Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

aristotales ve platonun genel anlayışı nedir ve devlet yapısına bakışları

aristotales ve platonun genel anlayışı nedir ve devlet yapısına bakışları
0
224

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
86
Puan
48
F-D Coin
0
aristotales ve platonun genel anlayışı nedir ve devlet yapısına bakışları

PLATON ve ARİSTOTELES
Aristo ve Platon, insanoğlu icin değerli bir yaşamın sadece bir cemiyet icerisinde mumkun olacağına inanır Cemiyetle, her ikisi de Yunan şehir devletini kastetmektedir Ancak idealist rasyonalist Platon ile eleştirel, sağduyulu filozof Aristo arasındaki genel karşıtlık iki filozofun toplum goruşlerinde de acığa cıkmaktadır Platon var olan koşulları aklın talepleri doğrultusunda eleştirir ve siyaseti, bir vazife gibi gorur: Var olan koşulları ideal olana yaklaştırma gorevi Halbuki Aristo mevcut devlet formlarıyla yola cıkar ve O ’nun icin akıl, gercekten var olanı değerlendirmek ve tasnif etmek icin bir aractır Demek ki Platon mevcut duzenin otesinde, mahiyeti itibariyle yeni olanı ararken, Aristo mevcut olanlardan en iyisini bulmaya calışmaktadır Zamanının şehir devletlerindeki siyasal koşullara uygunluğu goz onunde bulundurulduğunda, bu noktada Aristo ’nun soyledikleri daha gercekcidir
Buradaki Platon ve Aristo tanımlaması elbette bir basite indirgemedir Fakat bu tespit bile, her ikisinin salt siyasal ve felsefi teorilerindeki kesin farklılıkları gun yuzune cıkarmaya yardımcı olacak mahiyettedir Lakin aralarındaki farklılıklara dikkat cekerken cok fazla ortak noktada buluştukları gerceği golgelenmemelidir Platon ’dan Aristo ’ya uzanan gelişmedeki bağlantı, Aristo ’nun Platon ’a karşı cıkmış olması gerceğiyle ilişkilidir; yani Aristo, sadece yeni bir bakış acısı sunmakla kalmaz, Platona karşı argumanlar da sıralar Kimin daha iyi bir duşunur olduğu karşılaştırması yapmadan şunu soyleyebiliriz ki, Aristo bir tur Platon ’un rasyonel devamını temsil etmektedir Ornek verirsek, Aristo, tıpkı Platon ’un yaptığı gibi, Platonik idealar teorisini eleştirir
TOZ ve NİTELİKLERİ
Platon, gecerli ders kitaplarındaki acıklamalarda yazdığı uzere, ideaların gercekte var olan şey olduğunu soylerken Aristo, bağımsız bir bicimde var ola*nın belirli şeyler, yani Aristo terminolojisini kullanırsak, "tozler" olduğunu id*dia eder Eyfel Kulesi, komşunun atı ve bu kalem belirli şeylere ya da Aristovari anlamda tozlere dair orneklerdir: Bağımsız bicimde var olurlar Eyfel Kulesi*nin yuksekliği, komşunun atının altın sarısı rengi, kalemin altıgen kesiti ise ku*leden, kalemden, attan bağımsız mevcut olamayan niteliklerdir Tozlerin nitelikleri vardır, niteliklerse tozlerin nitelikleri olarak vardırlar; fakat, bunun otesinde, niteliklerin herhangi bir bağımsız mevcudiyetleri yoktur Ceşitli sarı renkli nesnelere bakarak "sarı" niteliği hakkında konuşabilir ve diğer nesnelerden ve niteliklerden benzer bicimde soz edebiliriz Ancak, Aristo ’ya gore, bu "sarıyı" bağımsız olarak var olan bir ideaya donuşturmez Sarı niteliği, sadece sarı şeylerdedir ve sarı şeylerde olduğu icin var olacaktır Benzer bicimde, Kara Guzel, Duldul, Delifişek ve diğer atlara baktığımız vakit onlardan at olarak soz edebiliriz Şu halde, belirli atların her birinin bireysel ve tesadufi nitelikle*rini goz ardı ediyor ve at olarak tumunun ortak niteliğine odaklanıyoruz Atla*rın ne incetoparlak, ne iyi huyluinatcı olması, ne de kahverengisan olması bu nedenle asli olmamaktadır Bir atın ozunun ne olduğunu duşunduğumuzde bu nitelikler oze ait olmamaktadır Ancak, bunların dışında diğer nitelikler de vardır ki bunlar olmadan bir at, at olarak kalamaz Ornek olarak, memeli olmak ve toynaklara sahip olmak Oyleyse boyle niteliklere oze ait nitelikler denilebilir: Bu turler tozu neyin nitelediğini ifade ederler Oze ait olan ve olmayan nitelik*ler arasındaki bu ayrımdan yola cıkarak bir cins mefhumu formule edebiliriz; bir atın oze ait niteliklerini taşıyan at cinsi orneğimizdeki gibi
Şu halde Aristo, tozlerin gercekten var olan şeyler olduğunu, ancak bu bah*settiğimiz niteliklerin ve cinslerin, tozlerin (belirli şeylerin) icinde veyahut bun*larla birlikte var olduğu muddetce, gorece bir varlığa sahip olduğunu iddia et*mektedir:
kahverengi kapı belirli şey (toz) bağımsız varlık
————————————————————–
kahverengi nitelik ve cinsler gorece varlık
Boylelikle Aristo, ideaları eşyanın seviyesine indirir: Nitelikler ve cinsler vardır; ancak sadece belirli şeylerde3
Kısaca, Platon ve Aristo arasındaki ilişkiyi burada şoyle acıklayabiliriz: Her ikisi de kavramsal kelimelerin (niteliklerin adları; orneklendirirsek kırmızı, dairesel; ve turlerin adları; orneklendirirsek;at;,;insan vb) var olan bir şeyle ilgili olduğuna inanır Ancak Platon, bu bir şeylerin; sezilebilir olguların ar*dında var olan idealar olduğuna inanır: Haklı olarak, bu bir sandalyedir ve rengi de mavidir deriz, fakat bunu gormek icin sandalye ve mavi ideasına evvelden sahip olmak zorundayız Demek ki, mavi sandalye orneğimizde olduğu gibi, ide*alar, olguların ne olduğunu gormemizi mumkun kılar Aristo bu ;bir şeylerin; sezilebilir olgular icinde var olan formlar olduğuna inanır Ancak bu cok fazla lafzi olarak anlaşılmamalıdır Aristo ’ya gore, aklın yardımıyla evrenseli ya da formları kavrayabiliriz Neyin Kara Guzel ’e ozgu olduğunu goz ardı ederek evrensel at formunu tahayyul edebilirim Kara Guzel ’i gorebilirim, fakat gercekten Kara Guzel ’in icinde; bulunan at formu sadece sezilebilir ve belirli olandan so*yutlama yoluyla acık bicimde bilinebilir

Platon ’a gore duyusal deneyim, kusursuz bir bilgi bicimi değildir Hakiki bilgi idealara olan vukUfiyettir ve idealara olan bu vukUfiyet, idealar dunyasına sezilebilir dunyanın ardından; bakmayı gerektirir Aristo ’ya goreyse duyusal deneyim, ampirik olan, daha olumlu bir konumdadır Aristo ’ya gore nihai olarak sadece belirli şeyler (tozler) vardır Fakat aklın yardımıyla bu şeyler icindeki evrensel formları secebiliriz Soyutlama yapmak suretiyle eşyadaki evrensel formları tanıyabiliriz Başka bir deyişle, duyusal deneyim ve akıl, Aristo ’da Platon ’a nazaran daha eşit bir hal alır Aristoculuk ve Platonculuk arasındaki bu karşıtlığa ‘evrenseller ’ konusundaki anlaşmazlıkla bağlantılı olarak geri doneceğiz Platon ve Aristo, duşunce tarihi incelendiğinde tum zamanların kendinden sonraki donemleri en cok etkileyen iki ismi olarak kabul gormuştur Sokrates ’in oğrencisi ve Aristo ’nun hocası olan Platon ’un etkisinin, 8 yuzyıla kadar olan donemde Hıristiyan Tanrıbilimi uzerinde Aristo ’ya kıyasla daha fazla hissedildiği goruşu vardır Oyle ki bu buyukluğu bazı duşunce adamları; “Platon, yalnız Sokrates oğrencilerinin değil, belki Yunan filozoflarının en buyuğudur Buyuk bir duşunur ve parlak bir yazar olan Platon sayesinde Yunan felsefesi gerek şekil gerekse oz bakımından en yuksek duzeyine ulaşmıştır ; şeklinde ifade etmişlerdir Ayrıca Nietzche; Hıristiyanlığın, Platonismin genişletilmişi olduğunu iddia ederek bu etkinin gucunu ve buyukluğunu vurgulamıştır
Platon ’un farklı zamanlarda farklı veya aynı soruları sorması, bu sorulara ceşitli zamanlarda, once verdiği cevaplardan farklı olarak cevap vermesi ve hemen her konuyu yeniden sorgulaması, onu incelerken gelişim donemlerini kesin bir sınırla ayırmaya olanak tanımamaktadır Hocası Sokrates den aldığı duraksız sorgulama yontemleri ile kendi duşuncelerini surekli sorgulayan Platon ’un anlaşılması bu donemlerin ilişkileriyle anlatılmasıyla mumkun olabilecektir
Yunan felsefesi Platon ’a kadar gelişen ve ulaşan doneme kadar iki donem gecirmişti Birinci donemde doğa(kosmos), ikinci donemde ise, insan(anthropos) sorunu ele alınmıştır Bu donemlerden sonra Yunan felsefesinin ucuncu doneminde ise; ilk iki donemde doğa ve insan konularında elde edilen bilgilerin bir sentez icersinde birleştirilmesi, kaynaştırılması denenmiştir Temsilcilerini sofistler ile Sokrates ’te bulan anthropolojik donemde bilgi, tek yanlı olarak, yalnız pratik hayat icin değerlendirilmek istenmiştir Onun icin ilkkosmolojikdonemde uzerinde durulan, araştırılan evren ile ilgili metafizik sorunlar hemen hemen busbutun bir yana bırakılmıştır Yunan felsefesinin ucuncu doneminde ise bu metafizik problemlere yeni bir gucle donulmuş, bu yeni gelişimin taşıyıcıları da Platon ve Aristoteles olmuştur
Platon ve Aristoteles kendilerinden onceki donemlerden sistematik olmalarıyla ayrılırlar Platon hayatı boyunca sistematik olmayı reddetmiş fakat kendi butunluğu icinde bir bilim sistemi yaratması, sorunlarının cok yanlı oluşu, sorunları bir birlik icinde, yani bir sistem icinde işlemesinden dolayı Yunan felsefesinin “sistematik donemi icersinde yer almasının anlamlı olabileceği duşunulmektedir
Platon 427 yılında Atina da Aigina da(Pire Korfezi ’nde bir ada) doğmuştur Ailesi Atina ’nın en eski soylu ailelerindendir Babası yonunden Kral Kodros, annesi yonunden unlu yasa koyucu Solon ile ilintisi vardır Ayrıca kendisi yaşarken de ailesinin Atina da buyuk siyasi nufuzu vardır Devrin ileri gelenlerinden ve otuzlar yonetiminde yer alan Kritias ile Kharmides ’in akrabası olan annesinin, Platon ’un ardından Adeimantos ve Glaukon adını verdikleri iki oğlu daha olur Platon soyu ve cevresi bakımından tam bir aristokrattır Bir soylentiye gore asıl adı, buyukbabasınınki gibi, Aristoklestir; geniş goğuslu olduğu icin cimnastik oğretmeni ona Platon adını takmıştır Platon ’un asıl adı olan Aristokles, gunumuzde sıkca kullanılan “aristokrat ve “aristokrasi kelimelerinin kokenini oluşturmuştur Ayrıca “platonik kelimesi de, cağlar boyunca, “maddesel olmayan, sadece duşunsel boyutta var olan anlamında kullanılmıştır Platon iyi bir eğitimle yetişmiş, ceşitli oğretmenlerden cimnastik ve muzik dersleri almıştır İlgi alanları icersinde onemli bir yer tuttuğu anlaşılan felsefeye de Herakleitoscu Kratysas dan dersler alarak başlamıştır Gencliği Atina ’nın kulturce cok parlak bir donemine rastladığı icin bu gelişmişliğin ve zenginliğin onun uzerinde buyuk bir etkisi olmuştur Perikles ’in ardından gelen bu donemdeki Atina ’nın sanat ve edebiyat bakımından yuksek duzeyine Platon cok şey borcludur Platon un zengin sanatcı tarzı boyle bir atmosferde oluşmuştur Bir sanatcı ve edebiyatcı olarak yetiştirilmiş olmasından buyuk olcude istifade etmiş, kurguladığı duşunsel urunleri, cok ustaca hatta şiirsel bir anlatımla susleyerek, asırlar boyu insanları etkilemeyi başarmıştır Fakat bu ozellikleri bulunan Platon, ceşitli turlerde eserler yazmış, yazdıklarını beğenmemiş ve Sokrates ’in uzerinde yaptığı derin etki sebebiyle bunları yakmıştır
Atina, Isparta ile birlikte 490 ve 480 yıllarındaki Pers saldırılarının puskurtulmesine onderlik eder ve yunan kentlerinin olası Pers saldırılarına karşı kurdukları delos deniz birliğinde en onemli guc haline gelir Ancak savaşın ardından giderek aşırılığa varan yayılmacı politikası, Atina ’yı Isparta ile catışmaya sokar Atina ’nın kendi icinde gevşek ve yayılmacı anlayışının aksine Isparta bunu tam karşıtı olarak oligarşik, tutucu, gucunu baskı altında tuttuğu kole sınıfından alan, sanat alanında yeniliklere katlanmayan,askerlik ve yiğitlik erdemlerinin yucelttiği bir anlayıştadır Her kentin bir diğerinin rakibi olarak gorulduğu bu ortamda, MO 441 yılında Atina ile Isparta ve kandaşları arasında Peloponesos savaşı başlar Derin yıkımların ardından Atina 404 yılında tam bir bozguna uğramıştır Platon ’un 409 yılında(18 yaşında) askerliğini yaptığı soylenmektedir
Isparta ve Atina arasındaki bu devlet yapısı farklılıkları ile paralel olarak eğitim yapıları da farklıydı Isparta ’da savaşa eleman yetiştiren bir eğitim sistemi vardı Bireyin değil, toplumun refahı esastı Refah olcusu ise savaş yonunden ustunluktu Muharip yetiştirme esastı Birey devlete katkıda bulunduğu olcude onem kazanmaktaydı Atina eğitimi ile Isparta eğitiminin ortak bir amacı vardı fakat bu amacın hedeflediği urun farklıydı Eğitimin genel amacı “iyi vatandaş yetiştirmekti Atina Isparta ’nın askeri insan yetiştirme amacından farklı olarak demokrasi icin eğitme amacını guduyordu Okullarda disiplin sert, dayak geneldi Oğretim bireyseldi Farklı konular icin farklı okullara gidilirdi Genc, on sekiz yaşına gelince yemin ederek vatandaş kutuğune gecerdi Bu yeminin sosyal ve moral yonu vardı Doğaldır ki eğitim sistemleri farklı olan iki toplumun devlet yapıları da farklıydı
Platonun gencliğindeki derin etkiler yaratan Peloponesos Savaşı, yuksek bir idealin cokuşunu, acıyı, umutsuzluğu beraberinde getirir Savaş sırasında Atina ’daki demokratların (tuccar sınıfının) politikaları, eylemleri ona fazlasıyla malzeme sağlar Tum Atinalılar gibi o da bu bozgunun nedenini Atina ’nın gevşekliği ve beceriksizliğine, Isparta ’nın disiplinine, iyi duzenine bağlar Ceşitli kanlı olaylardan sonra 403 yılında Atina da demokrasi yeniden kurulur ancak bundan 4 yıl sonra gercekleşen bir olay Platon ’un demokrasiye olan nefretini haklı cıkarır Sokrates olume mahkum edilir Bu olumun Platon icin bir donum noktası olduğu onemli bir gercektir
O donemdeki Atina demokrasisinin akla uygun tarafları pek de yoktu Sokrates akıllıların başa gelmesi sistemini oneriyordu Sokrates aklının dikine gidiyor ve cok duşman kazanıyordu Dort yuz bin Atinalıdan iki yuz elli bini siyasal hakkı olmayan kolelerdi Buyuk meclise girenler, bilgisiyle ve değeriyle değil de sadece halk cocuğu oldukları icin meclise giriyorlardı Sokrates herkesin başa gecme hakkını savunuyor ve başa gecenin en değerli yurttaş olmasını istiyordu Bunu istemekle de devleti coğunluğun değil, seckin bir azınlığın yonetmesini istemiş oluyordu ki, bu da bir yandan halk cocuğunun bilgisizliğini yuzune vurmak ote yandan kendilerini en değerli azınlık sayan aristokratların ve zenginlerin halk duşmanlığını haklı cıkarıyordu Demokrat Atina ’nın butun korkusu da, onların kuvvetlenip devleti elde etmeleriydi Sparta ’nın desteklediği demokrasi duşmanları Kritias ’ın onderliğinde başkaldırmaya hazırlanıyorlardı Kritias (Platonun amcası) başkaldırma başarısız olup, oldurulunce demokratlar bu baş kaldırmanın arkasında Sokrates ’in olduğunu duşunduler “Sokrates de cok oluyor artık, ne tanrılara saygısı var, ne atalara, ne devlete! Herkesi, her şeyi eleştirmeye, akla vurup curutmeye kalkıyor; genclerde hicbir şeye inanc bırakmıyor diyerek onu sucladılar
 

Similar threads

aristotales ve platonun genel anlayışı nedir ve devlet yapısına bakışları PLATON ve ARİSTOTELES Aristo ve Platon, ademoğlu için kıymetli bir yaşamın sadece bir cemiyet içerisinde muhtemel olacağına inanır Cemiyetle, her ikisi de Yunan büyük kasaba devletini kastetmektedir Oysa idealist...
Cevaplar
0
Görüntüleme
109
Platonun sanat anlayışı Platon ve sanat anlayışı Platon‘un temelini attığı idealar kuramı, dunyanın ve dunya uzerindeki her bilginin kaynağının değişmez, oncesiz ve sonrasız bir bilginin yansıması ve gorunuşu olduğunu one surer herakleitos ’un ‘ evren ’de aynı kalan ve değişmeyen hicbirşey...
Cevaplar
0
Görüntüleme
156
Platonun Felsefesi Eflatunun Felsefi Duşunceleri Platonun ismi Arapcada p harfi bulunmadığından İslam dunyasına Eflatun olarak gecmiştir Platon ile Eflatun aynı kişidir Eflatun Cok onemli bir AntikKlasik Yunan filozofu olduğu gibi, matematikci, felsefi diyaloglar yazarı ve Batı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
207
Platon Calışmaları Hakkında Bilgi Platon Calışmaları Nelerdir Platon,Cok onemli bir AntikKlasik Yunan filozofu olduğu gibi, matematikci, felsefi diyaloglar yazarı ve Batı dunyasındaki ilk yuksek oğretim kurumu olan Atina Akademisinin kurucusuydu da Bu akademi aynı zamandan gunumuzdeki...
Cevaplar
0
Görüntüleme
72
Eflatunun Eserleri Nelerdir Eflatun ve Eserleri Platon(Eflatun) Arapcada P harfinin olmamasından dolayı Arap dunyasında Eflatun olarak anılmaktadır Cok onemli bir AntikKlasik Yunan filozofu olduğu gibi, matematikci, felsefi diyaloglar yazarı ve Batı dunyasındaki ilk yuksek oğretim...
Cevaplar
0
Görüntüleme
101
858,478Konular
981,314Mesajlar
29,569Kullanıcılar
allytrSon üye
Üst Alt