iltasyazilim
FD Üye
Atatürk' ün Matematik Cebir ve Geometri Alanında Yaptığı Yenilikler
Atatürk'ün Geometri Alanında Yaptığı Araştırmalar
Atatürk'ün Matematik Alanında Yaptığı Araştırmalar
Atatürk'ün yaşamında (18811938) birincil doğaüstü başarısı, 1893 yılında, çocukluk çağında, orta öğrenimi döneminde matematik dersinde olmuş ve bunun sonucu olarak dersin öğretmeni O'nun adına Kemalismini eklemiştir Atatürk, Selanik Askeri Rüştiyesindegeçen bu olayla ilgili anısını şöyle anlatıyor:
Rüştiyede en çok matematiğe merak sardım Az zamanda bize bu dersi veren hoca kadar şayet de daha fazla bilgi edindim Derslerin üstündeki sorularla uğraşıyordum, yazılı sorular düzenliyordum Matematik öğretmeni de yazılı olarak yanıt veriyordu Öğretmenimin ismi Mustafa idi, bir gün bana dedi fakat:
Oğlum senin de ismin Mustafa benim de Bu, böyle olmayacak, nadiren ayrım bulunmalı Bundan sonradan adın Mustafa Kemal olsun
O zamandan beri ismim sahiden Mustafa Kemal oldu
Öğretmen sert bir adamdı Sınıfta birinci, ikinci tanımıyordu Bir gün bize:
Aramızda kendine kimler güveniyor kalksınlar, onları müzakereci (çalıştırıcı) yapacağımdedi
Önce duraksadım Ayağa öyleleri kalktı fakat ben kalkmamayı seçim ettim Bunlardan birinin çalıştırıcılığı altına girdim, çalışmanın ortasında daha pozitif dayanamadım Ayağa kalkarak:
Ben bundan daha iyi yaparımdedim, bunun üzerine hoca beni çalıştırıcı yaptı Eski çalıştırıcıyı benim müzakerem altına verdi
Askeri Rüştiyeyi bitirdiğimde matematik merakım epeyce ilerlemişti Manastır Askeri İdadisinde matematik böylece kolay değildi Bununla uğraşımı sürdürdüm İdadide iken bıkmaksızın çalışıyorduk Sınıfta birinci, ikinci olmak için hepimizde şiddetli bir çaba vardı Sonunda idadiyi bitirdim Harbiyeye geçtim, burada da matematik merakı sürüyordu(1)
Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesindeyken, matematik öğretmeni yüzbaşı Mustafa efendi sınıfa gelmediğinde, onun yerine çoğu kere bu dersi vermiştir(2)
Atatürk, yaşamının askeri öğrenim sonrası dönemlerini, milli ve uluslar arası büyük savaş ve devir olayları içinde, aklın ve bilimin kılavuzluğunu izleyen Büyük Asker, Ulusal ve Çağdaş Devlet kurucusu, Yirminci Yüzyılın Hakiki Önderiolarak geçirdi O'nun bu dönemlerde, ölümünden yaklaşık birbuçuk sene öncesine dek matematikle ne ölçüde uğraştığını bilmiyoruz Bu konuda, Türk Dil Kurum Başuzmanı ADilaçar'ın 10111971 tarihli bir yazısı(1) çok ilginç bilgiler vermektedir Bu yazıdan öğrendiğimize kadar,
Atatürk ölümünden birbuçuk sene kadar önce, üçüncü Türk Dil Kurultayından (2431 Ağustos 1936) derhal sonra 19361937 yılı kış aylarında kendi eliyle Geometri adlı bir kitap yazmıştır
Atatürk, bunu, birtakım Fransızca geometri kitaplarını okuduktan daha sonra hazırlamış ve yapıt ilk olarak 1937 yılında Geometri öğretenlerle, bu konuda kitap yazacaklara rehber olarak Kültür Bakanlığınca yayınlanmıştır(3)
Bu 44 sayfalık yapıttaki boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap, kesek kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, içters açı, dışters açı, taban, eğik, kırık, çekül, yatay, dikey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanal, yamuk, fazla, eksi, çarp, bölü, eşdeğer, toplam, oran, orantı, türev, alan, varsayı, mazeret gibi terimler Atatürk kadar türetilmiştir (3)
Yapıttaki tanımların tümünü Atatürk yazmıştır Her tanım, alaka kavramı bütün öğeleriyle eksiksiz ve açık biçimde anlatmakta, özel ve temelli nitelikleri içermektedir Zorunlu ve yeterli örnekler de verilmiştir Meşhur bilim tarihçisi Ord Prof Dr Açık Fikirli Sayılı, tam bir yetkiyle, bu Geometri kitabını, minik ama anıtsal bir yapıtdiye nitelendirmiştir(4)
Atatürk, yaşamının önemli bir kesimini tarihin en büyük savaşlarından birinin içinde, milli ve evrensel sorumluluklar yüklenerek geçirdikten yıllarca sonra, düzenli bir mantık ve bilgi disiplini muhakkak gerektiren matematik alanında, yeni türettiği terimlerle böylesine veciz bir yapıtı yazmakla, dil ve matematikteki üstün yeteneğini kanıtlamıştır Atatürk'ün yaşamında çok bariz bir örneğini izlediğimiz gibi, aslında dil ile matematiksel kültür aralarında sıkı bağıntı vardır Atatürk'ün dehasında, dil ve matematik gibi aklın değişik disiplinleri birbirini iki taraflı olarak hep olumlu yönde etkilemiş ve geliştirmiştir Atatürk, Fen terimleri o suretle yapılmalı ama anlamları fakat istenilen şeyi ifade edebilsin(5) demiş ve bunu, Osmanlıca fazla sayıda terimin yerine öz Türkçe karşılıklarını türetirken üstün bir başarıyla gerçekleştirmiştir
Atatürk'ü, Geometriadlı yapıtını yazmaya zorlayan nedenleri, O'nun dil çalışmalarını yakından izlemek olanağını bulabilen tanınmış dil uzmanı A Dilaçar şöyle açıklıyor:
Atatürk her zaman matematikle uğraşırdı Eski geometri terimleri fazla ağdalı idi Gen bile, uzun uzun bu terimleri okuduğum halde, şimdikiler Imışısında güçlüğünü daha iyi anlıyorum Pedagojide bir reel var: Fıkır yolunun açık olması, bir ip ucunun bulunması lazımdır Yahut bir külçe gibi çöker Müselles kelimesini ele alalım Arapça okullarımızdan kaldırılmıştır Sülüs'cilt müştak (türetilmiş) bir sözcük olduğunu öğrenin nasıl bilsin? Arapça soğurucu bir dildir Örneğin müsteşrikşarkkelimesinden gelmiş bir kelimedir Önüne, ortasına, arkasına birtakım heceler eklenmiş Bunun aslını bulmak bir Arapça dilbilgisi meselesidir, Okullarımızdan Arapça, Farsça kaldırılmış olduğundan, öğren id müsellesi küde kelime olarak karşı görecektir Gönderaklına gelmeyecektir Fakat müselles yerine üçgendersek, hır üç var Gen Atatürk'e tarafından genişliktenalınmıştır Bir ipucu var Dörtgendörtten gelmiştir Bir ipucu vardır Eşdeğer, eşit anlamında olan benzeyenderi gelmiştir Ama müsavi Arapça bir kelimedir Bu sebeple Atatürk'ün prensipleri burada da dürüst idi On im için bu en ağdalı olan bu bilim dalını ele aldı ve kitabı örnek olarak bıraktı
Atatürk'ün matematik terimlerini türetme ve bunları öğretime yatırma çalışmaları konusunda Prof Dr Vecibe Latıpoğlu, şu bilgilen veriyor:
Atatürk, matematiği iyi bildiği ve sevdiği için, terim devrimine matematikten başlamıştır, denilebilir Çünkü Türk Dili (Belleten)'in Şubat 1937 tarihli yayınından bir ay daha sonra, Atatürk, ceyb (sinüs) ve tece^b (koşmuş)'m Türkçe karşılıklarının bulunması için 29 Mart 1937 tarihli Halk Gazetesine ilan verdirerek bir müsabaka açtırmıştır Sonunda hazırlanan tüm terimler, Türk Dili (Belleten) dergisinin Ekim 1937 tarihli sayısında yer almıştır Terimler, TürkçeOsmanlıca, OsmanlıcaTürkçe, FransızcaTürkçe edinmek üzere sıralanmış ve ön sırayı matematik terimleri almıştır
Atatürk terim çalışmalarının ülkedeki etkisini öğrenmek için, 1937 yılı sonbaharında, Sivas'a artan bir şekilde, bir zamanlar Sivas Kongresini topladığı lise binasında, dokuzuncu sınıfın geometri dersine girmiştir'1' Bu derste eski terimlerle öğrenimin zorluğunu birkez daha saptayan Atatürk, Bu anlaşılmaz terimlerle, öğrencilere bilgi verilemezdiyerek kitabı atmış ve sonra tahta başına geçip diliyerine kenar, müsellesyerine üçgen, müselles mütesaviyül adlayerine eşkenar üçgen, zaviyeyerine açıterimlerini kullanarak ünlü Pısagor teoremini öğrencilere anlatmıştır' Atatürk, bu çözümleme gezisinde yanında bulunan Kültür Bakanı Saffet Arıkan'a bütün mektep kitaplarının yeni terimlerle, hemen yarılması emrini vermiş ve Türkçeleştirilmiş terimlerle iki ayda hazırlanan kitaplar bütün okullara Kültür Bakanlığınca gönderilmiştir'
Atatürk'ün türettiği matematik terimleri ve yaptığı geometri tanımlarının hemen hemen tümü bugüne kadar değişmeksizin kullanıla gelmiştir O'nun türettiklerinden yalnızca birkaç terim daha sonra minik ölçüde değiştirilmiştir Örneğin Fransızca hypothese'in karşılığı olan Osmanlıcıdakifaraziye'nin yerine Atatürk, Türkçe varsayıterimini türetmiş ve daha sonra bu terim tahminbiçimini almıştır Aynı şekilde O'nun tümey açı, bütey açıterimlerinin yerini tümler açı, bütünler açıterimleri almıştır Fazla az sayıda ve sınırlı olan bu terim değişikliklerini, Atatürk'ün dildeki esas ilkesinin doğruluğunun birer kanıtı saymak gerekir
Prof Dr Yıkım İnan, Atatürk'ün çalışmalarını yıllardan beri yakından izleyebilmiş insanlardan biri olarak, O'nun bilime ve matematiğe verdiği önemi şöyle belirtiyor:
Atatürk, kendi yetiştiği devrin müspet ilimlerini mesleki uzmanlığı bakımından bellediği vakit, berrak ve müspet bir görüşe sahip olabileceğini ve her hangi bir meseleyi matematiksel bir elbette çözümlemeyi niyet tuttuğunu söylerdi
ı Prof Dr A İnan, 2511982 tarihli özel bir yazısında' ', bu konuyla ilgili olarak şöyle diyor:
Bilindiği gibi ilim konusu iki büyük bölümde işlenir ve bunlardan faydalanılır: Müspet ilimler, Sosyal ilimler
Atatürk gerek öğrencilik devirlerinde gerekse ömrü baştan başa bu her iki ilimden çok faydalanmıştır Örneğin tarih onun için bir geçmişin hikayesi değil, günümüzde bu olanlardan ders almanın önemli olduğuna inanmıştır
diğer taraftan başlıca müspet ilimlerin başında gelen matematik bilgisi Atatürk için başlıca bir konudur Çünkü matematik insan topluluklarına müspet yol bildiren re uygulamasında fayda karşılayan müspet bir ılım dalıdır İşte Atatürk bu ilime fazla değerinde verdiği için ayrıca nazarı kısımları bellemiş, hem de bunların uygulamasına her bakımdan yük vermiştir Hatta matematik terimlerinin bugün kullandığımı; deyimleri adamakıllı kendi buluşları ile saptamıştır
Atatürk bu konuda konuşurken bilhassa söylediklerinden şunları anımsıyorum: Ben öğrenim devrimde matematik konusuna fazla ağırlık ı'ermiş ini dır ve bundan hayatımın farklı alanlara yönlendirilmiş safhalarında galibiyet edinmek için faydalanmış olduğumu söyleyebilirim Onun için cümbür cemaat matematik bilgisinin çok zorunlu olduğuna inanmalıdır
Matematiksel kühüre böylesine önem veren Atatürk'ün bu konudaki çalışmaları, tarihte fazla eksik sayıda örneklerine rastlayabildiğimiz Büyük Eğitimci niteliği de olan devlet adamlarından bin olarak kendisine seçkin bir yer sağutmada etken olmuştu O'nun mucizevi başarılı yaşamı, akademisinin girişine Matematik bilmeyen buruya girmesindiye yazar, antik çağın meşhur filazofu Platon (Eflatun) (MÖ 427347)'ün bu dileğinin yararını çağdaş çağda kanıtlamıştır, denilebilir
MKEMAL ATATÜRK ’ÜN TÜRKÇEMİZE KAZANDIRDIĞI MATEMATİKSEL TERİMLER
Maksumunaleyh BÖLEN
Taksim BÖLME
Harici Şans BIRIM
Yeteneki Taksim BÖLÜNEBİLME
Zarb ÇARPI Mazrup ÇARPAN
Mazrubata Tefrik ÇARPANLARA AYIRMA
Muhiti daire ÇEMBER
Tarh ÇIKARMA
Amudi DIKEY
Maksat LIMIT
Aşa ’ri ONDALIK
Kat ’ı Mükafti PARABOL
EHRAM PİRAMİD
Menşur PRİZMA
İhtisar SADELEŞTİRME
Suret PAY
Mahrec PAYDA
Hattı Mümas TEĞET
Atatürk ’ün bulduğu terimlerin yaklaşık olarak çoğu bugüne kadar hiç değiştirilmeden kullanılmıştır O ’nun sadece birkaç terimi sonradan birazcık değişikliğe uğramıştırÖrneğin varsayıtahmin, tümey açıtümler açı, bütey açıbütünler açı haline gelmiştirAtatürk hem bu kitabı eğitim sisteminde uygulanmasını sağlamış ve 13 Kasım 1937 tarihinde Sivas ’ta geometri dersine girmiş,kendisi ders anlatmıştır *
Atatürk'ün Geometri Alanında Yaptığı Araştırmalar
Atatürk'ün Matematik Alanında Yaptığı Araştırmalar
Atatürk'ün yaşamında (18811938) birincil doğaüstü başarısı, 1893 yılında, çocukluk çağında, orta öğrenimi döneminde matematik dersinde olmuş ve bunun sonucu olarak dersin öğretmeni O'nun adına Kemalismini eklemiştir Atatürk, Selanik Askeri Rüştiyesindegeçen bu olayla ilgili anısını şöyle anlatıyor:
Rüştiyede en çok matematiğe merak sardım Az zamanda bize bu dersi veren hoca kadar şayet de daha fazla bilgi edindim Derslerin üstündeki sorularla uğraşıyordum, yazılı sorular düzenliyordum Matematik öğretmeni de yazılı olarak yanıt veriyordu Öğretmenimin ismi Mustafa idi, bir gün bana dedi fakat:
Oğlum senin de ismin Mustafa benim de Bu, böyle olmayacak, nadiren ayrım bulunmalı Bundan sonradan adın Mustafa Kemal olsun
O zamandan beri ismim sahiden Mustafa Kemal oldu
Öğretmen sert bir adamdı Sınıfta birinci, ikinci tanımıyordu Bir gün bize:
Aramızda kendine kimler güveniyor kalksınlar, onları müzakereci (çalıştırıcı) yapacağımdedi
Önce duraksadım Ayağa öyleleri kalktı fakat ben kalkmamayı seçim ettim Bunlardan birinin çalıştırıcılığı altına girdim, çalışmanın ortasında daha pozitif dayanamadım Ayağa kalkarak:
Ben bundan daha iyi yaparımdedim, bunun üzerine hoca beni çalıştırıcı yaptı Eski çalıştırıcıyı benim müzakerem altına verdi
Askeri Rüştiyeyi bitirdiğimde matematik merakım epeyce ilerlemişti Manastır Askeri İdadisinde matematik böylece kolay değildi Bununla uğraşımı sürdürdüm İdadide iken bıkmaksızın çalışıyorduk Sınıfta birinci, ikinci olmak için hepimizde şiddetli bir çaba vardı Sonunda idadiyi bitirdim Harbiyeye geçtim, burada da matematik merakı sürüyordu(1)
Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesindeyken, matematik öğretmeni yüzbaşı Mustafa efendi sınıfa gelmediğinde, onun yerine çoğu kere bu dersi vermiştir(2)
Atatürk, yaşamının askeri öğrenim sonrası dönemlerini, milli ve uluslar arası büyük savaş ve devir olayları içinde, aklın ve bilimin kılavuzluğunu izleyen Büyük Asker, Ulusal ve Çağdaş Devlet kurucusu, Yirminci Yüzyılın Hakiki Önderiolarak geçirdi O'nun bu dönemlerde, ölümünden yaklaşık birbuçuk sene öncesine dek matematikle ne ölçüde uğraştığını bilmiyoruz Bu konuda, Türk Dil Kurum Başuzmanı ADilaçar'ın 10111971 tarihli bir yazısı(1) çok ilginç bilgiler vermektedir Bu yazıdan öğrendiğimize kadar,
Atatürk ölümünden birbuçuk sene kadar önce, üçüncü Türk Dil Kurultayından (2431 Ağustos 1936) derhal sonra 19361937 yılı kış aylarında kendi eliyle Geometri adlı bir kitap yazmıştır
Atatürk, bunu, birtakım Fransızca geometri kitaplarını okuduktan daha sonra hazırlamış ve yapıt ilk olarak 1937 yılında Geometri öğretenlerle, bu konuda kitap yazacaklara rehber olarak Kültür Bakanlığınca yayınlanmıştır(3)
Bu 44 sayfalık yapıttaki boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap, kesek kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, içters açı, dışters açı, taban, eğik, kırık, çekül, yatay, dikey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanal, yamuk, fazla, eksi, çarp, bölü, eşdeğer, toplam, oran, orantı, türev, alan, varsayı, mazeret gibi terimler Atatürk kadar türetilmiştir (3)
Yapıttaki tanımların tümünü Atatürk yazmıştır Her tanım, alaka kavramı bütün öğeleriyle eksiksiz ve açık biçimde anlatmakta, özel ve temelli nitelikleri içermektedir Zorunlu ve yeterli örnekler de verilmiştir Meşhur bilim tarihçisi Ord Prof Dr Açık Fikirli Sayılı, tam bir yetkiyle, bu Geometri kitabını, minik ama anıtsal bir yapıtdiye nitelendirmiştir(4)
Atatürk, yaşamının önemli bir kesimini tarihin en büyük savaşlarından birinin içinde, milli ve evrensel sorumluluklar yüklenerek geçirdikten yıllarca sonra, düzenli bir mantık ve bilgi disiplini muhakkak gerektiren matematik alanında, yeni türettiği terimlerle böylesine veciz bir yapıtı yazmakla, dil ve matematikteki üstün yeteneğini kanıtlamıştır Atatürk'ün yaşamında çok bariz bir örneğini izlediğimiz gibi, aslında dil ile matematiksel kültür aralarında sıkı bağıntı vardır Atatürk'ün dehasında, dil ve matematik gibi aklın değişik disiplinleri birbirini iki taraflı olarak hep olumlu yönde etkilemiş ve geliştirmiştir Atatürk, Fen terimleri o suretle yapılmalı ama anlamları fakat istenilen şeyi ifade edebilsin(5) demiş ve bunu, Osmanlıca fazla sayıda terimin yerine öz Türkçe karşılıklarını türetirken üstün bir başarıyla gerçekleştirmiştir
Atatürk'ü, Geometriadlı yapıtını yazmaya zorlayan nedenleri, O'nun dil çalışmalarını yakından izlemek olanağını bulabilen tanınmış dil uzmanı A Dilaçar şöyle açıklıyor:
Atatürk her zaman matematikle uğraşırdı Eski geometri terimleri fazla ağdalı idi Gen bile, uzun uzun bu terimleri okuduğum halde, şimdikiler Imışısında güçlüğünü daha iyi anlıyorum Pedagojide bir reel var: Fıkır yolunun açık olması, bir ip ucunun bulunması lazımdır Yahut bir külçe gibi çöker Müselles kelimesini ele alalım Arapça okullarımızdan kaldırılmıştır Sülüs'cilt müştak (türetilmiş) bir sözcük olduğunu öğrenin nasıl bilsin? Arapça soğurucu bir dildir Örneğin müsteşrikşarkkelimesinden gelmiş bir kelimedir Önüne, ortasına, arkasına birtakım heceler eklenmiş Bunun aslını bulmak bir Arapça dilbilgisi meselesidir, Okullarımızdan Arapça, Farsça kaldırılmış olduğundan, öğren id müsellesi küde kelime olarak karşı görecektir Gönderaklına gelmeyecektir Fakat müselles yerine üçgendersek, hır üç var Gen Atatürk'e tarafından genişliktenalınmıştır Bir ipucu var Dörtgendörtten gelmiştir Bir ipucu vardır Eşdeğer, eşit anlamında olan benzeyenderi gelmiştir Ama müsavi Arapça bir kelimedir Bu sebeple Atatürk'ün prensipleri burada da dürüst idi On im için bu en ağdalı olan bu bilim dalını ele aldı ve kitabı örnek olarak bıraktı
Atatürk'ün matematik terimlerini türetme ve bunları öğretime yatırma çalışmaları konusunda Prof Dr Vecibe Latıpoğlu, şu bilgilen veriyor:
Atatürk, matematiği iyi bildiği ve sevdiği için, terim devrimine matematikten başlamıştır, denilebilir Çünkü Türk Dili (Belleten)'in Şubat 1937 tarihli yayınından bir ay daha sonra, Atatürk, ceyb (sinüs) ve tece^b (koşmuş)'m Türkçe karşılıklarının bulunması için 29 Mart 1937 tarihli Halk Gazetesine ilan verdirerek bir müsabaka açtırmıştır Sonunda hazırlanan tüm terimler, Türk Dili (Belleten) dergisinin Ekim 1937 tarihli sayısında yer almıştır Terimler, TürkçeOsmanlıca, OsmanlıcaTürkçe, FransızcaTürkçe edinmek üzere sıralanmış ve ön sırayı matematik terimleri almıştır
Atatürk terim çalışmalarının ülkedeki etkisini öğrenmek için, 1937 yılı sonbaharında, Sivas'a artan bir şekilde, bir zamanlar Sivas Kongresini topladığı lise binasında, dokuzuncu sınıfın geometri dersine girmiştir'1' Bu derste eski terimlerle öğrenimin zorluğunu birkez daha saptayan Atatürk, Bu anlaşılmaz terimlerle, öğrencilere bilgi verilemezdiyerek kitabı atmış ve sonra tahta başına geçip diliyerine kenar, müsellesyerine üçgen, müselles mütesaviyül adlayerine eşkenar üçgen, zaviyeyerine açıterimlerini kullanarak ünlü Pısagor teoremini öğrencilere anlatmıştır' Atatürk, bu çözümleme gezisinde yanında bulunan Kültür Bakanı Saffet Arıkan'a bütün mektep kitaplarının yeni terimlerle, hemen yarılması emrini vermiş ve Türkçeleştirilmiş terimlerle iki ayda hazırlanan kitaplar bütün okullara Kültür Bakanlığınca gönderilmiştir'
Atatürk'ün türettiği matematik terimleri ve yaptığı geometri tanımlarının hemen hemen tümü bugüne kadar değişmeksizin kullanıla gelmiştir O'nun türettiklerinden yalnızca birkaç terim daha sonra minik ölçüde değiştirilmiştir Örneğin Fransızca hypothese'in karşılığı olan Osmanlıcıdakifaraziye'nin yerine Atatürk, Türkçe varsayıterimini türetmiş ve daha sonra bu terim tahminbiçimini almıştır Aynı şekilde O'nun tümey açı, bütey açıterimlerinin yerini tümler açı, bütünler açıterimleri almıştır Fazla az sayıda ve sınırlı olan bu terim değişikliklerini, Atatürk'ün dildeki esas ilkesinin doğruluğunun birer kanıtı saymak gerekir
Prof Dr Yıkım İnan, Atatürk'ün çalışmalarını yıllardan beri yakından izleyebilmiş insanlardan biri olarak, O'nun bilime ve matematiğe verdiği önemi şöyle belirtiyor:
Atatürk, kendi yetiştiği devrin müspet ilimlerini mesleki uzmanlığı bakımından bellediği vakit, berrak ve müspet bir görüşe sahip olabileceğini ve her hangi bir meseleyi matematiksel bir elbette çözümlemeyi niyet tuttuğunu söylerdi
ı Prof Dr A İnan, 2511982 tarihli özel bir yazısında' ', bu konuyla ilgili olarak şöyle diyor:
Bilindiği gibi ilim konusu iki büyük bölümde işlenir ve bunlardan faydalanılır: Müspet ilimler, Sosyal ilimler
Atatürk gerek öğrencilik devirlerinde gerekse ömrü baştan başa bu her iki ilimden çok faydalanmıştır Örneğin tarih onun için bir geçmişin hikayesi değil, günümüzde bu olanlardan ders almanın önemli olduğuna inanmıştır
diğer taraftan başlıca müspet ilimlerin başında gelen matematik bilgisi Atatürk için başlıca bir konudur Çünkü matematik insan topluluklarına müspet yol bildiren re uygulamasında fayda karşılayan müspet bir ılım dalıdır İşte Atatürk bu ilime fazla değerinde verdiği için ayrıca nazarı kısımları bellemiş, hem de bunların uygulamasına her bakımdan yük vermiştir Hatta matematik terimlerinin bugün kullandığımı; deyimleri adamakıllı kendi buluşları ile saptamıştır
Atatürk bu konuda konuşurken bilhassa söylediklerinden şunları anımsıyorum: Ben öğrenim devrimde matematik konusuna fazla ağırlık ı'ermiş ini dır ve bundan hayatımın farklı alanlara yönlendirilmiş safhalarında galibiyet edinmek için faydalanmış olduğumu söyleyebilirim Onun için cümbür cemaat matematik bilgisinin çok zorunlu olduğuna inanmalıdır
Matematiksel kühüre böylesine önem veren Atatürk'ün bu konudaki çalışmaları, tarihte fazla eksik sayıda örneklerine rastlayabildiğimiz Büyük Eğitimci niteliği de olan devlet adamlarından bin olarak kendisine seçkin bir yer sağutmada etken olmuştu O'nun mucizevi başarılı yaşamı, akademisinin girişine Matematik bilmeyen buruya girmesindiye yazar, antik çağın meşhur filazofu Platon (Eflatun) (MÖ 427347)'ün bu dileğinin yararını çağdaş çağda kanıtlamıştır, denilebilir
MKEMAL ATATÜRK ’ÜN TÜRKÇEMİZE KAZANDIRDIĞI MATEMATİKSEL TERİMLER
Maksumunaleyh BÖLEN
Taksim BÖLME
Harici Şans BIRIM
Yeteneki Taksim BÖLÜNEBİLME
Zarb ÇARPI Mazrup ÇARPAN
Mazrubata Tefrik ÇARPANLARA AYIRMA
Muhiti daire ÇEMBER
Tarh ÇIKARMA
Amudi DIKEY
Maksat LIMIT
Aşa ’ri ONDALIK
Kat ’ı Mükafti PARABOL
EHRAM PİRAMİD
Menşur PRİZMA
İhtisar SADELEŞTİRME
Suret PAY
Mahrec PAYDA
Hattı Mümas TEĞET
Atatürk ’ün bulduğu terimlerin yaklaşık olarak çoğu bugüne kadar hiç değiştirilmeden kullanılmıştır O ’nun sadece birkaç terimi sonradan birazcık değişikliğe uğramıştırÖrneğin varsayıtahmin, tümey açıtümler açı, bütey açıbütünler açı haline gelmiştirAtatürk hem bu kitabı eğitim sisteminde uygulanmasını sağlamış ve 13 Kasım 1937 tarihinde Sivas ’ta geometri dersine girmiş,kendisi ders anlatmıştır *