Arif Nihat Asya Naat Şiiri
Arif Nihat Asya Naat
Naat
Seccaden kumlardı
Devirlerden, diyarlardan
Gelip, goklerde buluşan
Ezanların vardı!
Mescit mumin, minber mumin
Taşardı kubbelerden tekbir,
Dolardı kubbelere amin
Ve mubarek geceler dualarımız;
Geri gelmeyen dualardı
Geceler ki pırıl pırıl
Kandillerin yanardı
Kapına gelenler ya Muhammed,
uzaktan, yakından
Mumin donduler kapından
Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;
İki dunyada aziz ummet,
Muhammed ummetiydi
Konsun yine pervazlara
Guvercinler,
hu hu lara karışsın
Aminler,
Mubarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler
Şimdi seni ananlar,
Anıyor ağlar gibi
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Duşkunlerin kanadıydın
Yoksulların sahibi
Nerde kaldın ey resul,
Nerde kaldın ey nebi!
Gunler ne gunlerdi, ya
Muhammed!
Cağlar ne cağlardı;
Daha dunyaya gelmeden
Muminlerin vardı
Ve bir gun ki gaflet
Coller kadardı,
Halimenin kucağında,
Abdullahın yetimi,
Aminenin emaneti ağlardı
Haticenin goncası
Aişenin guluydun
Ummetin goz bebeği
Goklerinresuluydun
Elci geldin, elciler gonderdin;
Ruhunu Allaha; elini ummetine verdin,
Beşiğin, yurdun, yuvan
Mekkede bunalırsan;
Medineye gocerdin
Biz,
Bu dunyadan nereye
Gocelim ya Muhammed!
Yeryuzunde riya, inkar, hıyanet
Altın devrini yaşıyor
Diller, sayfalar, satırlar
ebu leheb oldu diyorlar;
Ebu leheb olmedi ya Muhammed!
Ebu cehil; kıtalar dolaşıyor
Neler duydu şu dunyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi ey nebi!
Adına alışkın dudaklarımız
Artık yolunu bilmiyor,
Artık yolunu unuttu
Ayaklarımız
Kabene siyahlar
Yakışmamıştır ya Muhammed!
Bugunku kadar!
Hased gururla savaşta;
Gurur; kaf dağında derebeyi
Onu da yaralarlar kanadından
Gelse bir şefkat meleği
İyiliğin turbesine,
Turbedar oldu iyi
Vicdanlar sakat
Cıkmadan ya Muhammed yarına!
İyilikler getir, guzellikler getir
Adem oğullarına
Şu gorduğun duvarlar ki
Kimi taiftir, kimi hayberdir
Fethedemedik ya Muhammed
Senelerdir
Ne doğruluk, ne doğru;
Ne iyilik, ne iyi;
Bahcende en guzel dal,
Unuttu yemiş vermeyi
Gunahın kursağında
Haramların peteği
Bayram yaptı yabanlar
Semaveyi boşaltıp;
Saveyi dolduranlar
Atını hendeklerden bir atlayışta
Aşırdı aşıranlar
Ağlasın yesrib!
Ağlasın selmanlar
Gozleri perdeleyen toprak,
Yuzlere serptiğin topraktı
Yere dokulmeyecekti ey nebi!
Yabanların gozunde kalacaktı!
Konsun yine pervazlara
Guvercinler,
hu hu lara karışsın
Aminler,
Mubarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler
Ne oldu ey bulut,
Golgelediğin başlar?
Hatırında mı ey yol,
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar, taşlar
Kafile kafile, kervan kervan
Şimale giden yoldaşlar
Ucsuz bucaksız collerde
Yine izler gelenlerin;
Yollar gideceklerindir
Şu tekbir getiren mağara,
Orumceklerin değil;
Peygamberlerindir, meleklerindir
Orumcek ne havada
Ne suda, ne yerdeydi
Hakkı goremeyen
Gozlerdeydi
Şu kuytu cinlerin mi, perilerin yurdu mu,
Şu yuva ki bilinmez;
Kuşları hudhud mudur, guvercin mi
Kumru mu
Kuşlarını bir sabah,
Medineye ucurdu mu
Ey abvada yatan olu,
Bahcende actı dunyanın
En guzel gulu;
Hatıran uyusun collerin,
Ilık kumlarıyla ortulu
Dinleyene hala
Coller ses verir
Yaleyl, susar,
Uğultular gelir
Mersiye okur uhud,
Kaside soyler bedir;
Sen de bir hac gunu
Başta muhammed, yanında
Ebu bekir,
Gidenlerin yuz bin olup donuşunu,
Destan yap ey şehir!
Konsun yine pervazlara
Guvercinler,
hu hu lara karışsın
Aminler,
Mubarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler
Vicdanlar sakat
Cıkmadan ya Muhammed yarına!
İyiliklerle gel, guzelliklerle gel
Adem oğullarına
Yureklerden taşsın
Yine imanlar!
Itri, bestelesin tekbirini;
Evliya okusun kuranlar
Ve kuranı goz nuruyla coğaltsın
Kayışzade osmanlar
Natını galib yazsın, mevlidini
Suleymanlar
Sutunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin sinanlar
Carpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!
Gel ey Muhammed!
Bahardır
Dudaklar ardında saklı
aminlerimiz vardır
Hacdan doner gibi gel
Miractan iner gibi gel
Bekliyoruz yıllardır!
Bulutlar kanat, ruzgar kanat;
Hızır kanat, cibril kanat,
Nisan kanat, bahar kanat;
Ayetlerini ezber bilen,
Yapraklar kanat
Acılsın goklerin kapıları
Acılsın perdeler, kat kat
Collere dokulsun yıldızlar,
Dizilsin yollarına
Yetimler, gunahsızlar
Col gecelerinden yanık
Turkuler yapan kızlar
Sancağını saclarıyla dokusun;
Bilali habeşi sustuysa;
Ezanlarını davud okusun!
Konsun yine pervazlara
Guvercinler,
hu hu lara karışsın
Aminler,
Mubarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler
Arif Nihat Asya Naat
Naat
Seccaden kumlardı
Devirlerden, diyarlardan
Gelip, goklerde buluşan
Ezanların vardı!
Mescit mumin, minber mumin
Taşardı kubbelerden tekbir,
Dolardı kubbelere amin
Ve mubarek geceler dualarımız;
Geri gelmeyen dualardı
Geceler ki pırıl pırıl
Kandillerin yanardı
Kapına gelenler ya Muhammed,
uzaktan, yakından
Mumin donduler kapından
Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;
İki dunyada aziz ummet,
Muhammed ummetiydi
Konsun yine pervazlara
Guvercinler,
hu hu lara karışsın
Aminler,
Mubarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler
Şimdi seni ananlar,
Anıyor ağlar gibi
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Duşkunlerin kanadıydın
Yoksulların sahibi
Nerde kaldın ey resul,
Nerde kaldın ey nebi!
Gunler ne gunlerdi, ya
Muhammed!
Cağlar ne cağlardı;
Daha dunyaya gelmeden
Muminlerin vardı
Ve bir gun ki gaflet
Coller kadardı,
Halimenin kucağında,
Abdullahın yetimi,
Aminenin emaneti ağlardı
Haticenin goncası
Aişenin guluydun
Ummetin goz bebeği
Goklerinresuluydun
Elci geldin, elciler gonderdin;
Ruhunu Allaha; elini ummetine verdin,
Beşiğin, yurdun, yuvan
Mekkede bunalırsan;
Medineye gocerdin
Biz,
Bu dunyadan nereye
Gocelim ya Muhammed!
Yeryuzunde riya, inkar, hıyanet
Altın devrini yaşıyor
Diller, sayfalar, satırlar
ebu leheb oldu diyorlar;
Ebu leheb olmedi ya Muhammed!
Ebu cehil; kıtalar dolaşıyor
Neler duydu şu dunyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi ey nebi!
Adına alışkın dudaklarımız
Artık yolunu bilmiyor,
Artık yolunu unuttu
Ayaklarımız
Kabene siyahlar
Yakışmamıştır ya Muhammed!
Bugunku kadar!
Hased gururla savaşta;
Gurur; kaf dağında derebeyi
Onu da yaralarlar kanadından
Gelse bir şefkat meleği
İyiliğin turbesine,
Turbedar oldu iyi
Vicdanlar sakat
Cıkmadan ya Muhammed yarına!
İyilikler getir, guzellikler getir
Adem oğullarına
Şu gorduğun duvarlar ki
Kimi taiftir, kimi hayberdir
Fethedemedik ya Muhammed
Senelerdir
Ne doğruluk, ne doğru;
Ne iyilik, ne iyi;
Bahcende en guzel dal,
Unuttu yemiş vermeyi
Gunahın kursağında
Haramların peteği
Bayram yaptı yabanlar
Semaveyi boşaltıp;
Saveyi dolduranlar
Atını hendeklerden bir atlayışta
Aşırdı aşıranlar
Ağlasın yesrib!
Ağlasın selmanlar
Gozleri perdeleyen toprak,
Yuzlere serptiğin topraktı
Yere dokulmeyecekti ey nebi!
Yabanların gozunde kalacaktı!
Konsun yine pervazlara
Guvercinler,
hu hu lara karışsın
Aminler,
Mubarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler
Ne oldu ey bulut,
Golgelediğin başlar?
Hatırında mı ey yol,
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar, taşlar
Kafile kafile, kervan kervan
Şimale giden yoldaşlar
Ucsuz bucaksız collerde
Yine izler gelenlerin;
Yollar gideceklerindir
Şu tekbir getiren mağara,
Orumceklerin değil;
Peygamberlerindir, meleklerindir
Orumcek ne havada
Ne suda, ne yerdeydi
Hakkı goremeyen
Gozlerdeydi
Şu kuytu cinlerin mi, perilerin yurdu mu,
Şu yuva ki bilinmez;
Kuşları hudhud mudur, guvercin mi
Kumru mu
Kuşlarını bir sabah,
Medineye ucurdu mu
Ey abvada yatan olu,
Bahcende actı dunyanın
En guzel gulu;
Hatıran uyusun collerin,
Ilık kumlarıyla ortulu
Dinleyene hala
Coller ses verir
Yaleyl, susar,
Uğultular gelir
Mersiye okur uhud,
Kaside soyler bedir;
Sen de bir hac gunu
Başta muhammed, yanında
Ebu bekir,
Gidenlerin yuz bin olup donuşunu,
Destan yap ey şehir!
Konsun yine pervazlara
Guvercinler,
hu hu lara karışsın
Aminler,
Mubarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler
Vicdanlar sakat
Cıkmadan ya Muhammed yarına!
İyiliklerle gel, guzelliklerle gel
Adem oğullarına
Yureklerden taşsın
Yine imanlar!
Itri, bestelesin tekbirini;
Evliya okusun kuranlar
Ve kuranı goz nuruyla coğaltsın
Kayışzade osmanlar
Natını galib yazsın, mevlidini
Suleymanlar
Sutunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin sinanlar
Carpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!
Gel ey Muhammed!
Bahardır
Dudaklar ardında saklı
aminlerimiz vardır
Hacdan doner gibi gel
Miractan iner gibi gel
Bekliyoruz yıllardır!
Bulutlar kanat, ruzgar kanat;
Hızır kanat, cibril kanat,
Nisan kanat, bahar kanat;
Ayetlerini ezber bilen,
Yapraklar kanat
Acılsın goklerin kapıları
Acılsın perdeler, kat kat
Collere dokulsun yıldızlar,
Dizilsin yollarına
Yetimler, gunahsızlar
Col gecelerinden yanık
Turkuler yapan kızlar
Sancağını saclarıyla dokusun;
Bilali habeşi sustuysa;
Ezanlarını davud okusun!
Konsun yine pervazlara
Guvercinler,
hu hu lara karışsın
Aminler,
Mubarek akşamdır;
Gelin ey fatihalar, yasinler