Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Atatürk ve Başörtü

Atatürk ve Başörtü

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Atatürk ve Başörtü

Atatürk, 1923'te Atatürk, Konya Kızılay Hanımlar Kolu'nu ziyaretinde şöyle demiş: Eğer kadınlarımız dinin emrettiği bir kıyafetle, içimizde bulunur, sanat ve toplum hareketlerine katılırlarsa, bu hali, muhakkak olunuz, milletin en müteassıbı bile takdir etmekten kendini alamaz
Atatürk, 1923'te tesettürlü eşi Latife Hanım'la birlikte Konya Kızılay Kadınlar Kolu'nun düzenlediği bir davete katıldı Kıyafette aşırılığı eleştiren Atatürk, Hiçbir millet tıpkı öteki bir milletin taklitçisi olmamalışeklinde konuştu
21 Mart 1923'te Atatürk, Büyük Taarruzdan sonra ziyaret ettiği Konya Kızılay Hanımlar Kolu'nun davetinde bir konuşma yaptı Eşi Latife Hanım'ın da katıldığı toplantıda, tesettür hakkındaki görüşlerini dile getirdi Bağımsızlıki Milliye gazetesinde yayımlanan tavır, 1962'de Yakın Tarihimizmecmuasının 3435 Sayılarında da yer aldı Atatürk'ün kıyafetle ilgili konuşması şöyleydi:


KADIN VE ERKEK BİRLİKTE YÜRÜMELİ
Yabancıların ve bizi düşman gözü ile görenlerin tasvir ve tanımlama ettikleri kadınlar , bu vatanın belli başlı kadını, Anadolu'nun belli başlı Türk kadını değildir O Kadar kadınlar bizim esas hayatımızda ve esas memleketimizde yoktur Türk kadınını yanlış görüp hatalı anlatanlar, bilhassa büyük şehirlerimizde, ileri ve uygar sayılan yerlerde, bazı Türk hanımlarının dış manzaralarına bakarak aldanıyorlar O kadınların dış manzaralarını aleyhimizdeki fena yorumlarına yerinde bir zemin olarak alıyorlar Milletin umumi hayatına bakımla öyle sınırlı ve naçiz olan o kadınları, onların dış görünüşlerinden çıkardıkları manayı bütün Türk kadınlığına teşmil ediyorlar İşte birincil düzeltilecek hata ve birincil bildiri edilecek reel buradadır()Sayın hanımlar, düşmanlarımızı aldatan bu dış gösterme özellikle kadınlarımızın şeklinden, giyim tarzları ve örtünüş şekillerinden çıkıyor Onların aldanışlarına sebep olan bir nokta da yabancılarla temas edebilecek durumdaki kadınlarımızın tavır ve hareketlerinin milli hitabe ve hareketlerimizin bir örneği olmayıp , belki Avrupa tavır ve hareketlerinin taklidi olarak görülmesidir Fiilen memleketimizin bir takım yerlerinde, en çok şehirlerimizde, giyiniş tarzımız bizim olmaktan çıkmıştır Kadınlarımızın giyinişlerinde iki şekil ortaya çıkıyor: Ya çok kapalı, veya çok açık Bunun her ikisi de Şeriatin tavsiyesi, dinin emri dışındadır Dinimiz kadını her iki aşırılıktan hariç tutmuştur Dinimizin tavsiye ettiği örtünme hem hayata keza fazilete uygundur () Şeriate yerinde örtünme, kadınlar için güçlük vermeyecek, kadınların toplum hayatında, iktisadi hayatta, gündelik hayatta erkeklerle işbirliği etmesine engel olmayacak kolay bir şekilde bulunacaktır Bu basit şekil toplum hayatımızın ahlak ve usüllerine de aykırı değildir Giyiniş tarzımızı aşırılığa vardıranlar, kıyafetlerinde tıpkı Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir fakat, her milletin kendine tarafından gelenekleri, adetleri, milli özellikleri vardır Hiçbir halk müziği aynen öteki bir milletin taklitçisi olmamalıdır


TESETTÜRDE HALKIN BEĞENİSİ ÖNEMLİDİR

()Bizim örtünme meselesinde göz önüne alacağımız şey, bir yandan milletin ruhunu, diğer yana hayatın gerçeklerini düşünmektir () Kadının giyiniş türünden yenilik gerçekleştirmek meselesi bahis konusu değildir Milletimize bu hususta yeni şeyleri bellettirmek zorunluluğu karşı değiliz () Biz başlı başımıza, fert olarak, her türlü şekilleri uygulayabilir, kendi zevkimize, arzumuza, edep ve seviyemize kadar istediğimiz kıyafeti seçebiliriz Fakat tüm milletin yerinde görebileceği şekilleri, tüm milletin hayatında başvuru kabiliyeti olan kıyafetleri illaki halkın gene beğenisinde çağırmak lazımdır Bir Takım milletlerin haz dünyalarını memleketimizde uygulamaya cesaret etmek hatadır Bu yol toplum hayatımızı gelişme ve yücelmeye götürmez ()Eğer kadınlarımız Şeriatin öğüt, dinin emrettiği bir kıyafetle, faziletin gerektirdiği bir hareketle içimizde bulunur, milletin bilim, sanat ve toplum hareketlerine katılırlarsa, bu hali, kesin olunuz, milletin en müteassıbı bile takdir etmekten kendini alamaz Aksine o halin aleyhinde söylenecek sözlere karşısında belki onun öncülerinden fazla savunucusu olur
Kıyafet değil galibiyet kayda değer
A tatürk, kadınların erkeklerle düşünce ve nur yolunda yarış edercesine yürüdüklerini belirterek şöyle dedi: Lakin kadınlarımız bununla mağrur olmalı yok, bilhassa aydınlatılmış hanımlarımız yabancıların ve içimizdeki fena düşüncelilerin kendilerine yakıştıracakları noksanların geveze, hileli olduğunu göstermeliler() Kadınlık meselesinde şekil ve görünüm ikinci derecededir Kadınlarımız için şekil ve kıyafetten fazla esas galibiyet kazanılması gereken bölge nur ile, hakiki faziletlerle şık giyinmek ve cihazlanmak olmalı Hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağıda kalmayarak, aksine böylece fazla cihetlerde onların üstüne çıkacak nur ve bilgiyle cihazlanacaklarına kesin olarak şüphe etmeyen ve buna kesin olarak kesin olanlardanım
Çarşaflı kadınların çocukları okusun
Başörtüsü yasağını savunan CHP 1946 seçimlerinde kullandığı afişte başı açık ve başı kapalı iki kadının fotoğraflarına yer verdi CHP'nin sözkonusu afişi laikliğe aykırı görülmedi
Devlet mecmuasında başörtülü kadınlar
Atatürk döneminde, La Turquie Kemaliste dergisi Atatürk Türkiyesini dışarda tanıtmak nedeniyle , Fransızca, Almanca ve İngilizce olarak çıkarıldı Mecmuada başörtülü kadın ve kız çocukları görüntüleri yer aldı 1938 yılında La Turquie Kemaliste'in 2324 sayısının kapağında da başörtülü kızlar ve başı açık kızlar emrindeki yanlamasına yer aldı


MANTO DAĞITTILAR

Atatürk'ün Konya'da yaptığı konuşmanın Yakın Tarihimiz mecmuasında yayımlandığı 1962'de Türkiye 27 Mayıs darbesinin etkisini yaşıyordu Darbeciler, başörtüsüne herhangi bir kısıtlama getirmedi Çarşafta bile zorlayıcılık yoluna başvurulmadı, manto özendirildi Bu sırada Yaşam mecmuasında bir yazı yazan birincil bayan müzeci Seniha Sami şöyle diyordu:
Bugün bir takım uzaktan vilayetlerde, İstanbul'un bazı semtlerinde eski biçim çarşaflar hala göze batıyorsa da onlar da tabiatiyle terk edilecektir Çarşaflı kadınların kızları, mektepte okurlarsa çarşaf giymezler Tahsil görmüş kızların adedi çoğaldıkça çarşaf ile peçe de yaşmak ile ferace gibi tarihe karışacaktır*
 
858,497Konular
981,907Mesajlar
29,931Kullanıcılar
yskermjxSon üye
Üst Alt