iltasyazilim
FD Üye
Asit yağmurlarının zararları nelerdir
Asit Yağmurlarının Oluşumu Ve Toprak Yapısına Etkileri
Asit yağmurlarının oluşumu,sonuçları ve çevreye etkileri
Asidik yağmur, asidik kimyasalların yağmur, kar, sis, çiğ veya kuru parçacıklar halinde düşmesine bahşedilen isimdir Atmosfere yayılan kükürtdioksit ve azotdioksit gazlarının kimyasal dönüşümlerden geçtikten sonra bulutlarıdaki su damlacıkları tarafından emilmesi ile oluşur sonra bu damlacıklar yeryüzüne yağmur, kar gibi yollarla düşerler Bu toprağın asitlik miktarını arttırır ve tatlı su kaynaklarının kimyasal dengesini bozar
Havadaki tipik çap konsantrasyonunda oluşan yağmurun pH'ı 56 civarındadır Bu yüzden pH'ı 56'nın altındaki yağmur asit yağmuru olarak nitelendirilir
Ama doğal asit kaynakları yüzünden yağmurun pH'ı zaten 45 ile 56 aralarında değiştiği için 50'ın altı daha doğru bir ölçü olarak nitelendirilebilir
Asit yağmuru akarsuların zehirlenmesi ve yüksek irtifalardaki ormanların hasar görmesinin esas sebeplerindendir
Tarihçe
Endüstri devriminden beri atmosferdeki kükürt ve azot oksitlerinin seviyesi arttı Yoğun endüstrinin olduğu yerlerde arasıra 24 gibi pH oranları (sirkeninkine eşit) okunmaya başlandı Çin Insanlar Cumhuriyeti, Doğu Avrupa, Rusya gibi yerlerde ve rüzgarın bulutları bu ülkelerden taşıyıp yağmur bıraktıkları yerlerde asit yağmurları ciddi bir problem olmaya başladı Bu bölgelerin müşterek özelliği kükürt açısından varlıklı olan kömürü elektrik ve ısı üretiminde kullanmalarıdır Lokal kirliliği devirmek için yapılan yüksek bacalar dumanı atmosferin hareketli olan bandına taşıdığı için asit yağmurlarının yayılmasına katkıda bulundu Asit yağmurlarından en çok nasibini alan yerler kirliliğin kaynağından uzaktaki çap Asit yağmurları ilk olarak Endüstri Devriminin manâlı şehirlerinden İngiltere Manchester'da farkedildi 1852'de Robert Angus Smith hava kirliliği ile asit yağmurları arasındaki ilişkiyi farketti1894'de keşfedilmiş olmasına karşın 1960'lara değin bu durum bilim camiasının ilgisini çekmedi Ölü göllerden birini inceleyen Birincil bilim adamı Kanadalı Harold Harvey oldu
Adirondack Konsülü santral emisyonlarının azaltılmasını savunan en kayda değer organizasyonların başında kazanç Yayınladıkları Acid Rain: A Continuing National Tragedy(Asit yağmurları: Süregiden bir milli facia) isimli raporda bu olguyla ilgili kayda değer bilgileri açıklamışlardır
Asit yağmurlarına yol açan emisyonlar
Asit yağmurlarına yol açan gazların en önemlisi kükürtdioksittir Kükürtlü bileşiklerin kullanımı üzerindeki teftiş arttıkça nitrojen oksit de önem kazanmaktadır Senede 70 Tg(S) SO2 fosil yakıt tüketimi ve endstriyel tüketim sonucunda, 28 Tg(S) orman yangınlarından, 78 Tg(S) de yanardağlardan atmosfere karışmaktadır
Doğal kaynaklar
Asit yağmurlarına yol açan gazların en önemlisi kükürtdioksittir Kükürtsü bileşiklerin kullanımı üzerindeki denetleme arttıkça nitrojen oksit de tartma kazanmaktadır Senede 70 Tg(S) SO2 fosil yakıt tüketimi ve endstriyel tüketim sonucunda, 28 Tg(S) orman yangınlarından, 78 Tg(S) de yanardağlardan atmosfere karışmaktadır
Doğal kaynaklar
Asit yağmurlarına sebep olan gazların, doğada yer alan en önemli kaynağı yanardağlardır Karada, bataklıklarda ve okyanusta yaşayan bazı canlılar da bu biyolojik süreçleri sonucu bu gazları yayarlar
İnsan faaliyetleri
Asit yağmuruna yol açan en kayda değer etmen insan faaliyetidir Elektrik üretimi, fabrikalar ve motorlu araçlar gibi böylece çok insan yapımı nesne zararlı gazları atmosfere bırakır Bu gazlar asite dönüşüp yere geri düşmeden önce yüzlerce km taşınabilirlerAyrıca asit yağmuruna niçin olan sebeblerden en önemlisi parfüm ve deodorantlardır
Asit Yağmurları
Kükürt ve azot dioksitlerin atmosferdeki nemle birleşerek sülfirik ve nitrik asitli yağmur, kar veya dolu oluşturması biçiminde kirliliğe bahşedilen genel isim Bu cins yağmurda tanecikler siste asılı olarak süspansiyon oluşturabilir veya en kuru halde birikebilirler
Süspansiyon : Bir katının bir değişken içerisinde veya havada (sis içinde) çözünmeden dağılmasıyla oluşan heterojen karışımlardır Ayran,kahve,tebeşir tozu+su
Asit yağmurlarının verdiği ileri sürülen zararın bir bölümünün fiilen bazı doğal nedenlerden kaynaklandığı yapılan araştırmalar sonucunda anlaşılmışsa da, petrol ve kömür yanmasından oluşan kükürt dioksit ile araba motorlarından çıkan azot oksidin, asit yağmuru sorununu büyük ölçüde şiddetlendirdiği kesindir
Kirliliğe yol açan tanecikler, kaynaklarından binlerce kilometre uzağa rüzgarla portatif Sözgelimi ABD‘nin kuzey doğusundaki asit yağmurlarına, Kanada'dan yayılanlar da katılmış, Kanada'nın doğusundaki kükürt içeren yağış, ABD 'den kaynaklanmıştır
Bilim adamlarının tümü asit yağmurlarının denetlenmesi için bir lahza önce yasalar çıkarılmasını istemektedirler Ne var, ama söz konusu yasaların yol açacağı harcamalar fazla yüksektir, bu yüzden de sorunun çözülmesi kesintisiz ertelenmektedir
Idareli faaliyet, kıtlığa karşısında yapılan bir savaştır İnsan bu savaşta bir takım değerleri üretip tüketirken başka bir değerinde olan kaliteyi ÇEVRE ’yi de tüketmektedir Hava, su, yeşil ve toprak gibi Biri kirlendiği vakit beraberinde, zincirleme olarak, diğerleri ve bunlardan yararlanan millet da kirlenmekte ve değil olmaktadır
Görüldüğü gibi hava doğal ve yapay etmenlerce kirletilmektedir Suni etmenlerin temelinde insan bulunmaktadır Fabrikadan, evlerden ve araçlardan meydana çıkan dumanlar göre atmosfer aralıksız olarak kirlenmektedir Bu kirlilik doğrudan olduğu gibi asit yağmurları aracılığıyla da bitkiye, insana, suya, toprağa ve taşa tesir etmektedir
Termik santrallerde, ısıtmada ve endüstri kurumlarında kullanılan kömür atmosfere kül (kadmiyum, arçelik, kurşun) CO2 ve SO2 yaymaktadır Dünyada olduğu gibi Türkiye ’de kömür ve petrol tüketimi gitgide artarak artmaktadır Artan vasıta sayısı da petrol tüketimini dolayısıyla atmosferdeki karbon monoksit gazını yükseltmektedir Yanardağlar da havadaki SO2 ve CO2 gibi gazların miktarını arttırmaktadır Bu gazlar havadaki su buharı ile birleşirler
H2O+SO2 H2SO4 (sülfirikasit) ve
H2O+NO2 HNO3 (nitrik asit) olarak yere düşerler
Hava kirliliği, ışınların yere ulaşmasını ve atmosfere yayılmasına da engelleyerek iklim üzerinde olumsuz tesir yapmaktadırAsit yağışları yapraklardaki klorofilin bozulmasına ve bitkinin sararıp kurumasına neden olmaktadır
Bilindiği gibi ur, fotosentez esnasında CO2 tüketir Asit yağmurları, bitkileri kurutarak, öteki yana atmosferdeki CO2 (karbondioksit) tutarının artması için ortam hazırlamaktadır Diğer bir anlatımla, bir olumsuzluk bir diğer olumsuzluğu üretmektedir
Bu asit yağışlarının etkilerini görebilmek için iki aşamadan oluşan deneylere girişilmiştir :
Birinci aşamada 16 saksıya kızıl çam, 20 saksıya fasulye ve nohut ekildi
Kızıl çam ve fasulyeler 4 ’er saksıdan meydana gelmek üzere 5 ’er gruba ayrıldı Her grup PH3, PH4,5, PH6, yağmur suyu ve çeşme suyu gibi asidik değeri bambaşka sularla sulandı Alıştırma 2 ay sürdü Çalışmalara çeşitli sınıflardan 15 öğrenci katıldı
Çalışmalarımızda kullanılmak üzere, topladığımız yağmur suyunun asidik değeri ölçüldü: Ilk yağış PH5,5, ikinci ve daha sonraki yağışlar PH6 olarak tespit edildi Bu da bize hava kirliliği ve onun oluşturduğu asit yağmurlarının çevremizde bir realite olduğunu kanıtlamaktadır
Termik Santralinin Aşina Bazı Ur Üzerindeki Etkileri
Zeytin ağacının yapraklarında SO2 etkisiyle farklı alanlara yönlendirilmiş form ve büyüklükte, kırmızı kahve renkli parankima dokusunun tahribi ve çekmesi sonucu oluşmuş lezyonların meydana getirdiği, bu lezyonların birleşmesine takiben normalde ağaçta 1820 ay kalması gereken yaprakların erkenden döküldükleri, bu vesile ile ağaçların çıplaklaştığı ve verimlerinin azaldığı kaydedilmiştir SO2 ’nin (kükürt dioksit) neden olduğu bu prim er belirtiler yanında, yine yaprak kaybı ve bunun sonucunda beslenme yetersizliğine tabi olarak sürgün uzunluğunda ve yaprak boyutlarında küçülme şeklinde sekonder belirtileri de oluşmaktadır
Badem ağaçlarının yapraklarının damarlarında renk açılması, biçiminde beliren SO2 yanıkları oluşmakta bu, ağaçların erken yaprak dökmelerini ve meyve tutumlarının azalmasına neden olmuştur
Tütün Bitkisi : Kükürt dioksit (SO2) gazının hassas olan tütün bitkilerinin bilhassa sulandırma sonrası açık durumda olan yapraklarındaki stomalarından tolore edilebilir Dozun üstünde alınan SO2 hücreler ve yaprak dokusu düzeyindeki kimyasal ve fizyolojik reaksiyonları etkileyerek akut bir şekilde tütün yapraklarında kahverengi, eşdeğer çevrili, yaprak kir ve yanıklarının oluşmasına neden olmaktadır
Bu feryat bindiği dünya gemisini delen insanoğlunun çığlığıdır Bu ses, çevresel intiharın resmi olarak belgelenmesidir
Murgul Bakır İşletmelerinin Etkinlikleri
Murgul bakır fabrikalarının, çevresine günde 560 mgm3 SO2 yaymakta olduğu bildiriliyor Çevredeki tarım alanlarında armut, kiraz, elma, erik ve ceviz gibi meyve ağaçları bakır fabrikasının açılmasından sonraki 5 yılda kurumuştur Kurum, hasar eden köylülere tazminat ödemek zorunda kalmıştır Göktaş vadisindeki ormanlar büyük hasar görmüştür
Ankara ’da topoğrafik etkilerin sonucu çukurda bulunması, 698 mgm3 ’e dek yükselen SO2, rüzgar kadar dağıtılamamış ve çevredeki ibreli ağaçlara zararlı olmuştur Yer yer kuruma olayları görülmüştür
Ankara ’da olduğu gibi, İstanbul ’da da kış mevsiminde SO2 tutarı yükselmekte, insan ve bitki sağlığını tehdit etmektedir
Soma, Tavşanlı ve Elbistan santralleri da atmosferdeki kükürt toz ve CO2 tutarını artırarak canlı yaşamı riske sokmaktadır
Kentlere göç, plansız kentleşme, yakıt olarak kullanılan niteliksiz linyit tutarının artması ve alternatif enerji yerine elektrik üretiminde fosil kaynaklara (kömür, petrol) önem verilmesi; gelecekte hava kirliliğinin daha da artacağını göstermektedir
Ülkemizde demiryolları ve denizyolları gibi toplu ulaşım sistemleri yerine, karayollarına tartı verilmesi, dumandan ve asitten daha uzun yıllar hasar göreceğimizin habercisidir
Avrupa Ormanları
Avrupa ’da Büyük Sanayii Devrimi ile insanoğlu mülk ve para olarak büyük kazanımlara kavuşurken, diğer taraftan “ çevre gibi doğal bir zenginliği yitirdiğinin farkında olan değildi Yalnız kazanmaya ve varlıklı olmaya koşullanmıştı Zenginleştiği o ölçüde kavgacı tutumunu artırıyordu
Hava sisli olduğu zamanlarda bu oran 3,8 PH olarak gerçekleşmektedir
Görüldüğü gibi asit yağmurları, günümüzde ulusal olmaktan çok, uluslar arası bir nitelik taşımaktadır Her ülke kendisi bir takım önlemler alırken, bütün dünya ülkelerinin birlikte almaları gereken daha büyük ölçekli önlemler bulunmaktadır
Eğitim ve Çevre
Eğitim ile çevre arasındaki ilişkiyi ortaya düzenlemek amacıyla bir anket düzenlendi Anket, İzmir ’de yapıldı ve ankete 117 birey katıldı Katılanlardan 75 ’i yüksek okul mezunu idi Asit yağmurları konusunda bilginiz var mı,sorusuna 62 kişi “evet yanıtı verdi Yüksek mektep mezunu (7562 ) 13 kişinin asit yağmurlarından habersiz olduğu anlaşıldı Eğitim bu ise, bu nasıl eğitim? Bu değilse, eğitim nedir?
Asit yağmurlarından etkileniyor musunuz, sorusuna 45 birey “evet yanıtını verdi Yüksek mektep mezunu (7545 ) 30 kişi başına yağan asit yağmurlarından bihaberdi Başına düşenin asit mi, yoksa su mu olduğunu bilmeyen yüksek okul mezunu olan 30 birey eğitimli midir?
Çevre sizin için önemli mi, sorusuna 45 kişi yanıtsız bırakmış, 3 yüksek öğrenimli de çevrenin önemini kavrayamadığı için “ evet diyememiştir
27 kişinin herhangi bir çevre örgütünü tanımadığı 4 sorunun yanıtından anlaşılmaktadır Hakiki nerede? Eğitim nerede?
Çevre ile girişimleri olmayan veya çevre koruma ilgili girişimlerin ne olduğunu bilmeyen 71 kişinin bulunduğu, 5 sorunun yanıtından anlaşılmaktadır
Okuduğunu yaşama uygulayamayan yüksek mektep mezunu da olsa eğitimli midir?
6 soruda belirtilen hava kirliliği ve asit yağmurlarının nasıl önlenebileceği, sorusuna büyük bir ekseriyet (43 kişi) “eğitimle yanıtını vermiştir “Eğitimle diyenlerin büyük bir bölümü de “mevcut eğitim sistemiyle yok uyarısında bulunuyordu
Crée Kızılderilisi ’nin ülkesinde, 19yy kadar Avrupa ’da ve 20 Yy kadar Türkiye ’de hava kirliliği ve onun etkisiyle oluşan asidik yağışlardan eser yoktu: Orman kurumuyor, toprak kirlenmiyor, ur, hayvanlar ve insanlar zehirlenmiyordu
Endüstrinin, zenginliğin ve buna emrindeki olarak eğitimin gelişmesiyle daha dinç bir çevre beklenirken, insanoğlunun havayı solunamaz, suyu içilemez ve bitkiyi yenilemez duruma getirdiğini görüyor ve dehşete düşüyoruz
Eğitim yükseldikçe havada duman, suda asit artıyor!
Murgul ’u, Ankara ’yı, Soma ’yı, Elbistan ’ı, Yatağan ’ı, kirletenler Gökovayı kirletecek olanlar mühendis, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı gibi “okumuşlar yok mi?
İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir Sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır
Diyebildiğimiz zaman yemek yemek yediğimiz sofraya bıçak sokmaktan vazgeçeriz Somurtkan takdirde biz karadumanı yaratmaya, karaduman da bizi karartmaya devam edecek; bir olumsuzluk başka bir olumsuzluğu üreterek : *
Asit Yağmurlarının Oluşumu Ve Toprak Yapısına Etkileri
Asit yağmurlarının oluşumu,sonuçları ve çevreye etkileri
Asidik yağmur, asidik kimyasalların yağmur, kar, sis, çiğ veya kuru parçacıklar halinde düşmesine bahşedilen isimdir Atmosfere yayılan kükürtdioksit ve azotdioksit gazlarının kimyasal dönüşümlerden geçtikten sonra bulutlarıdaki su damlacıkları tarafından emilmesi ile oluşur sonra bu damlacıklar yeryüzüne yağmur, kar gibi yollarla düşerler Bu toprağın asitlik miktarını arttırır ve tatlı su kaynaklarının kimyasal dengesini bozar
Havadaki tipik çap konsantrasyonunda oluşan yağmurun pH'ı 56 civarındadır Bu yüzden pH'ı 56'nın altındaki yağmur asit yağmuru olarak nitelendirilir
Ama doğal asit kaynakları yüzünden yağmurun pH'ı zaten 45 ile 56 aralarında değiştiği için 50'ın altı daha doğru bir ölçü olarak nitelendirilebilir
Asit yağmuru akarsuların zehirlenmesi ve yüksek irtifalardaki ormanların hasar görmesinin esas sebeplerindendir
Tarihçe
Endüstri devriminden beri atmosferdeki kükürt ve azot oksitlerinin seviyesi arttı Yoğun endüstrinin olduğu yerlerde arasıra 24 gibi pH oranları (sirkeninkine eşit) okunmaya başlandı Çin Insanlar Cumhuriyeti, Doğu Avrupa, Rusya gibi yerlerde ve rüzgarın bulutları bu ülkelerden taşıyıp yağmur bıraktıkları yerlerde asit yağmurları ciddi bir problem olmaya başladı Bu bölgelerin müşterek özelliği kükürt açısından varlıklı olan kömürü elektrik ve ısı üretiminde kullanmalarıdır Lokal kirliliği devirmek için yapılan yüksek bacalar dumanı atmosferin hareketli olan bandına taşıdığı için asit yağmurlarının yayılmasına katkıda bulundu Asit yağmurlarından en çok nasibini alan yerler kirliliğin kaynağından uzaktaki çap Asit yağmurları ilk olarak Endüstri Devriminin manâlı şehirlerinden İngiltere Manchester'da farkedildi 1852'de Robert Angus Smith hava kirliliği ile asit yağmurları arasındaki ilişkiyi farketti1894'de keşfedilmiş olmasına karşın 1960'lara değin bu durum bilim camiasının ilgisini çekmedi Ölü göllerden birini inceleyen Birincil bilim adamı Kanadalı Harold Harvey oldu
Adirondack Konsülü santral emisyonlarının azaltılmasını savunan en kayda değer organizasyonların başında kazanç Yayınladıkları Acid Rain: A Continuing National Tragedy(Asit yağmurları: Süregiden bir milli facia) isimli raporda bu olguyla ilgili kayda değer bilgileri açıklamışlardır
Asit yağmurlarına yol açan emisyonlar
Asit yağmurlarına yol açan gazların en önemlisi kükürtdioksittir Kükürtlü bileşiklerin kullanımı üzerindeki teftiş arttıkça nitrojen oksit de önem kazanmaktadır Senede 70 Tg(S) SO2 fosil yakıt tüketimi ve endstriyel tüketim sonucunda, 28 Tg(S) orman yangınlarından, 78 Tg(S) de yanardağlardan atmosfere karışmaktadır
Doğal kaynaklar
Asit yağmurlarına yol açan gazların en önemlisi kükürtdioksittir Kükürtsü bileşiklerin kullanımı üzerindeki denetleme arttıkça nitrojen oksit de tartma kazanmaktadır Senede 70 Tg(S) SO2 fosil yakıt tüketimi ve endstriyel tüketim sonucunda, 28 Tg(S) orman yangınlarından, 78 Tg(S) de yanardağlardan atmosfere karışmaktadır
Doğal kaynaklar
Asit yağmurlarına sebep olan gazların, doğada yer alan en önemli kaynağı yanardağlardır Karada, bataklıklarda ve okyanusta yaşayan bazı canlılar da bu biyolojik süreçleri sonucu bu gazları yayarlar
İnsan faaliyetleri
Asit yağmuruna yol açan en kayda değer etmen insan faaliyetidir Elektrik üretimi, fabrikalar ve motorlu araçlar gibi böylece çok insan yapımı nesne zararlı gazları atmosfere bırakır Bu gazlar asite dönüşüp yere geri düşmeden önce yüzlerce km taşınabilirlerAyrıca asit yağmuruna niçin olan sebeblerden en önemlisi parfüm ve deodorantlardır
Asit Yağmurları
Kükürt ve azot dioksitlerin atmosferdeki nemle birleşerek sülfirik ve nitrik asitli yağmur, kar veya dolu oluşturması biçiminde kirliliğe bahşedilen genel isim Bu cins yağmurda tanecikler siste asılı olarak süspansiyon oluşturabilir veya en kuru halde birikebilirler
Süspansiyon : Bir katının bir değişken içerisinde veya havada (sis içinde) çözünmeden dağılmasıyla oluşan heterojen karışımlardır Ayran,kahve,tebeşir tozu+su
Asit yağmurlarının verdiği ileri sürülen zararın bir bölümünün fiilen bazı doğal nedenlerden kaynaklandığı yapılan araştırmalar sonucunda anlaşılmışsa da, petrol ve kömür yanmasından oluşan kükürt dioksit ile araba motorlarından çıkan azot oksidin, asit yağmuru sorununu büyük ölçüde şiddetlendirdiği kesindir
Kirliliğe yol açan tanecikler, kaynaklarından binlerce kilometre uzağa rüzgarla portatif Sözgelimi ABD‘nin kuzey doğusundaki asit yağmurlarına, Kanada'dan yayılanlar da katılmış, Kanada'nın doğusundaki kükürt içeren yağış, ABD 'den kaynaklanmıştır
Bilim adamlarının tümü asit yağmurlarının denetlenmesi için bir lahza önce yasalar çıkarılmasını istemektedirler Ne var, ama söz konusu yasaların yol açacağı harcamalar fazla yüksektir, bu yüzden de sorunun çözülmesi kesintisiz ertelenmektedir
Idareli faaliyet, kıtlığa karşısında yapılan bir savaştır İnsan bu savaşta bir takım değerleri üretip tüketirken başka bir değerinde olan kaliteyi ÇEVRE ’yi de tüketmektedir Hava, su, yeşil ve toprak gibi Biri kirlendiği vakit beraberinde, zincirleme olarak, diğerleri ve bunlardan yararlanan millet da kirlenmekte ve değil olmaktadır
Görüldüğü gibi hava doğal ve yapay etmenlerce kirletilmektedir Suni etmenlerin temelinde insan bulunmaktadır Fabrikadan, evlerden ve araçlardan meydana çıkan dumanlar göre atmosfer aralıksız olarak kirlenmektedir Bu kirlilik doğrudan olduğu gibi asit yağmurları aracılığıyla da bitkiye, insana, suya, toprağa ve taşa tesir etmektedir
Termik santrallerde, ısıtmada ve endüstri kurumlarında kullanılan kömür atmosfere kül (kadmiyum, arçelik, kurşun) CO2 ve SO2 yaymaktadır Dünyada olduğu gibi Türkiye ’de kömür ve petrol tüketimi gitgide artarak artmaktadır Artan vasıta sayısı da petrol tüketimini dolayısıyla atmosferdeki karbon monoksit gazını yükseltmektedir Yanardağlar da havadaki SO2 ve CO2 gibi gazların miktarını arttırmaktadır Bu gazlar havadaki su buharı ile birleşirler
H2O+SO2 H2SO4 (sülfirikasit) ve
H2O+NO2 HNO3 (nitrik asit) olarak yere düşerler
Hava kirliliği, ışınların yere ulaşmasını ve atmosfere yayılmasına da engelleyerek iklim üzerinde olumsuz tesir yapmaktadırAsit yağışları yapraklardaki klorofilin bozulmasına ve bitkinin sararıp kurumasına neden olmaktadır
Bilindiği gibi ur, fotosentez esnasında CO2 tüketir Asit yağmurları, bitkileri kurutarak, öteki yana atmosferdeki CO2 (karbondioksit) tutarının artması için ortam hazırlamaktadır Diğer bir anlatımla, bir olumsuzluk bir diğer olumsuzluğu üretmektedir
Bu asit yağışlarının etkilerini görebilmek için iki aşamadan oluşan deneylere girişilmiştir :
Birinci aşamada 16 saksıya kızıl çam, 20 saksıya fasulye ve nohut ekildi
Kızıl çam ve fasulyeler 4 ’er saksıdan meydana gelmek üzere 5 ’er gruba ayrıldı Her grup PH3, PH4,5, PH6, yağmur suyu ve çeşme suyu gibi asidik değeri bambaşka sularla sulandı Alıştırma 2 ay sürdü Çalışmalara çeşitli sınıflardan 15 öğrenci katıldı
Çalışmalarımızda kullanılmak üzere, topladığımız yağmur suyunun asidik değeri ölçüldü: Ilk yağış PH5,5, ikinci ve daha sonraki yağışlar PH6 olarak tespit edildi Bu da bize hava kirliliği ve onun oluşturduğu asit yağmurlarının çevremizde bir realite olduğunu kanıtlamaktadır
Termik Santralinin Aşina Bazı Ur Üzerindeki Etkileri
Zeytin ağacının yapraklarında SO2 etkisiyle farklı alanlara yönlendirilmiş form ve büyüklükte, kırmızı kahve renkli parankima dokusunun tahribi ve çekmesi sonucu oluşmuş lezyonların meydana getirdiği, bu lezyonların birleşmesine takiben normalde ağaçta 1820 ay kalması gereken yaprakların erkenden döküldükleri, bu vesile ile ağaçların çıplaklaştığı ve verimlerinin azaldığı kaydedilmiştir SO2 ’nin (kükürt dioksit) neden olduğu bu prim er belirtiler yanında, yine yaprak kaybı ve bunun sonucunda beslenme yetersizliğine tabi olarak sürgün uzunluğunda ve yaprak boyutlarında küçülme şeklinde sekonder belirtileri de oluşmaktadır
Badem ağaçlarının yapraklarının damarlarında renk açılması, biçiminde beliren SO2 yanıkları oluşmakta bu, ağaçların erken yaprak dökmelerini ve meyve tutumlarının azalmasına neden olmuştur
Tütün Bitkisi : Kükürt dioksit (SO2) gazının hassas olan tütün bitkilerinin bilhassa sulandırma sonrası açık durumda olan yapraklarındaki stomalarından tolore edilebilir Dozun üstünde alınan SO2 hücreler ve yaprak dokusu düzeyindeki kimyasal ve fizyolojik reaksiyonları etkileyerek akut bir şekilde tütün yapraklarında kahverengi, eşdeğer çevrili, yaprak kir ve yanıklarının oluşmasına neden olmaktadır
Bu feryat bindiği dünya gemisini delen insanoğlunun çığlığıdır Bu ses, çevresel intiharın resmi olarak belgelenmesidir
Murgul Bakır İşletmelerinin Etkinlikleri
Murgul bakır fabrikalarının, çevresine günde 560 mgm3 SO2 yaymakta olduğu bildiriliyor Çevredeki tarım alanlarında armut, kiraz, elma, erik ve ceviz gibi meyve ağaçları bakır fabrikasının açılmasından sonraki 5 yılda kurumuştur Kurum, hasar eden köylülere tazminat ödemek zorunda kalmıştır Göktaş vadisindeki ormanlar büyük hasar görmüştür
Ankara ’da topoğrafik etkilerin sonucu çukurda bulunması, 698 mgm3 ’e dek yükselen SO2, rüzgar kadar dağıtılamamış ve çevredeki ibreli ağaçlara zararlı olmuştur Yer yer kuruma olayları görülmüştür
Ankara ’da olduğu gibi, İstanbul ’da da kış mevsiminde SO2 tutarı yükselmekte, insan ve bitki sağlığını tehdit etmektedir
Soma, Tavşanlı ve Elbistan santralleri da atmosferdeki kükürt toz ve CO2 tutarını artırarak canlı yaşamı riske sokmaktadır
Kentlere göç, plansız kentleşme, yakıt olarak kullanılan niteliksiz linyit tutarının artması ve alternatif enerji yerine elektrik üretiminde fosil kaynaklara (kömür, petrol) önem verilmesi; gelecekte hava kirliliğinin daha da artacağını göstermektedir
Ülkemizde demiryolları ve denizyolları gibi toplu ulaşım sistemleri yerine, karayollarına tartı verilmesi, dumandan ve asitten daha uzun yıllar hasar göreceğimizin habercisidir
Avrupa Ormanları
Avrupa ’da Büyük Sanayii Devrimi ile insanoğlu mülk ve para olarak büyük kazanımlara kavuşurken, diğer taraftan “ çevre gibi doğal bir zenginliği yitirdiğinin farkında olan değildi Yalnız kazanmaya ve varlıklı olmaya koşullanmıştı Zenginleştiği o ölçüde kavgacı tutumunu artırıyordu
Hava sisli olduğu zamanlarda bu oran 3,8 PH olarak gerçekleşmektedir
Görüldüğü gibi asit yağmurları, günümüzde ulusal olmaktan çok, uluslar arası bir nitelik taşımaktadır Her ülke kendisi bir takım önlemler alırken, bütün dünya ülkelerinin birlikte almaları gereken daha büyük ölçekli önlemler bulunmaktadır
Eğitim ve Çevre
Eğitim ile çevre arasındaki ilişkiyi ortaya düzenlemek amacıyla bir anket düzenlendi Anket, İzmir ’de yapıldı ve ankete 117 birey katıldı Katılanlardan 75 ’i yüksek okul mezunu idi Asit yağmurları konusunda bilginiz var mı,sorusuna 62 kişi “evet yanıtı verdi Yüksek mektep mezunu (7562 ) 13 kişinin asit yağmurlarından habersiz olduğu anlaşıldı Eğitim bu ise, bu nasıl eğitim? Bu değilse, eğitim nedir?
Asit yağmurlarından etkileniyor musunuz, sorusuna 45 birey “evet yanıtını verdi Yüksek mektep mezunu (7545 ) 30 kişi başına yağan asit yağmurlarından bihaberdi Başına düşenin asit mi, yoksa su mu olduğunu bilmeyen yüksek okul mezunu olan 30 birey eğitimli midir?
Çevre sizin için önemli mi, sorusuna 45 kişi yanıtsız bırakmış, 3 yüksek öğrenimli de çevrenin önemini kavrayamadığı için “ evet diyememiştir
27 kişinin herhangi bir çevre örgütünü tanımadığı 4 sorunun yanıtından anlaşılmaktadır Hakiki nerede? Eğitim nerede?
Çevre ile girişimleri olmayan veya çevre koruma ilgili girişimlerin ne olduğunu bilmeyen 71 kişinin bulunduğu, 5 sorunun yanıtından anlaşılmaktadır
Okuduğunu yaşama uygulayamayan yüksek mektep mezunu da olsa eğitimli midir?
6 soruda belirtilen hava kirliliği ve asit yağmurlarının nasıl önlenebileceği, sorusuna büyük bir ekseriyet (43 kişi) “eğitimle yanıtını vermiştir “Eğitimle diyenlerin büyük bir bölümü de “mevcut eğitim sistemiyle yok uyarısında bulunuyordu
Crée Kızılderilisi ’nin ülkesinde, 19yy kadar Avrupa ’da ve 20 Yy kadar Türkiye ’de hava kirliliği ve onun etkisiyle oluşan asidik yağışlardan eser yoktu: Orman kurumuyor, toprak kirlenmiyor, ur, hayvanlar ve insanlar zehirlenmiyordu
Endüstrinin, zenginliğin ve buna emrindeki olarak eğitimin gelişmesiyle daha dinç bir çevre beklenirken, insanoğlunun havayı solunamaz, suyu içilemez ve bitkiyi yenilemez duruma getirdiğini görüyor ve dehşete düşüyoruz
Eğitim yükseldikçe havada duman, suda asit artıyor!
Murgul ’u, Ankara ’yı, Soma ’yı, Elbistan ’ı, Yatağan ’ı, kirletenler Gökovayı kirletecek olanlar mühendis, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı gibi “okumuşlar yok mi?
İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir Sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır
Diyebildiğimiz zaman yemek yemek yediğimiz sofraya bıçak sokmaktan vazgeçeriz Somurtkan takdirde biz karadumanı yaratmaya, karaduman da bizi karartmaya devam edecek; bir olumsuzluk başka bir olumsuzluğu üreterek : *