nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
18481939 Kangal ’ın Kertme (şimdiki adı Şenyurt) köyünde doğdu Ana adı Umut Bekir ’dir Birçok aşık yetiştirmiş olan Muratoğlu sülalesinden gelmektedir
Köylerine gelip giden aşıklardan etkilenerek şiire yöneldi Zaman içerisinde de aşıklık geleneğini öğrendi
Birincil gençliğinde karşılaştığı Aşık Ruhsati, Mesleki ’nin sesini beğenince geliştirmek üzere yanında çırak aldı Uzun süre birlikte dolaştılar Bu süreç bununla beraber Mesleki ’nin kendisini yetiştirdiği dönemdir
Mahlası da ustası Aşık Ruhsati göre bahşedilen Mesleki, zaman zaman çevresinde olup bitenlere duyarsız kalmadıysa da, toplumsal sorunlara ustası kadar eğilmeyip, daha fazla vefat, mutsuzluk, sevda gibi konuları işledi
Aşık Mesleki, bağlama çalmayı ve aşıklığa ilişkin bilgisini Ruhsati yoluyla öğrendiği gibi, kendinden sonraki birçok genç aşığa, özellikle de Aşık Noksani ’ye yardımda bulundu
Aşık Mesleki, »Ruhsati kolu« olarak haberdar olan geleneğin kayda değer temsilcilerinden biridir
Aşık Mesleki ’nin şiirlerinin büyük bir bölümü Eflatun Cem Güney göre »Aşık Mesleki, Hayatı ve Şiirleri« (1953) adıyla kitaplaştırıldı
Gitti
Bugün benim gamım vardır
Usul boylu yarim gitti
Yüreğimde ahım vardır
Dört köşeye zarım gitti
İsmi gezer daima dillerde
Gözlerim kaldı yollarda
Çürüdüm gurbet ellerde
Tutmaz dizim ferim gitti
Sabahtan günü doğar m ’ola
Acep işim onar m ’ola
Mesleki
’yi anar m ’ola
Gitti elden varım gitti
Ağır Ağır
Ölüm Meleği serime çöktüğü zaman
Kırılır kanadım kol yavaşça
Mevlam nasip etsin din ile iman
Akar gözlerimden su baskını yavaş yavaş
Yüksek uçan gönül yorulur birgün
Mizan terazisi kurulur birgün
Herkesin ettiği sorulur birgün
Döner mi yarabbi dil yavaş yavaş
İl keyfi yetirdin çaldın çağırdın
Her çeşitten yedin sürdün savurdun
İşte toprak senin vatanın yurdun
Çekilir fenadan el ağır ağır
Mezarım üzerine dikerler taşı
Kimin gölgesinde saklarsın başı
Baba oğlu görmez kardaş kardaşı
Gider geri dönmez yol ağır ağır
Isıca ılıman suyum koyarlar
İyi kötü elbisemi soyarlar
Mesleki
’yem öldüğümü duyarlar
Girer salacama el yavaşça *
Köylerine gelip giden aşıklardan etkilenerek şiire yöneldi Zaman içerisinde de aşıklık geleneğini öğrendi
Birincil gençliğinde karşılaştığı Aşık Ruhsati, Mesleki ’nin sesini beğenince geliştirmek üzere yanında çırak aldı Uzun süre birlikte dolaştılar Bu süreç bununla beraber Mesleki ’nin kendisini yetiştirdiği dönemdir
Mahlası da ustası Aşık Ruhsati göre bahşedilen Mesleki, zaman zaman çevresinde olup bitenlere duyarsız kalmadıysa da, toplumsal sorunlara ustası kadar eğilmeyip, daha fazla vefat, mutsuzluk, sevda gibi konuları işledi
Aşık Mesleki, bağlama çalmayı ve aşıklığa ilişkin bilgisini Ruhsati yoluyla öğrendiği gibi, kendinden sonraki birçok genç aşığa, özellikle de Aşık Noksani ’ye yardımda bulundu
Aşık Mesleki, »Ruhsati kolu« olarak haberdar olan geleneğin kayda değer temsilcilerinden biridir
Aşık Mesleki ’nin şiirlerinin büyük bir bölümü Eflatun Cem Güney göre »Aşık Mesleki, Hayatı ve Şiirleri« (1953) adıyla kitaplaştırıldı
Gitti
Bugün benim gamım vardır
Usul boylu yarim gitti
Yüreğimde ahım vardır
Dört köşeye zarım gitti
İsmi gezer daima dillerde
Gözlerim kaldı yollarda
Çürüdüm gurbet ellerde
Tutmaz dizim ferim gitti
Sabahtan günü doğar m ’ola
Acep işim onar m ’ola
Mesleki
’yi anar m ’ola
Gitti elden varım gitti
Ağır Ağır
Ölüm Meleği serime çöktüğü zaman
Kırılır kanadım kol yavaşça
Mevlam nasip etsin din ile iman
Akar gözlerimden su baskını yavaş yavaş
Yüksek uçan gönül yorulur birgün
Mizan terazisi kurulur birgün
Herkesin ettiği sorulur birgün
Döner mi yarabbi dil yavaş yavaş
İl keyfi yetirdin çaldın çağırdın
Her çeşitten yedin sürdün savurdun
İşte toprak senin vatanın yurdun
Çekilir fenadan el ağır ağır
Mezarım üzerine dikerler taşı
Kimin gölgesinde saklarsın başı
Baba oğlu görmez kardaş kardaşı
Gider geri dönmez yol ağır ağır
Isıca ılıman suyum koyarlar
İyi kötü elbisemi soyarlar
Mesleki
’yem öldüğümü duyarlar
Girer salacama el yavaşça *