Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Atatürkün Siyasi Hayatı
Mustafa Kemal siyasi hayatı ve bu konudaki isabetli görüşleri ile de dikkati çeken bir önderdir Siyasi konulara ilgisi harp okulunda başlar Harp okulunun bitiminde yalnızca subaylığa değil, gelecekte girişeceği atılımlara da hazırlanmış duruma kazanç Osmanlı Devletinin zaruri görünen sonu hakkında daha açık görüşlere sahip olur Düşüncesine kadar hürriyetçi bir teşebbüs zorunlu idi Oysa bu girişim sadece hürriyeti gaye edinmemeli, ülkenin kurtuluşunu da kapsamalıydıMustafa Kemal Harp Akademisinde siyasi olaylarla daha yakından ilgilenir Arkadaşları iel el yazması gazete çıkarmakta, konferanslar vermektedir Mustafa Kemalin bu faaliyetleri yöneticilerin gözünden kaçmamış Harp Akademisini bitirdiğinde bir nevi sürgün olarak Şamdaki 5 Orduya atanmıştır(1905)
Mustafa Kemal siyasi faaliyetlerine Şamda da devam eder Burada Vatan ve Özgürlük Cemiyetini kurarCemiyetin amacı ülkeye hürriyetçi ve halkın temsil ettiği bir yönetimi getirmektirFakat bu düşüncelerini ülkenin gözden uzakta bir bölgesi olan Şamda gerçekleştirmenin kuvvet olduğunu görmüştürBu iş için en yerinde yer olarak Makedonyayı görmektedirBu amaçla el altından Selanike Vatan Ve Hürriyet Cemiyetinin bir şubesini açtıDaha daha sonra Selanikte III: Orduya atanan Mustafa Kemal bir süre daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyetine girdiCemiyetin Makedonyada örgütlenmesi için büyük çaba harcadı Mustafa Kemal bir zaman sonra görüntü ayrılığından daha sonra İttihat ve Terakki yöneticileri ile arası açılırBu görüş ayrılığı 31 Mart Vakasının bastırılmasından sonradan net olarak ortaya çıkmıştırMustafa Kemal 31 Mart Olayının bastırılması üstüne ordunun görevini tamamladığını bundan sonraki işlerin sivil yöneticilere bırakılmasını ve ordunun siyasete karıştırılmamasını isterBalkan Savaşlarında uğranılan yenilgiler bu konuda ne değin haklı olduğunu kanıtlar
Milli Uğraş yıllarında siyasi görüşleri daha da olgunlaşan Mustafa Kemalin Türk milletinin yapısına ve geleneklerine en yerinde gördüğü yönetim şekli demokratik ve laik cumhuriyet olmuş ve bu amacı yerine getirmek yolunda uğraş büyük çabalar harcayarak bu günkü devletimizin sahip olduğu sistemin temellerini atmış bu sistemin kurucusu olmuştur
Kaynak: Kemal KARA, Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Önder yayıncılık,İstanbul 2000
*
Mustafa Kemal siyasi hayatı ve bu konudaki isabetli görüşleri ile de dikkati çeken bir önderdir Siyasi konulara ilgisi harp okulunda başlar Harp okulunun bitiminde yalnızca subaylığa değil, gelecekte girişeceği atılımlara da hazırlanmış duruma kazanç Osmanlı Devletinin zaruri görünen sonu hakkında daha açık görüşlere sahip olur Düşüncesine kadar hürriyetçi bir teşebbüs zorunlu idi Oysa bu girişim sadece hürriyeti gaye edinmemeli, ülkenin kurtuluşunu da kapsamalıydıMustafa Kemal Harp Akademisinde siyasi olaylarla daha yakından ilgilenir Arkadaşları iel el yazması gazete çıkarmakta, konferanslar vermektedir Mustafa Kemalin bu faaliyetleri yöneticilerin gözünden kaçmamış Harp Akademisini bitirdiğinde bir nevi sürgün olarak Şamdaki 5 Orduya atanmıştır(1905)
Mustafa Kemal siyasi faaliyetlerine Şamda da devam eder Burada Vatan ve Özgürlük Cemiyetini kurarCemiyetin amacı ülkeye hürriyetçi ve halkın temsil ettiği bir yönetimi getirmektirFakat bu düşüncelerini ülkenin gözden uzakta bir bölgesi olan Şamda gerçekleştirmenin kuvvet olduğunu görmüştürBu iş için en yerinde yer olarak Makedonyayı görmektedirBu amaçla el altından Selanike Vatan Ve Hürriyet Cemiyetinin bir şubesini açtıDaha daha sonra Selanikte III: Orduya atanan Mustafa Kemal bir süre daha sonra İttihat ve Terakki Cemiyetine girdiCemiyetin Makedonyada örgütlenmesi için büyük çaba harcadı Mustafa Kemal bir zaman sonra görüntü ayrılığından daha sonra İttihat ve Terakki yöneticileri ile arası açılırBu görüş ayrılığı 31 Mart Vakasının bastırılmasından sonradan net olarak ortaya çıkmıştırMustafa Kemal 31 Mart Olayının bastırılması üstüne ordunun görevini tamamladığını bundan sonraki işlerin sivil yöneticilere bırakılmasını ve ordunun siyasete karıştırılmamasını isterBalkan Savaşlarında uğranılan yenilgiler bu konuda ne değin haklı olduğunu kanıtlar
Milli Uğraş yıllarında siyasi görüşleri daha da olgunlaşan Mustafa Kemalin Türk milletinin yapısına ve geleneklerine en yerinde gördüğü yönetim şekli demokratik ve laik cumhuriyet olmuş ve bu amacı yerine getirmek yolunda uğraş büyük çabalar harcayarak bu günkü devletimizin sahip olduğu sistemin temellerini atmış bu sistemin kurucusu olmuştur
Kaynak: Kemal KARA, Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Önder yayıncılık,İstanbul 2000
*
