doğrudan etkiler.Bunun dışında bebeğin her istediğinde emzirilmesi ve emzirmenin doğru şekilde gerçekleştirilmesi de anne sütünü artıran durumlardır. Aynı zamanda annenin psikolojik durumu süt miktarını doğrudan etkiler. Annenin bebeğine yetemediğini düşünmesi, emzirmenin bırakılmasındaki en büyük nedendir. Yeterli süt salgılanmasının annenin yaşından etkilendiği de unutulmamalıdır.
Günümüzde özellikle kırsal kesimde anne sütünü arttırdığı kabul edilen bazı geleneksel yöntemler vardır. Bunlardan en yaygın olan içecekler ıhlamur, ısırgan otu çayı, rezene, adaçayı gibi bitkisel içeceklerdir. Bu bitki çaylarının anne sütünü arttırdığına yönelik bilimsel kanıtlar bulunmamaktadır ve mekanizmaları bilinmemektedir. Özellikle açıkta satılan ve kaynağı bilinmeyen çaylar kesinlikle annelerin tercihi olmamalıdır.