Türkiye, son bir yılımızı esir alan koronavirüs salgını ile oldukça hareketli bir süreçten geçiyor. Bir yandan her gün biraz daha artan vaka sayıları, yeni tedbirleri zorunlu hale getirirken; bir yandan da hızla devam eden aşılama çalışmaları, vatandaşları SARS-COV-2 virüsüne karşı daha korunaklı hale getirmeye çalışıyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre 20 Nisan 2021 itibarıyla birinci doz COVID-19 aşısı uygulanan kişi sayısı 12 milyonun üzerine çıkarken; ikinci doz aşı olanların sayısı ise 8 milyona yaklaşmış durumda. Toplam yapılan koronavirüs aşı sayısı ise 20,2 milyon seviyesinde ve hızla artmaya devam ediyor.
"Aşılama çok hızlı ve etkili biçimde devam etmeli"
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sema Kultufan Turan, 14 Ocak itibarıyla başlayan ve hala devam etmekte olan aşılama çalışmalarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Toplam yapılan aşı sayısı 15 milyonken yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarını paylaşan Prof. Dr. Turan, konuyla ilgili olarak şu şekilde konuştu:
"Yapılan araştırmada, ilk ve ikinci dozlar yapıldıktan sonra hastalığa yakalanan kişilerin durumlarına bakıldı. Bu kişiler arasında birinci doz aşıyı olup, kendisini yeterince koruyamadığı için COVID-19’a yakalananlar, yine ikinci doz aşıyı olup kendini koruyamayanlar ya da aşı olup üzerinden 14 gün geçtiği halde hastalığı kapanlar bulunuyor.
Aşı olup da virüs kapanların sayısı yaklaşık 2 bin 500 kişi. Bu kişilerden de hastaneye başvuru ya da yoğun bakım ihtiyacı neredeyse yok denecek kadar az. 65 yaş ve üzeri grupta aşılama başlamadan önce, hastalığın pik döneminde yoğun bakım ihtiyacı yüzde 18’lerdeyken, aşılama sonrası bu rakam yüzde 10’ların altına indi. Sağlık çalışanlarında da durum benzer. Sağlık çalışanları ve 65 yaş üzerinde aşılama tamamlandığı için sonuçları çok net görebiliyoruz. Yani aşı ile çok anlamlı bir başarı elde edildiğini söyleyebilirim. Bu nedenle aşılama çok hızlı ve etkili biçimde devam etmeli.
Aşı sonrası kaybedilen hastalara baktığımızda, bu yaş grubunun genellikle 80-90 yaş aralığında ve kanser gibi ciddi hastalıkları olan az sayıda vatandaşımız olduğunu görüyoruz. Bu nedenle aşı sonrası vefatların kesinlikle aşıdan bağımsız olarak tamamen farklı hastalıklar nedeniyle meydana geldiğini söyleyebiliriz. Bizim için artık en önemli grup 20-65 yaş arası kişiler. Çünkü hastaneye yatışlarda bu yaş grubunda artış var. Bulaşın önünü bir an önce almalıyız."
"Ramazan ayında günlük aşılama sayıları 150 binlerden 30 binlere düştü"
Salgın süreci boyunca sosyal medya hesabını oldukça aktif bir şekilde kullanan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz gün paylaşmış olduğu bir tweette "Bugün itibariyle aşılama programında yeni bir safhaya geçiyoruz. Aşılamada sıra 55 yaşından büyüklere geldi. Sırası gelen vatandaşlarımızı aşı olmaya davet ediyorum. Aşı programımız tedarik koşullarına bağlı olarak kararlılıkla sürecek" ifadelerine yer vererek artık 55 yaş ve üzeri vatandaşların da aşılama sürecine dahil olacağını açıklamıştı.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) İkinci Başkanı Yusuf Eryazğan, "Bir aile hekimi günlük 30-35 kişiyi aşılarken, ramazan ayında günlük aşılamalar ortalama 10’a düştü. Çok daha az aşılama yapan aile hekimlerimiz var" ifadelerini kullanırken ramazan ayı ile birlikte günlük aşılama sayılarının 150 binlerden 30 binlere düştüğünü ifade etti ve şu şekilde konuştu:
"Aşılama sayıları bu kadar düşerken, bir aile hekiminin COVID-19 izlem sayısı günlük 4-5 kişiden 90’lara çıktı. Müthiş bir tırmanış var. Bu da tablonun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. İş yükümüz çok arttı. Ya 28 gün tam kapanma ya da aşılama için hızlı bir formül gerekiyor. Hazır okullar kapalıyken buralar aşı merkezi haline getirilmeli. 20-25 günde, okullarda, arabada, vatandaşı her bulduğumuz yerde aşılamalıyız."