iltasyazilim
FD Üye
atatürk ile ilgili anılar varmıı nelerdir
İNANMAYANLAR DA HAKLIYDILAR
Mustafa Kemal realist bir liderdi Lekelemelerin politika kadrosunu nasıl daraltacağını ve kendisini bir avuç partizan takımı elinde bırakacağını düşünerek, açık açık bir suç işlemiş olanlar haricen yalnız kişisel değerlere saygı gösterdi Sicil yoklamalarına rağbet etmedi Bir gün bana:
Kuvayı Milliye'ye inanmayanlar da inananlar değin haklı idiler, demişti
Falih Rıfkı ATAY
Kaynak: Falif Rıfkı Atay Mustafa Kemal, Mütareke Defteri, 1955
TÜRK ORDULARI BAŞKUMANDANIYIM
Afyonkarahisar'ın hatlarının çözülmesi sonunda birkaç Yunanlı esir, geceleyin Mustafa Kemal'in çadırına getirilmişti Bunlardan birisi, Muzaffer Generalin doğup büyümüş olduğu Selanik'ten gelmişti Yüz, kendisine tanıdık olmayan gelmediğinden ve üniformasında da hiçbir bellilik görmediğinden kim olduklarını ve rütbelerini sormaya başlamıştı
Binbaşı mısınız?
Hayır
Albay mı?
Hayır
Korgeneral mi?
Hayır
Peki nesiniz?
Ben Mareşal ve Türk Orduları Başkomutanıyım! Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Yunanlı kekeledi:
Bir başkomutanın savaş hattına bu dek yakın yerlerde dolaşması işitilmiş yok de!
General SHERRIL
Kaynak: General Sherril Atatürk Nezdinde Bir Sene Elçilik, 1935
KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR
Bir gece beraber oturuyorduk Yanımızda Siirt milletvekili Mahmut Soydan, şimdiki Macaristan elçimiz Ruşen Eşref Onaydın, bir de Soysallı vardı Atatürk, ertesi günü Büyük Halk Meclisi'nde okuyacağı söylevi hazırlıyordu Mahmut'la Ruşen Eşref anekdot tutuyorlardı Atatürk nadiren bana da, Ne dersin?diye soruyordu Ben ne diyebilirim? Hiç Daha Sonra Atatürk bana döndü ve dedi ki:
Bu memleketin efendisi kimdir?
Düşündüm Karşılığı o verdi:
Türk köylüsüdür, dedi Ve devam etti:
Türk köylüsü Efendiyerine getirilmedikçe memleket ve halk müziği yükselmez!
Prof Mahmut Esat BOZKURT
Kaynak: Tan Gazetesi, 10111942
YENİLSEYDİK SORUMLULUK SAHIBI BEN OLACAKTIM
Bir aralık konu İstiklâl Savaşı'na geldi Uyarı ettim, Binbaşılar dahil her komutanın hangi birliğe komuta ettiğini, nerede bulunduğunu, bir gün önce olmuş gibi hatırlıyordu O savaş ancak vasıta, gereç, personel kıtlığı bugün şiddet tasavvur edilirdi Tümenlere binbaşılar, Kolordulara yarbaylar komuta ediyordu! Lakin, bu kadro canını dişine takmış bir ekipti Var edinmek veya olmamak bu savaşın sonucuna bağlıydı 30 Ağustos bu ruh haletinin eseriydi Böyle bir dramı, keza yazarı, hem baş aktörünün ağzından dinlemek müstesna bir mutluluktu O hatıralar Ata'yı coşturdukça coşturuyordu Anlatmalarında abartma yoktu Lakin bu anlatış öylesine canlı, öylesine plastikti oysa, hepimiz heyecandan heyecana sürükleniyorduk Anlatışlarını şöyle bağladı:
İşte büyük başarı böyle müşterek bir eserdir Şerefler de ortaktır
Bu alçakgönüllülük şaheseriyle konunun kapanacağını varsayım ediyorduk giderken Atatürk bir duraklama yaptı Daha Sonra içine dönük, neredeyse kendisiyle konuşur gibi ek etti:
Fakat yenilseydik mesuliyet karşılıklı olmayacak yalnız bana ait olacaktı
Bu belagat karşısında gözyaşımı tutamadım Tarihin, zaferleri kendine maleden, yenilgileri ise maiyetine yükleyen sahte kahramanlarını hatırladım
Ord Prof Sadi IRMAK
Kaynak: Sadi Irmak, Ord Prof Atatürk'ten Hatıralar, 1978 *
İNANMAYANLAR DA HAKLIYDILAR
Mustafa Kemal realist bir liderdi Lekelemelerin politika kadrosunu nasıl daraltacağını ve kendisini bir avuç partizan takımı elinde bırakacağını düşünerek, açık açık bir suç işlemiş olanlar haricen yalnız kişisel değerlere saygı gösterdi Sicil yoklamalarına rağbet etmedi Bir gün bana:
Kuvayı Milliye'ye inanmayanlar da inananlar değin haklı idiler, demişti
Falih Rıfkı ATAY
Kaynak: Falif Rıfkı Atay Mustafa Kemal, Mütareke Defteri, 1955
TÜRK ORDULARI BAŞKUMANDANIYIM
Afyonkarahisar'ın hatlarının çözülmesi sonunda birkaç Yunanlı esir, geceleyin Mustafa Kemal'in çadırına getirilmişti Bunlardan birisi, Muzaffer Generalin doğup büyümüş olduğu Selanik'ten gelmişti Yüz, kendisine tanıdık olmayan gelmediğinden ve üniformasında da hiçbir bellilik görmediğinden kim olduklarını ve rütbelerini sormaya başlamıştı
Binbaşı mısınız?
Hayır
Albay mı?
Hayır
Korgeneral mi?
Hayır
Peki nesiniz?
Ben Mareşal ve Türk Orduları Başkomutanıyım! Şaşkınlıktan ağzı açık kalan Yunanlı kekeledi:
Bir başkomutanın savaş hattına bu dek yakın yerlerde dolaşması işitilmiş yok de!
General SHERRIL
Kaynak: General Sherril Atatürk Nezdinde Bir Sene Elçilik, 1935
KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR
Bir gece beraber oturuyorduk Yanımızda Siirt milletvekili Mahmut Soydan, şimdiki Macaristan elçimiz Ruşen Eşref Onaydın, bir de Soysallı vardı Atatürk, ertesi günü Büyük Halk Meclisi'nde okuyacağı söylevi hazırlıyordu Mahmut'la Ruşen Eşref anekdot tutuyorlardı Atatürk nadiren bana da, Ne dersin?diye soruyordu Ben ne diyebilirim? Hiç Daha Sonra Atatürk bana döndü ve dedi ki:
Bu memleketin efendisi kimdir?
Düşündüm Karşılığı o verdi:
Türk köylüsüdür, dedi Ve devam etti:
Türk köylüsü Efendiyerine getirilmedikçe memleket ve halk müziği yükselmez!
Prof Mahmut Esat BOZKURT
Kaynak: Tan Gazetesi, 10111942
YENİLSEYDİK SORUMLULUK SAHIBI BEN OLACAKTIM
Bir aralık konu İstiklâl Savaşı'na geldi Uyarı ettim, Binbaşılar dahil her komutanın hangi birliğe komuta ettiğini, nerede bulunduğunu, bir gün önce olmuş gibi hatırlıyordu O savaş ancak vasıta, gereç, personel kıtlığı bugün şiddet tasavvur edilirdi Tümenlere binbaşılar, Kolordulara yarbaylar komuta ediyordu! Lakin, bu kadro canını dişine takmış bir ekipti Var edinmek veya olmamak bu savaşın sonucuna bağlıydı 30 Ağustos bu ruh haletinin eseriydi Böyle bir dramı, keza yazarı, hem baş aktörünün ağzından dinlemek müstesna bir mutluluktu O hatıralar Ata'yı coşturdukça coşturuyordu Anlatmalarında abartma yoktu Lakin bu anlatış öylesine canlı, öylesine plastikti oysa, hepimiz heyecandan heyecana sürükleniyorduk Anlatışlarını şöyle bağladı:
İşte büyük başarı böyle müşterek bir eserdir Şerefler de ortaktır
Bu alçakgönüllülük şaheseriyle konunun kapanacağını varsayım ediyorduk giderken Atatürk bir duraklama yaptı Daha Sonra içine dönük, neredeyse kendisiyle konuşur gibi ek etti:
Fakat yenilseydik mesuliyet karşılıklı olmayacak yalnız bana ait olacaktı
Bu belagat karşısında gözyaşımı tutamadım Tarihin, zaferleri kendine maleden, yenilgileri ise maiyetine yükleyen sahte kahramanlarını hatırladım
Ord Prof Sadi IRMAK
Kaynak: Sadi Irmak, Ord Prof Atatürk'ten Hatıralar, 1978 *