Atatürk'ün kişiliği

ATATÜRKÜN KİŞİLİĞİ
Mustafa Kemal Atatürk, çok yönlü ve üstün kişiliği olan bir liderdir Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması'yla ortaya meydana çıkan tehlikeli durumu başlangıçta görüp milletin dikkatini çeken odur Mustafa Kemal, Amasya Genelgesi'nde, vatanın bütünlüğünün ve milletin istiklâlinin tehlikede olduğunu söyledi Erzurum Kongresi'nde, millî sınırlar içinde vatanın parçalanmaz bir tüm olduğunu tüm dünyaya ilân etti Kurtuluş Savaşı'nı bunun için başlattı Bu konuda hiçbir taviz vermedi Vatan savunmasını her şeyin üzerinde tuttu Sakarya Savaşı sırasında Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamazdiyerek bu konudaki kararlılığını gösterdi Vatanı için her şeyini feda etmeye hazırlanmış olduğunu şu sözü ile açıkça açıklama etmiştir: Yurt toprağı! Sana her şey feda olsun Kutlu olan sensin Hepimiz senin için fedaiyiz Fakat sen Türk Milleti'ni ebedî hayatta yaşatmak için feyizli kalacaksın

Mustafa Kemal, vatanı ve milleti için canını feda etmekten kaçınmazdı Daha Çanakkale savaşları esnasında Anafartalar grubu komutanı iken en ön safta savaştı Bu savaş esnasında Atatürk'e bir şarapnel parçası isabet etmiş, fakat sağ cebinde yer alan saati kendisini ölümden kurtarmıştı Sakarya Savaşı sırasında ise atından düşmüş ve kaburga kemikleri kırılmıştı Buna karşın cepheden ayrılmamış, savaşı sedye üzerinden yönetmişti

Mensubu olduğu Türk Milleti'ni ebedi bir aşkla seven Mustafa Kemal Atatürk, milleti için her türlü zorluğa katlanmış ve kendini ona adamıştır Onun Ben, gerektiği vakit en büyük hediyem edinmek üzere, Türk milletine canımı vereceğimsözü, milletini ne dek fazla sevdiğini göstermektedir
Mustafa Kemal Atatürk, idealist bir liderdi Onun idealizmi, yüksek vasıf ve kabiliyetlerine inandığı milletinin ölümsüz hürriyet ve hür aşkından kaynaklanıyordu Mustafa Kemal'in en büyük ülkülerinden birisi de millî birlik ve beraberlik içerisinde vatanın bölünmez bütünlüğünü sonsuza dek yaşatmaktı

Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük ideali, millî sınırlarımız içinde millî birlik duygusuyla kenetlenmiş uygar bir toplum oluşturmaktı Vatanı kurtaran, serbest ve egemen Türkiye idealini gerçekleştiren Mustafa Kemal, yeni Türkiye'yi modernleştirmek amacı ile modern uygarlık idealine yöneltmiştir

Atatürk'ün en büyük ideallerinden birisi de milletler aralarında kardeşçe bir insanlık hayatı meydana getirmekti İdeallerini gerçekleştirmek için fazla uğraş harcadı Bu çabalarına misal olarak 1934'te imzalanan Balkan Antantı, 1937'de imzalanan Sâdâbat Paktı gösterilebilir
Atatürk'ün inkılâpçılığı, us ve mantığın toplumsal gelişmeye egemen kılınması esasına dayanır Onun şu sözü us ve mantığa verdiği değeri en güzel şekilde açıklama eder: Bizim zihin, mantık ve akıl ile yol almak en büyük özelliğimizdir Tüm hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin delilidir
Mustafa Kemal'in olaylara yaklaşımı defalarca akılcı ve gerçekçi olmuştur Milletine hep hakikatleri söylemiş ve bunu tavsiye etmiştir Milleti aklımızın ermediği, yerine getirmek kudret ve kabiliyetini kendimizde görmediğimiz hususlar hakkında kandırarak geçici teveccühler elde etmeye tenezzül etmeyizsözü fazla anlamlıdır O, akıl ve bilime çok önem verirdi Gerçeğe hafıza ve bilim aracılığıyla ulaşılacağına inanan Atatürk, Dünyada her şey için, uygarlık için, yaşam için, muvaffakiyet için en gerçek mürşit ilimdir, fendirsözü ile bunu en güzel şekilde açıklamıştır

Mustafa Kemal, marifetli düşünceye sahip bir liderdi Türk Milleti'ni Kurtuluş Savaşı'na hazırlarken düşmanı yurttan atmak için savaşmak gerektiğine halkını inandırmakla işe başladı Yapacağı işlerin plânını en ince ayrıntılarına değin tespit edip bunları göstermek için öbür yöntemler denedi Sakarya Savaşı öncesinde, ülkenin kaynaklarından en bereketli şekilde yararlanılmasını sağlayarak ordumuzun ihtiyaçlarını karşıladı

Atatürk, tüm inkılâplarını gerçekleştirmeden önce, kamuoyunu hazırlamaya, millete inkılâpların gerekliliğini anlatmaya büyük bir özen göstermiştir Ona kadar: Milleti hazırlamadan inkılâplar yapılamaz Atatürk, yurt gezilerinde halkla konuşmalar yaparak bunu gerçekleştirmiştir
Gerek Kurtuluş Savaşı'mızın başarıyla sonuçlanması, lüzum gerçekleştirilen inkılâplarla, Türkiye'nin çağdaşlaştırılması onun dehasının bir eseridir
Başarılı olmanın sırlarından birisi de katlanma ve disiplindir Mustafa Kemal Atatürk, her engeli dayanma ve disiplin ile aşıp Kurtuluş Savaşı'nı başarıya ulaştıran bir liderdir

O, meseleler karşı önce düşünür, zorunlu araştırmayı yapar, tartışır, kararını ondan sonra verirdi Verdiği kararı uygulamaya koyarken uygun zamanı beklerdi Zamanlamaya fazla ağırlık verirdi
Samsun'a çıkmadan fazla önce, insanlar egemenliğine dayanan egemen yeni bir Türk devleti kurmayı düşünmüştü Bu fikrini, o vakit açıklamadı Samsun'a çıktıktan bir zaman daha sonra vatanın kurtuluşu ile ilgili fikirlerini uygulamaya başladı Kongreler topladı Türkiye Büyük Irk Meclisi'ni açtı Türkiye Büyük Ahali Meclisi açıldığı vakit, saltanatı kaldırıp cumhuriyet yönetimini kurmayı düşünüyordu Fakat mecliste saltanat yanlıları olduğundan zamanlamayı yerinde görmemişti Ama Kurtuluş Savaşı başarıya ulaştıktan daha sonra açılan ikinci meclis döneminde Atatürk'ün önderliğinde saltanat kaldırılıp cumhuriyet ilân edilmiştir

Atatürk, Millî Mücadele'nin kazanılmasından sonradan yaptığı inkılâpları çok önceden plânlamıştı Ama, bunları uygulayacak etraf sağlanıncaya dek büyük bir sabırla bekledi ve bütün bir disiplin ile düşündüklerini gerçekleştirmeyi başardı

Mustafa Kemal Atatürk, daha Birinci Dünya Savaşı devam ederken Osmanlı Devleti'nin tez felâkete dürüst sürüklendiğini görüp çareler aramaya başlamıştır Ülkemizin içinde bulunduğu durumu en dürüst şekilde tespit etmiş ve ilerisi için en içten kararları almıştır

Atatürk, ileri görüşlü bir devlet adamıdır Atatürk'ün 1932'de Amerikalı General Mc Arthur'la yaptığı bir konuşma, bunu en iyi şekilde ortaya koymaktadır Atatürk bu konuşmasında; Avrupa'da Almanya'nın Versailles Antlaşması'nı ortadan kaldırmaya çalışacağını söylemiştir Avrupa'da savaş çıkarsa, bundan Bolşevikler'in yararlanacağını; Sovyet Rusya'nın yalnız Avrupa'yı değil, Asya'yı da tehdit eden başlıca güç hâlini alacağını belirterek, İkinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki gelişmeleri önceden görebilmiştir *