COVID-19 etkeni Sars-Cov-2’yle mücadelede en büyük silahımız aşılar ancak aşı karşıtlığı ve aşılara karşı tereddüt aşılamaları yavaşlatıyor. Elbette aşıların çok kısa bir sürede geliştirilmiş olması ve birçok etken de buna katkı sağlıyor. Özellikle de aşı karşıtlığının öyle geniş bir yelpazesi var ki şu anda dünyamızı felç eden koronavirüs aşılarından HPV aşısına, polio (çocuk felci) aşısından KKK (kızamık – kızamıkçık- kabakulak) aşısına kadar her türlü aşıya karşıt insanları görmek mümkün.
Diğer taraftan da aşılara ulaşımı kısıtlı olan ülkelere baktığımızda halen çocuk felcinden ölenleri, bir ömür hastalıkla mücadele edenleri görüyoruz. 2 sene önce ABD’de aşı olmayı reddeden dini bir gruptan kaynaklı kızamık vakalarının nasıl patlak verdiğini biliyoruz. Peki, aşı karşıtı ülkeler daha çok gelişmekte olan ülkeler mi yoksa gelişmiş ekonomiler mi?
Gelişmekte olan ülkelerde aşı karşıtlığı ve tereddütü daha az
Bilim insanları Nature Medicine‘de yeni bir çalışma yayımladı. Araştırma, gelişmekte olan ülkelerde (katılımcıların yüzde 80’i) COVID-19 aşısı olma isteğinin Amerika Birleşik Devletleri’ne (yüzde 65) ve Rusya’ya (yüzde 30) göre çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Çalışmada 20 binden fazla anket katılımcısı yer aldı. Bu geniş kapsamlı araştırmayı Uluslararası Büyüme Merkezi (IGC) dahil 30’dan fazla kurumdaki araştırmacılar yürüttü. Düşük ve orta gelirli ülkelerde COVID-19 karşı kişisel koruma aşı olma isteğinin ana nedeniydi (yüzde 91). Bu ülkelerde yan etkilere karşı endişe ise aşı tereddütünün en yaygın nedeni olarak çıktı (yüzde 44).
Sağlık çalışanları, COVID-19 aşıları hakkında en güvenilir bilgi kaynakları olarak kabul ediliyor. Çalışma, dünya nüfusunun çoğuna aşı sevkiyatının halen yavaş olduğunu gösterdi. Özellikle Afrika, Asya ve Latin Amerika‘nın birçok bölgesinde COVID-19 vakalarının arttığı kritik bir döneme giriyoruz. Bulgular, düşük ve orta gelirli ülkelere aşı dağıtımına öncelik verilmesinin, küresel bağışıklama kapsamının genişletilmesinde yüksek fayda sağlayacağını ortaya koydu.
Anketleri Haziran 2020 ile Ocak 2021 arasında yapan araştırmacılar bir konuya dikkat çekti. Ekip, aşı karşıtlığı ve aşı kabulünün zamanla ve insanların sahip olduğu bilgilerle değişebileceğini söyledi. Mevcut COVID-19 aşılarının güvenliği ve etkinliğine ilişkin kanıtlar son altı ayda daha net hale geldi. Ciddi ancak nadir görülen yan etkilerin halkın güvenini sarsmış olması da muhtemel.
Araştırmacılar, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki sürekli aşı yanlısı tutumların iyimser olmaya ittiğini söyledi.