Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Atatürk'te Bilim, Fen Kavramları ve Çağdaşlaşma
Bilim ve Fen Kavramları
Bu yazımızın konusu, Atatürk'ün bilim ve fen kavramları hakkındaki düşünceleridir Atatürk'ün bu konudaki görüşlerini incelemeye başlamadan önce, belleklerimizi birazcık tazelemek için, bilim (ilim, science) ve fen kavramlarını özetle tanımlamanın uygun olacağını sanıyorum Eski dilimiz Osmanlıca'da ilim, data, vukuf ya da beceri anlamlarına geliyordu Klâsik Orta Çağ İslâm düşüncesi İçinde ilim, ilk kez medrese ağırlıklı disiplinleri kapsıyordu Yani, ilim denilince, bilhassa dini bilgiler anlaşılıyordu Günümüzde, bilim denilince de kendine özgü konusu, yöntemi olan ve olayların nedenlerini, yasalarını bulma amacına yönelen disiplinler anlaşılmaktadır Bu anlamda bilim, dürüst yöntemle elde edilen ve pratikle saptanan bilgilerin bütünüdür, diyebiliriz
Meşhur İngiliz düşünürü Spencer'e göre üç türlü data bulunmaktadır: avami (halka ait genel bilgiler), bilimsel bilgiler ve felsefi bilgi
Bilimsel veri
Bilimsel bilgiyi diğer bilgilerden ayıran şey onun tarafsız, yani nesnel olmasıdır Çünkü, bu veri kişiden kişiye değişen biçimlerde yorumlanamaz Bilimsel bilgi aynı zamanda geneldir, çünkü yalnız özel bazı olaylara yok, bütün olaylar topluluğuna uygulanır Mesela, yerçekimi yasası yere bırakılan bütün nesneler için geçerlidir Bunun aksini kimse ileri süremez Güneşin doğuşu ve batışı da kesindir öte taraftan tüm madenlerin ısıtılınca genişleyeceğini tüm bilim adamları kabul etmektedir
Bilimler, günümüzde kabaca, toplum bilimleri ve doğa bilimleri olarak ikiye ayrılmaktadır Doğa bilimleri denilince başlıca matematik, fizik, kimya, biyoloji, astronomi gibi disiplinler anlaşılmaktadır Toplum bilimleri içerisine ise tarih, ekonomi, sosyoloji, hukuk ve siyaset bilimi gibi disiplinler girmektedir
Atatürk'ün söylevlerinde ve konuşmalarında sık sık kullandığı müspet ilim(fazla bilim) kavramına gelince, bu olgulara, olaylara (vakıalara, hâdiselere) dayanan bilim demektir Pozitivizmin olgulara, olaylara bakışı genel ve objektiftir Pozitivizm, özünde akılcılığa, gerçekçiliğe ve deneyciliğe dayanır Yani, bu bilim anlayışına göre akla, mantığa, deneye dayanmayan hiç bir veri bilimsel veri olarak kabul edilemez *
Bilim ve Fen Kavramları
Bu yazımızın konusu, Atatürk'ün bilim ve fen kavramları hakkındaki düşünceleridir Atatürk'ün bu konudaki görüşlerini incelemeye başlamadan önce, belleklerimizi birazcık tazelemek için, bilim (ilim, science) ve fen kavramlarını özetle tanımlamanın uygun olacağını sanıyorum Eski dilimiz Osmanlıca'da ilim, data, vukuf ya da beceri anlamlarına geliyordu Klâsik Orta Çağ İslâm düşüncesi İçinde ilim, ilk kez medrese ağırlıklı disiplinleri kapsıyordu Yani, ilim denilince, bilhassa dini bilgiler anlaşılıyordu Günümüzde, bilim denilince de kendine özgü konusu, yöntemi olan ve olayların nedenlerini, yasalarını bulma amacına yönelen disiplinler anlaşılmaktadır Bu anlamda bilim, dürüst yöntemle elde edilen ve pratikle saptanan bilgilerin bütünüdür, diyebiliriz
Meşhur İngiliz düşünürü Spencer'e göre üç türlü data bulunmaktadır: avami (halka ait genel bilgiler), bilimsel bilgiler ve felsefi bilgi
Bilimsel veri
Bilimsel bilgiyi diğer bilgilerden ayıran şey onun tarafsız, yani nesnel olmasıdır Çünkü, bu veri kişiden kişiye değişen biçimlerde yorumlanamaz Bilimsel bilgi aynı zamanda geneldir, çünkü yalnız özel bazı olaylara yok, bütün olaylar topluluğuna uygulanır Mesela, yerçekimi yasası yere bırakılan bütün nesneler için geçerlidir Bunun aksini kimse ileri süremez Güneşin doğuşu ve batışı da kesindir öte taraftan tüm madenlerin ısıtılınca genişleyeceğini tüm bilim adamları kabul etmektedir
Bilimler, günümüzde kabaca, toplum bilimleri ve doğa bilimleri olarak ikiye ayrılmaktadır Doğa bilimleri denilince başlıca matematik, fizik, kimya, biyoloji, astronomi gibi disiplinler anlaşılmaktadır Toplum bilimleri içerisine ise tarih, ekonomi, sosyoloji, hukuk ve siyaset bilimi gibi disiplinler girmektedir
Atatürk'ün söylevlerinde ve konuşmalarında sık sık kullandığı müspet ilim(fazla bilim) kavramına gelince, bu olgulara, olaylara (vakıalara, hâdiselere) dayanan bilim demektir Pozitivizmin olgulara, olaylara bakışı genel ve objektiftir Pozitivizm, özünde akılcılığa, gerçekçiliğe ve deneyciliğe dayanır Yani, bu bilim anlayışına göre akla, mantığa, deneye dayanmayan hiç bir veri bilimsel veri olarak kabul edilemez *
