Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Atatürk'ün Kardeşleri

Atatürk'ün Kardeşleri
0
146

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Tarihte bilinmez bir şey yoktur gerçekten Bizim bilmediklerimiz vardır sadece Bize anlatılmayan, bizden saklanan veya farkında olunmayan
Cemal Kutay, yıllar önce Siyaset Meydanı'nda gençlere sorduğunda kimse bilememişti o sorunun cevabını: Atatürk kaç kardeşti?
Altıcevabı herkesi şaşırtmıştı Ama bilinmez bir şey değildi, pek çok kitapta yazılmıştı Ama resmi ve yaygın tarih o kadar laf etmiyordu bundan Zübeyde Hanım'ın Mustafa'dan önce dünyaya getirdiği üç çocuğu; Ahmet, Fatma ve Ömer hastalık sonucu arka arkaya ölmüştü Selanik'e göç ettiklerinde Mustafa, peşinde Makbule ve Naciye dünyaya geldi Naciye de genç kızken öldü Okul kitapları, defalarca hayatta kalan tek kardeşi Makbule'den söz edince Atatürk'ün doğrusu beş kardeşi olduğundan çoğu kimsenin hiç haberi olmadı Ne var fakat, Cemal Kutay'ın başta açıkladığı tarihiveriler, sadece biyografikbilgilerden ibaret değildi



Doksan yaşını aşmış olmasına karşın, bellek ve düşünce sistematiğindeki işleyiş hayranlıktan öte şaşırma uyandıracak kertedeydi
Kendi inandığı değerler açısından ihanetolarak gördüğü sapmalara karşısında sesini öfkeyle yükseltebiliyor; oysa derhal ardından karşısındaki muhatabına ölçüsüz bir tevazu ve nesli bitap bir çelebiedası ve kibarlığıyla sesleniyordu
şimdi masamın üstünde duran sarı zarfın üzerindeki hitap da onun asilzade kibarlığının insanı defalarca mahcup eden örneklerinden biridir:
Saygıdeğer Ali Kırca Beyefendiye
Büyük sarı zarfın içinde ekleriyle birlikte 80 sayfalık bir rapor duruyor (Cemal Kutay kamuoyuyla öncelikle canlı yayında paylaştığı raporun bir suretini, isteğimiz üstüne bize ertesi gün bu sarı zarf içinde göndermişti) Raporun başında şu ifade var:
Gayet mahrem ve zate mahsustur
Bugünkü dille; Fazla bakımlı ve kişiye özel!Raporun başlığı da şöyle: İktisat Vekili Celal Bayar'ın Şark Raporu Tarih: Birincikanun 1936 Yani Aralık 1936
Cumhurbaşkanı GMK Atatürk, Şeyh Sait ve Sızı isyanlarının etkileri yatıştıktan sonra Doğu illeri için bir durum tespitiyapılmasını istemiş Celal Bayar da uzun çözümleme ve gözlemlerden daha sonra Cumhuriyet döneminin ilk ve en kapsamlı Doğu Raporunu hazırlayarak Çok bakımlı ve kişiselkaydıyla Atatürk'e sunmuş
Raporun MukaddemeGirişbölümünde Doğu ve Kürt sorunuüstüne çok çarpıcı tespitler var: Doğu illeri bizim rejimimize gelinceye dek kat'i tarzda hâkimiyetimiz altına girmemiştir Şarkta bugün için zeka ayrıntılarıyla yerleştiğimiz bahis olunamaz
Doğu illerinde hâkimiyet ve yöneticilik bakımından göze çarpan bariz bir realite vardır: Şeyh Sait ve Sancı isyanlarından sonra Türklük ve Kürtlük ihtirası iki taraflı şahlanmıştır İsyandan daha sonra, fark gözetmeksizin yönetmek de, bundan öbür ve mutedil bir sistemdir
Müşahedelerime (gözlemlerime) tarafından Kürtçe konuşan vatandaşlarımızın hayatında dahi zindeği (canlanma) vardır Etkinlik vardır Bu husus kendilerinde ve çocuklarında nazarı dikkati celp etmektedir (dikkati çekmektedir)
Hariçten sokulmağa çalışılan politikanın muzır cereyanlarını (zararlı akımlarını) yaralamak ve bu yurttaşları asıl vatana bağlamak için devamlı çalışmak ister Kendilerine, yabancı bir unsur oldukları devlete ait ağızlardan ifade edildiği takdirde, bizim için elde edilecek netice bir aksülamelden (karşı tepkiden) ibarettir
Bugün Kürt diye bir kısım vatandaşlar okutturulmamak ve devlet işlerine karıştırılmamak isteniyor
Geçen defaki Şark seyyahatimde (Doğu gezimde) Dersim meselesi had safhalarından birini yaşıyordu Bu defaki seyahatimizde, kan dökülmeden bu meselenin halli ve Dersim halkının öteki vatandaşlardan öbür olmayarak birer yurttaş haline gelebilecekleri hakkındaki ümid başlı başına bir hadisedir



Rapordan Cemal Kutay'ın kişisel olarak altını çizdiği ve yanına Osmanlıca notlar aldığı birkaç cümleyi alıntıladık yalnızca
Söylemek istediğimiz şudur aslında: Kutay'ın özel arşivinde buna aynı öyle çok manâlı belgenin bulunduğunu biliyoruz
Bugüne kadar akademik tarih çevrelerinin birazcık mesafeli baktığı Kutay'ın bütün bir asra varan çalışma ve birikimlerinin, üniversiteler ve Türk Tarih Kurumu aracılığıyla ülkeye ve yeni kuşaklara açılması ve kazandırılması gerekiyor Koca çınara karşısında yapabileceğimiz diğer ne var ki bundan daha sonra! *
 
858,505Konular
982,813Mesajlar
33,076Kullanıcılar
CvvhvvSon üye
Üst Alt