iltasyazilim
FD Üye
Atatürkün Medeniyetle İlgili Sözleri, Atatürkün Uygarlık Hakkında Söylediği Sözler, Atatürkün Medeniyet için Söyledikleri,
Atatürkün Medeniyet ile İlgili Sözleri
Biz her görüntü açısından medenî insan olmalıyız Çok acılar gördük Bunun sebebi dünyanın vaziyetinin anlamayışımızdır Fikrimiz düşüncemiz tepeden tırnağa dek medenî olacaktır Şunun bunun sözüne ehemmiyet vermeyeceğiz Bütün Türk ve İslâm âlemine bakın; düşüncelerini fikirlerini medeniyetin emrettiği değişiklik ve yükselmeye uydurmadıklarından ne büyük facia ve ıstırap içindedirler Bizim de şimdiye kadar geri kalmamız en nihayet son felâket çamuruna batışımız bundandır 56 sene içinde kendimizi kurtarmışsak zihniyetlerimizdeki değişmedendir Artık duramayız Mutlaka ileri gideceğiz; çünkü mecburuz Ahali dobra dobra bilmelidir uygarlık pek kuvvetli bir ateştir ki ona dikkatsiz olanları yakar mahveder İçinde bulunduğumuz uygarlık ailesinde lâyık olduğumuz yeri bulacak ve onu koruyacak ve yükselteceğiz Huzur sevinç ve insanlık bundadır
1925
İnkılâbın temellerini her gün derinleştirmek cesaretlendirmek lâzımdır Birbirimizi aldatmayalım Medenî dünya fazla ilerdedir Buna yakalamak o uygarlık dairesine dahil elde etmek mecburiyetindeyiz Bütün abes ve temelsiz sözleri ortadan kaldırmak lâzımdır Şapka giyelim mi giymeyelim mi gibi sözler mânasızdır Şapka da giyeceğiz Batının her türlü medenî eserlerini de alacağız Medenî olmayan ırk medenî olanların ayakları altında kalmağa maruzdurlar
1925
Ben şimdiye kadar halk müziği ve memleket iyiliğine ne gibi hamleler inkılâplar yapmış isem hep böyle halkımızla bağlantı ederek onların alaka ve sevgilerinden gösterdikleri samimiyetten zor ve ilham alarak yaptım Hedefimiz gayemiz defalarca ahali ve memleketimizin kurtuluşu mutluluğu ve gelişmesidir
1925
Şimdiye dek yaptığımız işlerde ve aldığımız kararlarda bizi aldatan ve halk müziği aleyhine neticelenen hiçbir şeyimiz yoktur ve gösterilemez Milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya mesut ve refahlı kılmaya çalışacağız ve bunu yapmağa mecburuz
1925
Şu bilinsin ki biz yabancılara karşısında herhangi hasmane bir his beslemediğimiz gibi onlarla samimâne münasebetlerde bulunmak arzusundayız Türkler bütün medenî milletlerin dostlarıdır Yabancılar memleketimize gelsinler; bize zarar vermemek hürriyetlerimize güçlükler çıkarmaya aylaklık etmek şartiyle burada daima iyi kabul göreceklerdir Maksadımız bitmiş yakın olma oluşturmak bizi diğer milletlere bağlıyan ilgileri arttırmaktır Memleketler muhteliftir ama medeniyet birdir ve bir milletin gelişmesi için de bu yegâne medeniyete iştirak etmesi lâzımdır Osmanlı İmparatorluğunu çöküşü Batıya aleyhinde elde ettiği zaferlerden fazla mağrur olarak kendisini Avrupa milletlerine bağlayan ilişkileri kestiği gün başlamıştır Bu bir hatâ idi bunu her tarafta etmeyeceğiz
1923
Biz Batı medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz Onda iyi olarak gördüklerimizi kendi bünyemize uygun bulduğumuz için dünya uygarlık seviyesi içinde benimsiyoruz
Medeniyetin ne olduğunu diğer başka tanımlama edenler vardır Bence medeniyeti harstan yarmak güçtür ve lüzumsuzdur Bu noktai nazarımı izah için hars ne demektir tanım edeyim:
Bir insan cemiyetinin a Devlet hayatında; b Akıl hayatında yani ilimde içtimaiyatta ve güzel sanatlarda; c İktisadî hayatta yani ziraatte sanatta ticarette kara deniz ve havaya ait ulaştırma işlerinde yapabildiği şeylerin sonucudur
1930
Bir milletin medeniyeti denildiği vakit hars namı aşağı saydığımız üç nevi faaliyet sonucundan hariç ve diğer bir şey olamıyacağını zannederim Kuşkusuz her insan cemiyetinin harsı yani uygarlık derecesi bir olamaz Bu farklar devlet hafıza iktisadî hayatların her birinde ayrı ayrı göze çarptığı gibi bu fark üçünün sonucu üstünde de görünür Önemli olan sonuçlar üzerindeki farktır Yüksek bir hars onun sahibi olan millette kalmaz diğer milletlerde de tesirini gösterir büyük kıtalara şamil olur Olur Ya bu itibarla olacak bir takım milletler yüksek ve şamil harsa medeniyet diyorlar Avrupa medeniyeti şimdiki çağ medeniyeti gibi
1930
Zulüm medeniyetle uyuşamaz İstidatsızlık taaffa lâyık bir şey olamaz Çünkü milletler işgal ettikleri arazinin hakikî sahibi olmakla beraber beşeriyetin vekilleri olarak ta o arazide bulunurlar O arazinin servet kaynaklarından hem kendileri istifade eder ve dolayısiyle bütün beşeriyeti istifade ettirmekle görevlidirler Bu prensibe göre bundan âciz olan milletler yaşama ve bağımsızlık hakkında lâyık olamamak lâzım kazanç
1920
Medeniyetin coşkun seli aleyhinde mukavemet boşunadır ve o gafil ve itaatsizler hakkında fazla amansızdır Dağları delen göklerde uçan göze soyut zerrelerden yıldızlara dek herşeyi gören aydınlatan muayene eden medeniyetin kudret ve yüksekliği karşı ortaçağa ait zihniyetle iptidaî uydurma hikâyelerle yürümeye çalışan milletler mahvolmağa ya da bari tutsak ve aşağı olmağa mahkûmdurlar Halbuki Türkiye Cumhuriyeti halkı yenileşen ve olgun bir kütle olarak sonsuza dek yaşamağa karar vermiş tutsaklık zincirlerini ise tarihte görülmemiş kahramanlıklarla parça parça etmiştir
1925
Benim kanaatim o idi fakat ve her zaman o oldu ama dünyada insan diye yaşamak istiyenler insan edinmek vasıflarını ve kudretini kendilerinde görmelidirler Bu uğurda her türlü fedakârlığa razı olmalıdırlar Yoksa hiçbir medenî insanlar onları kendi esnasında ve safında görmek istemez
1926
Bilirsiniz fakat dünyada her kavmin varlığı kıymeti bağımsızlık ve özgür hakkı sahip olduğu ve oluşturacağı medenî eserlerle orantılıdır Medenî eser vücuda getirmek kabiliyetinden yoksun olan kavimler özgürlük ve bağımsızlıklarından soyunmaya mahkûmdurlar Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak olmak hayatın şartıdır Bu yol üstünde ileri yok geriye görmek bilgisizliği ve ihtiyatsızlığı gösterenler umumî medeniyetin coşkun seli altında boğulmağa mahkûmdurlar
1924
Uygarlık yolunda muvaffakiyet yenileşmeğe bağlıdır Sosyal hayatta iktisadî hayatta ilim ve fen sahasında muvaffak edinmek için yegâne olgunlaşma ve ilerleme yolu budur Yaşam ve yaşayışa hâkim olan hükümlerin zaman ile değişme gelişme ve yenileşmesi zaruridir Medeniyetin ihtirasları fennin harikaları cihanı değişiklikten değişikliğe sürüklediği bir devirde asırlık köhne zihniyetlerle maziye düşkünlükle mevcudiyetin muhafazası olası değildir Medeniyetten bahsederken şunu da kuşkusuz söylemeliyim ama medeniyetin esası ilerleme ve kuvvetin temeli aile hayatındadır Bu hayatta fenalık emin sosyal iktisadî siyasî acze sebep olur Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurlarının tabiî haklarına malik olmaları aile vazifelerini idareye yetenekli bulunmaları lâzımdır
1924
Bağımsızlığını ve değerini dünyaya tanıtmak özellikleri liyakatı ve kudreti taşıyan milletleri medeniyet yolunda da hızlı ve başarılı adımlarla ilerlemek istidatları kabul olunmak lâzımdır Gerçi bir toplumun zamanla kökleşmiş örf ve âdetleri hisleri ve inanışları mühimdir Bu itibarla toplumlar önayak olacak fertler üstünde âdeta âmir ve hâkim bir etki gösterirler Ama yaradılıştaki istidat ve liyakati gelişme ve yükselmeğe erişmiş milletler; medeniyetin bugünkü gelişmelerinden feyiz ve ilham almış kültürlü evlâtlarının sevk ve rehberliğiyle mazide kaçırdıkları fırsatların doğurduğu gecikmeleri telâfi çaresini bulmakta gecikmezler
1928
Bugünkü Türk milleti mâzinin en derin medeniyetlerinde kuruculuk bahis eden bu Türk kavminin bugünkü çocukları açık ve sağlam yolu bulmuşlardır
1930
Memleket mutlaka asrî medenî ve yepyeni olacaktır Bizim için bu hayat dâvasıdır Bütün fedakârlığımızın yardımcı bir netice vermesi buna bağlıdır Türkiye ya yeni fikirle donatılmış namuslu bir yöneticilik olacaktır veyahut olamıyacaktır Millet ile çok temasım vardır O saf kitle bilmezsiniz ne dek icat taraftarıdır
1923
Memleketimizi asrileştirmek istiyoruz Tüm mesaimiz Türkiyede asrî binaenaleyh batılı bir hükûmet vücude getirmektir Medeniyete girmek açlık edip de batıya yönelmemiş halk müziği hangisidir? Bir istikamette yürümek azminde olan ve hareketinin ayağında tabi zincirlerle güçleştirildiğini görebilen insan ne yapar? Zincirleri kırar yürür
1923 *
Atatürkün Medeniyet ile İlgili Sözleri
Biz her görüntü açısından medenî insan olmalıyız Çok acılar gördük Bunun sebebi dünyanın vaziyetinin anlamayışımızdır Fikrimiz düşüncemiz tepeden tırnağa dek medenî olacaktır Şunun bunun sözüne ehemmiyet vermeyeceğiz Bütün Türk ve İslâm âlemine bakın; düşüncelerini fikirlerini medeniyetin emrettiği değişiklik ve yükselmeye uydurmadıklarından ne büyük facia ve ıstırap içindedirler Bizim de şimdiye kadar geri kalmamız en nihayet son felâket çamuruna batışımız bundandır 56 sene içinde kendimizi kurtarmışsak zihniyetlerimizdeki değişmedendir Artık duramayız Mutlaka ileri gideceğiz; çünkü mecburuz Ahali dobra dobra bilmelidir uygarlık pek kuvvetli bir ateştir ki ona dikkatsiz olanları yakar mahveder İçinde bulunduğumuz uygarlık ailesinde lâyık olduğumuz yeri bulacak ve onu koruyacak ve yükselteceğiz Huzur sevinç ve insanlık bundadır
1925
İnkılâbın temellerini her gün derinleştirmek cesaretlendirmek lâzımdır Birbirimizi aldatmayalım Medenî dünya fazla ilerdedir Buna yakalamak o uygarlık dairesine dahil elde etmek mecburiyetindeyiz Bütün abes ve temelsiz sözleri ortadan kaldırmak lâzımdır Şapka giyelim mi giymeyelim mi gibi sözler mânasızdır Şapka da giyeceğiz Batının her türlü medenî eserlerini de alacağız Medenî olmayan ırk medenî olanların ayakları altında kalmağa maruzdurlar
1925
Ben şimdiye kadar halk müziği ve memleket iyiliğine ne gibi hamleler inkılâplar yapmış isem hep böyle halkımızla bağlantı ederek onların alaka ve sevgilerinden gösterdikleri samimiyetten zor ve ilham alarak yaptım Hedefimiz gayemiz defalarca ahali ve memleketimizin kurtuluşu mutluluğu ve gelişmesidir
1925
Şimdiye dek yaptığımız işlerde ve aldığımız kararlarda bizi aldatan ve halk müziği aleyhine neticelenen hiçbir şeyimiz yoktur ve gösterilemez Milletimizi en kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya mesut ve refahlı kılmaya çalışacağız ve bunu yapmağa mecburuz
1925
Şu bilinsin ki biz yabancılara karşısında herhangi hasmane bir his beslemediğimiz gibi onlarla samimâne münasebetlerde bulunmak arzusundayız Türkler bütün medenî milletlerin dostlarıdır Yabancılar memleketimize gelsinler; bize zarar vermemek hürriyetlerimize güçlükler çıkarmaya aylaklık etmek şartiyle burada daima iyi kabul göreceklerdir Maksadımız bitmiş yakın olma oluşturmak bizi diğer milletlere bağlıyan ilgileri arttırmaktır Memleketler muhteliftir ama medeniyet birdir ve bir milletin gelişmesi için de bu yegâne medeniyete iştirak etmesi lâzımdır Osmanlı İmparatorluğunu çöküşü Batıya aleyhinde elde ettiği zaferlerden fazla mağrur olarak kendisini Avrupa milletlerine bağlayan ilişkileri kestiği gün başlamıştır Bu bir hatâ idi bunu her tarafta etmeyeceğiz
1923
Biz Batı medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz Onda iyi olarak gördüklerimizi kendi bünyemize uygun bulduğumuz için dünya uygarlık seviyesi içinde benimsiyoruz
Medeniyetin ne olduğunu diğer başka tanımlama edenler vardır Bence medeniyeti harstan yarmak güçtür ve lüzumsuzdur Bu noktai nazarımı izah için hars ne demektir tanım edeyim:
Bir insan cemiyetinin a Devlet hayatında; b Akıl hayatında yani ilimde içtimaiyatta ve güzel sanatlarda; c İktisadî hayatta yani ziraatte sanatta ticarette kara deniz ve havaya ait ulaştırma işlerinde yapabildiği şeylerin sonucudur
1930
Bir milletin medeniyeti denildiği vakit hars namı aşağı saydığımız üç nevi faaliyet sonucundan hariç ve diğer bir şey olamıyacağını zannederim Kuşkusuz her insan cemiyetinin harsı yani uygarlık derecesi bir olamaz Bu farklar devlet hafıza iktisadî hayatların her birinde ayrı ayrı göze çarptığı gibi bu fark üçünün sonucu üstünde de görünür Önemli olan sonuçlar üzerindeki farktır Yüksek bir hars onun sahibi olan millette kalmaz diğer milletlerde de tesirini gösterir büyük kıtalara şamil olur Olur Ya bu itibarla olacak bir takım milletler yüksek ve şamil harsa medeniyet diyorlar Avrupa medeniyeti şimdiki çağ medeniyeti gibi
1930
Zulüm medeniyetle uyuşamaz İstidatsızlık taaffa lâyık bir şey olamaz Çünkü milletler işgal ettikleri arazinin hakikî sahibi olmakla beraber beşeriyetin vekilleri olarak ta o arazide bulunurlar O arazinin servet kaynaklarından hem kendileri istifade eder ve dolayısiyle bütün beşeriyeti istifade ettirmekle görevlidirler Bu prensibe göre bundan âciz olan milletler yaşama ve bağımsızlık hakkında lâyık olamamak lâzım kazanç
1920
Medeniyetin coşkun seli aleyhinde mukavemet boşunadır ve o gafil ve itaatsizler hakkında fazla amansızdır Dağları delen göklerde uçan göze soyut zerrelerden yıldızlara dek herşeyi gören aydınlatan muayene eden medeniyetin kudret ve yüksekliği karşı ortaçağa ait zihniyetle iptidaî uydurma hikâyelerle yürümeye çalışan milletler mahvolmağa ya da bari tutsak ve aşağı olmağa mahkûmdurlar Halbuki Türkiye Cumhuriyeti halkı yenileşen ve olgun bir kütle olarak sonsuza dek yaşamağa karar vermiş tutsaklık zincirlerini ise tarihte görülmemiş kahramanlıklarla parça parça etmiştir
1925
Benim kanaatim o idi fakat ve her zaman o oldu ama dünyada insan diye yaşamak istiyenler insan edinmek vasıflarını ve kudretini kendilerinde görmelidirler Bu uğurda her türlü fedakârlığa razı olmalıdırlar Yoksa hiçbir medenî insanlar onları kendi esnasında ve safında görmek istemez
1926
Bilirsiniz fakat dünyada her kavmin varlığı kıymeti bağımsızlık ve özgür hakkı sahip olduğu ve oluşturacağı medenî eserlerle orantılıdır Medenî eser vücuda getirmek kabiliyetinden yoksun olan kavimler özgürlük ve bağımsızlıklarından soyunmaya mahkûmdurlar Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak olmak hayatın şartıdır Bu yol üstünde ileri yok geriye görmek bilgisizliği ve ihtiyatsızlığı gösterenler umumî medeniyetin coşkun seli altında boğulmağa mahkûmdurlar
1924
Uygarlık yolunda muvaffakiyet yenileşmeğe bağlıdır Sosyal hayatta iktisadî hayatta ilim ve fen sahasında muvaffak edinmek için yegâne olgunlaşma ve ilerleme yolu budur Yaşam ve yaşayışa hâkim olan hükümlerin zaman ile değişme gelişme ve yenileşmesi zaruridir Medeniyetin ihtirasları fennin harikaları cihanı değişiklikten değişikliğe sürüklediği bir devirde asırlık köhne zihniyetlerle maziye düşkünlükle mevcudiyetin muhafazası olası değildir Medeniyetten bahsederken şunu da kuşkusuz söylemeliyim ama medeniyetin esası ilerleme ve kuvvetin temeli aile hayatındadır Bu hayatta fenalık emin sosyal iktisadî siyasî acze sebep olur Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurlarının tabiî haklarına malik olmaları aile vazifelerini idareye yetenekli bulunmaları lâzımdır
1924
Bağımsızlığını ve değerini dünyaya tanıtmak özellikleri liyakatı ve kudreti taşıyan milletleri medeniyet yolunda da hızlı ve başarılı adımlarla ilerlemek istidatları kabul olunmak lâzımdır Gerçi bir toplumun zamanla kökleşmiş örf ve âdetleri hisleri ve inanışları mühimdir Bu itibarla toplumlar önayak olacak fertler üstünde âdeta âmir ve hâkim bir etki gösterirler Ama yaradılıştaki istidat ve liyakati gelişme ve yükselmeğe erişmiş milletler; medeniyetin bugünkü gelişmelerinden feyiz ve ilham almış kültürlü evlâtlarının sevk ve rehberliğiyle mazide kaçırdıkları fırsatların doğurduğu gecikmeleri telâfi çaresini bulmakta gecikmezler
1928
Bugünkü Türk milleti mâzinin en derin medeniyetlerinde kuruculuk bahis eden bu Türk kavminin bugünkü çocukları açık ve sağlam yolu bulmuşlardır
1930
Memleket mutlaka asrî medenî ve yepyeni olacaktır Bizim için bu hayat dâvasıdır Bütün fedakârlığımızın yardımcı bir netice vermesi buna bağlıdır Türkiye ya yeni fikirle donatılmış namuslu bir yöneticilik olacaktır veyahut olamıyacaktır Millet ile çok temasım vardır O saf kitle bilmezsiniz ne dek icat taraftarıdır
1923
Memleketimizi asrileştirmek istiyoruz Tüm mesaimiz Türkiyede asrî binaenaleyh batılı bir hükûmet vücude getirmektir Medeniyete girmek açlık edip de batıya yönelmemiş halk müziği hangisidir? Bir istikamette yürümek azminde olan ve hareketinin ayağında tabi zincirlerle güçleştirildiğini görebilen insan ne yapar? Zincirleri kırar yürür
1923 *