Cumhuriyet'in Osmanlı'dan kopmuş yepyeni bir devlet olduğu soylenir Ataturk doneminde devletin isminden hukuk duzenine, yazısından ideolojisine kadar değiştirilmedik pek az şey kalmıştırAncak inkılap fırtınasında bir tek Osmanlı sembolune dokunulmadı
O da, İstiklal Marşı'nda cehresini catmasından tarifsiz kederlere duştuğumuzu her gun haykırdığımız ay yıldızlı al bayrağımızdı
Peki neden dokunulmadı acaba al bayrağa? Hic değiştirilmesi gundeme geldi mi? Geldiyse nasıl? Ve Ataturk ay yıldızlı bayrak yerine hangi bayrağı getirmeyi duşunmuştu?
Bu konular oteden beri konuşulur ama yazılı değil de, sozlu kaynaklara dayanırdı Burada yazılı bir kaynağa dayanarak Ataturk'un Turk bayrağını değiştirmeyi duşunduğunu fakat bir sebeple vazgectiğini goreceğiz
Kaynak, Ataturk'un yakınında bulunmuş ve Zubeyde Hanım'la yaptığı goruşmeler sayesinde aile kokenleri konusunda bizi kısmen aydınlatmış bulunan Enver Behnan Şapolyo'dur Yazının kunyesi: Ataturk ve bayrak, Turk Kulturu, sayı: 97, Kasım 1970, s 3031
Enver Behnan Şapolyo, Ataturk'un yaveri Muzaffer Kılıc'la cok samimidir Devrimlerin hızla surduğu gunlerden birinde olmalı, Şapolyo sorar, Kılıc da cevaplar:
Ataturk bayrağımızı değiştirmeyi duşunuyor mu? Sen bir şey duydun mu?
Gok bayrağı kabul etmeyi duşunuyor!
Gok bayrak mı?
Evet! Atalarımızın kullandığı gok renkli bayrağın yeni devletin bayrağı olmasını duşunuyor, fakat daha bir şey yok!
Gok renkli bayrak, yani Gokturklerin Cumhurbaşkanlığı forsunda da yer alan mavi zeminli ve ortasında da bozkurt kafası bulunan bayraktır Ataturk'un kafasındaki Cumhuriyet'in bayrağı
Merakını yenemeyen Şapolyo, işin peşini bırakmaz Ataturk'un Turk bayrağı olarak, gok bayrağı duşunup duşunmediğini, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a da sorar Bayar, Muzaffer Kılıc'ın sozlerini doğrulayan bir cevap verir:
Ataturk, Cumhuriyet'in resmi bayrağını gok bayrak olarak kabul etmeği duşunmuştu, fakat bu hususta hicbir neşriyat yapılmadığından, bu bayrağı kabul etmediler
Celal Bayar'ın sağlığında, ustelik de Turk Kulturunu Araştırma Enstitusu gibi resmi destekli bir kurumun dergisinde cıkan bu yazı uzerinde duşunmeye değer
Celal Bayar'ın sozlerine gore eğer gok bayrak uzerine yeterli yayın yapılsa ve muhtemelen belgeler tatminkar bulunsaydı, bugun al bayrağımızın yerinde mavi zemin uzerine kurt kafası bulunan Gokturk bayrağını kullanıyor olacaktık
Enver Behnan Bey sozlerini şoyle noktalıyor:
Ataturk harsta kulturde milliyetci, medeniyette Batılı idi Demek oluyor ki, gok bayrak onun mefkUresinde idealinde yaşıyordu Gok renkli bayrağı kabul etmeyi duşundu, fakat cok guzel olan al bayrağımızdan da vazgecemedi () Şimdi O'nun kabrini kaplayan semada gok bayrağı hayal ediyorum!
Dışişleri Bakanlığı'nın Lozan hatası
Dışişleri Bakanlığı'nda Ahmet Davutoğlu ruzgarı kendisini hissettirmeye başladı Nitekim 19 Mayıs'ın Yunanistan'da resmen Pontus gunuolarak anılması ve buna hukumet yetkililerinin de katılmasına misillemeolarak Dışişleri Bakanlığı hem bir kınama yayınlıyor hem de Lozan'ın bir maddesini hatırlatıyordu Acıklama, aynı zamanda tarihle ilgili ince bir noktayı da gundeme getiriyordu Bizimle ilgili kısmı şuydu:
Bu vesileyle, Kurtuluş Savaşımız sırasında Yunanistan'ın Anadolu'da tevessul ettiği vahşet ve mezalimi ve bu bağlamda, Lozan Antlaşması'nın 59 maddesinin, 'Yunan ordusu veya yonetiminin savaş hukuku kuralları hilafına Anadolu'da sebep oldukları yıkımın Yunanistan tarafından tazmin edilmesi'ni ongorduğunu hatırlatmak isteriz
Yerinde bir tespit; ancak yanıltıcı bir bilgi Lozan'ın sozu edilen maddesinde 'tazminat' kelimesi asla gecmez Ya hangi kelime gecer? Tamiratkelimesi vardır ama tazminatyoktur İngilizcesi reparation, Fransızca metinde ise reparerşeklinde ifade edilmiştir
Zaten eğer Dışişleri Bakanlığı'nın acıklamasında gectiği gibi, Lozan'da Yunanistan'ı 1 lira bile olsa tazminata mahkUm ettirebilmiş olsaydık, bu, dunya onunde Yunanistan'ın suclu olduğunu ilan anlamına gelecekti Sadece savaşta Anadolu'ya verdikleri zararı tamir ettirme şartını antlaşmaya koydurabildik
Ancak İsmet Paşa, bırakın Dışişleri'nin acıklamasında gectiği gibi 'tazminat' almayı, Yunanlıların resmen odemeyi kabul ettikleri 'tamirat' bedelini dahi Venizelos'a bağışlamış, sanki avukatlığı kendisine duşmuş gibi, Yunanistan'ın 4 milyar altın Frank tutarındaki tamirat bedelini odeyecek mali durumu olmadığını soyleyerek TBMM'nin butun ısrarlarına rağmen Yunanlıları affetmiş, Meclis'te yaptığı konuşmada ise Barışın bir an once gercekleşmesi icin tarafımızdan buyuk bir fedakarlıkyapıldığını ileri surmekten cekinmemişti
Peki İsmet Paşa'ya sormazlar mı? Madem Yunanlıların mali durumu bu parayı odemeye musait olmadığı icin affediyorsunuz, peki Turkiye'nin durumu cok mu musait idi de Lozan'da Osmanlı borclarını son kuruşuna kadar odemeyi taahhut ettiniz? Hic değilse bu borcun 4 milyar altın Frank tutan kısmını Yunanistan'ın uzerine yıksaydınız
Ben de ne soylediğimin farkında değilim Bizim butun borcumuz ne kadardı ki, 4 milyar oradan duşulsun! Acın kitapları bakın, 1933 yılındaki konsolidasyonla borcumuz 962 milyon Franga bağlanmıştı, yani yaklaşık bizim Yunanistan'dan alacağımızın dortte birine Şoyle diyelim: Yunanistan'a lutfettiğimiz miktarla Osmanlı'dan kalan borcu biz 4 defa fazlasıyla odeyebilir, hatta cebimizde yukluce bir para bile kalabilirdi
Nedense Osmanlı borcunu odeye odeye bitiremediğimizi dillerine dolayan İsmet Paşa kafasındakiler, Yunanistan'a bunun 4 katını hibe ettiğimizi soylemeyi unutuyorlar Biraz ciddiyet beyler!
Daha Lozan'da yaptığımız o meşhur hesap hatasına değinmedik Maliye memuru Husnu Himmetoğlu sayesinde cift hesaplanan bir borcumuz ortaya cıkmıştı Ne kadardı biliyor musunuz bu borc miktarı? Tam 300 milyon lira! 300 milyon lirayı gozden kacıranlar orta halli bir memur kadar hesap kitap bilmiyorlarsa, Lozan'ı biz kimlere emanet etmişiz?diye yeniden duşunmemiz gerekmiyor mu?
O da, İstiklal Marşı'nda cehresini catmasından tarifsiz kederlere duştuğumuzu her gun haykırdığımız ay yıldızlı al bayrağımızdı
Peki neden dokunulmadı acaba al bayrağa? Hic değiştirilmesi gundeme geldi mi? Geldiyse nasıl? Ve Ataturk ay yıldızlı bayrak yerine hangi bayrağı getirmeyi duşunmuştu?
Bu konular oteden beri konuşulur ama yazılı değil de, sozlu kaynaklara dayanırdı Burada yazılı bir kaynağa dayanarak Ataturk'un Turk bayrağını değiştirmeyi duşunduğunu fakat bir sebeple vazgectiğini goreceğiz
Kaynak, Ataturk'un yakınında bulunmuş ve Zubeyde Hanım'la yaptığı goruşmeler sayesinde aile kokenleri konusunda bizi kısmen aydınlatmış bulunan Enver Behnan Şapolyo'dur Yazının kunyesi: Ataturk ve bayrak, Turk Kulturu, sayı: 97, Kasım 1970, s 3031
Enver Behnan Şapolyo, Ataturk'un yaveri Muzaffer Kılıc'la cok samimidir Devrimlerin hızla surduğu gunlerden birinde olmalı, Şapolyo sorar, Kılıc da cevaplar:
Ataturk bayrağımızı değiştirmeyi duşunuyor mu? Sen bir şey duydun mu?
Gok bayrağı kabul etmeyi duşunuyor!
Gok bayrak mı?
Evet! Atalarımızın kullandığı gok renkli bayrağın yeni devletin bayrağı olmasını duşunuyor, fakat daha bir şey yok!
Gok renkli bayrak, yani Gokturklerin Cumhurbaşkanlığı forsunda da yer alan mavi zeminli ve ortasında da bozkurt kafası bulunan bayraktır Ataturk'un kafasındaki Cumhuriyet'in bayrağı
Merakını yenemeyen Şapolyo, işin peşini bırakmaz Ataturk'un Turk bayrağı olarak, gok bayrağı duşunup duşunmediğini, Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a da sorar Bayar, Muzaffer Kılıc'ın sozlerini doğrulayan bir cevap verir:
Ataturk, Cumhuriyet'in resmi bayrağını gok bayrak olarak kabul etmeği duşunmuştu, fakat bu hususta hicbir neşriyat yapılmadığından, bu bayrağı kabul etmediler
Celal Bayar'ın sağlığında, ustelik de Turk Kulturunu Araştırma Enstitusu gibi resmi destekli bir kurumun dergisinde cıkan bu yazı uzerinde duşunmeye değer
Celal Bayar'ın sozlerine gore eğer gok bayrak uzerine yeterli yayın yapılsa ve muhtemelen belgeler tatminkar bulunsaydı, bugun al bayrağımızın yerinde mavi zemin uzerine kurt kafası bulunan Gokturk bayrağını kullanıyor olacaktık
Enver Behnan Bey sozlerini şoyle noktalıyor:
Ataturk harsta kulturde milliyetci, medeniyette Batılı idi Demek oluyor ki, gok bayrak onun mefkUresinde idealinde yaşıyordu Gok renkli bayrağı kabul etmeyi duşundu, fakat cok guzel olan al bayrağımızdan da vazgecemedi () Şimdi O'nun kabrini kaplayan semada gok bayrağı hayal ediyorum!
Dışişleri Bakanlığı'nın Lozan hatası
Dışişleri Bakanlığı'nda Ahmet Davutoğlu ruzgarı kendisini hissettirmeye başladı Nitekim 19 Mayıs'ın Yunanistan'da resmen Pontus gunuolarak anılması ve buna hukumet yetkililerinin de katılmasına misillemeolarak Dışişleri Bakanlığı hem bir kınama yayınlıyor hem de Lozan'ın bir maddesini hatırlatıyordu Acıklama, aynı zamanda tarihle ilgili ince bir noktayı da gundeme getiriyordu Bizimle ilgili kısmı şuydu:
Bu vesileyle, Kurtuluş Savaşımız sırasında Yunanistan'ın Anadolu'da tevessul ettiği vahşet ve mezalimi ve bu bağlamda, Lozan Antlaşması'nın 59 maddesinin, 'Yunan ordusu veya yonetiminin savaş hukuku kuralları hilafına Anadolu'da sebep oldukları yıkımın Yunanistan tarafından tazmin edilmesi'ni ongorduğunu hatırlatmak isteriz
Yerinde bir tespit; ancak yanıltıcı bir bilgi Lozan'ın sozu edilen maddesinde 'tazminat' kelimesi asla gecmez Ya hangi kelime gecer? Tamiratkelimesi vardır ama tazminatyoktur İngilizcesi reparation, Fransızca metinde ise reparerşeklinde ifade edilmiştir
Zaten eğer Dışişleri Bakanlığı'nın acıklamasında gectiği gibi, Lozan'da Yunanistan'ı 1 lira bile olsa tazminata mahkUm ettirebilmiş olsaydık, bu, dunya onunde Yunanistan'ın suclu olduğunu ilan anlamına gelecekti Sadece savaşta Anadolu'ya verdikleri zararı tamir ettirme şartını antlaşmaya koydurabildik
Ancak İsmet Paşa, bırakın Dışişleri'nin acıklamasında gectiği gibi 'tazminat' almayı, Yunanlıların resmen odemeyi kabul ettikleri 'tamirat' bedelini dahi Venizelos'a bağışlamış, sanki avukatlığı kendisine duşmuş gibi, Yunanistan'ın 4 milyar altın Frank tutarındaki tamirat bedelini odeyecek mali durumu olmadığını soyleyerek TBMM'nin butun ısrarlarına rağmen Yunanlıları affetmiş, Meclis'te yaptığı konuşmada ise Barışın bir an once gercekleşmesi icin tarafımızdan buyuk bir fedakarlıkyapıldığını ileri surmekten cekinmemişti
Peki İsmet Paşa'ya sormazlar mı? Madem Yunanlıların mali durumu bu parayı odemeye musait olmadığı icin affediyorsunuz, peki Turkiye'nin durumu cok mu musait idi de Lozan'da Osmanlı borclarını son kuruşuna kadar odemeyi taahhut ettiniz? Hic değilse bu borcun 4 milyar altın Frank tutan kısmını Yunanistan'ın uzerine yıksaydınız
Ben de ne soylediğimin farkında değilim Bizim butun borcumuz ne kadardı ki, 4 milyar oradan duşulsun! Acın kitapları bakın, 1933 yılındaki konsolidasyonla borcumuz 962 milyon Franga bağlanmıştı, yani yaklaşık bizim Yunanistan'dan alacağımızın dortte birine Şoyle diyelim: Yunanistan'a lutfettiğimiz miktarla Osmanlı'dan kalan borcu biz 4 defa fazlasıyla odeyebilir, hatta cebimizde yukluce bir para bile kalabilirdi
Nedense Osmanlı borcunu odeye odeye bitiremediğimizi dillerine dolayan İsmet Paşa kafasındakiler, Yunanistan'a bunun 4 katını hibe ettiğimizi soylemeyi unutuyorlar Biraz ciddiyet beyler!
Daha Lozan'da yaptığımız o meşhur hesap hatasına değinmedik Maliye memuru Husnu Himmetoğlu sayesinde cift hesaplanan bir borcumuz ortaya cıkmıştı Ne kadardı biliyor musunuz bu borc miktarı? Tam 300 milyon lira! 300 milyon lirayı gozden kacıranlar orta halli bir memur kadar hesap kitap bilmiyorlarsa, Lozan'ı biz kimlere emanet etmişiz?diye yeniden duşunmemiz gerekmiyor mu?