iltasyazilim
FD Üye
Anti Aging Nedir ?
ANTİAGİNG
Antiaging sözcük anlamı olarak yaşlılığı önlemek olsa da, yaşlanmayı durdurmak şu andaki bilimsel gelişme düzeyi ile imkansızdır Herkes yaşlanacak ve ölecektir ve bundan kaçmamız olanaksızdır böylece ‘ ’Antiaging ’ ’ kelimesini dinç yaşlanmak ve yaşlılıkta dinç olmak için yapılması gerekenler olarak kavramak uygun olacaktır
Yaşı ileri olmadığı ve genç yaşta olduğu halde vücudu ihtiyar olan ahali vardır Bunlara biyoloji ile ilgili olarak erken yaşlanma diyebiliriz
40 yaşında olduğunuz halde kemikleriniz 65 yaşındaki gibi olabildiği gibi 70 yaşında olduğunuz halde kalbiniz 30 yaşındaki gibi olabilir
Yaşlanmanın Nedenleri?
Yaşlanmayı artıran nedenler şunlardır:
Hücrelerin oksidatif stres denen vücutta oluşan bağımsızlık oksijen radikallerice hasara uğraması ve vücudun bunu koruyan antioksidan sisteminin yetersizliği
Kromozomlarda bulunan DNA ’nın hasar görmesi
Genetik miras veya genlerdeki şartların değişmesi
Hücrede yer alan mitokondrium isimli organcığın zarar görmesi
Vücutta bulunan yağların hasar görmesi
Proteinlerin glikozillenmesi
Hormonal bozukluklar
Gıda bozuklukları
Hücrede otofaji denen hücreyi tamir eden mekanizmanın bozulması
Yaşamı UzatmaAntiAging İle İlgili Bilimsel Araştırmalar:
Bilimsel incelemeler yaşam süresini uzatmayla ilgili olarak yalnızca hayvanlarda üretilmiş ve kalori kısıtlamasının hayvanlarda yaşam süresini % 60 oranında uzattığı ve yaşlanmayı yavaşlattığı gösterilmiştir Kalori azalmasının vücutta sirtuin (SIRT) proteinlerini artırarak bu etkiyi sağladığı düşünülmektedirİnsanlarda ise aralıksız kalori kısıtlaması yapmanın pratik imkanı yoktur Keza vücudun ihtiyacından eksik kalori olmak üreme fonksiyonlarını bozar, adetler bozulur, tansiyon yükselir, libido azalır, şiddet azalır, yara iyileşmesi bozulurdepresyon artar bununla birlikte dinç beslenmenin ve fazla kalorili beslenmemenin obezite, diyabet ve kanser gelişimini önlediğini söyleyebiliriz Kayıtlı aralıklarla aç kalmak veya oruç tutmak bu yönden yararlı olabilmektedir Hayvan çalışmalarında kalori kısıtlaması ile metilgluoksal denen mitokondriuma zararlı bir maddenin miktarında azalma olmaktadır Metilglioksal hem hücrede oluşan AGE denen zararlı glikasyon son ürünlerini artırmaktadır Kayıtlı aralıklarla aç kalmak metilgliaksolü azaltarak faydalı olmaktadır İnsanlarda ise gece uyku baştan başa oluşan özlem boyunca glikolitik mekanizma baskılanmakta ve metilglioksal oluşumu azalmakta ve otofaji denen mekanizma artmaktadır böylece ilave bir açlığın bu mekanizmalar aracılığıyla yararlı olmayacağı düşünülmektedir Aralıklarla aç kalmanın hayat süresi üstüne ne değin etkili olacağı ve açlık süresinin ne kadar olması gerektiği hususunda ileri çalışmalara lüzum vardır Akşam yatmadan önce alınan fazla karbonhidrat da gece oluşan yararlı arzu süresini kısalttığından vücuda zararlı olmaktadır Akşamları erken saatte yemek yemek gece oluşan açlığı artırdığından zararlı metilglioksal üretimini azaltacağından daha yararlı olmaktadır Bu da bize gün içinde yediğimiz gıdaları sabahleyin akşam erken saate değin yememiz gerektiğini göstermektedir Bilim adamları bu konu üzerinde çalışmalarına devam etmektedir
Yaşlanmayla ilgili olarak bir takım gen mutasyonları da saptanmıştır Bunlardan en önemlilerinden birisi klotho gen mutasyonudur Klotho gen mutasyonu olan farelerin tez yaşlandığı saptanmıştır Bu gen hayvana verildiğinde yaşlanmanın azaldığı ve yaşam süresini % 2030 uzattığı gösterildi Yaşlandıkça klotho proteinin azaldığı da saptanmıştır bir de çoğu genin yaşın uzun olmasında etkili olduğu bilinmektedir Solucanlarda ya da kurtçuklarda yapılan genetik çalışmalarda bu genlerde yapılan değişikliklerle solucanların ya da kutçukların yaşam süreleri 23 kat artmıştır
Üstünde en çok çalışılan ise SIRT proteinleridir Bunlar insanda 9 adettir ve meyve sineklerinde yaşamı uzattığı gösterilmiştir İnsanlardaki rolleri tam olarak bilinmemektedir 2005 de yapılan bir çalışmada SIRT3 geninin insan yaşam süresiyle ilgili olduğu ileri sürülmüştür Senescence marker protein30 (SMP30) isimli bir protein de yaşlanmayla ilişkili olduğu saptanmıştır Yeniden TOR proteinlerinin yaşlanmayla ilgili olduğu da saptanmıştır TOR geninin supresyonunun yaşamı uzattığı bahis edilmiştir Resveretrolün de bu mekanizmayla faydalı olduğu ileri sürülmüştür
Yaşlanmayla ilgili bir mekanizma otofaji mekanizmasıdır Hücrede oluşan ve hasara uğrayan parçacıklar otofaji ile yok edilir Otofaji bir hücre tamir mekanizmasıdır ve hücredeki zararlı maddeleri temizler Yaşlandıkça otofaji azalır ve hayat süresini belirler Otofajiyi artıracak ya da uyaracak tedaviler de artık antiaging tedavilerin amacı olmuştur Bu konuda da çalışmalar sürmektedir Kandaki insülin hormon yüksekliği, kan şekeri yüksekliği otofajiyi azaltır Kalori kısıtlaması ise otofajiyi artırır
Ceset ısısının azaltılmasının da hayvan çalışmalarında yaşam süresini uzattığı saptanmıştır
Japonya ’nınOkinawa adasında yaşamış kişilerin uzun zaman yaşadıkları 100 yaşın üzerindeki birey sayısının Batı ülkelerine tarafından 4 kat pozitif olduğu saptanmıştır Bu şahısların fazla az et tükettikleri, sebze ile daha çok beslendikleri, az yedikleri, hareketli oldukları ve stresden uzaktan yaşadıkları saptanmıştır Bu misal bize çevresel etkenlerinm çok manâlı olduğunu göstermektedir Doğal yiyecek ile beslemek, pak çevre ve gerginlik manâlı faktörlerdir
*
ANTİAGİNG
Antiaging sözcük anlamı olarak yaşlılığı önlemek olsa da, yaşlanmayı durdurmak şu andaki bilimsel gelişme düzeyi ile imkansızdır Herkes yaşlanacak ve ölecektir ve bundan kaçmamız olanaksızdır böylece ‘ ’Antiaging ’ ’ kelimesini dinç yaşlanmak ve yaşlılıkta dinç olmak için yapılması gerekenler olarak kavramak uygun olacaktır
Yaşı ileri olmadığı ve genç yaşta olduğu halde vücudu ihtiyar olan ahali vardır Bunlara biyoloji ile ilgili olarak erken yaşlanma diyebiliriz
40 yaşında olduğunuz halde kemikleriniz 65 yaşındaki gibi olabildiği gibi 70 yaşında olduğunuz halde kalbiniz 30 yaşındaki gibi olabilir
Yaşlanmanın Nedenleri?
Yaşlanmayı artıran nedenler şunlardır:
Hücrelerin oksidatif stres denen vücutta oluşan bağımsızlık oksijen radikallerice hasara uğraması ve vücudun bunu koruyan antioksidan sisteminin yetersizliği
Kromozomlarda bulunan DNA ’nın hasar görmesi
Genetik miras veya genlerdeki şartların değişmesi
Hücrede yer alan mitokondrium isimli organcığın zarar görmesi
Vücutta bulunan yağların hasar görmesi
Proteinlerin glikozillenmesi
Hormonal bozukluklar
Gıda bozuklukları
Hücrede otofaji denen hücreyi tamir eden mekanizmanın bozulması
Yaşamı UzatmaAntiAging İle İlgili Bilimsel Araştırmalar:
Bilimsel incelemeler yaşam süresini uzatmayla ilgili olarak yalnızca hayvanlarda üretilmiş ve kalori kısıtlamasının hayvanlarda yaşam süresini % 60 oranında uzattığı ve yaşlanmayı yavaşlattığı gösterilmiştir Kalori azalmasının vücutta sirtuin (SIRT) proteinlerini artırarak bu etkiyi sağladığı düşünülmektedirİnsanlarda ise aralıksız kalori kısıtlaması yapmanın pratik imkanı yoktur Keza vücudun ihtiyacından eksik kalori olmak üreme fonksiyonlarını bozar, adetler bozulur, tansiyon yükselir, libido azalır, şiddet azalır, yara iyileşmesi bozulurdepresyon artar bununla birlikte dinç beslenmenin ve fazla kalorili beslenmemenin obezite, diyabet ve kanser gelişimini önlediğini söyleyebiliriz Kayıtlı aralıklarla aç kalmak veya oruç tutmak bu yönden yararlı olabilmektedir Hayvan çalışmalarında kalori kısıtlaması ile metilgluoksal denen mitokondriuma zararlı bir maddenin miktarında azalma olmaktadır Metilglioksal hem hücrede oluşan AGE denen zararlı glikasyon son ürünlerini artırmaktadır Kayıtlı aralıklarla aç kalmak metilgliaksolü azaltarak faydalı olmaktadır İnsanlarda ise gece uyku baştan başa oluşan özlem boyunca glikolitik mekanizma baskılanmakta ve metilglioksal oluşumu azalmakta ve otofaji denen mekanizma artmaktadır böylece ilave bir açlığın bu mekanizmalar aracılığıyla yararlı olmayacağı düşünülmektedir Aralıklarla aç kalmanın hayat süresi üstüne ne değin etkili olacağı ve açlık süresinin ne kadar olması gerektiği hususunda ileri çalışmalara lüzum vardır Akşam yatmadan önce alınan fazla karbonhidrat da gece oluşan yararlı arzu süresini kısalttığından vücuda zararlı olmaktadır Akşamları erken saatte yemek yemek gece oluşan açlığı artırdığından zararlı metilglioksal üretimini azaltacağından daha yararlı olmaktadır Bu da bize gün içinde yediğimiz gıdaları sabahleyin akşam erken saate değin yememiz gerektiğini göstermektedir Bilim adamları bu konu üzerinde çalışmalarına devam etmektedir
Yaşlanmayla ilgili olarak bir takım gen mutasyonları da saptanmıştır Bunlardan en önemlilerinden birisi klotho gen mutasyonudur Klotho gen mutasyonu olan farelerin tez yaşlandığı saptanmıştır Bu gen hayvana verildiğinde yaşlanmanın azaldığı ve yaşam süresini % 2030 uzattığı gösterildi Yaşlandıkça klotho proteinin azaldığı da saptanmıştır bir de çoğu genin yaşın uzun olmasında etkili olduğu bilinmektedir Solucanlarda ya da kurtçuklarda yapılan genetik çalışmalarda bu genlerde yapılan değişikliklerle solucanların ya da kutçukların yaşam süreleri 23 kat artmıştır
Üstünde en çok çalışılan ise SIRT proteinleridir Bunlar insanda 9 adettir ve meyve sineklerinde yaşamı uzattığı gösterilmiştir İnsanlardaki rolleri tam olarak bilinmemektedir 2005 de yapılan bir çalışmada SIRT3 geninin insan yaşam süresiyle ilgili olduğu ileri sürülmüştür Senescence marker protein30 (SMP30) isimli bir protein de yaşlanmayla ilişkili olduğu saptanmıştır Yeniden TOR proteinlerinin yaşlanmayla ilgili olduğu da saptanmıştır TOR geninin supresyonunun yaşamı uzattığı bahis edilmiştir Resveretrolün de bu mekanizmayla faydalı olduğu ileri sürülmüştür
Yaşlanmayla ilgili bir mekanizma otofaji mekanizmasıdır Hücrede oluşan ve hasara uğrayan parçacıklar otofaji ile yok edilir Otofaji bir hücre tamir mekanizmasıdır ve hücredeki zararlı maddeleri temizler Yaşlandıkça otofaji azalır ve hayat süresini belirler Otofajiyi artıracak ya da uyaracak tedaviler de artık antiaging tedavilerin amacı olmuştur Bu konuda da çalışmalar sürmektedir Kandaki insülin hormon yüksekliği, kan şekeri yüksekliği otofajiyi azaltır Kalori kısıtlaması ise otofajiyi artırır
Ceset ısısının azaltılmasının da hayvan çalışmalarında yaşam süresini uzattığı saptanmıştır
Japonya ’nınOkinawa adasında yaşamış kişilerin uzun zaman yaşadıkları 100 yaşın üzerindeki birey sayısının Batı ülkelerine tarafından 4 kat pozitif olduğu saptanmıştır Bu şahısların fazla az et tükettikleri, sebze ile daha çok beslendikleri, az yedikleri, hareketli oldukları ve stresden uzaktan yaşadıkları saptanmıştır Bu misal bize çevresel etkenlerinm çok manâlı olduğunu göstermektedir Doğal yiyecek ile beslemek, pak çevre ve gerginlik manâlı faktörlerdir
*