iltasyazilim
FD Üye
Atatürk'ün açtığı ilk üniversite hangisidir,
Atatürk'ün açtığı ilk üniversitenin adı
İstanbul Darülfünunu
Cumhuriyet kurulduktan sonra kısa bir vakit Darülfünunu Osmani adını taşıyan üniversite, 1924 yılında 493 sayılı yasa ile İstanbul Darülfünunuadını almıştır
İstanbul Darülfünunu ’nun tıp, hukuk, edebiyat, fen ve ilahiyat fakülteleri bulunmakta ve yasada tüzel kişiliğe sahip olarak katma bütçe ile yönetilmesi öngörülmektedir
Osmanlı döneminde, yalnız dinsel öğretim yapan medrese sistemi yanında 1773 ’den başlayarak batı öğretim kurumlarına benzer kurumlar da kurulmuştur 18 yüzyıldan sonradan bilimsel gelişmelere kapılarını kapayarak, bağnaz bir özellik kazanan ve ters dünya görüşüne sahip millet yetiştiren medreselerin kapatılması, ama 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) ile 1924 yılında muhtemel olmuştur böylece, meydana gelen boşluğu kapatmak için aynı sene Darülfünuna bir ilahiyat fakültesi eklenmiştir
Ne var fakat; Cumhuriyetin birincil yıllarında kendisinden çok şey beklenen İstanbul Darülfünunu, istenilen sonucu verememiş ve 1933 yılında, 2252 sayılı yasayla kaldırılmıştır (Akyüz, 2001: 326) Gerçekte, Darülfünun, 1930 yılından itibaren basında da kesintisiz eleştirilere uğramaya başlamıştı Bu eleştiriler iki noktada toplanmaktadır ( Korkut, 1984: 12)
1 Üniversite Türk Devriminin yerleşmesinde yeterince rol oynamamaktadır Tüm reformlara ya karşısında çıkmış, veya pasif direnmeye geçmiştir
2 Üniversitede bilimsel çalışma yoktur
Bu şart dikkate alınarak üniversitenin incelenmesi ve düzeltilmesi için alınacak önlemleri uygulamak ve rapor planlamak üzere, İsviçre ’den Profesör Alfred Malche çağrılmıştır Altı ay Türkiye ’de sözleşmeli tanıdık olmayan uzman olarak çalışan Malche 29 Mayıs 1932 tarihinde 66 sayfalık bir rapor vermiştir ( Kısakürek, 1971: 14; Koçer, 1979: 19)
İstanbul Darülfünunu; gerek zamanın Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip ’in belirttiği mazeret, gerek Malche ’ın raporunda belirtilmiş yetersizlikler dikkate alınarak kapatılmış, yerine Cumhuriyetin getirdiği çağdaş yeni bir üniversitenin kurulmasına karar verilmiştir (Hirş 1950: 229) Bu kararla birlikte Darülfünun kadrosundaki 155 kişinin 59 ’u kadroya küskün, 96 ’sı kadro dışı bırakılmıştır (Galip ’cilt akt Hirş, 1950: 310) Böylece İstanbul Üniversitesi doğmuştur
İstanbul Üniversitesi
Almanya ’da Nazi yönetiminden kaçan 15 profesör ve uzmanın mülteci olarak Türkiye ’ye gelmesini fırsat bilen Atatürk ’ün direktifleri ile 6 Haziran 1933 tarih ve 2252 sayılı yasa ile İstanbul Darülfünunu kapatılarak yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur (Öktem, 1973: 48; Güler, 1994: 71)
1933 yılında yapılan üniversite reformu ile üniversite de hem yapı hem de egzersiz şekli bakımından köklü bir yenileşme amacı güdüldüğü görülür
1933 ’den önce üniversitesözcüğü kullanılmamaktadır Bunun nedenini o zamanki Millî Eğitim Bakanının şu sözlerinden çakmak mümkündür:
Kaynak: mebgovtr *
Atatürk'ün açtığı ilk üniversitenin adı
İstanbul Darülfünunu
Cumhuriyet kurulduktan sonra kısa bir vakit Darülfünunu Osmani adını taşıyan üniversite, 1924 yılında 493 sayılı yasa ile İstanbul Darülfünunuadını almıştır
İstanbul Darülfünunu ’nun tıp, hukuk, edebiyat, fen ve ilahiyat fakülteleri bulunmakta ve yasada tüzel kişiliğe sahip olarak katma bütçe ile yönetilmesi öngörülmektedir
Osmanlı döneminde, yalnız dinsel öğretim yapan medrese sistemi yanında 1773 ’den başlayarak batı öğretim kurumlarına benzer kurumlar da kurulmuştur 18 yüzyıldan sonradan bilimsel gelişmelere kapılarını kapayarak, bağnaz bir özellik kazanan ve ters dünya görüşüne sahip millet yetiştiren medreselerin kapatılması, ama 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası) ile 1924 yılında muhtemel olmuştur böylece, meydana gelen boşluğu kapatmak için aynı sene Darülfünuna bir ilahiyat fakültesi eklenmiştir
Ne var fakat; Cumhuriyetin birincil yıllarında kendisinden çok şey beklenen İstanbul Darülfünunu, istenilen sonucu verememiş ve 1933 yılında, 2252 sayılı yasayla kaldırılmıştır (Akyüz, 2001: 326) Gerçekte, Darülfünun, 1930 yılından itibaren basında da kesintisiz eleştirilere uğramaya başlamıştı Bu eleştiriler iki noktada toplanmaktadır ( Korkut, 1984: 12)
1 Üniversite Türk Devriminin yerleşmesinde yeterince rol oynamamaktadır Tüm reformlara ya karşısında çıkmış, veya pasif direnmeye geçmiştir
2 Üniversitede bilimsel çalışma yoktur
Bu şart dikkate alınarak üniversitenin incelenmesi ve düzeltilmesi için alınacak önlemleri uygulamak ve rapor planlamak üzere, İsviçre ’den Profesör Alfred Malche çağrılmıştır Altı ay Türkiye ’de sözleşmeli tanıdık olmayan uzman olarak çalışan Malche 29 Mayıs 1932 tarihinde 66 sayfalık bir rapor vermiştir ( Kısakürek, 1971: 14; Koçer, 1979: 19)
İstanbul Darülfünunu; gerek zamanın Millî Eğitim Bakanı Reşit Galip ’in belirttiği mazeret, gerek Malche ’ın raporunda belirtilmiş yetersizlikler dikkate alınarak kapatılmış, yerine Cumhuriyetin getirdiği çağdaş yeni bir üniversitenin kurulmasına karar verilmiştir (Hirş 1950: 229) Bu kararla birlikte Darülfünun kadrosundaki 155 kişinin 59 ’u kadroya küskün, 96 ’sı kadro dışı bırakılmıştır (Galip ’cilt akt Hirş, 1950: 310) Böylece İstanbul Üniversitesi doğmuştur
İstanbul Üniversitesi
Almanya ’da Nazi yönetiminden kaçan 15 profesör ve uzmanın mülteci olarak Türkiye ’ye gelmesini fırsat bilen Atatürk ’ün direktifleri ile 6 Haziran 1933 tarih ve 2252 sayılı yasa ile İstanbul Darülfünunu kapatılarak yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur (Öktem, 1973: 48; Güler, 1994: 71)
1933 yılında yapılan üniversite reformu ile üniversite de hem yapı hem de egzersiz şekli bakımından köklü bir yenileşme amacı güdüldüğü görülür
1933 ’den önce üniversitesözcüğü kullanılmamaktadır Bunun nedenini o zamanki Millî Eğitim Bakanının şu sözlerinden çakmak mümkündür:
Kaynak: mebgovtr *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.