Aşka Kurban Kariyer

Aşka Kurban Kariyer Aşk mı kariyer mi sorusu hayat sadece siyahtan mı yoksa beyazdan mı ibaret der gibi geliyor bana Ya Da insanın yaşamında yalnızca yaz mı yoksa kış mı hâkim olmalıdır gibi ilginç gelmektedir İnsanların tanrılara kurban edildiği yunan mitolojisinden ya da isterseniz daha çok gerilerden başlayalım hikâyemize Aşk nedir? Kariyerden önde midir? Yahut siyah ve beyazın renk tonlarından olduğunu kabullenmek gibi veya yazın ve kışın mevsimlerden biri olduğunu kanıksamak gibi aşkında, kariyerde marka olmanın insanda var olan temel güdülerden olduğunu kabullenmek mi gerekir? İşte bunların cevaplarını kısaca şöyle özetleyebiliriz; Kabil Habil’i öldürmüştü Sevdiği kızı elde etmek için Ola Ki de aşk için işlenen ilk ceza olarak da tarihte müstesna yerini alacaktır Kariyer diye bir mefhumun bilinmediği bir dönemde aşk için işlenen canice insanlığın geleceğinde yaşanacakların ilk işareti olarak da değerlendirilebilir Ve Mecnun aşkı için çılgın ane olmuştu Çöllerde seraplar görmüştü Şayet de aşkı serabın içinde sanmıştı Kim bilir Yıllardan Beri koşmuştu peşinden Leyla’nın Gözünde ne kraliyet ne taht ne de taç vardır Yalnızca perçemin kıvrımları gözlerinde uçuşarak yüreğini yakmaktadır Ferhat Şirin için dağlar delmişti Ve mızrağını sevdiğinin nişanı olarak kendisinin boğazına geçirerek sevgisini ölümle ebedileştirmişti Kariyer diye bir şey görünmüyordu aşkın parıltılarının dolaştığı yüreğinde Mısır Azizinin sevgili eşi Züleyha ise aşkını reddeden Yusuf’u zindana attırmaktan çekinmemiştir Vezir karısı almak veya kraliyetin önde gelen second leydisi edinmek kendisinin bu taşkın şehvetini frenlemesine engel olamamıştır Helâna ise Paris’in göz kamaştıran yakışıklılığı karşısında kraliçe unvanını terk ederek aşkın esrarengiz ve tehlikeli yolculuğunu göze almıştır Bu örnekleri emrindeki ki çoğaltabiliriz Aşk için tahtı tacı bırakanlar, çöllere düşenler ölenler, öldürülenler olmuştu Lakin aşkın vuslatın olmadığı cefa dolu bir yol olduğu ancak vuslatsı yaşayanlarca anlaşılmıştır Aşk denilen şeyin sahiden sadece kendi duygu dünyamızda canlandırdığımız cennetin bir ürünü olduğunu, başkalarının dünyasını kendi cennetimize taşıdığımızda anlamışızdır Aşkı çift şahsiyet bencillik olarak tanımlasa da Eric From, bencilliğin tek karakter menfaat gelir üzerine kurulu olduğu oysa yaşam atölyesinde görülmektedir İncil ise evlenenleri şayet de yasal flörtü aşkı tek ceset olmak şeklinde değerlendirirken diğerinin bedenini değil sayarak kişiliği yadsıdığını göz ardı etmektedir Aşk da o kadar değil midir; sahiden seviyorsanız sevdiğinizin duygu kuyusuna kendinizi atarak onda yok olmadığınız müddetçe sevgilinizin tebessüm eden gözlerinin sürekliliğini seyredemezsiniz boğulmamış yüreğinizde Aşk bu anlamda ölümcül tek tek rahatsızlık olarak karşımıza çıkmaktadır Ya ölün yada ölüm der ya da duygularınızı, düşüncelerinizi sevdiğinizi zannettiğiniz kişinin sizin için hazırladığı buselerle l lave you desenleriyle süslediği tanrısal mezara koyarak kişiliğinizi öldürürsünüz Peki insan hayatında aşk olmamalı mıdır? Yan ama bunu çağrıda bulunmak istemiyorum Delikanlılığın uyandığı her genç kız ve erkek de depreşerek bir volkan gibi patlayan bir duygu lavıdır aşk Buna engel olmak muhtemel değildir O halde ne yapılmalıdır? Bu sorunun cevabı duygu lavlarının yakıcılığının önünde durabilecek dek dirençli bir kalp oluşturmakla mümkündür derim Idareli özgürlüğü olmayanın aşkı, duruşma salonlarında tekme, küfür hezeyanlarının eşliğinde basına araç gereç veya mutluluğu bir tabloda sergilenen ve çok eskiden diye başlayan hikâyelere konu olmaktan kurtulamaz Bu şekilde kurulacak bir izaç ise fakat fay hattında yapılmış ve en minik bir sarsıntıda yıkılacak bir binaya aynı Kariyere duyulan aşk ve bu aşkın basamaklarını belirli adımlarla çıkarken duygularımızı aklımızın kontrolüne alarak sevebileceğimiz insanlarla aşkı ve kariyeri tamlık içinde sürdürebiliriz Fakat bazı özel durumlarda yok değildir hani Bakıyorsunuz kariyeri için bir aşk buluyor insan ve bunu basmakalıp bir şekilde kullanıyor İşte böyle bir durumda ise aşk kariyere kurban edilmektedir Kariyer tanrısı için aşk gibi ulvi bir duyguyu kurban ederek onun gözünde ilaheleşme ilahlaşma çabası içine girmekte bu yüce duyguları absürdleştirmektedir