Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Atatürk devrimleri ve ilkeleri

Atatürk devrimleri ve ilkeleri
0
103

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Atatürk devrimleri nelerdir
Atatürk ilkeleri hakkında bilgi
Atatürk prensip ve inkılapları


ATATÜRK İLKELERİ

Cumhuriyetçilik:

Atatürk devrimleri siyasi özellik taşır Çok uluslu bir İmparatorluktan ulus devlete geçiş gerçekleştirilmiş ve bu nedenle çağdaş Türkiye'nin ulusal kimliği oluşturulmuştur Bu kimliğin oluşmasında, kul kaliteli insanların vatandaşbirey niteliği kazanması önemli bir noktadır Atatürk bunun yolunu, özetle halkın kendi kendisini idaresi, yani demokrasi aramak olan Cumhuriyette görmüştür

Halkçılık:

Gerek içeriği gerekse hedefleri açısından bakıldığında, Cumhuriyet Devrimi hem bir sosyal devrim niteliği de taşır Ilk Kez İsviçre Medeni Kanunu almak üzere, Batı kanunlarının Türkiye'de uygulamaya konulmasıyla birlikte kadınların statüsünde köklü şansın dönmesi olmuş, 1934 yılında kabul edilen bir kanun ile kadınlar seçme ve seçilme hakkını almışlardır Atatürk dağıtılmış ortamlarda, Türkiye'nin gerçek yöneticilerinin köylüler
olduğunu söylemiştir Doğrusu bu şart Türkiye için bir hakiki olmaktan fazla bir kasıt niteliğindedir

Halkçılık ilkesi derslik ayrıcalıklarına ve derslik farklılıklarına aykırı olmak ve hiçbir bireyin, ailenin,sınıfın ya da organizasyonun diğerlerinin daha üzerinde olmasını kabul etmemek demektir Halkçılık, Türk vatandaşlığı olarak ifade edilen bir fikre dayanır Gurur ile birleşen vatandaşlık fikri,halkın daha fazla çalışması için zorunlu psikolojik teşviki sağlar, birlik fikrinin ve milli bir kimliğin kazanılmasına yardımcı olur

Laiklik:

Laiklik sadece devlet ve dinin birbirinden ayrılması anlamına gelmez ayrıca eğitim, kültür ve yasama alanlarının da dinden egemen olması anlamını taşır Laiklik, devletin dini fikir ve dini kuruluşların etkisinden bağımsız olması, ve çoğunlukla düşünce özgürlüğü anlamına gelmektedir Devrimlerin birçoğu laikliği gerçekleştirmek nedeniyle yapılmış ve diğerleri ise laikliğe ulaşılmış olması doğru gerçekleştirilebilmiştir Laiklik ilkesi akılcı ve dini siyasetin dıştan tutan bir ilkedir Osmanlı döneminde matbaanın geciktirilmesinde olduğu gibi dinin yenilikler aleyhinde nasıl tutucu bir tabanca haline geldiğini yaşamış olan Türkiye Cumhuriyeti kurucuları açısından dinin din dışı sivil yapı üzerinde yaratabileceği baskıları önlemenin bir aracıdır

Devrimcilik:

Atatürk'ün ortaya koyduğu en kayda değer ilkelerden birisi de devrimciliktir Bu ilkenin anlamı Türkiye'nin devrimler yaparak geleneksel kuruluşlarını çağdaş kuruluşlarla değiştirmiş olmasıdır Geleneksel kavramların bir kenara itilip modern kavramların benimsenmesi demektir Devrimcilik ilkesi, üretilmiş olan devrimlerin tanınıp kabul edilmelerinin fazla ötesine geçmiştir

Milliyetçilik:

Cumhuriyet devrimi ayrıca milliyetçi bir devrimdir Bu milliyetçilik ırkçı bir yapıda değildir; yurtseverlikle sınırlıdır Bu devrimin amacı, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının korunması ve hem Cumhuriyetin siyasal yönden gelişmesidir Bu milliyetçilik, tüm diğer ulusların özgürlük haklarına saygılıdır; sosyal içeriklidir; yalnızca anti sömürgeci olmayıp, bununla birlikte gerek hanedan yönetimine, gerekse herhangi bir sınıfın Türk toplumunu yönetmesine de karşıdır ve nihayet bu milliyetçilik Türk devletinin vatanı ve halkı ile bölünmez bir bütün olduğu ilkesine inanmaktadır

Devletçilik:

Mustafa Kemal Atatürk yapmış olduğu açıklamalarda ve politikalarında Türkiye'nin bir tamamiyle modernizasyonunun ekonomik ve teknolojik gelişmeye kayda değer ölçüde tabi olduğunu açıklama etmiştir Bu bağlamda, devletçilik ilkesini de devletin, ülkenin genel hesaplı faaliyetlerinin düzenlenmesi ve özel sektörün girmek istemediği veya yetersiz kaldığı ya da ulusal çıkarların zorunlu kıldığı alanlara girmesi anlamında yorumlamaktadır Ama, devletçilik ilkesinin uygulanmasında, devlet sadece ekonomik faaliyetlerin esas kaynağını teşkil etmemiş, bununla birlikte ülkenin büyük sanayi kuruluşlarının da sahibi olmuştur

ATATÜRK DEVRİMLERİ

Atatürk askeri bir zeka ve karizmatik bir lider olduğu gibi, aynı zamanda büyük bir devrimcidir O dönemde, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşabilmesi ve kültürel açıdan gelişmiş toplumların etkin bir üyesi olabilmesi için, modernize edilmesi gerekmektedir

Mustafa Kemal de bunu yapmış, 1924 ile 1938 yılları arasında, insanlarının kurtuluşu ve hayatta kalabilmesi için hayati öneme sahip olan devrimleri hayata geçirmiş; bu devrimler, Türk halkı göre büyük bir coşku ile karşılanmıştır

Harf Devrimi

Atatürk'ün gerçekleştirdiği en manâlı devrimlerden birisi de, 3 Kasım 1928 tarihinde Arap alfabesinin kaldırılması ve Latin alfabesinin kabul edilmesi olmuştur

Giysi Devrimi

Kıyafet devrimi ile birlikte, kadınlar dinsel geleneklerden kaynaklanan çarşafı atıp, modern giysiler, erkekler ise fes yerine şapka giymeye başlamışlardır

Hukuk Sisteminin Laikleştirilmesi

1920 yılında resmileşmiş olan yeni Türkiye Devletinin yeni bir hukuk
sistemine de ihtiyacı olduğunu bilen Atatürk, Mecelle, yani din esaslarına dayalı Uygar Kanun yerine İsviçre Medeni Kanununu getirmiş, o dönemde geçerli olan ceza yasasını ise İtalyan Cinayet Yasası ile değiştirmiştir Kısacası Türk Hukuk Sistemi bütün modern gereksinimler ışığında modernize edilmiştir

Öğrenimin Laikleştirilmesi

19 Asır başlarına değin, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde farklı alanlara yönlendirilmiş eğitim sistemleri uygulanmıştır Atatürk, İslami eğitim veren medrese sisteminin, yeni toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyeceğini; bu nedenle, batı modellerine benzeyen yeni bir eğitim sisteminin oluşturulması gerektiğini görmüş, bu nedenle önce öğretimin birleştirilmesi (Tevhidi Tedrisat) kanunu çıkarılıp dini eğitim veren tüm öğrenim kurumları kapatılarak,tüm eğitim işleri Ulusal Eğitim Bakanlığı çatısında birleştirilmiş,1933 yılında da bir üniversite reformu gerçekleştirilmiştir

Kadınlara Sağlanan Medeni Haklar
Atatürk Devrimleri ile birlikte, yüzyıllar boyunca bakımsız olan Türk kadınına yeni haklar meşhur; kabul edilmiş olan yeni Uygar Kanun uyarınca kadınlar da erkeklerle eşdeğer haklara sahip olmuş, resmi görevlere atanmaları, oy vermeleri ve Halk Müziği Meclisine seçilmeleri muhtemel kılınmış; tek eşlilik ilkesi ve kadınlara belli eşit haklar, Türk toplumuna bir canlılık kazandırmıştır *
 
858,500Konular
982,391Mesajlar
32,980Kullanıcılar
maliaktan71Son üye
Üst Alt