Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Atatürk'ün Din Anlayışı

Atatürk'ün Din Anlayışı
0
100

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Atatürkün din hakkındaki düşünceleri
Atatürkün din ile ilgili görüşleri

Atatürk, 29 Ekim 1923 ’te kendisiyle görüşen Fransız muhabiri Maurice Pernot ’ya verdiği demeçte, yazarın sorusu üstüne şöyle demiştir:

Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani tüm sadeliği ile dindar olmalıdır, çağırmak istiyorum Dinimize kişisel olarak hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum Şuura muhalif, terakkiye mani hiçbir şey ihtiva etmiyor Halbuki, Türkiye ’ye istiklalini veren bir Asya milletinin içinde daha girift, sun ’i, itikadatı batıldan ibaret bir din daha vardır Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince, tenevvür (aydınlanma) edeceklerdir Onlar ziyaya (ışığa) takarrüp (girişim) edemezlerse kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir Onları kurtaracağız

Görülüyor ama Atatürk saf, temiz ve sade bir din anlayışı istemektedir İslam dinine sonra girmiş her türlü safsata, hurafe ve abes inançlara karşısında mantıklı bir din anlayışını benimsemiştir Bunun birincil adımını da Kur ’lahzaı Kerim ’in milletin tüm fertleri kadar okunup anlaşılabilmesini sağlamakla atmıştır Cumhuriyetin kuruluşundan iki yıl bile geçmeden 21 Şubat 1925 tarihinde Meclis ’teki bütçe müzakereleri esnasında Kur ’anı Kerim ’in meal ve tefsirinin, Hadisi Şerif tercümelerinin devlet imkánlarıyla yaptırılması için açıklamalar vermiştir

Bunun üstüne mealin Mehmet Akif Ersoy, tefsirin Elmalılı Hamdi Yazır, hadis tercümelerinin de Kamil Miras tarafından yapılması kararlaştırılmıştır Ancak, Mehmet Akif bilahare bu görevi bırakarak aldığı avansı iade etmiş, ayrıca meal keza de tefsir yazma işi Hamdi Yazır kadar yapılmıştır Elmalılı Hamdi Yazır ’ın hazırladığı 9 ciltlik tefsir 1935 yılında, Kamil Miras göre hazırlanan Sahihi Buhari Muktasarı Tecridi Sarih Tercemesiisimli 12 ciltlik hadis tercümesi de 1928 yılında yayımlanmıştır

Atatürk, Kur ’an ’ın Türkçe ’ye çevrilmesinin şu gerekçeyle yapıldığını anlatıyor:

Türk, Kur ’lahza ’ın arkasından koşuyor, fakat onun ne dediğini anlamıyor İçinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasınKeza bu gerekçeyle hutbelerin de Türkçeleşmesini sağlamıştır Ona kadar hutbe çağırmak, nasa hitap etmek, yani söz söylemek demektir

Minberler halkın beyinleri, vicdanları için bir iyilik, doğruluk ve bir aydınlanma kaynağı olmuştur Böyle yapabilmek için minberlerden yankılanacak olan sözlerin bilinmesi, anlaşılması, sanat ve ilim gerçeklerine yerinde olması gerekmektedir Kıymetli hatiplerin siyasi ve toplumsal olayları ve uygar durumları ve gelişmeleri her gün izlemeleri zorunludur Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış bilgiler verilmiş olur Bundan nedeniyle, hutbeler iyice Türkçe ve çağın gereklerine uygun olmalıdır Ve olacaktırsözleri, onun bu düşüncesini yansıtmaktadır *
 
858,496Konular
982,170Mesajlar
30,111Kullanıcılar
skkskSon üye
Üst Alt