Arif Nihat Asya Turkiye İle İlgili Şiirleri
Arif Nihat Asya Ulke Şiirleri
AĞIT
Ağlayın, parmakları nur
Sularından kınalı kızlarım
Ağlasın Meraga goklerinden
Meraga'ya bakıp yıldızlarım
Yollara Kurşadlar uzanmış olu
Ağlasın Akulke, ağlasın Sutgolu
Yiğitlerim uyur gurbet ellerde
Kimi Semerkant'ta bekler beni
Kimi Caber'de
Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok
Ben nasıl varım?
Ağla ey Tanrı dağlarıdan
İndirilmiş Tanrım
Şu yakın suların
Kolu neden bukulmez
Fırat nicin, Dicle nicin, Aras nicin
Benden doğar, bana dokulmez?
Ben ki ataeşle konuşurdumselle konuşurdum
İdil'le Tuna'yla Nil'le konuşurdum
Sangaryosu Sakaryayapan
İkonyomu Konyayapan
Dille konuşurdum
BAYRAK
Ey,mavi goklerin beyaz ve kızıl susu,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son ortusu!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım
Sana benim gozumle bakmayanın
mezarını kazacağım
Seni selamlamadan ucan kuşun
yuvasını bozacağım
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder
Golgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, gunler doğmasın ne cıkar
Yurda ay yıldızın ışığı yeter
Savaş bizi karlı dağlara goturduğu gun
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan collere duşurduğu gun
Golgene sığındık
Ey, şimdi suzgun, ruzgarlarda dalgalan;
Barışın guvercini, savaşın kartalı
Yuksek yerlerde acan ciceğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde oleceğim
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yuzunde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Soyle, seni oraya dikeyim !
FETİH MARŞI
Yelkenler bicilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan cektiriler, kalyonlar cekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sokulecek
Yuru, hala ne diye oyunda oynaştasın?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!
Sen de gecebilirsin yardan, anadan, serden
Senin de destanını okuyalım ezberden
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden
Elde sensin, dilde sen, gonuldesin baştasın
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!
Yuzune carpmak gerek zamanenin fendini
Goster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Kucuk gorme, hor gorme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yukseltecek taştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!
Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Suleymandır
Şu mihrap Sinanuddin, şu minare Sinandır
Haydi artık uyuyan destanını uyandır!
Bilmem, neden gundelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın!
Delikanlım, işaret aldığın gun atandan
Yuruyeceksin Millet yuruyecek arkandan!
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan
Sen ki burclara bayrak olacak kumaştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Celebiler cekilip haremlerde kışlasın!
Yuru aslanım, fetih hazırlığı başlasın
Yuru, hala ne diye kendinle savaştasın?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!
Arif Nihat Asya Ulke Şiirleri
AĞIT
Ağlayın, parmakları nur
Sularından kınalı kızlarım
Ağlasın Meraga goklerinden
Meraga'ya bakıp yıldızlarım
Yollara Kurşadlar uzanmış olu
Ağlasın Akulke, ağlasın Sutgolu
Yiğitlerim uyur gurbet ellerde
Kimi Semerkant'ta bekler beni
Kimi Caber'de
Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok
Ben nasıl varım?
Ağla ey Tanrı dağlarıdan
İndirilmiş Tanrım
Şu yakın suların
Kolu neden bukulmez
Fırat nicin, Dicle nicin, Aras nicin
Benden doğar, bana dokulmez?
Ben ki ataeşle konuşurdumselle konuşurdum
İdil'le Tuna'yla Nil'le konuşurdum
Sangaryosu Sakaryayapan
İkonyomu Konyayapan
Dille konuşurdum
BAYRAK
Ey,mavi goklerin beyaz ve kızıl susu,
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son ortusu!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım
Sana benim gozumle bakmayanın
mezarını kazacağım
Seni selamlamadan ucan kuşun
yuvasını bozacağım
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder
Golgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, gunler doğmasın ne cıkar
Yurda ay yıldızın ışığı yeter
Savaş bizi karlı dağlara goturduğu gun
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan collere duşurduğu gun
Golgene sığındık
Ey, şimdi suzgun, ruzgarlarda dalgalan;
Barışın guvercini, savaşın kartalı
Yuksek yerlerde acan ciceğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde oleceğim
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yuzunde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Soyle, seni oraya dikeyim !
FETİH MARŞI
Yelkenler bicilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan cektiriler, kalyonlar cekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sokulecek
Yuru, hala ne diye oyunda oynaştasın?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!
Sen de gecebilirsin yardan, anadan, serden
Senin de destanını okuyalım ezberden
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden
Elde sensin, dilde sen, gonuldesin baştasın
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!
Yuzune carpmak gerek zamanenin fendini
Goster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Kucuk gorme, hor gorme, delikanlım kendini
Şu kırık abideyi yukseltecek taştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!
Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Suleymandır
Şu mihrap Sinanuddin, şu minare Sinandır
Haydi artık uyuyan destanını uyandır!
Bilmem, neden gundelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın!
Delikanlım, işaret aldığın gun atandan
Yuruyeceksin Millet yuruyecek arkandan!
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan
Sen ki burclara bayrak olacak kumaştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Celebiler cekilip haremlerde kışlasın!
Yuru aslanım, fetih hazırlığı başlasın
Yuru, hala ne diye kendinle savaştasın?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın!