nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Atatürkün sanat ve bilimle ilgili sözleri
Atatürkün sanat ile ilgili sözleri
Sanat güzelliğin ifadesidir Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakş ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, yapı ile olursa mimarlık olur
Kültür, okumak, iyi anlamak, görebilmek, görebildiğinden manâ içeri almamak, ders elde etmek, düşünmek ve zekayı geliştirmektir
Sanatkar el öpmez; sanatkarın eli öpülür!
Sanatçı, esaslı kültür sahibi olmalı ve tarihi iyi bilmelidir
Sanatsız kalan bir milletin yaşam damarlarından biri kopmuş demektir
Aydın ve dindar olan milletimiz, ilerlemenin sebeplerinden biri olan heykeltıraşlığı en üstteki derecede ilerletecek ve memleketimizin her köşesinde atalarımızın ve bunlardan sonra yetişecek evlatlarımızın hatıralarını hoş heykellerle dünyaya ilan edecektir
Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz Fakat sanatkar olamazsınız
Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milletinin tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir
Hoş sanatlarda muvaffak elde etmek, tüm inkilaplarda varisi olmak demektir Hoş sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık oysa, uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ebediyen yoksun kalacaklardır
Bir milletin sanat yeteneği hoş sanatlara verdiği değerle ölçülür
İnsanlarda bazı ince, yüksek ve asil duygular vardır ki insan onlarla yaşar İşte o ince, yüksek, derin ve asil duyguları en fazla duyabilen ve diğer insanlara duyurabilen şairdir
Insanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır Bir halk oysa resim yapmaz, bir ırk ki heykel yapmaz, bir millet fakat fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ancak o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur
Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir
Bir halk sanattan ve sanatkardan mahrumsa, bütün bir hayata sahip olamaz Böyle bir halk bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir
Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim
Dünyada medeni edinmek, ileri gitmek ve olgunlaşmak isteyen herhangi bir ahali mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir
Güzel sanatların her dalı için, TBMMnin göstereceği alaka ve emek, milletin insani ve uygar hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için fazla etkilidir
Güzel sanatların hepsinde, halk gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim Bu yapılmaktadır Fakat bunda en ivedi, en önde götürülmesi gerekli olan Türk musikisidir Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir
Milletimizin güzel sanatlar sevgisini her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür
Hoş sanatlara da alakanızı yeniden yenilenmek isterim Ankarada bir Konservatuvar ve Temsilcilik Akademisi kurulmakta olmasını zikretmek, benim için bir hazdır Güzel Sanatların her şubesi için Kamutayın göstereceği ilgi ve emek, milletin insani ve medeni hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir
Insanlar, ince duygulan, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce, genel son musiki kurallarına tarafından işlemek gerekir Ama bu sayede, Türk milli musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir
Hayatta müzik lüzumlu değildir Çünkü hayat müziktir Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler Eğer söz konusu olan yaşam, insan hayatı ise müzik mutlaka vardır Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir (14 Ekim 1925 İzmir Kız Hoca Okulu)
Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır
Hoş sanatların hepsinde, halk gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim Ama bunda en ivedi, en önde götürülmesi gerekli olan Türk müziğidir
Mustafa Kemal ATATÜRK
Atatürk'ün Bilimle ilgili Sözleri
Us ve mantığın çözümleyemeyeceği mesele yoktur
Ülkemiz içinde medeni düşüncelerin , modern ilerlemelerin bir an yitirmeksizin yayılması ve gelişmesi gerektir Bunun için tüm bilim ve fen adamlarının bu konuda çalışmayı bir iffet borcu bilmesi gerekir
Hayatta en gerçek mürşit, ilimdir
Bilim, gerçeği bilmektir
Her işin hedefine kısa ve algılama yoldan varmak özlem edilmekle beraber, yolun kabul edilebilir; mantıki ve özellikle ilmi olması şarttır
Ben askerî zeka filân bilmiyorum Herhangi bir zorluk önünde kaldığım vakit benim yaptığım iş şudur: Vaziyeti ayrıntılarıyla tesbit etmek, daha sonra bu vaziyet karşısında alınacak tedbirin ne olduğuna karar devretmek
Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir Fikri harekete getirmek birinci işimiz olmalıdır bir defa millet benliğine baskın olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta yanlış düşünse de, az zaman daha sonra bu hatayı düzeltebilir Fikir bir defa faaliyete başladı mı, her şey ağır ağır düzene girer ve düzelir
Gözlerimizi kapayıp, yalnız yaşadığımızı varsayamayız Ülkemizi bir çember içine alıp dünya ile ilgilenmeksizin yaşayamayız Tersine gelişmiş,uygarlaşmış bir millet olarak uygarlık alanının üstünde yaşayacağız: bu yaşam ancak bilim ve fenle olur bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız Bilim ve fen için bono ve durum yoktur (1922; SD I )
Görüşler amaçsız, saçma, manâsız sözlerle dolu olursa, o fikirler hastalıklıdır Benzer şekilde sosyal yaşam hafıza ve mantıktan uzakta, faydasız, zararlı ve birtakım inançlar ve geleneklerle doymuş olursa felce uğrar (1922)
Bizim düşünce, mantık, zeka ile hareket etmek en bariz özelliğimizdir Tüm hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin delilidirler (1925)
İlim ve bilhassa sosyal bilimler dalındaki işlerde ben dikte vermem Bu alanda isterim fakat beni bilim adamları aydınlatsınlar Onun için siz kendi ilminize, irfanınıza güveniyorsanız, bana söyleyiniz, sosyal ilimlerin güzel (yapıcı) yönlerini gösteriniz, ben takip edeyim
Dünyayı istediği gibi kullanan güç, görüşler ve bu fikirleri belirleyen ve yayan kimselerdir Fikrin özelliği de hiçbir itirazın bozamayacağı bir elbette kendi kendisini kabul ettirmektir Bu da fikrin yavaş yavaş duygular haline gelerek inanca dönüşmesiyle mümkündür ve böyle olduktan sonradır fakat, onu sarsmak için bütün başka mantıkların, başka düşüncelerin hükmü olamaz (1914)
Evet; ulusumuzun siyasal, toplumsal yaşamında ulusumuzun fikir bakımından eğitiminde de kılavuzumuz bilim ve fen olacaktır (1922; SD II )
İnsanların hayatına, faaliyetine egemen olan kuvvet, yaratma buluş yeteneğidir 1930
Ülkemizin en bayındır, en latif , en güzel yerlerini üç buçuk yıl benekli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı yenen zaferin sırrı nerededir bilir misiniz ? Orduların yönetiminde , bilim ve fen ilkelerini rehber edinmektir Ulusumuzu yetiştirmek için temel olan okullarımızın, yüksek okullarımızın kurulmasında aynı yolu izleyeceğiz
Öğretmenlerimiz , ozanlarımız , edebiyatçılarımız ulusa bu felaket günlerini ve onun hakiki nedenlerini açık ve kesin olarak yazıp söyleyecekler, bu kara günlerin dönmemesi için dünya yüzünde medeni ve modern bir Türkiyenin varlığını tanımak istemeyenlere , onu tanımak zorunda olduğumuzu anımsatacaktır (1922 MEDB )
Bu dünyada her şey insan kafasından çıkar Bir insan başının açıklama etmeyeceği hiçbir şeyi düşünemiyorum
Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi fazla güç olur; olur ya de hiç olmaz İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun bir şekilde göremez Yaşam felsefesini geniş bir açıdan görebilen milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur
Dünyada her şey için ,hayat için, galibiyet için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir Bilim ve fennin dıştan yol gösterici aramak aymazlık , bilgisizlik ,dürüst yoldan çıkmışlıktır Yalnız bilimin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki evrelerinin gelişimini çakmak ve ilerlemelerini izlemek koşuldur Bin, iki bin , binlerce yıl önceki bilim ve fen dilinin çizdiği genel kuralları , şu kadar bin sene önce bugün aynı biçimde uygulamaya meydan okumak , muhakkak bilim ve fennin içinde bulunmak değildir (1924 ; SD II )
İnsan vücudu bir kürsüdür; akıl cevherinin korunduğu yer olan başı, üstünde taşımak için yerleşmiş bir kürsü! Çünkü esas zekadır
Ben, manevî miras olarak hiç bir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum Benim manevî mirasım ilim ve akıldır Benden sonrakiler, bizim geçmek zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar aleyhinde, şayet gayelere tamamen eremediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi, düşünce ve ilmi kılavuz edindiğimizi tasdik edeceklerdir
Fikirler, cebren ve kuvvetle, top ve tüfekle katiyen öldürülemez!
Allah dünya üstünde yarattığı bu dek nimetleri, bu kadar güzellikleri irk istifade etsin, varlık içinde yaşasın diye yaratmıştır ve azamî derecede faydalanabilmek için de, bütün yaratıklardan esirgediği zekâyı, zeki insanlara vermiştir (1923)
Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız
Bu insanlar ve memleket ilme, irfana fazla fakir; tahsil yapmış, diploma almış gelmiş, olanları korumak değin doğal ve lüzumlu bir şey olmaktan başka, parti parti eğitim ve öğretim görmek için ilim ve fen almak için Avrupa'ya, Amerika'ya ve her tarafa çocuklarımızı göndermeye mecburuz ve göndereceğiz İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip, öğrenmeye mecburuz böylece bundan böyle himaye ok kuvvetsiz kalır Bunun yerine yükümlülük geçerli olur
Mustafa Kemal Atatürk
*
Atatürkün sanat ile ilgili sözleri
Sanat güzelliğin ifadesidir Bu ifade söz ile olursa şiir, nağme ile olursa musiki, nakş ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, yapı ile olursa mimarlık olur
Kültür, okumak, iyi anlamak, görebilmek, görebildiğinden manâ içeri almamak, ders elde etmek, düşünmek ve zekayı geliştirmektir
Sanatkar el öpmez; sanatkarın eli öpülür!
Sanatçı, esaslı kültür sahibi olmalı ve tarihi iyi bilmelidir
Sanatsız kalan bir milletin yaşam damarlarından biri kopmuş demektir
Aydın ve dindar olan milletimiz, ilerlemenin sebeplerinden biri olan heykeltıraşlığı en üstteki derecede ilerletecek ve memleketimizin her köşesinde atalarımızın ve bunlardan sonra yetişecek evlatlarımızın hatıralarını hoş heykellerle dünyaya ilan edecektir
Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz Fakat sanatkar olamazsınız
Yüksek bir insan topluluğu olan Türk Milletinin tarihi bir özelliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir
Hoş sanatlarda muvaffak elde etmek, tüm inkilaplarda varisi olmak demektir Hoş sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık oysa, uygarlık alanında yüksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ebediyen yoksun kalacaklardır
Bir milletin sanat yeteneği hoş sanatlara verdiği değerle ölçülür
İnsanlarda bazı ince, yüksek ve asil duygular vardır ki insan onlarla yaşar İşte o ince, yüksek, derin ve asil duyguları en fazla duyabilen ve diğer insanlara duyurabilen şairdir
Insanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır Bir halk oysa resim yapmaz, bir ırk ki heykel yapmaz, bir millet fakat fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ancak o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur
Bir milletin yenileşmesinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir
Bir halk sanattan ve sanatkardan mahrumsa, bütün bir hayata sahip olamaz Böyle bir halk bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir
Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukları sevelim
Dünyada medeni edinmek, ileri gitmek ve olgunlaşmak isteyen herhangi bir ahali mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir
Güzel sanatların her dalı için, TBMMnin göstereceği alaka ve emek, milletin insani ve uygar hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için fazla etkilidir
Güzel sanatların hepsinde, halk gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim Bu yapılmaktadır Fakat bunda en ivedi, en önde götürülmesi gerekli olan Türk musikisidir Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir
Milletimizin güzel sanatlar sevgisini her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ülkümüzdür
Hoş sanatlara da alakanızı yeniden yenilenmek isterim Ankarada bir Konservatuvar ve Temsilcilik Akademisi kurulmakta olmasını zikretmek, benim için bir hazdır Güzel Sanatların her şubesi için Kamutayın göstereceği ilgi ve emek, milletin insani ve medeni hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir
Insanlar, ince duygulan, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce, genel son musiki kurallarına tarafından işlemek gerekir Ama bu sayede, Türk milli musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir
Hayatta müzik lüzumlu değildir Çünkü hayat müziktir Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar insan değildirler Eğer söz konusu olan yaşam, insan hayatı ise müzik mutlaka vardır Müziksiz hayat zaten mevcut olamaz Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir (14 Ekim 1925 İzmir Kız Hoca Okulu)
Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır
Hoş sanatların hepsinde, halk gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim Ama bunda en ivedi, en önde götürülmesi gerekli olan Türk müziğidir
Mustafa Kemal ATATÜRK
Atatürk'ün Bilimle ilgili Sözleri
Us ve mantığın çözümleyemeyeceği mesele yoktur
Ülkemiz içinde medeni düşüncelerin , modern ilerlemelerin bir an yitirmeksizin yayılması ve gelişmesi gerektir Bunun için tüm bilim ve fen adamlarının bu konuda çalışmayı bir iffet borcu bilmesi gerekir
Hayatta en gerçek mürşit, ilimdir
Bilim, gerçeği bilmektir
Her işin hedefine kısa ve algılama yoldan varmak özlem edilmekle beraber, yolun kabul edilebilir; mantıki ve özellikle ilmi olması şarttır
Ben askerî zeka filân bilmiyorum Herhangi bir zorluk önünde kaldığım vakit benim yaptığım iş şudur: Vaziyeti ayrıntılarıyla tesbit etmek, daha sonra bu vaziyet karşısında alınacak tedbirin ne olduğuna karar devretmek
Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir Fikri harekete getirmek birinci işimiz olmalıdır bir defa millet benliğine baskın olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta yanlış düşünse de, az zaman daha sonra bu hatayı düzeltebilir Fikir bir defa faaliyete başladı mı, her şey ağır ağır düzene girer ve düzelir
Gözlerimizi kapayıp, yalnız yaşadığımızı varsayamayız Ülkemizi bir çember içine alıp dünya ile ilgilenmeksizin yaşayamayız Tersine gelişmiş,uygarlaşmış bir millet olarak uygarlık alanının üstünde yaşayacağız: bu yaşam ancak bilim ve fenle olur bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız Bilim ve fen için bono ve durum yoktur (1922; SD I )
Görüşler amaçsız, saçma, manâsız sözlerle dolu olursa, o fikirler hastalıklıdır Benzer şekilde sosyal yaşam hafıza ve mantıktan uzakta, faydasız, zararlı ve birtakım inançlar ve geleneklerle doymuş olursa felce uğrar (1922)
Bizim düşünce, mantık, zeka ile hareket etmek en bariz özelliğimizdir Tüm hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin delilidirler (1925)
İlim ve bilhassa sosyal bilimler dalındaki işlerde ben dikte vermem Bu alanda isterim fakat beni bilim adamları aydınlatsınlar Onun için siz kendi ilminize, irfanınıza güveniyorsanız, bana söyleyiniz, sosyal ilimlerin güzel (yapıcı) yönlerini gösteriniz, ben takip edeyim
Dünyayı istediği gibi kullanan güç, görüşler ve bu fikirleri belirleyen ve yayan kimselerdir Fikrin özelliği de hiçbir itirazın bozamayacağı bir elbette kendi kendisini kabul ettirmektir Bu da fikrin yavaş yavaş duygular haline gelerek inanca dönüşmesiyle mümkündür ve böyle olduktan sonradır fakat, onu sarsmak için bütün başka mantıkların, başka düşüncelerin hükmü olamaz (1914)
Evet; ulusumuzun siyasal, toplumsal yaşamında ulusumuzun fikir bakımından eğitiminde de kılavuzumuz bilim ve fen olacaktır (1922; SD II )
İnsanların hayatına, faaliyetine egemen olan kuvvet, yaratma buluş yeteneğidir 1930
Ülkemizin en bayındır, en latif , en güzel yerlerini üç buçuk yıl benekli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı yenen zaferin sırrı nerededir bilir misiniz ? Orduların yönetiminde , bilim ve fen ilkelerini rehber edinmektir Ulusumuzu yetiştirmek için temel olan okullarımızın, yüksek okullarımızın kurulmasında aynı yolu izleyeceğiz
Öğretmenlerimiz , ozanlarımız , edebiyatçılarımız ulusa bu felaket günlerini ve onun hakiki nedenlerini açık ve kesin olarak yazıp söyleyecekler, bu kara günlerin dönmemesi için dünya yüzünde medeni ve modern bir Türkiyenin varlığını tanımak istemeyenlere , onu tanımak zorunda olduğumuzu anımsatacaktır (1922 MEDB )
Bu dünyada her şey insan kafasından çıkar Bir insan başının açıklama etmeyeceği hiçbir şeyi düşünemiyorum
Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi fazla güç olur; olur ya de hiç olmaz İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun bir şekilde göremez Yaşam felsefesini geniş bir açıdan görebilen milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur
Dünyada her şey için ,hayat için, galibiyet için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir Bilim ve fennin dıştan yol gösterici aramak aymazlık , bilgisizlik ,dürüst yoldan çıkmışlıktır Yalnız bilimin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki evrelerinin gelişimini çakmak ve ilerlemelerini izlemek koşuldur Bin, iki bin , binlerce yıl önceki bilim ve fen dilinin çizdiği genel kuralları , şu kadar bin sene önce bugün aynı biçimde uygulamaya meydan okumak , muhakkak bilim ve fennin içinde bulunmak değildir (1924 ; SD II )
İnsan vücudu bir kürsüdür; akıl cevherinin korunduğu yer olan başı, üstünde taşımak için yerleşmiş bir kürsü! Çünkü esas zekadır
Ben, manevî miras olarak hiç bir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum Benim manevî mirasım ilim ve akıldır Benden sonrakiler, bizim geçmek zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar aleyhinde, şayet gayelere tamamen eremediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi, düşünce ve ilmi kılavuz edindiğimizi tasdik edeceklerdir
Fikirler, cebren ve kuvvetle, top ve tüfekle katiyen öldürülemez!
Allah dünya üstünde yarattığı bu dek nimetleri, bu kadar güzellikleri irk istifade etsin, varlık içinde yaşasın diye yaratmıştır ve azamî derecede faydalanabilmek için de, bütün yaratıklardan esirgediği zekâyı, zeki insanlara vermiştir (1923)
Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız
Bu insanlar ve memleket ilme, irfana fazla fakir; tahsil yapmış, diploma almış gelmiş, olanları korumak değin doğal ve lüzumlu bir şey olmaktan başka, parti parti eğitim ve öğretim görmek için ilim ve fen almak için Avrupa'ya, Amerika'ya ve her tarafa çocuklarımızı göndermeye mecburuz ve göndereceğiz İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip, öğrenmeye mecburuz böylece bundan böyle himaye ok kuvvetsiz kalır Bunun yerine yükümlülük geçerli olur
Mustafa Kemal Atatürk
*