Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Atatürkün Eğitime Verdiği Tartı Kısaca
Atatürkün Eğitime Verdiği Önem ile ilgili sözler
Atatürk'e tarafından sağlıkta, sanatta, ekonomide, sporda nerede bir problem varsa onun temelinde eğitim yatmaktadır Atatürk, eğitim politikasında iki esas niyet göstermiştir Bunlar;
1 Cehaletin yenilmesi
2 Türk ulusunun modern medenilik düzeyine ve hatta üzerine çıkartılmasıdır
Atatürk kurulan devletin devamlılığının modern bir eğitimle olası olacağını düşünüyordu Bu yüzden okulları ziyaret etmiş, eğitimle ilgili konuşmalar yapmış, öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerine ağırlık vermiştir Halkın okumayazma seviyesini takviye etmek ve halka yeni harfleri bilgi vermek için millet mektepleri açıldı Bu Nedenle, topyekun bir okuma yazma seferberliği başlatıldı Keza 19 Şubat 1932 de tekrar bu eğitim seferberliğine emrindeki olarak, büyük merkezlerde Halkevleri, ufak merkezlerde ise Halkodaları kuruldu
Atatürk'ün eğitime verdiği önemi onun sözlerine bakarak daha iyi anlayabiliriz
Hepimiz, özel ve toplum hayatımızda rastladığımız okuyup yazma bilmeyen erkek, kadın her vatandaşımıza öğretmek için samimi olarak açlık göstermeliyiz (1928)
Her profesör ve öğretmenin aşılayacağı görüşler, ideal gayelere hizmet edecek şekilde olmalıdır Kitapların cansız teorileriyle karşısında karşıya gelen genç beyinler, öğrendikleriyle memleketin hakiki durum ve çıkarları arasında ilişki kuramıyorlar Yazarların ve teorisyenlerin tek taraflı dinleyicisi durumunda kalan Türkiye`nin çocukları hayata atıldıkları zaman bu ilişkisizlik ve düzensizlik yüzünden tenkitçi, üzüntülü, ulusal şuur ve düzene uyumsuz kitleler meydana getirirler (1931)
Türkiyenin öğretim ve eğitim politikasının her derecesini, tam bir netlik ve hiçbir tereddüde yer vermeyen açıklık ile tarif etmek ve göstermek lazımdır Bu politika bütün anlamı ile ulusal bir nitelikte görülebilir (1924)
Halk okulları alışılagelmiş öğretim dışarıda bayan ve erkek yüz binlerce vatandaşın aydınlanmasına hizmet etti Bu okulların daha fazla bir mücadele ve istekle devam ettirilmesi gerekir 1929 (Atatürkün SDI, s347)
Mili eğitim ışığının memleketin en derin köşelerine değin ulaşmasına, yayılmasına özellikle dikkat ediyoruz (1924)
Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir insanlar demin halk adını olmak kabiliyetini kazanmamıştır Ona basit bir kitle denir, insanlar denemez Bir kitle millet edebilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır (1925)
Milli eğitimde, hızla yüksek bir seviyeye çıkacak olan bir milletin, yaşam mücadelesinde fiziki ve manevi tüm kudretlerinin artacağı muhakkaktır (1928)
Memleketteki bilgisizliği şüphesiz gidermelidir Bunu yapmak zorundayız Hepimizin esenliği için bunu yapacağız Yazık ancak, memlekette bilenler azınlığı oluşturuyor Hepimizin bireysel mutluluğu, çoğunluğun yaşam ve mutluluğuyla mümkündür Eğer yetişkinlik, yani memleket ve halk mutlu ve bayındır olmazsa beş, on kişinin mutluluğundan ne çıkar? Bir memleketteki azınlık, eğer çıkarını çoğunluğun bilgisizliğinde ararsa genel felâket kaçınılmazdır 1923 (Gazi ve İnkılâp, Mahmut Soydan, Uyruk gazetesi, 911930) *
Atatürkün Eğitime Verdiği Önem ile ilgili sözler
Atatürk'e tarafından sağlıkta, sanatta, ekonomide, sporda nerede bir problem varsa onun temelinde eğitim yatmaktadır Atatürk, eğitim politikasında iki esas niyet göstermiştir Bunlar;
1 Cehaletin yenilmesi
2 Türk ulusunun modern medenilik düzeyine ve hatta üzerine çıkartılmasıdır
Atatürk kurulan devletin devamlılığının modern bir eğitimle olası olacağını düşünüyordu Bu yüzden okulları ziyaret etmiş, eğitimle ilgili konuşmalar yapmış, öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerine ağırlık vermiştir Halkın okumayazma seviyesini takviye etmek ve halka yeni harfleri bilgi vermek için millet mektepleri açıldı Bu Nedenle, topyekun bir okuma yazma seferberliği başlatıldı Keza 19 Şubat 1932 de tekrar bu eğitim seferberliğine emrindeki olarak, büyük merkezlerde Halkevleri, ufak merkezlerde ise Halkodaları kuruldu
Atatürk'ün eğitime verdiği önemi onun sözlerine bakarak daha iyi anlayabiliriz
Hepimiz, özel ve toplum hayatımızda rastladığımız okuyup yazma bilmeyen erkek, kadın her vatandaşımıza öğretmek için samimi olarak açlık göstermeliyiz (1928)
Her profesör ve öğretmenin aşılayacağı görüşler, ideal gayelere hizmet edecek şekilde olmalıdır Kitapların cansız teorileriyle karşısında karşıya gelen genç beyinler, öğrendikleriyle memleketin hakiki durum ve çıkarları arasında ilişki kuramıyorlar Yazarların ve teorisyenlerin tek taraflı dinleyicisi durumunda kalan Türkiye`nin çocukları hayata atıldıkları zaman bu ilişkisizlik ve düzensizlik yüzünden tenkitçi, üzüntülü, ulusal şuur ve düzene uyumsuz kitleler meydana getirirler (1931)
Türkiyenin öğretim ve eğitim politikasının her derecesini, tam bir netlik ve hiçbir tereddüde yer vermeyen açıklık ile tarif etmek ve göstermek lazımdır Bu politika bütün anlamı ile ulusal bir nitelikte görülebilir (1924)
Halk okulları alışılagelmiş öğretim dışarıda bayan ve erkek yüz binlerce vatandaşın aydınlanmasına hizmet etti Bu okulların daha fazla bir mücadele ve istekle devam ettirilmesi gerekir 1929 (Atatürkün SDI, s347)
Mili eğitim ışığının memleketin en derin köşelerine değin ulaşmasına, yayılmasına özellikle dikkat ediyoruz (1924)
Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir insanlar demin halk adını olmak kabiliyetini kazanmamıştır Ona basit bir kitle denir, insanlar denemez Bir kitle millet edebilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır (1925)
Milli eğitimde, hızla yüksek bir seviyeye çıkacak olan bir milletin, yaşam mücadelesinde fiziki ve manevi tüm kudretlerinin artacağı muhakkaktır (1928)
Memleketteki bilgisizliği şüphesiz gidermelidir Bunu yapmak zorundayız Hepimizin esenliği için bunu yapacağız Yazık ancak, memlekette bilenler azınlığı oluşturuyor Hepimizin bireysel mutluluğu, çoğunluğun yaşam ve mutluluğuyla mümkündür Eğer yetişkinlik, yani memleket ve halk mutlu ve bayındır olmazsa beş, on kişinin mutluluğundan ne çıkar? Bir memleketteki azınlık, eğer çıkarını çoğunluğun bilgisizliğinde ararsa genel felâket kaçınılmazdır 1923 (Gazi ve İnkılâp, Mahmut Soydan, Uyruk gazetesi, 911930) *
