Anneler ve Kızları dizisinden oyuncu yorumları anneler ve kızları, dizi oyuncu, yorumları, konusu, hikayesi, feride çetin, ebru özkan, röportajları burada arkadaşlar 1549261300 1549261300 annelervekizlaridizisindenoyuncuyorumlari5c57d9f8a9ad2annelervekizlaridizisindenoyuncuyorumlari5c57d9f8a9ad2annelervekizlaridizisindenoyuncuyorumlari5c57d9f8a9ad2 O Kadar yakında izleyicisi ile buluşacak oaln Anneler ve Kızlarıdizisinin iki başrol oyuncusu Feride Çetin ve Ebru Özkan'dan dizi konusuna dair yorumları, bu yazımızda sizlere aktarıyoruz Melek'lerannelervekizlaridizisindenoyuncuyorumlari5c57d9f8aef26alt Doğdukları coğrafyalarla ayrılıp kaderleriyle benzeşen Defne ile Gülizar'ın ayakta kalma mücadelesi Star TV'de fazla yakında yayına girecek olan 'Anneler ile Kızları' adlı dizide bu iki dirençli kadını canlandıran Ebru Özkan ve Feride Çetin'le, bu ülkede bayan olmanın ağırlığını ve kesişen yolları konuştuk Dizinin konusunu ve oynadığınız karakteri biraz anlatabilir misiniz? Feride Çetin: Benim canlandırdığım Gülizar, Malatya’da kocasının ailesiyle birlikte yaşamış dirayetli, ailesine emrindeki, inançlı bir bayan Görücü usulüyle evlenmiş, sonradan sevmiş kocasını Üç tane düşük yapmış, en sonunda bir kız diğer taraftan oğlan çocuk sahibi olmuş Onların selametini her şeyin üzerinde tutuyor Kocasının ailesi tarafından ezilse de, çocukları için var olmaya çalışan, sevgi ve umut batmış bir bayan Gücünü topraktan bölge bir Anadolu kadını En çok her şeye umutla bakmasını, çocuklarına olan aşkını ve zorluklar aleyhinde kolay basit yılmamasını sevdim Ebru Özkan: Biri doğulu diğeri batılı iki kadının yaşam mücadelesini izleyeceğiz bu projede Her ne kadar bambaşka kültürlerden gelseler de verdikleri çaba benzer kaygılar ve korkular üzerinden ilerleyecek Bu benzer yazgı durumu onların yollarının kesişmesine ve dayanışma içinde olmasına sebep olacak Ben, problemli bir ailede büyümüş, engebeli bir çocukluk dönemi geçirmiş, doğrularını ve yanlışlarını bu mücadele sürecinde belirlemiş Defne’yi canlandırıyorum Defne, defalarca kendi ayakları üzerinde durmayı başarmış, eğitimini tamamlamış, geçmişin izlerini âşık olduğu eşi ve kızı ile silmeye çalışmış biri Bir önceki dizilerinizdeki karakterinizle mukayese yaparsak… Siz (Feride Çetin) geçen sezonda da ‘Aşk ve Ceza’ dizisinde Doğulu ve töre baskısından mustarip bir karakteri canlandırmıştınız, siz ise (Ebru Özkan) ‘Hanımın Çiftliği’ dizisinde yine şehirli ve eğitimli bir karakteri Ne farklar göreceğiz yeni karakterleriniz arasında? FÇ: Aşk ve Suç Oluşturan dizisinde canlandırdığım Çiçek, faizsiz kavgacı biriydi Kendisine dayatılanlar karşısında cevap verse de kaderine razı oluyordu ‘Anneler ile Kızları’ndaki Gülizar ise hayatının iplerini elinde tutmaya kararlı Töre kanunlarını dinlemiyor Çiçek gözü yaşlı bir karakterdi, Gülizar gözyaşlarını içine akıtan çocukları için gülümseyecek bir şeyler bulmaya çalışan bir kadın Kadın olmanın değersiz olmakla benzer tutulduğu topraklarda, yazgısına boyun eğmiyor, direniyor EÖ: Halide ve Defne fazla ayrı karakterler, ilk önce dönem faktörü var, 1950’lerde çiftçi, hanım ağa konumunda emir kipi ile kurulan cümleler kullanan doyumsuz, yalnız ve kusur yapmayı kabullenemeyen bir kadındı Halide ve bu seziş onu defalarca daha büyük hatalar yapmaya zorladı Defne ise bütün tersi, hatalarından ders bölge, tembel bir yapıya sahip, yok edici olmaktan ziyade yapıcı bir kişilik, en bariz farkı anne oluşu, bir annenin kaygılarına, korkularına ve şefkatine sahip Hikâyede, batılı ‘Beyaz Kadın’ ile doğulu ‘Kara Kadın’ var Sizce bu iki bayan nerede buluşuyor, nerede birbirinden ayrılıyor? Toplumda bunun yansımalarını nasıl buluyorsunuz? Bu iki kadının yolu nerede kesişiyor? EÖ Batılı ve Doğulu iki kadının en bariz ayrıldığı nokta eğitim ve yaşam biçimleri, sahip olduğu haklar, sözlerinin ve konumlarının geçerliliği ve kendilerini savunma durumları Benzerlik kadın olmalarının getirdiği doğal bir konum, her nerede olurlarsa olsunlar uğradıkları adaletsizlik ve verdikleri mücadele iki taraflı Batılı bayan hakkını arama ve kendini koruma konusunda daha şanslı FÇ: Gülizar, Defne’ninkinden ayrı bir kültürden geliyor O toprakların acı ve sevinciyle yoğrulmuş, ikinci sınıf insan yerine konmuş biri İstanbul’a hiç ayak basmamış, taşralı Ama genel öykümüzde, kadınların doğuda da, batıda da aynı dertlere sahip olduğunu göstermeye çalışıyoruz Büyük şehirde ayakta kalmak için birbirine sıkıca sarılan iki dostun öyküsü var burada ‘Bayan kadının kurdu değildir, el ele verirsek sisteme karşısında daha zinde oluruz’u anlatmaya çalışıyoruz Hikâye elime geldikten sonradan tesadüf eseri, az kalsın Gülizar’ın yaşadıklarının aynısını yaşayan Malatya’dan İstanbul’a iki çocuğuyla kaçıp gelmiş bir kadınla tanıştım Beyaz abla Beyaz abla, adeta Türkçe tek bir kelime bile bilmeden İstanbul’a gelmiş ve iki çocuğuyla hayatta kalabilmiş Çocuklarını okutmuş, meslek sahibi yapmış O da dostlarına tutunmuş Hâlâ da çalışıyor, direniyor Daha çok bununla ilgileniyorum, zaten bu topraklarda bayan olarak ayakta kalabilmek bile politik bir direniş gerektiriyor ‘Sınırlar insanları ayırmaz’ın da hikâyesi biraz, bizim hikâyemiz Dizinin adı ‘Anneler ile Kızları’, nasıl bir anne faktörü izleyeceğiz dizide? EÖ: İki kadında da korumacı ve dinç bir inşa hâkim Kendi çocukluklarında sahip olamadıkları şefkati ve sevgiyi fazlasıyla göstermeye çalışan iki anne var Kısacası ayrı anne modelleri ve yaklaşımları laf konusu, bu yaklaşımların olumsuz ve pozitif etkilerini yansıtacağız FÇ: Fiilen her değişiklik anne var O anlamda şu sorunun da cevabını arıyor bu meslek, ‘Kızlar annelerinin kaderini mi yaşar?’ Annelerinin kaderini de yaşamış var, o kaderi değiştiren de Senaristlerimiz fazla güzel bir durum örgüsü kurmuşlar Umarım yolu açık olur da biz de bu sorunun cevabını izleriz Türkiye’deki ‘kadın durumu’na ne diyorsunuz? Neredeyse her gün bir bayan öldürülüyor Bu cinayetlere karşı durmak için neler yapıyorsunuz? EÖ: Sadece Türkiye’de yok dünyadaki birçok bayan zorlu süreçler geçiriyor ve tanık olduğumuz ölümler, tacizler korkunç bir tablo çıkarıyor önümüze Ülkemizdeki bilinçlenme düzeyi oldukça yavaş ilerliyor bana kadar ve suçlu olarak sadece erkekleri uygulamak yanlış olur O erkekleri doğuran ve eğiten de bir bayan sonuçta Zincirleme bir reaksiyon gibi algılamak gerekir sanırım, içinden çıkılmaz olan da bu durumdur Ben öncelikle bir insan sonra bir bayan olarak elimden geldiğince tanık olduğum durumlara müdahale etmeye çalışıyorum Eğitimim, haklarımı koruma biçimim ve bulunduğum konum birçok kadına misal olacaktır diye umuyorum Dizide kadına ait hangi zorlukları, hangi problemleri izleyeceğiz? FÇ: Her şeyi Bu diziyi bu sorunlara aklıselim iki kadının yazıyor olması, kadınla ilgili hikâyeleri ekrana getirmede deneyimli bir yönetmenin işin başında olması ve yapımcımızın bu konudaki hassasiyeti beni heyecanlandırıyor Yalnız televizyonda işler ticari ilerler Bazen başlangıçtan bambaşka bir yolda bulursunuz kendinizi Ben gerçi Gülizar ve Defne üzerinden bir yüzleşme yaşayacağımıza inanıyorum EÖ: İki farklı kültürün karşılaşabileceği bütün zorlukları, engelleri ve aynı çözüm yollarını bakmak olası, kadınsı bir konu çünkü Kadın edinmek başlı başına güçlük mudur sizce? FÇ: Şüphesiz, hangi derslik veya statüde olursanız olun böyle Biz daima iki kat daha çok çalışmak, derdimizi sabırla anlatmaya sürdürmek durumundayız Altmışlarda eşit ücret grevleri yapılsa da böylece bir şey değişmedi Meslek hayatında erkeklerle eşit ücret almamız hâlâ güç, sokakta istediğimiz gibi yürümemiz zorlama, erkekleşmeden ayakta kalmak şiddet Gönlümüze göre giyinirsek ‘zilli’ damgası yeme riskiyle karşı karşıyayız, her zaman bayan olmamız susup günümüzün gelmesi için beklememiz gerektiği söylenir Doğduğumuz günden sonuna kadar bastırılmış bir yaşam yaşıyoruz EÖ: Sanıyorum böylece, çünkü biçilmiş bir kaftan durumu var Bunu parçalamak, başkalaştırmak, her yerde yapılandırmak bu yüzden şiddet Yaşama merhaba diyen her kadın bu kaftanı üzerinden hariç tutmak için savaşmak zorunda kalıyor Bu dizi bu kadın sorunsalına bir tepki niteliğinde mi olacak? FÇ: Böylece olmasını umut ediyorum Konuşulursa bu konular, daha çok gündeme gelirse fazla sevinirim Günümüzde birçok şey diziler üzerinden tartışılır oldu çünkü EÖ: Kuşkusuz, kendi içinde bir tepki barındırıyor çünkü konusu bayan ve dayanışma ama bunun çok geniş bir platformda değil de iki kadının kendi halindeki yaşamları ve çıkmazları üzerinden ele alınması söz konusu Bu rolün nesi cezbetti sizi? Niçin bu dizide yer almalıyım dediniz? FÇ: Fazla düşündüm, uzun süredir televizyonda böyle bir kadın hikâyesi izlemedik Bu ekibin hazırlıkta gösterdiği çalışma da etkiledi beni Bir taraftan da, basit yok rol Kürtçe öğreniyorum lakin beceremezsem, bu kız ne yapıyor denme riski var İçimden bir ses bu kadın sana iyi gelecek dedi, onu dinledim Anneme ve en yakın arkadaşıma sordum, onlar da içindeki sesi dinle diğerlerine kapat kulaklarını dedi EÖ: Ele aldığı ve açıklama yapmak istediği konu dikkatimi çekti elbette Her kadının nereden gelirse gelsin aynı duvara çarpması ve çözüm araması Özellikle son dizilerinizde uyarı çeken oyuncular olarak, ne gibi projeleriniz var? Örneğin bir sinema filminde ya da bir tiyatro oyununda izleyebilecek miyiz sizleri? EÖ: Gelen projeleri değerlendiriyoruz, önümüzdeki süreçte içinde bulunmak istediğim işler çıkabilir natürel fakat Neşelendirici bir süreç, yeni projelerde buluşmak heyecanı ve dileğiyle (gülüyor) FÇ: ‘Hoş Günler Göreceğiz’ adında bir sinema filminde rol aldım en son Onun gösterime girmesini merakla bekliyorum bir de sendikalı olmanın yararına ilişkin kısa film projelerimiz oldu, onların nasıl akustik bulacağını merak ediyorum Yeni bir perspektif sunmayı amaçlayan genç sinemacılarla bir belgelere dayanan hazırlıyoruz, umutluyum ‘Anneler ile Kızları’nda diğer kimler var? Ebru Özkan, Feride Çetin, Levent Üzümcü, Şerif Sezer, Hüseyin Soysalan, Berke Hürcan, Hülya Keyifli, İsmail Demirci, Ali Hürol, Ergun Kuyucu, Selda Özer, Özge Korkmaz, Dilşad Bozyiğit, Mehmet Polat, Hikmet Körmükçü ve Deniz Barut Yönetmen: Hakan Arslan Mantıksal Bağ: Leyla Karaloğlu, Seval Bozkurt Radikal Hayat