iltasyazilim
FD Üye
Atatürk' ün Gençliğe Hitabesi ve Açıklaması
Atatürkün Gençliğe Hitabesinin Anlamı
Atatürk' ün Gençliğe Hitabesinin Açıklaması
Atatürkün Gençliğe Hitabesinin Türkçesi
(Ey Türk Gençliği!) : Atatürk Türk Gençliğine yüksek, içten bir edayla sesleniyor Atatürk Türk gençlerine Türk ifadesiyle seslenerek, gençlere kimliklerini, mensup oldukları ulusun kökenini, tarihini, kültürünü hatırlatıyor
(Birinci Görevin; Türk Bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, Sonsuza Dek
Korumak ve Savunmaktır) : Atatürk Türk gençliğine seslenmeye devam ediyor Atatürk Türk gençliğinin öncelikli görevinin Türk Milletinin bağımsızlığının Türk devletinin idare biçiminin korunulması ve savunulması olduğunu vurguluyor, hatırlatıyor Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığı kaybedilirse ve yönetim biçimi değişirse geriye korunulması gereken bir mevzi doğal olarak kalmaz Öyleyse Türk gençliğinin hayatlarındaki siklet sırasına kadar öncelikli ilk görevleri Atatürkün vurguladığı gibi bağımsızlığımızın iç ve dış düşmanlara karşı, Cumhuriyet rejiminin iç ve dış düşmanlara karşısında korunulması ve savunulmasıdır
(Varlığının ve Geleceğinin Biricik Temeli Budur) : Bu cümlede bundan önceki cümlede vurgulanan konu diğer bir ifade ile her yerde hatırlatılıyor Özgür ve egemen yaşayabilmemizin Türk kimliği ile bu topraklardan varlığımızı sürdürebilmemizin tek yolu Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının savunulması ve yönetim biçiminin korunulması şartıdır
(Bu Esas, Senin, En Değerli Hazinendir) : Türk Milletinin var olabilmesinin temeli Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının savunulması ve Devletimizin idare biçiminin korunulmasıdır Türk kimliğiyle bu topraklarda serbest ve egemen olarak yaşayabilmemizin temeli Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bağımsızlığının savunulması ve idare biçiminin korunulmasıdır Öyleyse en değerli hazinemiz bağımsızlığımız ve Cumhuriyet tarzı yönetim biçimimizdir Bu hazineyi kaybedersek her şeyimizi onurumuzu, şerefimizi, hayatımızı da kaybederiz Yakın coğrafyamıza baktığımız zaman Bosnada, Çeçenistanda, Irakta, Filistinde, Afganistanda yaşanılan emperyalist düşman işgalleri, işgallerin işgal edilen ülkelerin halkları üstünde ne gibi etkiler doğurduğunu yakinen görebiliriz O ülkelerin halkları işgaller yüzünden onurlarını, şereflerini, hayatlarını kaybetmişlerdir
(Gelecekte Bile, Seni, Bu Hazineden, Yoksun Bırakmak İsteyecek, İç ve Dış Düşmanların Olacaktır) : Bu cümlede yukarıdaki paragraflarda vurgulanan hazineden baştan laf ediliyor Gelecekte bile bu hazineden bizi yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların var olacağını hatırlatırken anlatılmak istenen şey Atatürkün Gençliğe Hitabesinin 20 Ekim 1927de Atatürk tarafından yazılı olduğunu hatırlarsak o tarihte kurtuluş savaşı kazanılmış 29 Ekim 1923de Cumhuriyet duyuru edilmiş 24 Temmuz 1923de Lozan Barıştırma anlaşması imzalanmış Türkiye cumhuriyetinin varlığı bağımsızlığı uzlaştırma anlaşmasıyla düşman ülkeler göre tescil edilmiş yönetim biçimiz TBMM kadar kabul edilip bildiri edilmiş olmasına karşın ileride bile yurt içinde ve yurt açık havada Türkiye Cumhuriyetinin Bağımsızlığını ortadan kaldırmak idare biçimini başkalaştırmak isteyecek odakların, kişilerin, devletlerin var olacağı hatırlatılıyor, vurgulanıyor
(Bir Gün, Özgürlük ve Cumhuriyeti Müdafaa Etmek Zorunda Kalırsan, Göreve Aatılmak İçin, İçinde Bulunacağın Durumun Olanaklarını ve Koşullarını Düşünmeyeceksin!) : Atatürk bu cümlede Türk Gençliğine seslenmeye devam ediyor Her koşulda her halde Türk Gençliğinin görevi Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını müdafaa etmek, Türkiye Cumhuriyetinin Yönetim biçimini korumaktır İleride bir gün Türk Gençliği bağımsızlığımızı ve idare biçimimizi gözetmek ve savunmak zorunda kalırsa göreve açılmak için Türk Gençliği, içinde bulunduğu ülke şartları ve kendi öznel koşullara bakmaksızın, düşünmeksizin, korkmadan göreve atılmalıdır Açılamaya çalıştığımız cümlenin anlamı budur
(Bu Olanaklar ve Koşullar, Hiç Müsait Olmayan Bir Durumda Kendini Gösterebilir) : Bu cümle üstte açıklamaya çalıştığımız cümlenin devamı niteliğindedir Yakın manâ bağları vardır Türk Gençliği Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığı ve yönetim biçimine yönelebilecek tehditlerde yapması gereken şey mazeretlere sığınmadan içinde bulunulan koşullara ve imkânlara bakmaksızın bu şart ve imkânlar çok sınırlı deha olsa vatanı gözetmek ve rejimi savunmak için hemen harekete geçmesi gerekir Atatürk Türk gençliğine bu konuyu bu cümlede önemle hatırlatıyor ve anlatıyor
(Özgür ve Cumhuriyeti Çökertmek İsteyecek Düşmanlar, Dünya Tarihinde Benzeri Görünmeyen Bir Galibiyet Elde Edebilirler) : Bu cümlede Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devletini devirmek isteyecek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimini kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmek isteyecek iç ve dış düşmanlardan söz ediyor İç ve dış düşmanların dünya tarihinde benzeri görünmeyen bir şekilde meslek birliği yaparak hedeflerine ulaşabilecekleri, bu tehlikenin tekrar tekrar var olduğu hatırlatılıyor, anlatılıyor Bitmiş vurgulayalım, bu cümlede Kurtuluş Savaşı kazanılmasına rağmen Lozan anlaşması imzalanmasına rağmen cumhuriyet duyuru edilmesine karşın bir bitmiş işgal tehlikesinin gelecekte de var olacağı önemle vurgulanıyor
(Cebren ve Hile Yapılarak Kutsal Vatanın, Bütün Esas Devlet Kurumları Teslim Küskün Siyasi Niyet, Bütün Esas Hesaplı İşletmeleri Ele Geçirilmiş Ekonomik Amaç, Tüm Orduları Terhis Edilip Farklı Alanlara Yönlendirilmiş Askeri Hedefve Yurdun Her Köşesi Tamamen İşgal Edilmiş Olabilir): Bu cümleyi açıklamaya başlamadan önce orjinal Gençliğe Hitabede bulunan kale kelimesinin Devletin esas kurumları manasında kullanıldığını belirtmem gerekirBu cümleye daha detaylı bir tanımlama getimeye çalışacağım çünkü bu tümce Atatürkün Gençliğe Hitabesinin kalbidirBu cümlede Atatürk Türkiye Cumhuriyetini işgal etmek isteyecek düşmanların hangi yöntemleri kullanacaklarını ayrıntısıyla anlatıyorDüşman ülkelerin zorla, zorlama kurarak, haksız yöntemler izleyerek hedeflerine ulaşabilecekleri hatırlatılıyor, anlatılıyorDüşman ülkelerin hedeflerine ulaşabilmek için başta ülkemizin siyasi,askeri ve hesaplı hedeflerine saldıracaklarını büyük önder Atatürk fazla çarpıcı şekilde vurguluyor Düşman ülkeler hedeflerine ulaşabilmek için önce temel devlet kurumlarımızı ( yasama, yürütme, yargı, vs ) teslim alacaklar, sonradan stratejik ekonomik işletmelerimizi ( ulus iktisati teşebbüsleri, vs) ele geçirecekler yani düşman tanıdık olmayan sermaye kamu iktisadi teşebbüslerimizi, kayda değer şirketlerimizi, manâlı ekonomik varlıklarımızı ele geçirecek ki ekonomik bağımsızlığını kaybeden bir ülkenin varlığı, birliği ve güvenliği tehlikeye girer ve en sonunda bağımsızlığımızın güvencesi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin koruyucusu, kollayıcısı olan ordumuzu ( Türk Silahlı Kuvvetleri ) terhis edip dağıtacaklar ve bu şekilde düşman ülkeler ve içerdeki hainler hedeflerine ulaşacaklardır, düşman ülkeler böyle bir yol izleyeceklerdir Bilinmelidir ancak Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyetinin temel devlet kurumlarından birisidir TSK ve TC Birbirinden farklı düşünülemez Tüm ileri ülkelerde yasama, yürütme, adalet, medya, sivil toplum örgütleri vb gibi idare erkleri arasında Ordu da bulunur Demokrasinin gereğidir denilerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin susmasını isteyenlere bu reel duyurulmalıdırAtatürk düşman ülkelerin izleyebilecekleri işgal stratejisinin nasıl olabileceğini açıklamaya çalıştığımız yukarıdaki cümlede ayrıntısıyla anlatıyor Bu tümce için spesifize etmek istediğim bir öteki şey de orijinal gençliğe tavır metnin de yer alan Tersane kelimesinin hesaplı işletmeler manasına geldiğidir Makalenin sonunda Tersane kelimesinin anlamı Atatürkün Gençliğe hitabesindeki kelimelerin anlamları bölümünde ayrıntısıyla verilmiştir Orijinal Gençliğe Hitabedeki Tersane katiyen gemi yapılan tersane anlamına gelemez çünkü düşman tanıdık olmayan sermayenin gemi yapılan tersaneleri ele geçirmesi ile milli güvenliğin tehlikeye girmesi arasında akılcı bir bono kurulamaz1950den sonra başlayıp özellikle 1980 yılından daha sonra ve 3 Kasım 2002den sonraki hükümet döneminde yaygınlaşan özelleştirmeler, tanıdık olmayan sermaye girişleri ve stratejik hesaplı işletmelerimizin fazla ucuza ve güvenli olmayan bir şekilde tanıdık olmayan sermayeye verilmesi Atatürkün Gençliğe Hitabesindeki uyarının hiç dikkate alınmadığını ve anlaşılamadığını kanıtlar niteliktedir Korkarım ki belki 3 Kasım 2002den sonraki hükümet 2002den sonraki hükümet ve geçmişteki kimi hükümetler de Gençliğe Hitabede vurgulanan gaflet ve dalalet ve hatta ihanet içindeki iktidar sahipleridir Belki 3 Kasım 2002den sonraki hükümet döneminde ve geçmişteki kimi hükümetlerdeki kimi isimler kişisel çıkarları için batılı ülkelerle el altından iş birliği bile yapmaktaktadırlar, yapmışlardır Bütün bu durumlar Atatürkün ne kadar ileri görüşlü bir insan olduğunun kanıtıdır Hatırlatmakta yarar vardır ama hesaplı bağımsızlığını kaybeden ülkeler siyasi ve askeri bağımsızlıklarını da kaybederler Çoğu gelişmiş batılı ülkede ekonomi % 51 ya da bu orana yakın devlet ağırlıklıdır, yani gelişmiş batılı ülkeler devletçidirler Hal böyleyken Atatürkün Devletçilik ilkesinden neden vazgeçildiği ve uygulanmadığı anlaşılabilir şey değildirAyrıca gelişmiş batılı ülkeler özel yerli, milli sermayeyi koruma altına almışlardır ve tanıdık olmayan sermayeye sınırlama getirmişlerdirBütün bunlar biliniyorken ülkemizde olup bitenler şaşırma ve hayret vericidirÜlkemizin bulunduğu coğrafi konum fazla hassastırBu yüzden çok uyanık davranmalı ve son dönem ulusal ekonomi siyasetimizi gözden geçirmeli, milli, ulusal bir ekonomi politikası yürütmeliyizEkonomi eğer ille de liberal olacaksa Kamucu, ulusal liberal ekonomi olmalıdırYani ulusal, yerli sermaye ve ulusal kamu sermayesi korunmalıdır
(Bütün Bu Koşullardan Daha Hazin ve Dehşet Edinmek Üzere, Ülkede, İktidara Sahip Olan Hükümet ve Devlet Adamları Gaflet ve Sapkınlık ve Hatta İhanet İçinde Olabilirler): Atatürk bu cümlede ülkemizin kendisinden sonra ya da kendisi zamanında içine düşebileceği durumu özetlemeye devam ediyor Atatürk iktidara sahip olan hükümet ve devlet adamları gaflet ve sapkınlık içinde olabilirler derken yönetici sınıfın kabiliyetsiz, yönetme görevi için ehil olmayan şahıslar olabileceklerini kastediyor Düşman ülkelerin hedeflerine ulaşırken öteki yana içerdeki hainlerin düşmanlarla yukarıdaki paragraflarda anlattığımız sahnelerden daha dramatik bir şekilde meslek birliği yapabileceği anlatılıyor, vurgulanıyor
(Hatta Bu İktidar Sahipleri Kişisel Çıkarlarını, İşgalcilerin Siyasi Amaçlarıyla Birleştirerek Düşmanla İşbirliği Yapabilirler): Bu cümlede bir önceki cümlede anlatılan korkunç durumdan daha korkunç bir durumun daha gerçekleşebileceği anlatılıyor, vurgulanıyor İçerideki ihanet içinde olan iktidara sahip devlet ve hükümet adamlarının bireysel çıkarları için işgalci düşman ülkelerle işbirlikçilik yapabilecekleri önemle vurgulanıyor, Türk Gençliği bir defa daha bu cümlede uyarılıyor, Türk Gençliğinin kurnaz olması salık veriliyor
(Irk, Sefalet ve Sıkıntı İçinde Ezik ve Halsiz Düşmüş Olabilir): Bu cümlede Atatürk Ülkemizin işgal edilmesi halinde halkımızın içine düşebileceği idareli, sosyal durum özetleniyor Ama sefalet ve bezginlik içinde bir ülke işgale uğrayabilir Atatürk mümkün bir işgal durumunda ya da öncesinde halkın içine düşebileceği idareli ve sosyal durumu ince bir açıklama tarzıyla anlatıyor Halkın içine düşebileceği idareli ve sosyal durumu yoksul, bıkkınlık içinde, ezik, halsiz kelimeleri bir şekilde anlatıyor
Ey Türk Geleceğinin Evladı! : Atatürk Gençliğe Hitabenin başında Türk Gençliğine Ey Türk Gençliği diye sesleniyordu Bu cümlede de yeniden çok yerinde bir ifade tarzı ile sesleniyor Gençlerin, Türk gençliğinin Türk Milletinin geleceğinin umudu olduğu Atatürk göre ifade ediliyor
(İşte, Bu Durum Ve Koşullar İçinde Bile Görevin, Türk Bağımsızlığını ve Cumhuriyetini Kurtarmaktır!): Atatürk Türk Gençliğine vasiyetine son verirken Türk gençliğine görevini bir defa daha hatırlatıyor İşte ifadesiyle yazısına son vermeye başlıyor Tüm Gençliğe Söylev her tarafında anlatılan korkunç şartlara rağmen Türk
Gençliğinin görevinin Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığının ve rejiminin korunması, kurtarılması olduğunu bir defa daha anlatılıyor vurgulanıyor
( Muhtaç Olduğun Şiddet, Damarlarındaki Asil Kanda Bulunmaktadır!): Atatürk bu cümlede yeniden Türk gençliğine seslenmeye devam ediyor Bütün Gençliğe Söylev boyunca anlatılan bütün negatif koşul ve durumlarda dahi Türk Gençliğinin görevi vatanı kurtarmaktır Türk Gençliğinin bir işgal durumunda ihtiyaç duyacağı kuvvet Damarlarındaki Asil kanda mevcuttur Asil kan ifadesiyle anlatılmak istenen şey Türk Milletinin asalet ve galibiyet doymuş tarihidir Yahut, değilse Atatürk ırkçılık yapıyor olamaz Atatürkün ırkçılığı reddettiğini Atatürkün Eylemlerinden ve açıklamalarından açık bir şekilde anlayabiliriz *
Atatürkün Gençliğe Hitabesinin Anlamı
Atatürk' ün Gençliğe Hitabesinin Açıklaması
Atatürkün Gençliğe Hitabesinin Türkçesi
(Ey Türk Gençliği!) : Atatürk Türk Gençliğine yüksek, içten bir edayla sesleniyor Atatürk Türk gençlerine Türk ifadesiyle seslenerek, gençlere kimliklerini, mensup oldukları ulusun kökenini, tarihini, kültürünü hatırlatıyor
(Birinci Görevin; Türk Bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, Sonsuza Dek
Korumak ve Savunmaktır) : Atatürk Türk gençliğine seslenmeye devam ediyor Atatürk Türk gençliğinin öncelikli görevinin Türk Milletinin bağımsızlığının Türk devletinin idare biçiminin korunulması ve savunulması olduğunu vurguluyor, hatırlatıyor Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığı kaybedilirse ve yönetim biçimi değişirse geriye korunulması gereken bir mevzi doğal olarak kalmaz Öyleyse Türk gençliğinin hayatlarındaki siklet sırasına kadar öncelikli ilk görevleri Atatürkün vurguladığı gibi bağımsızlığımızın iç ve dış düşmanlara karşı, Cumhuriyet rejiminin iç ve dış düşmanlara karşısında korunulması ve savunulmasıdır
(Varlığının ve Geleceğinin Biricik Temeli Budur) : Bu cümlede bundan önceki cümlede vurgulanan konu diğer bir ifade ile her yerde hatırlatılıyor Özgür ve egemen yaşayabilmemizin Türk kimliği ile bu topraklardan varlığımızı sürdürebilmemizin tek yolu Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının savunulması ve yönetim biçiminin korunulması şartıdır
(Bu Esas, Senin, En Değerli Hazinendir) : Türk Milletinin var olabilmesinin temeli Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının savunulması ve Devletimizin idare biçiminin korunulmasıdır Türk kimliğiyle bu topraklarda serbest ve egemen olarak yaşayabilmemizin temeli Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bağımsızlığının savunulması ve idare biçiminin korunulmasıdır Öyleyse en değerli hazinemiz bağımsızlığımız ve Cumhuriyet tarzı yönetim biçimimizdir Bu hazineyi kaybedersek her şeyimizi onurumuzu, şerefimizi, hayatımızı da kaybederiz Yakın coğrafyamıza baktığımız zaman Bosnada, Çeçenistanda, Irakta, Filistinde, Afganistanda yaşanılan emperyalist düşman işgalleri, işgallerin işgal edilen ülkelerin halkları üstünde ne gibi etkiler doğurduğunu yakinen görebiliriz O ülkelerin halkları işgaller yüzünden onurlarını, şereflerini, hayatlarını kaybetmişlerdir
(Gelecekte Bile, Seni, Bu Hazineden, Yoksun Bırakmak İsteyecek, İç ve Dış Düşmanların Olacaktır) : Bu cümlede yukarıdaki paragraflarda vurgulanan hazineden baştan laf ediliyor Gelecekte bile bu hazineden bizi yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların var olacağını hatırlatırken anlatılmak istenen şey Atatürkün Gençliğe Hitabesinin 20 Ekim 1927de Atatürk tarafından yazılı olduğunu hatırlarsak o tarihte kurtuluş savaşı kazanılmış 29 Ekim 1923de Cumhuriyet duyuru edilmiş 24 Temmuz 1923de Lozan Barıştırma anlaşması imzalanmış Türkiye cumhuriyetinin varlığı bağımsızlığı uzlaştırma anlaşmasıyla düşman ülkeler göre tescil edilmiş yönetim biçimiz TBMM kadar kabul edilip bildiri edilmiş olmasına karşın ileride bile yurt içinde ve yurt açık havada Türkiye Cumhuriyetinin Bağımsızlığını ortadan kaldırmak idare biçimini başkalaştırmak isteyecek odakların, kişilerin, devletlerin var olacağı hatırlatılıyor, vurgulanıyor
(Bir Gün, Özgürlük ve Cumhuriyeti Müdafaa Etmek Zorunda Kalırsan, Göreve Aatılmak İçin, İçinde Bulunacağın Durumun Olanaklarını ve Koşullarını Düşünmeyeceksin!) : Atatürk bu cümlede Türk Gençliğine seslenmeye devam ediyor Her koşulda her halde Türk Gençliğinin görevi Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını müdafaa etmek, Türkiye Cumhuriyetinin Yönetim biçimini korumaktır İleride bir gün Türk Gençliği bağımsızlığımızı ve idare biçimimizi gözetmek ve savunmak zorunda kalırsa göreve açılmak için Türk Gençliği, içinde bulunduğu ülke şartları ve kendi öznel koşullara bakmaksızın, düşünmeksizin, korkmadan göreve atılmalıdır Açılamaya çalıştığımız cümlenin anlamı budur
(Bu Olanaklar ve Koşullar, Hiç Müsait Olmayan Bir Durumda Kendini Gösterebilir) : Bu cümle üstte açıklamaya çalıştığımız cümlenin devamı niteliğindedir Yakın manâ bağları vardır Türk Gençliği Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığı ve yönetim biçimine yönelebilecek tehditlerde yapması gereken şey mazeretlere sığınmadan içinde bulunulan koşullara ve imkânlara bakmaksızın bu şart ve imkânlar çok sınırlı deha olsa vatanı gözetmek ve rejimi savunmak için hemen harekete geçmesi gerekir Atatürk Türk gençliğine bu konuyu bu cümlede önemle hatırlatıyor ve anlatıyor
(Özgür ve Cumhuriyeti Çökertmek İsteyecek Düşmanlar, Dünya Tarihinde Benzeri Görünmeyen Bir Galibiyet Elde Edebilirler) : Bu cümlede Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devletini devirmek isteyecek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimini kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmek isteyecek iç ve dış düşmanlardan söz ediyor İç ve dış düşmanların dünya tarihinde benzeri görünmeyen bir şekilde meslek birliği yaparak hedeflerine ulaşabilecekleri, bu tehlikenin tekrar tekrar var olduğu hatırlatılıyor, anlatılıyor Bitmiş vurgulayalım, bu cümlede Kurtuluş Savaşı kazanılmasına rağmen Lozan anlaşması imzalanmasına rağmen cumhuriyet duyuru edilmesine karşın bir bitmiş işgal tehlikesinin gelecekte de var olacağı önemle vurgulanıyor
(Cebren ve Hile Yapılarak Kutsal Vatanın, Bütün Esas Devlet Kurumları Teslim Küskün Siyasi Niyet, Bütün Esas Hesaplı İşletmeleri Ele Geçirilmiş Ekonomik Amaç, Tüm Orduları Terhis Edilip Farklı Alanlara Yönlendirilmiş Askeri Hedefve Yurdun Her Köşesi Tamamen İşgal Edilmiş Olabilir): Bu cümleyi açıklamaya başlamadan önce orjinal Gençliğe Hitabede bulunan kale kelimesinin Devletin esas kurumları manasında kullanıldığını belirtmem gerekirBu cümleye daha detaylı bir tanımlama getimeye çalışacağım çünkü bu tümce Atatürkün Gençliğe Hitabesinin kalbidirBu cümlede Atatürk Türkiye Cumhuriyetini işgal etmek isteyecek düşmanların hangi yöntemleri kullanacaklarını ayrıntısıyla anlatıyorDüşman ülkelerin zorla, zorlama kurarak, haksız yöntemler izleyerek hedeflerine ulaşabilecekleri hatırlatılıyor, anlatılıyorDüşman ülkelerin hedeflerine ulaşabilmek için başta ülkemizin siyasi,askeri ve hesaplı hedeflerine saldıracaklarını büyük önder Atatürk fazla çarpıcı şekilde vurguluyor Düşman ülkeler hedeflerine ulaşabilmek için önce temel devlet kurumlarımızı ( yasama, yürütme, yargı, vs ) teslim alacaklar, sonradan stratejik ekonomik işletmelerimizi ( ulus iktisati teşebbüsleri, vs) ele geçirecekler yani düşman tanıdık olmayan sermaye kamu iktisadi teşebbüslerimizi, kayda değer şirketlerimizi, manâlı ekonomik varlıklarımızı ele geçirecek ki ekonomik bağımsızlığını kaybeden bir ülkenin varlığı, birliği ve güvenliği tehlikeye girer ve en sonunda bağımsızlığımızın güvencesi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin koruyucusu, kollayıcısı olan ordumuzu ( Türk Silahlı Kuvvetleri ) terhis edip dağıtacaklar ve bu şekilde düşman ülkeler ve içerdeki hainler hedeflerine ulaşacaklardır, düşman ülkeler böyle bir yol izleyeceklerdir Bilinmelidir ancak Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyetinin temel devlet kurumlarından birisidir TSK ve TC Birbirinden farklı düşünülemez Tüm ileri ülkelerde yasama, yürütme, adalet, medya, sivil toplum örgütleri vb gibi idare erkleri arasında Ordu da bulunur Demokrasinin gereğidir denilerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin susmasını isteyenlere bu reel duyurulmalıdırAtatürk düşman ülkelerin izleyebilecekleri işgal stratejisinin nasıl olabileceğini açıklamaya çalıştığımız yukarıdaki cümlede ayrıntısıyla anlatıyor Bu tümce için spesifize etmek istediğim bir öteki şey de orijinal gençliğe tavır metnin de yer alan Tersane kelimesinin hesaplı işletmeler manasına geldiğidir Makalenin sonunda Tersane kelimesinin anlamı Atatürkün Gençliğe hitabesindeki kelimelerin anlamları bölümünde ayrıntısıyla verilmiştir Orijinal Gençliğe Hitabedeki Tersane katiyen gemi yapılan tersane anlamına gelemez çünkü düşman tanıdık olmayan sermayenin gemi yapılan tersaneleri ele geçirmesi ile milli güvenliğin tehlikeye girmesi arasında akılcı bir bono kurulamaz1950den sonra başlayıp özellikle 1980 yılından daha sonra ve 3 Kasım 2002den sonraki hükümet döneminde yaygınlaşan özelleştirmeler, tanıdık olmayan sermaye girişleri ve stratejik hesaplı işletmelerimizin fazla ucuza ve güvenli olmayan bir şekilde tanıdık olmayan sermayeye verilmesi Atatürkün Gençliğe Hitabesindeki uyarının hiç dikkate alınmadığını ve anlaşılamadığını kanıtlar niteliktedir Korkarım ki belki 3 Kasım 2002den sonraki hükümet 2002den sonraki hükümet ve geçmişteki kimi hükümetler de Gençliğe Hitabede vurgulanan gaflet ve dalalet ve hatta ihanet içindeki iktidar sahipleridir Belki 3 Kasım 2002den sonraki hükümet döneminde ve geçmişteki kimi hükümetlerdeki kimi isimler kişisel çıkarları için batılı ülkelerle el altından iş birliği bile yapmaktaktadırlar, yapmışlardır Bütün bu durumlar Atatürkün ne kadar ileri görüşlü bir insan olduğunun kanıtıdır Hatırlatmakta yarar vardır ama hesaplı bağımsızlığını kaybeden ülkeler siyasi ve askeri bağımsızlıklarını da kaybederler Çoğu gelişmiş batılı ülkede ekonomi % 51 ya da bu orana yakın devlet ağırlıklıdır, yani gelişmiş batılı ülkeler devletçidirler Hal böyleyken Atatürkün Devletçilik ilkesinden neden vazgeçildiği ve uygulanmadığı anlaşılabilir şey değildirAyrıca gelişmiş batılı ülkeler özel yerli, milli sermayeyi koruma altına almışlardır ve tanıdık olmayan sermayeye sınırlama getirmişlerdirBütün bunlar biliniyorken ülkemizde olup bitenler şaşırma ve hayret vericidirÜlkemizin bulunduğu coğrafi konum fazla hassastırBu yüzden çok uyanık davranmalı ve son dönem ulusal ekonomi siyasetimizi gözden geçirmeli, milli, ulusal bir ekonomi politikası yürütmeliyizEkonomi eğer ille de liberal olacaksa Kamucu, ulusal liberal ekonomi olmalıdırYani ulusal, yerli sermaye ve ulusal kamu sermayesi korunmalıdır
(Bütün Bu Koşullardan Daha Hazin ve Dehşet Edinmek Üzere, Ülkede, İktidara Sahip Olan Hükümet ve Devlet Adamları Gaflet ve Sapkınlık ve Hatta İhanet İçinde Olabilirler): Atatürk bu cümlede ülkemizin kendisinden sonra ya da kendisi zamanında içine düşebileceği durumu özetlemeye devam ediyor Atatürk iktidara sahip olan hükümet ve devlet adamları gaflet ve sapkınlık içinde olabilirler derken yönetici sınıfın kabiliyetsiz, yönetme görevi için ehil olmayan şahıslar olabileceklerini kastediyor Düşman ülkelerin hedeflerine ulaşırken öteki yana içerdeki hainlerin düşmanlarla yukarıdaki paragraflarda anlattığımız sahnelerden daha dramatik bir şekilde meslek birliği yapabileceği anlatılıyor, vurgulanıyor
(Hatta Bu İktidar Sahipleri Kişisel Çıkarlarını, İşgalcilerin Siyasi Amaçlarıyla Birleştirerek Düşmanla İşbirliği Yapabilirler): Bu cümlede bir önceki cümlede anlatılan korkunç durumdan daha korkunç bir durumun daha gerçekleşebileceği anlatılıyor, vurgulanıyor İçerideki ihanet içinde olan iktidara sahip devlet ve hükümet adamlarının bireysel çıkarları için işgalci düşman ülkelerle işbirlikçilik yapabilecekleri önemle vurgulanıyor, Türk Gençliği bir defa daha bu cümlede uyarılıyor, Türk Gençliğinin kurnaz olması salık veriliyor
(Irk, Sefalet ve Sıkıntı İçinde Ezik ve Halsiz Düşmüş Olabilir): Bu cümlede Atatürk Ülkemizin işgal edilmesi halinde halkımızın içine düşebileceği idareli, sosyal durum özetleniyor Ama sefalet ve bezginlik içinde bir ülke işgale uğrayabilir Atatürk mümkün bir işgal durumunda ya da öncesinde halkın içine düşebileceği idareli ve sosyal durumu ince bir açıklama tarzıyla anlatıyor Halkın içine düşebileceği idareli ve sosyal durumu yoksul, bıkkınlık içinde, ezik, halsiz kelimeleri bir şekilde anlatıyor
Ey Türk Geleceğinin Evladı! : Atatürk Gençliğe Hitabenin başında Türk Gençliğine Ey Türk Gençliği diye sesleniyordu Bu cümlede de yeniden çok yerinde bir ifade tarzı ile sesleniyor Gençlerin, Türk gençliğinin Türk Milletinin geleceğinin umudu olduğu Atatürk göre ifade ediliyor
(İşte, Bu Durum Ve Koşullar İçinde Bile Görevin, Türk Bağımsızlığını ve Cumhuriyetini Kurtarmaktır!): Atatürk Türk Gençliğine vasiyetine son verirken Türk gençliğine görevini bir defa daha hatırlatıyor İşte ifadesiyle yazısına son vermeye başlıyor Tüm Gençliğe Söylev her tarafında anlatılan korkunç şartlara rağmen Türk
Gençliğinin görevinin Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığının ve rejiminin korunması, kurtarılması olduğunu bir defa daha anlatılıyor vurgulanıyor
( Muhtaç Olduğun Şiddet, Damarlarındaki Asil Kanda Bulunmaktadır!): Atatürk bu cümlede yeniden Türk gençliğine seslenmeye devam ediyor Bütün Gençliğe Söylev boyunca anlatılan bütün negatif koşul ve durumlarda dahi Türk Gençliğinin görevi vatanı kurtarmaktır Türk Gençliğinin bir işgal durumunda ihtiyaç duyacağı kuvvet Damarlarındaki Asil kanda mevcuttur Asil kan ifadesiyle anlatılmak istenen şey Türk Milletinin asalet ve galibiyet doymuş tarihidir Yahut, değilse Atatürk ırkçılık yapıyor olamaz Atatürkün ırkçılığı reddettiğini Atatürkün Eylemlerinden ve açıklamalarından açık bir şekilde anlayabiliriz *