Ataturk Hakkında Gizli Mektup
Turkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Mustafa Kemal Ataturk'un olumunden 15 gun sonra donemin İngiltere Buyukelcisi Percy Loraine'in Londra'ya ozel bir kuryeyle gonderdiği ve uzerine ''40 Yıl Boyunca Acıklanmayacak'' damgası vurulan mektubun tam metnidir
G İ Z L İ
Telgraf No: 608 İngiltere Buyukelciliği Ankara, 25 Kasım 1938
Aziz Lordum,
Size Mosyo Kemal Ataturk'un olumunu bildiren 194 sayılı telgrafı cok derin uzuntuler icinde sunmuştum
Bu belgeye ek olarak, Buyukelciliğimiz Musteşarı tarafından hazırlanan ve Kemal Ataturk'un gecmişteki kariyerini iceren belgeyi sizlere sunma onuru yanında, bu yazımda, Ataturk'un yaptığı işleri ovmekten cok, onun kişiliği ve bu ulke insanına ne ifade ettiği konusuna değinmeye calışacağım Hic şuphesiz toplum bilimciler ve tarihciler onun calışma hayatı ve yaptıklarıyla ilgilenip ayrıntılı bir calışma yapacaklardır Ancak bunların cok azı, Ataturk'un gercek kimliğini oğrenmeden hazırlanacaktır ki; onu tanımadan yapılacak değerlendirmeler kuşkusuz yanlış olacak ve yanlış yonlendirmelere neden olacaktır
Bu bilginin toplanmasında, ben belki de ayrıcalıklı bir konuma sahiptim Her ne kadar, rahmetli Cumhurbaşkanı ile cok nadir karşılaşmış olsam da, bu goruşmeler diğer diplomatik temsilciliklerinkine nazaran daha sık ve daha uzun olmuştur Butun bunlar bir yana, gorevimin ilk gunlerinden itibaren Ataturk beni bir dost gibi gormuş, benimle goruşmekten memnun olmuş, goruşme fırsatı doğduğunda bundan hoşnut kalmış, karşılıklı konuşmalarımız esnasında ilgi ve dikkati asla azalmamıştır Galiba, onun yeteneklerini ortaya cıkartan becerikli yaklaşımlarım vardı, bu yuzden olsa gerek goruştuğumuz konu hakkındaki fikirlerine ya da o konu ile ilgili sunduğu sonuca karşı cıktığımda benim bu tavrıma direnmezdi Dolayısıyla, kendi ozel kimliğini bana, diğer yabancılara gosterdiğinden daha fazla gosterdiğine inanıyorum
Doğrudan edinilen tecrubelerimi sağlayan kişisel goruşmelerimiz dışında, onu cok yakın dostlarından ve hatta aramızdaki dostluğu gordukten sonra benimle onun hakkında konuşmaya hic cekinmeyen Kabine'deki bazı Bakanlardan da bircok kez dinleme fırsatım oldu
Ataturk'un mustesna ve takdire şayan bir şahsiyet olduğunu soylemek pek bir şey ifade etmeyebilir Ancak gercekten mustesna ve takdire şayan bir kişiydi, neden bu niteliklere sahip bir şahsiyet olduğunu acıklamaya calışmalıyım
Sanırım bunu temelde cift karakterlilik olarak acıklayabiliriz Bu ulkede nefret uyandıran ve yasaklanan HCArmstrong'un (Grey Wolf Bozkurt) adlı kitabını okuyan coğu insan, cok yetenekli; inatcı bir enerjiye sahip, ancak insafsız, itici tavırları olan, serkeş mizaclı, gem vurulmamış zevkleri, ahlak dışı ihtirasları olan; dahası, dostluğu tanımayan bir adamın portresiyle karşılaşmaktadır Bu tesbiti doğrular gorunecek kanıtları toplamak hic de zor olmayacaktır; ancak şahsen ben, bir insanın bu şekilde tanıtılmasını tamamıyla yanıltıcı buluyorum Gozle gorulen bir dizi kural dışılığı sadece ayrı karakterlilikle anlatabileceğime inanıyorum Sadece şu veya bu savaşı kazanarak, şu veya bu kanunu cıkararak, harf devrimi yaparak ya da fes giyilmesini yasaklamak veya ulkeyi laik kılarak değil, yuzyıllarca acı cekmiş, ruh karartıcı yonetimler yaşamış bir ırkın dehasına guvenerek, sadece artık kolelik cekilmemesi gerektiğine inandığı icin cok sayıda kuvveti harekete gecirip, (Bir insanın buyukluğunun ve sıra dışı goruşunun kanıtı sadece iyiliği ile olculebilir) on beş yıl gibi kısa bir surede bu insan bir cok iyi şey yapmıştır Gerisi ayrıntıdan ibarettir; sadece dedikoducu zihniyetin uzerinde duracağı ancak bir tarihcinin gerektiği kadarını vereceği ayrıntılar
Ataturk'un dinamik enerjisi uzerinde durmama gerek yok, bu enerjinin dayanılmaz gucu, Turk ırkının tarihinde şimdiden onemli bir sayfa olarak yer almıştır Ancak ben, pek bilinmeyen bir başka ozelliğine değinmek istiyorum: Bu da; Ataturk'un doğuştan gelen, belki de farkında olmadan tıpkı sutun kaymağını hemen ayıran aletler gibi, faydasızı faydalıdan ayırma yeteneğiydi
Ataturk'un tum karakterinde veya en azından mevcut şeklinde, bazı celişkilerle karşılaşılmaktadır İddia edilen acımasızlığı, onu tanıyanların cok iyi bildiği gibi, vatandaşlarına duyduğu sevgiyle uyuşmamaktadır Tensel gunahlar ve gecici ilişkilere duyduğu varsayılan zevklere karşın, toplumda kadının rolu kavramı, halk devrimlerinde en carpıcı savunmayı ortaya koyduğu kadın hakları ve onemi ile bağdaşmamaktadır Zira bir iki sene icinde cokeşliliği yasal olarak ortadan kaldırmış ve istedikleri takdirde harem kadınlarına bile devletin liberal mevkilerinin acık olduğunu ortaya koymuştur (Kimi zaman toplum icinde de olsa) ozel hayatını tanımlayan ve goz ardı edilmiş resmiyeti, giyiminin kusursuzluğu, olağanustu tavırları ve resmi gorevlerdeki asaleti ile garip bir celişki yaratmaktadır Sadece bir kac buyuk adam daha rahat ve daha guvenli hissetmenizi sağlayabilir; sanırım yok denecek kadar azı da gerektiğinde sizi bu kadar rahatsız hissettirebilir
Ataturk, Batı'da ''yesmen'' ve uzun suredir Turkiye'de ''evetci'' olarak bilinen tarzdan hoşlanmıyor, bu tur insanları aşağılıyordu Ahmak ve dalkavuklara tahammulu yoktu Aslında belki de en cok somuruculeri sevmez, acgozluleri hor gorurdu Bir insanın onun icin calışıyor olması fikrine hoş bakmazdı Kendisi zaten ulkesi, ırkı ve insanları icin yaşıyor, onlar icin duşunup, onlar icin calışıyordu Diğerleri bu şekilde davranmıyorsa, gorevlerini yerine getiremedikleri kanaatına varıyordu
Korkarım gelecek nesillere Ataturk bir diktator olarak aktarılacak Bunun yanlış olacağı kanısındayım Hem savaşta, hem barışta evet o buyuk bir liderdi, ancak gercek bir diktator değildi Ne yazık ki ben, şimdiye kadar onu anlatabilecek diktator kelimesine ait bir tanımımız olduğuna inanmıyorum Ancak Hitler ve Mussolini'nin tersine, devlette idari veya yonetim fonksiyonu bulunmuyordu; af yetkisi yoktu; mahkemelere emir yetkisi yoktu; diplomatik misyon temsilcilerini reddetme hakkına sahip değildi Butun bu hususlara teknik gozle bakıp bir kenara iter ve tum devlet meselelerinde onun isteklerinin hakim olduğu konusunda ısrar edebilirsiniz Doğru, ancak daha cok o konudan sorumlu kişilerin onayının hakimiyeti şeklinde karşımıza cıkıyordu Olayların gidişi, Ataturk'un goruş acısının doğruluğunu, verdiği hukumlerin zekice olduğunu ve hata yapmadığını gostermiştir Dolayısıyla sıkca fikirlerine başvurulması ve memnuniyetle bu fikirlerin uygulanmasını gormek pek de şaşırtıcı değil Ancak onu Mussolini, Hitler veya Primo de Rivera gibi diktatorlerden ayıran belki de en buyuk ozellik, başından beri isteyerek ve cok emek sarf ederek, kendini yaşatacak bir sistem kurmaya calışmasıdır Ataturk'ten sonraki cumhurbaşkanı seciminin sessizce hallolması ve olumunden sonra kurduğu rejimin sakince surmesi bir kriterse, evet başarılı olmuştur
Ataturk'un idrak gucunde esrarengiz bir yon vardı; kucuk şeylere onem vermeyiş veya sinsi olamayışında ustun bir yon bulunuyordu; konsantrasyon gucu olağanustuydu; şefkat ve ilgi bekleyen bilincaltının etkileyici yanı belki de şuurlu amacının buz gibi dimdikliğinin bir başka parcasıydı
Musluman olarak doğmuş, ancak din karşıtı bir kişi olmuştu, doğruluğu sevmiş, gunahtan nefret etmişti; işini iyi bilen, istidak sahibi bir askerdi, savaştan nefret ederdi Bağımsızlığı elde ettiği andan itibaren barışın peşinde koşmuş ve barış ortamını sağlamayı başarmıştı Turkiye?nin kaderini elleri arasına aldığından beri, Kemalist Cumhuriyet'in dostluk elini uzatmadığı ve aralarında Osmanlı Imparatorluğu'nun duşmanlarının da bulunduğu tek bir komşusu dahi yoktur Uzatılan dostluk eli coğunlukla tutulmuş ve sarf edilen cabalar sonunda ulkelerarası surtuşme azaltılarak, doğunun bu bolgesinde daha geniş kapsamlı barış, dikkat cekici bir bicimde sağlanmıştır
Kemal Ataturk yapılması gerektiğine inandığı şeyleri korkusuzca yerine getirmekten asla vazgecmemişti Hastalığının şiddetlendiği anlarda olume cok yakınlaşmış olsa bile, korku asla ne yureğine ne beynine yerleşmeyi başaramamıştı O, Turk Milleti'ne hizmet ederken oldu Olum bile buyuk zaferini ondan calmayı başaramamıştır İnsanlara hayatlarını, onur ve şereflerini ve insanca yaşama yolunu vermiş, belki de tum bunlardan daha onemlisi bu haklarına sahip cıkmalarını sağlayacak bağımsızlığı tattırmıştır
Lordum, en derin saygılarımla, sizin en sadık ve en mutevazı hizmetkarınız olduğumu bildirmekten şeref duyarım
Percy Loraine
Buyukelci
Turkiye Cumhuriyeti'nin Kurucusu Mustafa Kemal Ataturk'un olumunden 15 gun sonra donemin İngiltere Buyukelcisi Percy Loraine'in Londra'ya ozel bir kuryeyle gonderdiği ve uzerine ''40 Yıl Boyunca Acıklanmayacak'' damgası vurulan mektubun tam metnidir
G İ Z L İ
Telgraf No: 608 İngiltere Buyukelciliği Ankara, 25 Kasım 1938
Aziz Lordum,
Size Mosyo Kemal Ataturk'un olumunu bildiren 194 sayılı telgrafı cok derin uzuntuler icinde sunmuştum
Bu belgeye ek olarak, Buyukelciliğimiz Musteşarı tarafından hazırlanan ve Kemal Ataturk'un gecmişteki kariyerini iceren belgeyi sizlere sunma onuru yanında, bu yazımda, Ataturk'un yaptığı işleri ovmekten cok, onun kişiliği ve bu ulke insanına ne ifade ettiği konusuna değinmeye calışacağım Hic şuphesiz toplum bilimciler ve tarihciler onun calışma hayatı ve yaptıklarıyla ilgilenip ayrıntılı bir calışma yapacaklardır Ancak bunların cok azı, Ataturk'un gercek kimliğini oğrenmeden hazırlanacaktır ki; onu tanımadan yapılacak değerlendirmeler kuşkusuz yanlış olacak ve yanlış yonlendirmelere neden olacaktır
Bu bilginin toplanmasında, ben belki de ayrıcalıklı bir konuma sahiptim Her ne kadar, rahmetli Cumhurbaşkanı ile cok nadir karşılaşmış olsam da, bu goruşmeler diğer diplomatik temsilciliklerinkine nazaran daha sık ve daha uzun olmuştur Butun bunlar bir yana, gorevimin ilk gunlerinden itibaren Ataturk beni bir dost gibi gormuş, benimle goruşmekten memnun olmuş, goruşme fırsatı doğduğunda bundan hoşnut kalmış, karşılıklı konuşmalarımız esnasında ilgi ve dikkati asla azalmamıştır Galiba, onun yeteneklerini ortaya cıkartan becerikli yaklaşımlarım vardı, bu yuzden olsa gerek goruştuğumuz konu hakkındaki fikirlerine ya da o konu ile ilgili sunduğu sonuca karşı cıktığımda benim bu tavrıma direnmezdi Dolayısıyla, kendi ozel kimliğini bana, diğer yabancılara gosterdiğinden daha fazla gosterdiğine inanıyorum
Doğrudan edinilen tecrubelerimi sağlayan kişisel goruşmelerimiz dışında, onu cok yakın dostlarından ve hatta aramızdaki dostluğu gordukten sonra benimle onun hakkında konuşmaya hic cekinmeyen Kabine'deki bazı Bakanlardan da bircok kez dinleme fırsatım oldu
Ataturk'un mustesna ve takdire şayan bir şahsiyet olduğunu soylemek pek bir şey ifade etmeyebilir Ancak gercekten mustesna ve takdire şayan bir kişiydi, neden bu niteliklere sahip bir şahsiyet olduğunu acıklamaya calışmalıyım
Sanırım bunu temelde cift karakterlilik olarak acıklayabiliriz Bu ulkede nefret uyandıran ve yasaklanan HCArmstrong'un (Grey Wolf Bozkurt) adlı kitabını okuyan coğu insan, cok yetenekli; inatcı bir enerjiye sahip, ancak insafsız, itici tavırları olan, serkeş mizaclı, gem vurulmamış zevkleri, ahlak dışı ihtirasları olan; dahası, dostluğu tanımayan bir adamın portresiyle karşılaşmaktadır Bu tesbiti doğrular gorunecek kanıtları toplamak hic de zor olmayacaktır; ancak şahsen ben, bir insanın bu şekilde tanıtılmasını tamamıyla yanıltıcı buluyorum Gozle gorulen bir dizi kural dışılığı sadece ayrı karakterlilikle anlatabileceğime inanıyorum Sadece şu veya bu savaşı kazanarak, şu veya bu kanunu cıkararak, harf devrimi yaparak ya da fes giyilmesini yasaklamak veya ulkeyi laik kılarak değil, yuzyıllarca acı cekmiş, ruh karartıcı yonetimler yaşamış bir ırkın dehasına guvenerek, sadece artık kolelik cekilmemesi gerektiğine inandığı icin cok sayıda kuvveti harekete gecirip, (Bir insanın buyukluğunun ve sıra dışı goruşunun kanıtı sadece iyiliği ile olculebilir) on beş yıl gibi kısa bir surede bu insan bir cok iyi şey yapmıştır Gerisi ayrıntıdan ibarettir; sadece dedikoducu zihniyetin uzerinde duracağı ancak bir tarihcinin gerektiği kadarını vereceği ayrıntılar
Ataturk'un dinamik enerjisi uzerinde durmama gerek yok, bu enerjinin dayanılmaz gucu, Turk ırkının tarihinde şimdiden onemli bir sayfa olarak yer almıştır Ancak ben, pek bilinmeyen bir başka ozelliğine değinmek istiyorum: Bu da; Ataturk'un doğuştan gelen, belki de farkında olmadan tıpkı sutun kaymağını hemen ayıran aletler gibi, faydasızı faydalıdan ayırma yeteneğiydi
Ataturk'un tum karakterinde veya en azından mevcut şeklinde, bazı celişkilerle karşılaşılmaktadır İddia edilen acımasızlığı, onu tanıyanların cok iyi bildiği gibi, vatandaşlarına duyduğu sevgiyle uyuşmamaktadır Tensel gunahlar ve gecici ilişkilere duyduğu varsayılan zevklere karşın, toplumda kadının rolu kavramı, halk devrimlerinde en carpıcı savunmayı ortaya koyduğu kadın hakları ve onemi ile bağdaşmamaktadır Zira bir iki sene icinde cokeşliliği yasal olarak ortadan kaldırmış ve istedikleri takdirde harem kadınlarına bile devletin liberal mevkilerinin acık olduğunu ortaya koymuştur (Kimi zaman toplum icinde de olsa) ozel hayatını tanımlayan ve goz ardı edilmiş resmiyeti, giyiminin kusursuzluğu, olağanustu tavırları ve resmi gorevlerdeki asaleti ile garip bir celişki yaratmaktadır Sadece bir kac buyuk adam daha rahat ve daha guvenli hissetmenizi sağlayabilir; sanırım yok denecek kadar azı da gerektiğinde sizi bu kadar rahatsız hissettirebilir
Ataturk, Batı'da ''yesmen'' ve uzun suredir Turkiye'de ''evetci'' olarak bilinen tarzdan hoşlanmıyor, bu tur insanları aşağılıyordu Ahmak ve dalkavuklara tahammulu yoktu Aslında belki de en cok somuruculeri sevmez, acgozluleri hor gorurdu Bir insanın onun icin calışıyor olması fikrine hoş bakmazdı Kendisi zaten ulkesi, ırkı ve insanları icin yaşıyor, onlar icin duşunup, onlar icin calışıyordu Diğerleri bu şekilde davranmıyorsa, gorevlerini yerine getiremedikleri kanaatına varıyordu
Korkarım gelecek nesillere Ataturk bir diktator olarak aktarılacak Bunun yanlış olacağı kanısındayım Hem savaşta, hem barışta evet o buyuk bir liderdi, ancak gercek bir diktator değildi Ne yazık ki ben, şimdiye kadar onu anlatabilecek diktator kelimesine ait bir tanımımız olduğuna inanmıyorum Ancak Hitler ve Mussolini'nin tersine, devlette idari veya yonetim fonksiyonu bulunmuyordu; af yetkisi yoktu; mahkemelere emir yetkisi yoktu; diplomatik misyon temsilcilerini reddetme hakkına sahip değildi Butun bu hususlara teknik gozle bakıp bir kenara iter ve tum devlet meselelerinde onun isteklerinin hakim olduğu konusunda ısrar edebilirsiniz Doğru, ancak daha cok o konudan sorumlu kişilerin onayının hakimiyeti şeklinde karşımıza cıkıyordu Olayların gidişi, Ataturk'un goruş acısının doğruluğunu, verdiği hukumlerin zekice olduğunu ve hata yapmadığını gostermiştir Dolayısıyla sıkca fikirlerine başvurulması ve memnuniyetle bu fikirlerin uygulanmasını gormek pek de şaşırtıcı değil Ancak onu Mussolini, Hitler veya Primo de Rivera gibi diktatorlerden ayıran belki de en buyuk ozellik, başından beri isteyerek ve cok emek sarf ederek, kendini yaşatacak bir sistem kurmaya calışmasıdır Ataturk'ten sonraki cumhurbaşkanı seciminin sessizce hallolması ve olumunden sonra kurduğu rejimin sakince surmesi bir kriterse, evet başarılı olmuştur
Ataturk'un idrak gucunde esrarengiz bir yon vardı; kucuk şeylere onem vermeyiş veya sinsi olamayışında ustun bir yon bulunuyordu; konsantrasyon gucu olağanustuydu; şefkat ve ilgi bekleyen bilincaltının etkileyici yanı belki de şuurlu amacının buz gibi dimdikliğinin bir başka parcasıydı
Musluman olarak doğmuş, ancak din karşıtı bir kişi olmuştu, doğruluğu sevmiş, gunahtan nefret etmişti; işini iyi bilen, istidak sahibi bir askerdi, savaştan nefret ederdi Bağımsızlığı elde ettiği andan itibaren barışın peşinde koşmuş ve barış ortamını sağlamayı başarmıştı Turkiye?nin kaderini elleri arasına aldığından beri, Kemalist Cumhuriyet'in dostluk elini uzatmadığı ve aralarında Osmanlı Imparatorluğu'nun duşmanlarının da bulunduğu tek bir komşusu dahi yoktur Uzatılan dostluk eli coğunlukla tutulmuş ve sarf edilen cabalar sonunda ulkelerarası surtuşme azaltılarak, doğunun bu bolgesinde daha geniş kapsamlı barış, dikkat cekici bir bicimde sağlanmıştır
Kemal Ataturk yapılması gerektiğine inandığı şeyleri korkusuzca yerine getirmekten asla vazgecmemişti Hastalığının şiddetlendiği anlarda olume cok yakınlaşmış olsa bile, korku asla ne yureğine ne beynine yerleşmeyi başaramamıştı O, Turk Milleti'ne hizmet ederken oldu Olum bile buyuk zaferini ondan calmayı başaramamıştır İnsanlara hayatlarını, onur ve şereflerini ve insanca yaşama yolunu vermiş, belki de tum bunlardan daha onemlisi bu haklarına sahip cıkmalarını sağlayacak bağımsızlığı tattırmıştır
Lordum, en derin saygılarımla, sizin en sadık ve en mutevazı hizmetkarınız olduğumu bildirmekten şeref duyarım
Percy Loraine
Buyukelci