Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Antiepileptik yani sara ilaçlarının farklı tasarruf meydanları Son devirlerde Dimağ ve Hudut Cerrahisi içersinde antiepileptik ilaçların tasarrufları artmıştır. Fakat bu artış Sıhhat Bakanlığı, tabip, hasta ve Eczane dörgeninde birtakım dertleri beraberinde getirmiştir.
Örneğin bir Dimağ ve Hudut Cerrahi Eksperi antiepileptik ilacı hastaya reçete ettiğinde eczacı yahut kalfası sende epilepsi(Sara) mı var ki bu ilacı kullanıyorsun?, bir tabip sana niçin bu ilaçları yazmışlar ki sende epilepsi(Sara) mı var mı formundaki sorularla karşılaşılmaktadır. Halbu ki tıp hergeçen gün gelişmektedir. Ve kimi ilaçların kullanılabildiği ortamlar giderek artmaktadır.
1990 lı yılların 2. yarısından sonra antiepileptik ilaçların yapılan araştırmalarda ağrı tedavisinde uygun geldiği tespit edilmiştir.
Lakin o devirler bu ilaçların nasıl tesir göstererek ağrı tedavisinde tesirli olduğu bilinememiştir.
Yapılan araştırmalarla ağrı tedavisinde, hudut hücrelerinde nöroprotektif yani gözetici tesirlerinin etki mekanizmaları ortya konmuştur. Nöropatik ağrı ismi verilen ağrı çeşidinde tasarrufları ortaya çıksa da hala da bu ilaçların tasarrufları bu yerle hudutlu kalmıştır.
Halbuki bu ilaçların kullanılma nedenleri hastaların kazanımıdır. Bu tasarruf klişeleşmiş tedavi protokollerine yeni bir soluk getirmiştir. Bugün her doktor bel ağrısı ve belfıtığı, lomber dar kanal üzere rahatsızlıklarda hangi ilaçların kullanılabileceğini bilmektedir.
Kullanıldığı vakit yargılanan bu ilaçlar için neden bu kadar yargılama ile karşı zıdda kalındığı ve endikasyonlarının neden bu kadar dar tutulduğu anlaşılamamaktadır.
Yıllardır kullanılan antiepiptik ilaçların ve yeni jenerasyon antiepileptik ilaçların güvenirlikleri hergeçen gün artmaktadır.
Yeni geliştirilen antiepileptik ilaçlarla antiepileptik ilaçların oluşturduğu yan tesirler azalmakta birebir hengamda hayat kalitesi üzerindeki olumlu tesirleri artmaktadır. Nöropatik ağrı kavramı tıp literatüründe kronik ağrı kavramı içersinde bölge almaktadır.
Nöropatik ağrıyı tıp bilmi geliştikçe görülmektedir ki yalnızca diabet ve hepes virüsüne bağlı rahatsızlıklar yapmamaktadır. Tıpkı hengamda omurga kanalında darlık oluşturabilen rastgele bir durumda nöropatik ağrıya neden olabilmektedir. Ama ne gariptir ki bu ilaçları hastanın kazanımı için kullanan doktorlar yeniden hastanın kazanımı için uğraş gösterdiği düşünülen doktorlar tarafından yargılanmaktadır.Bilimsel gereklerin dışında yapılan değerlendirmenin tek dayanağı tabibin çıkar ilgisine dayandırılmaktadır.
Halbuki gerçekler herzaman bu türlü olmamaktadır. Zira tüm doktorları bu küme içine yerleştirmek yanlış bir davranıştır. Bu ilaçlar içinde Dimağ Cerrahları arasında en çok tercih edilen ilaçlar gabapentin etken hususuna sahip ilaçlar, karbamezepine molekülüne sahip ilaçlar ve oksikarbamezepine molekülüne sahip ilaçlardır.
Bu ilaçlar kansere bağlı ağrılarda, bel fıtığı ameliyatı sonrası ortaya çıkan ağrılarda, migren proflaksisinde, fibromyaljia romatikada, nöropatik ağrı oluşturabilen sıkıntılarda, bipolar bozuklukta vb. tasarruf yeri buldukları artık tıp literatüründe belirtilmiştir.
Tıp bilmi hareketli bir bilim kısmıdır. Gelişmelerin hasta için kullanılması yanlış değildir.Aksine kazanımlar ön planda tutulmalıdır. Dimağ ve Hudut Cerrahisi içersinde de kullanılmasının emeli hastanın kazanımıdır.
Örneğin bir Dimağ ve Hudut Cerrahi Eksperi antiepileptik ilacı hastaya reçete ettiğinde eczacı yahut kalfası sende epilepsi(Sara) mı var ki bu ilacı kullanıyorsun?, bir tabip sana niçin bu ilaçları yazmışlar ki sende epilepsi(Sara) mı var mı formundaki sorularla karşılaşılmaktadır. Halbu ki tıp hergeçen gün gelişmektedir. Ve kimi ilaçların kullanılabildiği ortamlar giderek artmaktadır.
1990 lı yılların 2. yarısından sonra antiepileptik ilaçların yapılan araştırmalarda ağrı tedavisinde uygun geldiği tespit edilmiştir.
Lakin o devirler bu ilaçların nasıl tesir göstererek ağrı tedavisinde tesirli olduğu bilinememiştir.
Yapılan araştırmalarla ağrı tedavisinde, hudut hücrelerinde nöroprotektif yani gözetici tesirlerinin etki mekanizmaları ortya konmuştur. Nöropatik ağrı ismi verilen ağrı çeşidinde tasarrufları ortaya çıksa da hala da bu ilaçların tasarrufları bu yerle hudutlu kalmıştır.
Halbuki bu ilaçların kullanılma nedenleri hastaların kazanımıdır. Bu tasarruf klişeleşmiş tedavi protokollerine yeni bir soluk getirmiştir. Bugün her doktor bel ağrısı ve belfıtığı, lomber dar kanal üzere rahatsızlıklarda hangi ilaçların kullanılabileceğini bilmektedir.
Kullanıldığı vakit yargılanan bu ilaçlar için neden bu kadar yargılama ile karşı zıdda kalındığı ve endikasyonlarının neden bu kadar dar tutulduğu anlaşılamamaktadır.
Yıllardır kullanılan antiepiptik ilaçların ve yeni jenerasyon antiepileptik ilaçların güvenirlikleri hergeçen gün artmaktadır.
Yeni geliştirilen antiepileptik ilaçlarla antiepileptik ilaçların oluşturduğu yan tesirler azalmakta birebir hengamda hayat kalitesi üzerindeki olumlu tesirleri artmaktadır. Nöropatik ağrı kavramı tıp literatüründe kronik ağrı kavramı içersinde bölge almaktadır.
Nöropatik ağrıyı tıp bilmi geliştikçe görülmektedir ki yalnızca diabet ve hepes virüsüne bağlı rahatsızlıklar yapmamaktadır. Tıpkı hengamda omurga kanalında darlık oluşturabilen rastgele bir durumda nöropatik ağrıya neden olabilmektedir. Ama ne gariptir ki bu ilaçları hastanın kazanımı için kullanan doktorlar yeniden hastanın kazanımı için uğraş gösterdiği düşünülen doktorlar tarafından yargılanmaktadır.Bilimsel gereklerin dışında yapılan değerlendirmenin tek dayanağı tabibin çıkar ilgisine dayandırılmaktadır.
Halbuki gerçekler herzaman bu türlü olmamaktadır. Zira tüm doktorları bu küme içine yerleştirmek yanlış bir davranıştır. Bu ilaçlar içinde Dimağ Cerrahları arasında en çok tercih edilen ilaçlar gabapentin etken hususuna sahip ilaçlar, karbamezepine molekülüne sahip ilaçlar ve oksikarbamezepine molekülüne sahip ilaçlardır.
Bu ilaçlar kansere bağlı ağrılarda, bel fıtığı ameliyatı sonrası ortaya çıkan ağrılarda, migren proflaksisinde, fibromyaljia romatikada, nöropatik ağrı oluşturabilen sıkıntılarda, bipolar bozuklukta vb. tasarruf yeri buldukları artık tıp literatüründe belirtilmiştir.
Tıp bilmi hareketli bir bilim kısmıdır. Gelişmelerin hasta için kullanılması yanlış değildir.Aksine kazanımlar ön planda tutulmalıdır. Dimağ ve Hudut Cerrahisi içersinde de kullanılmasının emeli hastanın kazanımıdır.
