bilgisayarci
FD Üye
Fulya Öktem / Bloomberg HT
Arabuluculuk gönüllülük esası üzerine bina edilen, yararcı karakteri öne çıkan Anglo-Sakson menşeili bir kurum. Peki, arabuluculuk Türkiye’de neden zorunlu oldu, iş ve ticaret dışında da zorunluluk gelecek mi, arabuluculuk uzun vadede ülkemizde işler mi?
“TİCARİ ARABULUCULUKTA UZMANLAŞMA SAĞLANACAK”
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar; herhangi bir aşamada müzakerelere son verebilme özgürlüğünün, tarafların kendi çözümlerini bulmalarının, anlaşmaların emsal teşkil etmemesinin ve bilgi ile belgelerin gizli kalmasının arabuluculuk kurumuna güveni geliştirerek ilgiyi artırdığını kaydetti.
Öte yandan, ticari uyuşmazlıkların daha fazla hukuki ve sektörel bilgi gerektirdiğini vurgulayan Öztatar, sigorta, bankacılık, enerji ve benzeri birçok alt alanda uzmanlarla çalışma grupları oluşturulduğunu ve yakın zamanda ticari arabuluculukta uzmanlaşmanın sağlanacağını belirtti. Öztatar, ticari uyuşmazlıklarda uygulamaların yeknesaklığı için hakimlere eğitimler verildiğini bildirdi.
“DAVA KAYBEDİLEBİLİR, KAZANILABİLİR AMA ARABULUCULUKTA KAYIP YOKTUR”
Arabulucu Avukat Umut Metin, arabuluculuğun anlaşmazlıkların çözümünde en hızlı, barışçı ve stressiz yol olduğunu, mahkemedeki kazan-kaybet sisteminden doğan sorunların arabuluculukta yaşanmadığını, arabuluculukta mevcut sorunun yanında oluşabilecek sorunların da bertaraf edildiğini belirtti. Metin; duruşma salonu gerginliğinin yaşanmadığı arabuluculuk kurumunun zaman, maddiyat, gizlilik, psikolojik rahatlık, ilişki onarımı, itibar gibi açılardan yararlı olduğunu; toplumda müzakere ve uzlaşı kültürünü geliştirdiğini söyledi.
Arabulucu Avukat Burcu Mete ise yargılama ile arabuluculuk çözümleri arasındaki zaman farkına dikkat çekti. Mete, uyuşmazlıkların mahkemelerde çözümünün yıllar aldığını, arabuluculukta ise bu sürenin 4 ile 8 hafta arasında değiştiğini belirtti.
“MAHKEMELERİN İŞ YÜKÜNDE EFEKTİF AZALMA YOK”
İstanbul Barosu İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Komisyon Başkanı Arabulucu Avukat Hasan Erdem, sadece uzun yargılama süreci veya ekonomik zayıflık nedeniyle arabulucuya gidilmesi halinde sistemin sağlıklı işlemeyeceğini; muvazaalı işlemlerin olabildiğini ve arabuluculuğun hak arayışının önüne geçmek amacıyla kullanılabildiğini söyledi. Erdem, iş yargılaması yükünde efektif bir azalmanın bulunmadığını, ikale anlaşmaları gibi harici işlerin de artık arabulucu üzerinden yapılmasının anlaşma oranının yüksek görünmesini sağladığını belirtti.
“TARAFLARIN DENK OLMADIĞI DİKKATE ALINMALI”
İş uyuşmazlıklarında tarafların denk olmaması sebebiyle arabuluculuk toplantılarında işçinin mutlaka vekil ile temsil edilmesi gerektiğini kaydeden Erdem; taraf vekillerinin uyuşmazlıkla ilgili mevzuata hakim olmasının önemine dikkat çekti. Arabulucu eğitmeni olan Hasan Erdem, sınavla bilgi ölçümü yanı sıra mülakat yoluyla arabulucunun davranış becerileri yeterliliğinin de ölçülmesi gerektiğini vurguladı.
TÜSİAD’IN GÖRÜŞÜ
“Türkiye alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının işleyebildiği bir ülke maalesef değil. Zorunlu arabuluculuğun olmadığı alanlarda başvurulan ilk adres hala mahkemeler olmaya devam ediyor. Diğer yandan özellikle ticari işlerde tarafların uzlaştırıcının ihtisasına güven duyması önemlidir.”
ÖZETLE… ARABULUCU KİM OLMALI?
İkame değil alternatif kurum
Yargının yerini almayacağı, hak arama özgürlüğüne hizmet edeceği ve faydaları anlatılarak özendirilmesi halinde, vatandaşların arabuluculuk mekanizmasını işletmek için istekli hale geleceği ve bu sayede iş yükü azalan mahkemelerin daha etkin ve daha verimli çalışacağı savunuluyor. Yani halkın isteyerek arabulucuya gitmesi için hızlı ve adil bir yargılama yolunun her zaman mevcut olduğundan emin olması gerekiyor.
Uzmanlık
Arabulucu anlaşmalarına yargı yolu kapalı olduğundan uzmanlık önem kazanıyor. Arabulucuların uyuşmazlık konularında özel eğitim yüklenmiş; başvurucuların ihtiyaçlarını özümsemiş; müzakere, empati ve ikna kabiliyetlerinin gelişmiş olması sistemin sağlıklı işlemesi için gerek şart olarak görülüyor. Ve bu yapısal mücadelenin ancak uzun soluklu bir program ile başarılacağı vurgulanıyor.
Adalet Bakanlığının bu konudaki çalışmaları arasında, arabuluculuk eğitim saatlerinin artırılması, arabuluculuk becerilerini geliştirmeye yönelik atölyeler, okullarda akran arabuluculuğu, lisans ve yüksek lisans düzeyinde arabuluculuğa ilişkin derslerin yer alması için hazırlıklar bulunuyor.
Denetim
Batı’da arabuluculuk salt uzlaşmaya yönelik faaliyet olmasına karşın ülkemizde “hak arayışı” olarak algılanıyor. Bu nedenle arabuluculuk anlaşmalarında “muvazaa” (danışıklık) denetimi yapılması yükselen talepler arasında. Zorunlu arabuluculuğun dava sonrası bir aşama olması, mahkemenin kamu düzeni ve makul oranlılık açısından uygunluk denetimi yaparak anlaşmayı kesinleştirmesi gibi öneriler de mevcut.
Uluslararası rekabet
7 Ağustos’ta Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 46 ülke tarafından Birleşmiş Milletler çatısı altında imzalanan Singapur Sözleşmesi uluslararası alanda yapılan arabuluculuk anlaşmalarının başka devletlerde infaz edilebilmesi olanağı getiriyor. Bu sözleşme ile küresel ticarette, yabancılarla uyuşmazlıklarda arabuluculuğa daha çok başvurulmasının önü açılacak. Dolayısıyla, finans merkezi olma iddiasında olan Türkiye’de, milletlerarası düzeyde çalışabilecek arabulucuların yetişmesi büyük önem arz ediyor. Burada da arabuluculuk eğitimi dışında iyi düzeyde yabancı dil ve hukuk öğrenimi ihtiyacı öne çıkıyor.
Türk usulü arabuluculuk
Rakamlar, ihtiyari (gönüllü) arabuluculuğun ülkemizde işlerlik kazanmadığını ortaya koyuyor. Yasa koyucu da zorunluluk getirerek uygulamanın özümsenmesini sağlamaya çalışıyor. Dünyada da arabuluculuğu gönüllü başlatıp, uygulama beklenildiği düzeyde hayat bulmayınca zorunlu veya yarı zorunlu modele geçiş yapan ülkeler bulunuyor.
2013-2019 arasında Arabuluculuk Daire Başkanlığı yapan Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar, arabuluculuktaki amaçlarının “zorlama” olmadığını belirterek; “Arabuluculuk yargı yükünü hafifleten bir uygulama olarak karşımıza çıksa da asıl hedef Türk toplumunun uzlaşı kültürünü canlandırıp, insanları müzakere etmeye teşvik etmektir” dedi.
“GÖNÜLLÜLÜK YAPISI KORUNMALI”
Akademik çalışmalarda, arabuluculuğun gönüllülük esasına göre yürüyen bir kurum olarak korunması gerektiği fikri öne çıkıyor. Müzakere kültürünün yeterince oluşmadığı toplumlarda, arabuluculuk gibi mekanizmaların işlerlik kazanması için getirilecek yasal zorunluluğun, yarardan çok sakınca yaratacağı savunuluyor.