Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Atatürk'ün Başöğretmenliği

Atatürk'ün Başöğretmenliği
0
100

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Atatürk'ün başöğretmenliğiyle ilgili
atatürkün baöğretmenliği hakkında


Serbest Savaşı ’nı kazandıktan sonra, ne yerine getirmek istediğini soranlara, Atatürk ’ün yanıtı, “Milli Eğitim Bakanı olmak olmuştu Türkiye ’nin geleceğini eğitime dayandırması, bunu en manâlı ve onurlu tahsis bilmesi, yenginlikle (utku, başarı) bu yolda bulunacağını vurgulaması da, eğitimeöğretime verdiği değerin göstergeleri olmaktadır



İnsanımızın yok olma konumunu varoluşa dönüştüren, şiddet yaşam koşullarını gönence (bereket, rahat) çeviren, dağılmış, parçalanmışlığı birlikteliğe, bütünleşmeye yönlendiren, “Sayrı (hasta) Adamı sağlığına kavuşturan Atatürk, ulusuna, halkına olan güvenini, “Silahıyla olduğu gibi, beyniyle de savaşım zorunda olan ulusumuzun, birincisinde gösterdiği gücü, ikincinsinde de göstereceğinden şüphesiz kuşkum yoktur sözleriyle vurgulaması, “düşün, bilinç savaşımı nı ne denli önemsediğini göstermesi namına epeyce önemlidir

“Yeni Türkiye ’nin kurulması eğitime dayanır En önemli ve en şerefli görevimiz eğitim işleridir Milli eğitim işlerinde kesinlikle yengin olacağız

“Bilinçlenme süreci nin anlamını derinden kavrayarak şöyle demiştir: “Hedefe sadece çocukları yetiştirmekle ulaşamayız Çocuklar geleceğindir Ne var ancak geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler, hepsi çoktan öyle ya da böyle aydınlatılmalıdır ancak, yetiştirecekleri çocukları, bu ulusa ve memlekete görev yapabilecek, yardımsever olabilecek biçimde yetiştirilsin hiç olmazsa yetiştirmenin gerekliliğine inansınlar



Atatürk ’ün “yetiştirme kavramıyla bahsetmek istediği vaka “eğitimöğretim dir Çocukları, gençleri önemsediği denli, günümüzde üstünde yoğunlaşılan “annebaba eğitimini yıllar öncesinde önemseme ileri görüşlülüğünü göstermiştir Eğitimöğretim olgusunun önemini algılamak, bu bağlam doğrultusunda bilinçlenmek ve bunu yaşama geçmek, işlevselleştirmek, gelecek kuşakların sağlıklı, yapıcı, olumlu bir konumda oluşmasının koşuludur Atatürk ’e göre Bağımsız bir Türkiye, gönençli bir halk için şart tekrar aynıdır: “Eğitimdir fakat, bir ulusu hür, bağımsız, meşhur ve yüksek bir toplum konumunda yaşatır; ya da bir ulusu esaret ve yoksulluğa bırakır





“Okulun sağlayacağı bilim ve teknikle Türk ulusu, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiiri ve edebiyatı tüm güzellikleriyle belirip gelişecektir sözleriyle, Atatürk ’ün eğitimöğretim olgusuna ne denli detaylı yaklaştığı açık – seçik ortaya konulmaktadır “Okul un önemi ve değeri, eğitimöğretimle koşut bir gelişimi içermektedir Gelecek kuşakların çağdaş donanımla yaşama atılmasında, önce okul ortamının, bilgilenme sürecinin sağlıklı gerçekleşmesi söz konusudur Bu işlem, salt bilgilerin ardışıklığıyla, öğrencilere aktarılmasıyla değil, bilimle, teknikle, sanatla, ekonomiyle, yazınla (edebiyat) iç içe yaşayarak olabilmektedir Birey edebilmek, ekin (kültür) insanı olarak yaşamak, ilerici, çağdaş bir konumu içselleştirmektir Bilgiyle sevginin bileşkesini, birlikteliğini karşılayan kişi, yaşama, doğaya, insana daha aklıselim yaklaşan, incelen, paylaşımcı olan bir konuma ulaşacaktır Atatürk ’ün üstünde durduğu mektep ortamı, böylesi düşünceleri taşımaktadır Bu görüşler ne denli uygulamaya geçerse, anlamlaşırsa, Türkiye ’nin, Türk ulusunun da geleceği o denli aydınlık, o denli güzel ve bereketli olacaktır



Atatürk ’ün “Zihinye, “Sanataa, “Bilime verdiği değer, bireyin ekin insanı olmasını önemsediğini gösterirken, “Vücut sağlığına, “Spor eğitimine verdiği değerinde de, içdış, eşdeyişle düşünvücut birlikteliğini ne denli önemsediğinin göstergesidir: “Düşüncenin gelişmesine olduğu denli vücudun bedeni gelişmesine ağırlık saptamak ve özellikle ulusal krakteri, derin tarihimizden esinlenerek yüksek düzeylere hariç tutmak gerekir



Tarihsel gelişimimizi hafıza ve ceset eğitimimizi içerir biçimde irdeleyen Atatürk, milli eğitimimizin olmazsa olmaz öğesi olarak gördüğü spor etkinlikleri üzerine şöyle demiştir: “Her değişiklik spor etkinliklerini Türk gençliğinin milli eğitiminde başlıca öğelerden saymak gerekir



Okulun işlevine derinlemesine irdeleyen, açımlayan, Başöğretmeni şu sözleri de üstünde durulması,düşünülmesi gereken sözlerdendir: “Kurtuluş, toplumsal yapıdaki sayrılığı (hastalığı) bulmak ve iyileştirmeye çalışmakla elde edilir; ve bu, ancak bilimsel yolla olursa, iyileşme olabilir Yahut sayrılık yerleşir, iyi edilemez bir duruma gelir Bir toplumun sayrılığı ne olabilir? Ulusu millet yapan, ilerleten ve yükselten güçler vardır: Akıl güçleri, toplumsal güçler Düşünceler, amaçsız, temelsiz, uydurmalarla dolu olursa, o fikirler sayrılıklıdır Bunu gibi toplumsal yaşam, us (fikir) ve mantıktan mahrum, amaçsız, zararlı bazı inançlar ve geleneklerle dopdolu olursa kötürüm olur Önce düşünce ve toplum güçlerinin kaynaklarını temizlemekle işe açmak gerekir Ülkeyi, ulusu kurtarmak isteyenler için hevesli bir yurt sevgisi ve iyi gaye ve özveri en gerekli niteliklerdendir Ne var ama bir toplumdaki sayrılığı görmek, onu iyileştirmek ve toplumu çağımızın gereklerine kadar ilerletebilmek için bu nitelikler yeterli değildir Bunların yanında bilim ve teknik gereklidir Bilim ve teknik, fen yolundaki girişimleri etkinliği de okuldur Onun için



okul gereklidir Mektep adını daima birlikte saygıyla, yücelterek analım Okul, gençlere, insanlara saygıyı, millet ve ülkeyi sevmeyi, özgürlük onurunu öğretir Bağımsızlık tehlikeye düştüğü süre onu kurtarmak için izlenmesi uygun olan en sağlam yolu belirtir



Özgür, özgür, gönenç içinde yaşamış ve ilerleyen bir ulusu yaratmak, bunu yüzyıllar boyu geliştirerek anlamlaştırmak, Atatürk ’e kadar eğitimöğretimle olabilir ama Aydınlık yarınların, bilinçli bir yaşamın sağlanabilmesi için eğitimöğretimin anlamı epeyce derindir Atatürk ’e tarafından



Halkın içinden gelen, insanını içeriye doğru tanıyan, Bağımsızlık Savaşı ’nı onlarla omuz omuza veren önderimiz, “Ahali, oysa, erekleri, düşünceleri tanınarak gönderilip ve yönetilebilir düşüncesiyle, insanımızın sorunlarını bilmenin, yarından beklentilerini saptamanın ve ona göre bir yönlendirmeninyönetmenin sağlanabilmesinin önemini belirtmektedir O ’na kadar halkın sorunlarının, beklentilerinin reel çözüm yolu eğitimöğretimden geçmektedir Başarının yolunun eğitimöğretimle sağlanabilmesiniyse uyum bağına (disiplin, sıkıdüzen) bağlanmalıdır: “Yaşamın her egzersiz aşamasında evresinde olduğu gibi, özellikle öğretim yaşamında sıkıdüzen başarının koşuludur Yöneticiler ve öğretim kadroları sıkıdüzen sağlamaya, öğrenciyse sıkıdüzene uymaya zorunludur



Eğitimöğretim olgusunun ne denli kayda değer olduğunu vurgulayan “Başöğretmen, benzer oranda sıkıdüzene olan gereksinimi de vurgularken, öğretmenler denli öğrencilere de yoğun bir mesuliyet yüklemektedir Öğretmenlere, özellikle “Yalınlık ve “Törel Bilinç (vicdan)i, en düşük sıkıdüzen denli salık vermektedir: “Hiçbir yengiyle benzetme onamayan (kabul etmek) bir başarının coşkusu içindeyiz Vatandaşlarımızı bilgisizlikten kurtaracak bir yalın öğretmenliğin törel bilinçli mutluluğu, tüm varlığımızı sarmıştır



Atatürk ’e göre eğitimöğretim, böylesi bir yalınlığı içerdiği denli, süssüzlüğü, baskısızlığı da içermelidir: “Eğitim ve öğretimde uygulanacak yöntem, bilgiyi insan için pozitif bir süsleme, bir baskı aracı veya bir uygarlık beğenisinden (hoşgörü) çok, yaşamda başarıya ulaşmayı sağlayan, uygulanan ve kullanılabilen bir vasıta konumuna getirmektir Bu bağlamda üzerinde durulması gereken kavram “Başarıdır Başarılması istenense, daha modern, daha insanca, daha ilerici, daha aydınlatılmış bir millet içerisinde yaşamak Böylesi bir yaşamı sağlamak amaçsa, eğitimöğretim, bu yoldaki uygulanması gereken vasıta olmaktadır Bu aracın içeriğindeyse data, bilinç ve serbest yer almaktadır



Bir yeni araç da “Bilimler Yurdu dur Atatürk, birincil ve orta öğretimle yetinmenin yetersizliğini, bunu aşmanın gerekliliğini şöyle ortaya koymuştur: “Arkadaşlar, Türk Ulusu yeni bir amaca içten yürüyor Memleketimizde uygarlığın simgesi Bilimler Yurdu (Üniversite, Darulfünun) olacaktır



Atatürk, bu sözü söyleme konumuna uzunca bir uğraştan sonradan gelmiştir Önce Latin kökünden gelen Türk harflerinin Türk diline uygunluğunu sağlama uğraşını vermiştir Bu sözleriyse şunlardır: “Bizim uyumlu, varsıl (varlıklı) dilimiz, yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir Yüzyıllardır kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak, anlaşılmayan ve anlamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bu gerekliliği anlamak zorundayız Bunu anladığımızın belirtilerini yakın zamanda bütün dünya görmüş olacaktır Buna şüphesiz inanıyorum



Tüm dünyanın bu gelişmişliği, bu değişimi görmesi seslenmek, medeni dünyanın yanına olduğumuzun göstergesi olmaktadır Atatürk ’e kadar: “Yeni Türk harfleri ivedi öğrenilmelidir Her yurttaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz Bunu yurtseverlik görevi biliniz Bu görevi yerine getirirken düşününüz ama, bir ulusun, bir toplumun yüzde onu okuma yazma bilirse, yüzde sekseni, doksanı bilmezse bundan insan olanlar utanmalıdır En fazla bir yıl, iki sene içinde tüm Türk toplumu yeni harfleri öğrenecektir Ulusumuz yazısıyla, kafasıyla bütün uygar dünyanın yanında olduğunu gösterecektir



Atatürk, bir diğer vakit diliminde, düşüncesini şu sözleriyle sürdürür: “Her şeyden önce her gelişmenin birincil yapı taşı olan soruna değinmek isterim Her araçtan önce büyük Türk ulusuna, onun tüm emeklerini kısırlaştıran verimsiz yol dışında, kolay bir okumayazma açkısı (anahtar) tahsis etmek gerekir Büyük Türk ulusu bilgisizlikten az emekle, kısa yoldan, fakat kendi güzel ve soylu diline uyan bir araçla sıyrılabilir Bu okuma – yazma açkısı, ama Latin kökünden alınan Türk abecesidir (alfabe) Basmakalıp bir deneme, Latin kökünden gelen Türk harflerinin Türk diline ne denli yerinde olduğunu kentte, köyde yaşı ilerlemiş Türk yurttaşlarının ne denli okuyup yazdıklarını güneş gibi ortaya çıkarmıştır



Medeni Türkiye ’nin oluşmasında ve bugünlere gelmesinde alınan yol, Türk abecesinden bilimler yurduna (üniversite) dek süren engebeli uğraşın, yolculuğun güneş gibi aydınlığıyla anlamlaşmaktadır Bu yolculukta Bilimve Teknik in işlevi yadsınamaz bir gerçektir Atatürk ’e göre: “Ulusumuzun, siyasal ve toplumsal yaşamında, ulusumuzun akıl eğitiminde kılavuzumuz bilim ve teknik olacaktır Türk ulusunun yürümekte olduğu ilerleme ve uygarlık yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale, olumlu bilimdir



Bilimin yanı sıra “Ekin (Kültür)i de bolca önemsemektedir Atatürk: “Yüzyıllarca süren bir dönemde yönetim savsaklamasının, devlet yapısında açtığı yaraları iyileştirmek için harcanan çabaların en büyüğünü, hiç kuşku yok ama, bilim ve ekin yolunda göstermemiz gerekecektir



“Bilim , “Ekin, Atatürk ’te ne denli kayda değer olgularsa, “Felsefe de o denli önemlidir İlerlemenin, bağımsızlığın koşuludur O ’na tarafından usa uygun bir hayat; eşdeyişle; felsefe: “Usa uygun hiçbir kanıta dayanmayan, bazı geleneklerin korunmasında direnen ulusların ilerlemesi fazla şiddet olur, olur ya de hiç olmaz İlerleme yolunda sınırlama ve koşulları aşamayan uluslar, yaşamı usa uygun ve uygulamalı olarak göremezler Yaşam felsefelerini geniş çapta olan ulusların egemenliği altına girmekten, onlara esir olmaktan kurtulamazlar



“Asker Ordusu vatanın yaşamını kurtarıp, Hür Savaşı ’ndan utkuyla çıkmış olsa da, bir diğer orduya daha gereklilik vardır Atatürk ’e göre: “Ekin (Kültür) Ordusuna



Bunun için Atatürk diyor oysa: “Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe ve mutluluğa eriştirmek için iki orduya gereklilik vardır; biri, vatanın yaşamını kurtaran asker ordusu, öteki, ulusun geleceğini yoğuran ekin ordusudur Bu iki ordunun her ikisi de değerlidir, yücedir, verimlidir, saygıdeğerdir Yalnız, ekin ordusu üyeleri, sizler, vatan için öldüren, vatan için ölen, birinci orduya, niçin öldürüp, niçin öldüğünü öğreten ordunun bireylerisiniz Ordularımızın kazandığı utku, sizin ve sizin ordularınızın kazandığı utku için yalnız olasılık hazırladı Gerçek utkuyu siz kazanacaksınız ve siz koruyacaksınız Ve ekliyor ardından: “Dünyanın her uygun öğretmenler, insan topluluğunun en özverili ve en saygıdeğer unsurudur Ulusları kurtaranlar yalnız ve fakat öğretmenlerdir



Eğitimöğretim ordusunun değerini, işlevini usunda, yüreğinde bulup duyan, “Ulusal Eğitim Bakanı olmayı isteyen, Türkiye ’nin geleceğini eğitimöğretimde gören, “Cumhuriyet, öğretmenlerden, düşüncesi hür, törel bilinci özgür, seziş ve anlayışı özgürlük kuşaklar yetiştirmesini ister diyen Mustafa Kemal Atatürk, 21 Yüzyılda da daha çağdaş, daha ilerici, daha bilinçli, daha erdemli, daha işine düşkün, daha üretici, daha paylaşımcı, daha medeni ve eğitiminöğretimin anlamını derinden kavrayan daha veri ve sevgi dolu kuşaklarla aydınlanan bir Türkiye ’nin tekrar tekrar önderi, her zaman “Başöğretmeni olarak yaşayacak ve yaşatacaktır *
 
858,505Konular
982,807Mesajlar
33,076Kullanıcılar
CvvhvvSon üye
Üst Alt