iltasyazilim
FD Üye
İslâm’ı aşkla yaşamak düştü gönlüme… “Yaşamak, yaşatmanın sînelerdeki yankısıdır dediler Aşkla savunulan bir dâvâ düştü gönlüme Gözüm başka bir hayali görmedi Cihad, taşları yastık yapan başların Hakk’a kulluk vechesinde âleme sığmayan güzelliği taşımaktır, her bir köşeye
Cihad, merhametin zaafa uğramadan her karanlığa bir hilâl olmasıdır Cihad, muhabbet lehçesiyle yazan kalemin gölgesinde kalplere yol açmaktır
Gelincikten nârin yüreciklerin, rahmeti celbeden nâzenin dokunuşlarıdır cihad
Zehir akıtan baldıranlara bir avuç dolusu gül sunabilmektir
Gariplerin yüzüne ıtır kokulu bir tebessüm koyabilmektir cihad
Dünyanın kan kokan vahşeti içinde Tevhid’in ferahlık ve sükûnetini getirebilmektir
Allah Rasûlü gibi sadrını çatırdatan yükü omuzlamaktır Sonra İnşirah sabahında yorulmadan, kırılmadan gözlerini başka bir ufka dayamaktır cihad…
Cihad, Nuh aleyhisselâm gibi, küfür haykıran kavmin karşısında, yüzyıllar geçse de Tevhid’in kalesi olmaktır
Cihad, Sancakı Rasûl olmaktır Huzuru dalgalandırmaktır, yeryüzü coğrafyasında; gönül haritalarına işlemektir muhabbeti… Kuru cihangirlik dâvâsı değildir, cihad! Bir beşâreti Nebî uğruna ömrünü adamaktır Fâtih Sultan gibi Yavuz Selim gibi Allah’tan gayrı bir nefes almaksızın çölleri aşmaktır Makamsız olmak en büyük liyâkattir Kanunî gibi Padişah kaftanını hiçe sayıp top arabasını omuzlamaktır
Gurbetteki ruhun vuslatı aramasıdır cihad Yokluğu, varlığa sermâye yapmaktır
Ahmed Yesevî Hazretleri gibi, cihad, küfrün karanlığı içine bir nezir gibi atılacak gayreti dokumaktır gönüllere Ve o erlerle garba uzanıp haçın yerine hilâli koyabilmektir
Cihad, sahabenin Semerkant’a, Çin’e, Habeşistan’a yürüyen adımlarındaki dini yayma gayretidir Cihad Hazreti Hamza’nın cesaretidir Mus’ab radıyallâhu anh gibi kefensiz toprağa girmektir Cihad, sahâbe olmaktır Rasulullâh’ın mübarek gözlerinde inci gibi parlayan Cihad, Uhud’larda şehâdet arzusuyla toprağına düşmektir
İslâm’ı aşla yaşamak düştü gönlüme, yaşatmak adı olan
İslâm’ı aşkla yaymak arzusu düştü gönlüme Uhud kokan…
Bedir müjdesi taşıyan bir aşk düştü
Şimdi Anka kuşu kanatlarına alsın, Uhud toprağına bıraksın bizi
Cennet kokularıyla karışsın tozu toprağı benliğimize…
alıntı
Cihad, merhametin zaafa uğramadan her karanlığa bir hilâl olmasıdır Cihad, muhabbet lehçesiyle yazan kalemin gölgesinde kalplere yol açmaktır
Gelincikten nârin yüreciklerin, rahmeti celbeden nâzenin dokunuşlarıdır cihad
Zehir akıtan baldıranlara bir avuç dolusu gül sunabilmektir
Gariplerin yüzüne ıtır kokulu bir tebessüm koyabilmektir cihad
Dünyanın kan kokan vahşeti içinde Tevhid’in ferahlık ve sükûnetini getirebilmektir
Allah Rasûlü gibi sadrını çatırdatan yükü omuzlamaktır Sonra İnşirah sabahında yorulmadan, kırılmadan gözlerini başka bir ufka dayamaktır cihad…
Cihad, Nuh aleyhisselâm gibi, küfür haykıran kavmin karşısında, yüzyıllar geçse de Tevhid’in kalesi olmaktır
Cihad, Sancakı Rasûl olmaktır Huzuru dalgalandırmaktır, yeryüzü coğrafyasında; gönül haritalarına işlemektir muhabbeti… Kuru cihangirlik dâvâsı değildir, cihad! Bir beşâreti Nebî uğruna ömrünü adamaktır Fâtih Sultan gibi Yavuz Selim gibi Allah’tan gayrı bir nefes almaksızın çölleri aşmaktır Makamsız olmak en büyük liyâkattir Kanunî gibi Padişah kaftanını hiçe sayıp top arabasını omuzlamaktır
Gurbetteki ruhun vuslatı aramasıdır cihad Yokluğu, varlığa sermâye yapmaktır
Ahmed Yesevî Hazretleri gibi, cihad, küfrün karanlığı içine bir nezir gibi atılacak gayreti dokumaktır gönüllere Ve o erlerle garba uzanıp haçın yerine hilâli koyabilmektir
Cihad, sahabenin Semerkant’a, Çin’e, Habeşistan’a yürüyen adımlarındaki dini yayma gayretidir Cihad Hazreti Hamza’nın cesaretidir Mus’ab radıyallâhu anh gibi kefensiz toprağa girmektir Cihad, sahâbe olmaktır Rasulullâh’ın mübarek gözlerinde inci gibi parlayan Cihad, Uhud’larda şehâdet arzusuyla toprağına düşmektir
İslâm’ı aşla yaşamak düştü gönlüme, yaşatmak adı olan
İslâm’ı aşkla yaymak arzusu düştü gönlüme Uhud kokan…
Bedir müjdesi taşıyan bir aşk düştü
Şimdi Anka kuşu kanatlarına alsın, Uhud toprağına bıraksın bizi
Cennet kokularıyla karışsın tozu toprağı benliğimize…
alıntı