Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Atatürk'ün Cumhuriyetçilik Anlayışı

Atatürk'ün Cumhuriyetçilik Anlayışı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Atatürk'ün Cumhuriyetçilik Anlayışı hakkında yazı
Atatürk'ün Cumhuriyetçilik anlayışı nedir

Atatürk ’ün ilkelerinden biri olan Cumhuriyetçilik devlet idaresinde millî egemenliği, millî iradeyi ve özgür seçimi başlıca kabul eden ilkenin adıdır Bu ilkenin yönetim biçimi ve siyasal rejim olarak ifadesi cumhuriyettir Bu stil yönetim, millî bağımsızlık kavramını en iyi temsil edecek, en iyi uygulatacak bir devlet şekli olup demokrasinin de en gelişmiş şeklidir Dolayısıyla, lâiklik, halkçılık, devrimcilik, devletçilik, ulusçuluk yanına bulunan cumhuriyetçilik en çok ağırlık verilendir Çünkü diğer oklara bakıldığı vakit bunlar çağdaş bir cumhuriyet kurmanın yolları ve yöntemleri olarak ortaya çıkmaktadır

Türk milleti asırlar boyunca kendi hâkimiyetini, kendi iradesini kullanmasına mani olan monarşi, oligarşi gibi rejimlerin acılarını çekmiş ve sonunda kendine en uygun yönetim şeklinin cumhuriyet olduğunu görmüştür Cumhuriyet yönetiminde egemenlik bütün olarak millete aittir Dolayısıyla, ırk bu egemenliğini, kendi seçtiği temsilcileri yoluyla kullanmaktadır Atatürk kuracağı cumhuriyetin ülkesini doğal ve tarihsel gerçeklere dayanarak kurmuştur Dolayısıyla Anadolu halkının yapısını gözden uzakta tutmamıştır Anadolu halkının arasındaki tüm ırksal, sınıfsal ve düşünsel ayrılıklara karşısında çıkarak çizilen sınırlar içerisinde kendini Türk olarak kabul eden herkesi vatandaş kabul etmiş ve hepsine eşit değerinde vermiş ve imtiyazlı davranmamıştır Yaklaşık beş altı yüzyıllık bîr imparatorluğu kaldırıp, yerine yepyeni bir devlet hazırlamak epeyce zordu Böyle bir devleti kurarken en büyük ıslâh cumhuriyetçilikti

Atatürk, Cumhuriyet rejimi için yeni bir hukuk düzeni olması gerektiğini düşünmüştür Çöken bir imparatorluğun yasaları ile Cumhuriyeti yürütebilmek de muhtemel değildir bu nedenle, yeni rejim kendi anayasasını ve yasalarını getirmeli ve böylece kendi hukuk düzenini kurmalıdır

Atatürk, Cumhuriyeti daima demokrasi kavramı ile beraber ele almıştır O ’na kadar cumhuriyet, demokrasi ile yönetilen devlet biçimidir Dolayısıyla Atatürk Cumhuriyetin tanımım bile demokrasi ile yapacak (ileride Atatürk ’ün sözlerinden örneklerde görüleceği gibi) derecede iki kavramı alt yana ele alırken, biçimsel olarak kurulan Cumhuriyet düzeninin yanısıra demokratik bir rejime de zamanla safha safha geçilmesini istemiştir

Atatürk ’ün Cumhuriyetçilik ilkesinin dolayısıyla Cumhuriyet biçimindeki yönetimin dayandığı ilkeler vardır Bunlar şu şekilde sıralanabilir: 7

a)Insanlar Egemenliği: Atatürk ’ün Cumhuriyetçilik ilkesi, ahali egemenliğini en iyi ve en sağlam biçimlerde temsil eden ve uygulayan bir rejimi ifade eder Atatürk, halk egemenliği, halk yönetimi ve halkçılık gibi deyimleri öncelikle Cumhuriyet kavramı yerine kullanıyordu

b)Tam Serbest: Atatürk ’e göre esas olan Türk ulusunun onurlu bir biçimde yaşamasıdır Bu da oysa tam bağımsızlıkla mümkün olabilmektedir Yabancı bir devletin koruma ve desteğini benimsemek, bağımsızlıktan mahrum edinmek aramak, diğer devletler karşı uşak durumuna düşmek demektir Türk ’ün onuru, kişiliği ve yetenekleri çok yüksektir, büyüktür Böyle bir millet tutsak yaşamaktansa değil olsun daha iyidir Bundan nedeniyle Atatürk ’ün cumhuriyetçiliğinde “ya bağımsızlık, ya vefat esas ilkedir

c)Milli Bütünlük: Ulusal bütünlük irk egemenliği ve bütün serbest anlayışının doğal sonucu olmaktadır Milli tamlık politikasının esas belgesi milli andlaşma yani Misakı Millî ’dir Ulusal politika, ulusal sınırlar içinde, herşeyden önce kendi gücüne dayanarak varlığını korumak, millet ve ülkenin mutluluğuna çalışmaktır Irk ve din birliği, diğer uluslara düşmanlık, kendi ulusunu hafife almak ülke ve halk bütünlüğünü ayırmak, bölücülük, haksızlık, sömürücülük, zorlama, yasadışılık, eşitsizlik Atatürk ulusçuluğunun karşısında olduğu değerlerdir Dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti ulusal sınırlar içinde Türklük duygusuyla yaşayan herkesin iki taraflı devletidir

d)Çağdaşlaşma: Çağdaşlaşmanın iki kayda değer boyutu vardır Biri uygarlıktır, diğeri ise batıdır Medenilik her dönemde çağdaşlaşmanın hedefi ve yönü olarak tekrar tekrar vardır Batı ise her dönemde değişebilir Çağımızda en yüksek uygarlık Batı dünyası tarafından kurulmuştur Ve temsil edilmektedir Dolayısıyla Batı uygarlığı en yüksek medenilik olarak kaldıkça, yeryüzünde hiçbir uygarlık batının düzeyini geride bırakmadıkça, Batı uygarlığı çağdaşlaşmak isteyen ulusların hedefi olacaktır Atatürk döneminde de Batı uygarlığı çağın temsilcisiydi ve Atatürk çağdaşlaşmada Batı uygarlığını amaç almıştı

Atatürk ’e göre, her bakış açısından medeni bir kamu olmalıyız Görüşler ve yaşam medeni olmalıdır Atatürk ’ün bütün devrimlerinde çağın ışığını görmek ve her devrimde bu ışığın bir parçasının ülkeye yansıtıldığını izlemek olasıdır Cumhuriyet devleti artan bir şekilde gelişirken her döneminde Atatürk ’ün çizdiği yolda birazcık daha çağdaşlaşmıştır

e)Lâiklik:8 Lâiklik, Türk devlet yaşamına ama Cumhuriyetle birlikte girmiştir ve doğal olarak gelişimi de daima bu rejim içinde sürmüştür ve sürmektedir Ama hukuk açısından esas gelişme 1937 yılında sona ermiş sayılabilir Lâiklik yani din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılması, ilk olarak hukuk alanında gerçekleşmelidir; başka bir deyişle, vatandaşın tüm yaşamına egemen olan hukuk alanında bu iş yapılmalıdır Saltanatın, Halifeliğin kaldırılması gibi inkılâplar lâikliğe gidişi kolaylaştırmıştır Lâikliğin en büyük aşaması ise, Türk Medeni Kanunu ’nun 1926 yılında kabulüdür Uygar Kanun, Borçlar Kanunu ile birlikte 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girdi Dolayısıyla cumhuriyetin kuruluşunda lâiklik önemli bir yere sahiptir Lâiklik uzun bir gelişimin sonucunda Türk toplumunun belli başlı belirleyici öğelerinden birisi olmuştur

f)Barışçılık: Barışçılık devletin temel ilkeleri arasında yer almaktadır Cumhuriyet düzeninin çağdaş insanlık hedefleri doğrultusunda gelişebilmesi için koskocoman katkılar getirmiştir Tüm ulusları insanlığın birer parçası olarak görmek, ayrım yapmadan hürmet etmek barışçıl tutumun başlıca özelliğidir Atatürk hiçbir ülke ya da ulusa karşıt olmayan bir barışçı gidişi temel prensip görmüştür Türkiye Cumhuriyeti ’nin esas ilkelerinde birisi olan yurtta ve dünyada barışma insanlıkla uygarlığın ilerlemesinde en esaslı etken olacaktır Dolayısıyla, ulusları kolaylık ve mutluluğa götüren en iyi yol barıştır

İç politikada da, dış politikada olduğu gibi barış başlıca gaye olmuştur Yurtta barışın sağlanabilmesi için değişik çabalar gösterilmiş, halk müziği arasında hiçbir ayrıma yer vermeden, denklik düzeni en geniş anlamıyla kurulmaya çalışılmıştır Toplumda sınıflar arası dengeye de tartı verilmiş, cumhuriyet devleti olmaya çalışılmıştır

Atatürk ’ün cumhuriyet anlayışının bu farzedilen altı esas ilkesi yanı sıra bazı daha alçak ilkeler ve görüşleri de bulunmaktadır9 Atatürk ’ün devrimci ve demokrat yönleri cumhuriyetçiliğin esas taşlarını tamamlamaktadır Atatürk ’ün Türk ulusuna ve gençliğine olan inancı, cumhuriyetçiliğin tamamlayıcısı ve güvencesidir Kendi elleriyle kurduğu cumhuriyeti Türk gençliğinin bekçiliğine bırakmıştır *
 
858,475Konular
981,229Mesajlar
29,547Kullanıcılar
sonertSon üye
Üst Alt