iltasyazilim
FD Üye
astronomi ile uğraşan meşhur bilim adamları ve hayatları
GALILEO
Yıldız bilimcisözcükleri bu sayfaya yönlendirilmiştir İncil'deki Yıldız bilimciler için, Falcı Krallar sayfasına bakınız Gökbilimci, astrofizikçi veya gök bilimci, astronomi veya astrofizik üzerine incelemeler ve çalışmalar yapan bilim insanıdır
tarih öncesi çağlardan bu yanlamasına gökyüzü, dünyanın her yerindeki kültürlerden insanların ilgisini çekmiştir Bu kültürlerden bazıları, birbirinden egemen olarak, gökyüzündeki cisimlerin gözlemlenmesine kendini adamış olan katip veya rahiplere takviye vermeye başlamışlardır Gezegenlerin hareketlerinin gözlemlenmesi ve gelecekteki hareketlerinin tahmini antik astronominin esas uğraşı olmuştur Batıda, astronominin antik Mezopotamya'da ortaya çıktığı düşünülmektedir Babil kayıtları üstüne yakın zamanda yapılan çalışmalar, bunların hatasız olduğunu göstermektedir
Galileo Galilei, teleskobik astronominin kurucularından olan İtalyan astronom
Takriben 1750'lerden önce, astroloji ile astronominin birbirine fazla yakın kabul edildiğinin anlaşılması önemlidir Kimi yer ve zamanlarda, bu ikisine aynı gözüyle bakılmıştır
Diğer pek fazla bilim alanında çalışan kimselerden ayrı olarak astronomlar, üzerinde çalıştıkları cisimlerle bağlantı kuramaz Bunun yerine, buluş gerçekleştirmek için ayrıntılı gözlemlere başvururlar çoğunlukla astronomlar, gözlem gerçekleştirmek için teleskop ya da öteki görüntüleme ekipmanları kullanmaktadırlar
ALİ KUŞÇU
15 yüzyılda yaşamış olan manâlı bir gökbilim ve matematik bilginidir Babası Timur'un (13691405) torunu olan Uluğ Bey'in (13941449) doğancıbaşısı idi Kuşçulakabı buradan gelmektedir
Ali Kuşçu, Semerkand'da doğmuş ve burada yetişmiştir Burada bulunduğu sıralarda, Uluğ Bey de dahil edinmek üzere, Kadızâdei Rûmi (13371420) ve Gıyâsüddin Cemşid elKâşi (?1429) gibi dönemin önemli bilim adamlarından matematik ve gökbilim dersleri almıştır
Ali Kuşçu bir ara, öğrenimini tamamlamak amacı ile, Uluğ Bey'den habersiz Kirman'a gitmiş ve orada yazdığı Hall elEşkâl elKamer adlı risalesi ile geri dönmüştür Dönüşünde risaleyi Uluğ Bey'e hediye etmiş ve Ali Kuşçu'nun kendisinden izin almadan Kirman'a gitmesine kızan Uluğ Bey, risaleyi okuduktan sonra onu takdir etmiştir
Ali Kuşçu, Semerkand'a dönüşünden sonra, Semerkand Gözlemevi'nin müdürü olan Kadızâdei Rûmi'nin ölümü üzerine gözlemevinin başına geçmiş ve Uluğ Bey Zici'nin tamamlanmasına yardımcı olmuştur Fakat, Uluğ Bey'in ölümü üzerine Ali Kuşçu Semerkand'dan ayrılmış ve Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yanına gitmiştir sonradan Uzun Hasan tarafından, Osmanlılar ile Akkoyunlular arasında barışı temin etmek amacı ile Fatih'e elçi olarak gönderilmiştir
Bir kültür merkezi oluşturmanın şartlarından birinin de bilim adamlarını biraraya biriktirmek olduğunu bilen Fatih, Ali Kuşçu'ya İstanbul'da kalmasını ve medresede ders vermesini önerge eder Ali Kuşçu, bunun üzerine, Tebriz'e dönerek elçilik görevini tamamlar ve baştan İstanbul'a geri döner İstanbul'a dönüşünde Ali Kuşçu, Fatih göre görevlendirilen bir heyet tarafından sınırda karşılanır Kendisi için hem karşılama töreni yapılır Ali Kuşçu'yu karşılayanlar arasında, zamanın ulemâsı İstanbul kadısı Hocazâde Müslihü'dDin Mustafa ve diğer bilim adamları da vardır
İstanbul'a gelen Ali Kuşçu'ya 200 altın ücret bağlanır ve Ayasofya'ya müderris olarak atanır Ali Kuşçu, burada Fatih Külliyesi'nin programlarını hazırlamış, astronomi ve matematik dersleri vermiştir
Keza İstanbul'un enlem ve boylamını ölçmüş ve dağıtılmış Güneş saatleri de yapmıştır Ali Kuşçu'nun medreselerde matematik derslerinin okutulmasında kayda değer rolü olmuştur Verdiği dersler olağanüstü rağbet görmüş ve manâlı bilim adamları tarafında da izlenmiştir Keza dönemin matematikçilerinden Sinan Paşa da öğrencilerinden Molla Lütfi aracılığı ile Ali Kuşçu'nun derslerini peşine düşüp takip etmiştir Nitekim etkisi 16 yüzyılda ürünlerini verecektir
Ali Kuşçu'nun gökbilim ve matematik alanında yazmış olduğu iki önemli eseri vardır Bunlardan birisi, Otlukbeli Savaşı sırasında bitirilip zaferden sonra Fatih'e sunulduğu için Fethiyeadı verilen astronomi kitabıdır Eser üç bölümden oluşmaktadır Birinci bölümde gezegenlerin küreleri ele alınmakta ve gezegenlerin hareketlerinden bahsedilmektedir İkinci bölüm Yer'in şekli ve yedi iklim üzerinedir Son bölümde ise Ali Kuşçu, Yer'e ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıklarını vermektedir
Döneminde hayli etkili olmuş olan bu gökbilim eseri minik bir elkitabı niteliğindedir ve yeni bulgular ortaya koymaktan çok, medreselerde astronomi öğretimi için yazılmıştır Ali Kuşçu'nun öteki önemli eseri ise, Fatih'in namına atfen Muhammediye adını verdiği matematik kitabıdır *
GALILEO
Yıldız bilimcisözcükleri bu sayfaya yönlendirilmiştir İncil'deki Yıldız bilimciler için, Falcı Krallar sayfasına bakınız Gökbilimci, astrofizikçi veya gök bilimci, astronomi veya astrofizik üzerine incelemeler ve çalışmalar yapan bilim insanıdır
tarih öncesi çağlardan bu yanlamasına gökyüzü, dünyanın her yerindeki kültürlerden insanların ilgisini çekmiştir Bu kültürlerden bazıları, birbirinden egemen olarak, gökyüzündeki cisimlerin gözlemlenmesine kendini adamış olan katip veya rahiplere takviye vermeye başlamışlardır Gezegenlerin hareketlerinin gözlemlenmesi ve gelecekteki hareketlerinin tahmini antik astronominin esas uğraşı olmuştur Batıda, astronominin antik Mezopotamya'da ortaya çıktığı düşünülmektedir Babil kayıtları üstüne yakın zamanda yapılan çalışmalar, bunların hatasız olduğunu göstermektedir
Galileo Galilei, teleskobik astronominin kurucularından olan İtalyan astronom
Takriben 1750'lerden önce, astroloji ile astronominin birbirine fazla yakın kabul edildiğinin anlaşılması önemlidir Kimi yer ve zamanlarda, bu ikisine aynı gözüyle bakılmıştır
Diğer pek fazla bilim alanında çalışan kimselerden ayrı olarak astronomlar, üzerinde çalıştıkları cisimlerle bağlantı kuramaz Bunun yerine, buluş gerçekleştirmek için ayrıntılı gözlemlere başvururlar çoğunlukla astronomlar, gözlem gerçekleştirmek için teleskop ya da öteki görüntüleme ekipmanları kullanmaktadırlar
ALİ KUŞÇU
15 yüzyılda yaşamış olan manâlı bir gökbilim ve matematik bilginidir Babası Timur'un (13691405) torunu olan Uluğ Bey'in (13941449) doğancıbaşısı idi Kuşçulakabı buradan gelmektedir
Ali Kuşçu, Semerkand'da doğmuş ve burada yetişmiştir Burada bulunduğu sıralarda, Uluğ Bey de dahil edinmek üzere, Kadızâdei Rûmi (13371420) ve Gıyâsüddin Cemşid elKâşi (?1429) gibi dönemin önemli bilim adamlarından matematik ve gökbilim dersleri almıştır
Ali Kuşçu bir ara, öğrenimini tamamlamak amacı ile, Uluğ Bey'den habersiz Kirman'a gitmiş ve orada yazdığı Hall elEşkâl elKamer adlı risalesi ile geri dönmüştür Dönüşünde risaleyi Uluğ Bey'e hediye etmiş ve Ali Kuşçu'nun kendisinden izin almadan Kirman'a gitmesine kızan Uluğ Bey, risaleyi okuduktan sonra onu takdir etmiştir
Ali Kuşçu, Semerkand'a dönüşünden sonra, Semerkand Gözlemevi'nin müdürü olan Kadızâdei Rûmi'nin ölümü üzerine gözlemevinin başına geçmiş ve Uluğ Bey Zici'nin tamamlanmasına yardımcı olmuştur Fakat, Uluğ Bey'in ölümü üzerine Ali Kuşçu Semerkand'dan ayrılmış ve Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın yanına gitmiştir sonradan Uzun Hasan tarafından, Osmanlılar ile Akkoyunlular arasında barışı temin etmek amacı ile Fatih'e elçi olarak gönderilmiştir
Bir kültür merkezi oluşturmanın şartlarından birinin de bilim adamlarını biraraya biriktirmek olduğunu bilen Fatih, Ali Kuşçu'ya İstanbul'da kalmasını ve medresede ders vermesini önerge eder Ali Kuşçu, bunun üzerine, Tebriz'e dönerek elçilik görevini tamamlar ve baştan İstanbul'a geri döner İstanbul'a dönüşünde Ali Kuşçu, Fatih göre görevlendirilen bir heyet tarafından sınırda karşılanır Kendisi için hem karşılama töreni yapılır Ali Kuşçu'yu karşılayanlar arasında, zamanın ulemâsı İstanbul kadısı Hocazâde Müslihü'dDin Mustafa ve diğer bilim adamları da vardır
İstanbul'a gelen Ali Kuşçu'ya 200 altın ücret bağlanır ve Ayasofya'ya müderris olarak atanır Ali Kuşçu, burada Fatih Külliyesi'nin programlarını hazırlamış, astronomi ve matematik dersleri vermiştir
Keza İstanbul'un enlem ve boylamını ölçmüş ve dağıtılmış Güneş saatleri de yapmıştır Ali Kuşçu'nun medreselerde matematik derslerinin okutulmasında kayda değer rolü olmuştur Verdiği dersler olağanüstü rağbet görmüş ve manâlı bilim adamları tarafında da izlenmiştir Keza dönemin matematikçilerinden Sinan Paşa da öğrencilerinden Molla Lütfi aracılığı ile Ali Kuşçu'nun derslerini peşine düşüp takip etmiştir Nitekim etkisi 16 yüzyılda ürünlerini verecektir
Ali Kuşçu'nun gökbilim ve matematik alanında yazmış olduğu iki önemli eseri vardır Bunlardan birisi, Otlukbeli Savaşı sırasında bitirilip zaferden sonra Fatih'e sunulduğu için Fethiyeadı verilen astronomi kitabıdır Eser üç bölümden oluşmaktadır Birinci bölümde gezegenlerin küreleri ele alınmakta ve gezegenlerin hareketlerinden bahsedilmektedir İkinci bölüm Yer'in şekli ve yedi iklim üzerinedir Son bölümde ise Ali Kuşçu, Yer'e ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıklarını vermektedir
Döneminde hayli etkili olmuş olan bu gökbilim eseri minik bir elkitabı niteliğindedir ve yeni bulgular ortaya koymaktan çok, medreselerde astronomi öğretimi için yazılmıştır Ali Kuşçu'nun öteki önemli eseri ise, Fatih'in namına atfen Muhammediye adını verdiği matematik kitabıdır *