iltasyazilim
FD Üye
ATATÜRK ’ÜN BİZE KAZANDIRDIĞI YARGI VE ÖZGÜRLÜKLER
Cumhuriyet
Cumhuriyet, ilk önce devlet başkanı almak üzere, devletin başlıca temel organlarının kesin aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir “idare biçimidir
Cumhuriyet adı bahşedilen idare biçimlerinde insanlar, yönetimini beğenmediği yöneticileri, muhakkak aralıklarla yinelenen seçimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptirBu nedenle yöneticiler, toplumu k eyfi biçimde yönetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini gözönünde yetişmek zorunda kalırlar Bir başka deyişle, yöneticilerin iradesi mutlak değil, millet iradesi ile sınırlıdır
Doğrusu cumhuriyet bir idare biçimidirTürk insanı için cumhuriyet, bir rejim lakin Atatürkçü düşünce sistemine dayanan bir rejimi açıklama etmektedirBugün her Türk'ün sorumluluğu, Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerini iyi kasıtlı olarak onu gözetmek ve olmalıdırEskiden ülkeleri tek birey yönetirdi Ülkelerini diledikleri gibi idare eden bu kişilere padişah, şah, kral, hakan, sultan denirdi Yönetim birçok zaman babadan oğula geçerdiCumhuriyet yönetiminde söz ulusundur Cumhuriyet; yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidirAtatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı olduCumhuriyet'i korumak, gözlemek, yaşatmak her yurttaşın ödevidir
Türkiye'de Cumhuriyet Nasıl İlân Edildi?
Türkiye'de Cumhuriyet yönetimine, 29 Ekim 1923 tarihinde geçilmiştir; ama 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yönetiminin de fiilî başlangıcı olduğunu söylemek gerekir23 Nisan 1920'de “egemenliğin şartsız ulusa ait olduğu ilân edilmiş; ulusun seçtiği TBMM'nin denetimindeki hükümet, ulusun kaderini belirlemek üzere çalışmaya başlamıştırBu gelişmelere rağmen, Padişahlık ve Saltanatın hukuken kaldırılması için 1922 yılına kadar ummak gerekmiştirTBMM, 1 Kasım 1922 gecesi bahşedilen bir kararla, “Halifelikle “Saltanatı birbirinden ayırmış; Saltanatı kaldırmıştır
KAZANDIRDIĞI HAKLAR
Yapmış Olduğu İnkilaplar ’ı Misal Verebiliriz
ISiyasi alanda yapılan inkılaplar:
1 Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
2 Cumhuriyet ’in ilanı (29 Ekim 1923)
3 Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
IIToplumsal yaşayışın düzenlenmesi:
1 Şapka İktisası (giyilmesi) Hakkında Kanun (25 Kasım 1925)
2 Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine (kapatılmasına) ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun (30 Kasım 1925)
3 Beynelmilel Saat ve Takvim Hakkındaki Kanunların Kabulü (26 Aralık 1925) Kabul edilen bu kanunlarla Hicri ve Rumi Takvim uygulaması kaldırılarak yerine Miladi Yıllık, alaturka saat yerine de uluslararası saat sistemi uygulaması benimsenmiştir
4 Ölçüler Kanunu (1 Nisan 1931) Bu kanunla ölçü birimi olarak uygar milletlerin kullandıkları metre, kilogram ve litre kabul edilmiştir
5 Rumuz ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun (26 Kasım 1934)
6 Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun (3 Aralık 1934) Bu kanunla din adamlarının, hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, mabet ve ayinler açık havada ruhani kisve (giysi) taşımaları yasaklanmıştır
7 Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)
8 Kemal Öz Adlı Cumhurreisimize Atatürk Soyadı Verilmesi Hakkında Kanun (24 Kasım 1934)
9 Kadınların uygar ve siyasi haklara kavuşması:
a Uygar Kanun ’la sağlanan haklar
b Belediye seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan kanunun kabulü (3 Nisan 1930)
c Tüzük ’da yapılan değişiklerle kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması (5 Aralık 1934)
III Hukuk alanında yapılan inkılaplar:
1 Şeriye Mahkemelerinin kaldırılması ve Yeni Mahkemeler Teşkilatının Kurulması Kanunu (8 Nisan 1934)
2 Türk Uygar Kanunu (17 Şubat 1926)Dini hukuk sisteminden ayrılarak laik modern hukuk sisteminin uygulanmasına başlanmıştır
Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan (23 Nisan 1920) Türkiye Büyük Irk Meclisi, halktan kopuk Osmanlı yönetiminin yanına, halkın içinden seçilen temsilcileriyle ırk iradesinin reel temsilcisi olmuş, adamakıllı yıpranmış ve eskimiş bireysel saltanatsa, TBMM'yi, yani ulusun egemenliğini tanımamasının yanı sıra, Sevr Antlaşması'nı imzalamış, düşmanla işbirliği yapıp, çıkarttığı ayaklanmalarla Milli Kurtuluş Savaşı'nı engellemeye çalışmıştı 23 Nisan 1920'den başlayarak ulusal egemenliğe dayalı devletin kurulmasıyla bireysel saltanata kalkmış gözüyle bakan Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri'nin Lozan Barış Konferansı'na Ankara Hükümetinin yanı sıra Osmanlı Hükümeti temsilcilerini de çağırmaları üzerine, 1 Kasım 1922'de TBMM'de yaptığı konuşmada ulusa, akla aykırı olduğunu belirterek, saltanatın kaldırılmasını istedi Milletvekillerinin ateşli konuşmalarla Atatürk'ü desteklemelerinden sonra, saltanatın İstanbul'un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalkmış olduğu oybirliğiyle kabul edildi Saltanatın kaldırılmasıyla Padişahlık Sıfatı kalkan Mehmet VI Vahdettin de, 17 Kasım günü İngiliz Komutanlığına başvurarak, bir İngiliz zırhlısıyla İstanbul'dan ayrıldı
Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Barış Anlaşması'nın ardından TBMM'de en çok tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu Kendisi bir hükümet olan TBMM'nin bambaşka bir hükümeti ve bu hükümeti yönetecek bir başbakanı bulunmaması, meclis içinden bakanların seçiminde adayların zorunlu oyu sağlamakta zorluk çekmeleri, sürekli sorunlara yol açmaktaydı 27 Ekim 1923'te Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki hükümetin istifası ve Cumhuriyet Ahali Partisi grubunun yeni hükümet listesi üzerinde anlaşmaya varmaması üzerine, Atatürk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun reel çözümüyle ilgili düşüncesini açıkladı ve İsmet İnönü'yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı Ertesi gün TBMM, yapılan işin şimdiden doğmuş olan çocuğun adını koymakolduğunun milletvekillerine açıklanmasından daha sonra, saat 2030'da Anayasa değişikliğini kabul ederek cumhuriyeti duyuru etti ve oybirliğiyle alınan bu karardan daha sonra cumhurbaşkanı seçimine geçerek, yine oybirliğiyle Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı Türkiye Cumhuriyeti'nin birincil cumhurbaşkanı seçti
Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
Saltanatın kaldırılmasından ve Mehmet VI Vahdettin'in İstanbul'dan ayrılmasından sonra, TBMM'nin 18 Kasım 1922'de halife seçmiş olduğu Abdülmecit Efendi, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş, bundan zor bölge Abdülmecit Efendi de, bitmiş törenler düzenlemeye, demeçler vermeye bir takım İslâm ülkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri üzerine, İslâm dünyasının önderi tavrı takınmaya başlamıştı Bu durumun yeni sabit cumhuriyet yönetimi için tehlikeli olabileceğini kavrayan Atatürk, İzmir'deki ordu tatbikatları esnasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda düşüncesini açıklayıp, yasanın meclis gündemine getirilmesini kararlaştırdı 1 Mart 1924'teki bütçe görüşmelerinde halifeye ve Osmanlı hanedanına verilecek tahsis konusunun gündeme getirilmesinden sonra, 3 Mart 1924'te kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları için Osmanlı hanedanı üyelerinin de yurt dışına çıkarılmaları kabul edildi *
Cumhuriyet
Cumhuriyet, ilk önce devlet başkanı almak üzere, devletin başlıca temel organlarının kesin aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir “idare biçimidir
Cumhuriyet adı bahşedilen idare biçimlerinde insanlar, yönetimini beğenmediği yöneticileri, muhakkak aralıklarla yinelenen seçimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptirBu nedenle yöneticiler, toplumu k eyfi biçimde yönetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini gözönünde yetişmek zorunda kalırlar Bir başka deyişle, yöneticilerin iradesi mutlak değil, millet iradesi ile sınırlıdır
Doğrusu cumhuriyet bir idare biçimidirTürk insanı için cumhuriyet, bir rejim lakin Atatürkçü düşünce sistemine dayanan bir rejimi açıklama etmektedirBugün her Türk'ün sorumluluğu, Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerini iyi kasıtlı olarak onu gözetmek ve olmalıdırEskiden ülkeleri tek birey yönetirdi Ülkelerini diledikleri gibi idare eden bu kişilere padişah, şah, kral, hakan, sultan denirdi Yönetim birçok zaman babadan oğula geçerdiCumhuriyet yönetiminde söz ulusundur Cumhuriyet; yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidirAtatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı olduCumhuriyet'i korumak, gözlemek, yaşatmak her yurttaşın ödevidir
Türkiye'de Cumhuriyet Nasıl İlân Edildi?
Türkiye'de Cumhuriyet yönetimine, 29 Ekim 1923 tarihinde geçilmiştir; ama 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yönetiminin de fiilî başlangıcı olduğunu söylemek gerekir23 Nisan 1920'de “egemenliğin şartsız ulusa ait olduğu ilân edilmiş; ulusun seçtiği TBMM'nin denetimindeki hükümet, ulusun kaderini belirlemek üzere çalışmaya başlamıştırBu gelişmelere rağmen, Padişahlık ve Saltanatın hukuken kaldırılması için 1922 yılına kadar ummak gerekmiştirTBMM, 1 Kasım 1922 gecesi bahşedilen bir kararla, “Halifelikle “Saltanatı birbirinden ayırmış; Saltanatı kaldırmıştır
KAZANDIRDIĞI HAKLAR
Yapmış Olduğu İnkilaplar ’ı Misal Verebiliriz
ISiyasi alanda yapılan inkılaplar:
1 Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
2 Cumhuriyet ’in ilanı (29 Ekim 1923)
3 Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
IIToplumsal yaşayışın düzenlenmesi:
1 Şapka İktisası (giyilmesi) Hakkında Kanun (25 Kasım 1925)
2 Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine (kapatılmasına) ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun (30 Kasım 1925)
3 Beynelmilel Saat ve Takvim Hakkındaki Kanunların Kabulü (26 Aralık 1925) Kabul edilen bu kanunlarla Hicri ve Rumi Takvim uygulaması kaldırılarak yerine Miladi Yıllık, alaturka saat yerine de uluslararası saat sistemi uygulaması benimsenmiştir
4 Ölçüler Kanunu (1 Nisan 1931) Bu kanunla ölçü birimi olarak uygar milletlerin kullandıkları metre, kilogram ve litre kabul edilmiştir
5 Rumuz ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun (26 Kasım 1934)
6 Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun (3 Aralık 1934) Bu kanunla din adamlarının, hangi dine mensup olurlarsa olsunlar, mabet ve ayinler açık havada ruhani kisve (giysi) taşımaları yasaklanmıştır
7 Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)
8 Kemal Öz Adlı Cumhurreisimize Atatürk Soyadı Verilmesi Hakkında Kanun (24 Kasım 1934)
9 Kadınların uygar ve siyasi haklara kavuşması:
a Uygar Kanun ’la sağlanan haklar
b Belediye seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan kanunun kabulü (3 Nisan 1930)
c Tüzük ’da yapılan değişiklerle kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması (5 Aralık 1934)
III Hukuk alanında yapılan inkılaplar:
1 Şeriye Mahkemelerinin kaldırılması ve Yeni Mahkemeler Teşkilatının Kurulması Kanunu (8 Nisan 1934)
2 Türk Uygar Kanunu (17 Şubat 1926)Dini hukuk sisteminden ayrılarak laik modern hukuk sisteminin uygulanmasına başlanmıştır
Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan (23 Nisan 1920) Türkiye Büyük Irk Meclisi, halktan kopuk Osmanlı yönetiminin yanına, halkın içinden seçilen temsilcileriyle ırk iradesinin reel temsilcisi olmuş, adamakıllı yıpranmış ve eskimiş bireysel saltanatsa, TBMM'yi, yani ulusun egemenliğini tanımamasının yanı sıra, Sevr Antlaşması'nı imzalamış, düşmanla işbirliği yapıp, çıkarttığı ayaklanmalarla Milli Kurtuluş Savaşı'nı engellemeye çalışmıştı 23 Nisan 1920'den başlayarak ulusal egemenliğe dayalı devletin kurulmasıyla bireysel saltanata kalkmış gözüyle bakan Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri'nin Lozan Barış Konferansı'na Ankara Hükümetinin yanı sıra Osmanlı Hükümeti temsilcilerini de çağırmaları üzerine, 1 Kasım 1922'de TBMM'de yaptığı konuşmada ulusa, akla aykırı olduğunu belirterek, saltanatın kaldırılmasını istedi Milletvekillerinin ateşli konuşmalarla Atatürk'ü desteklemelerinden sonra, saltanatın İstanbul'un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalkmış olduğu oybirliğiyle kabul edildi Saltanatın kaldırılmasıyla Padişahlık Sıfatı kalkan Mehmet VI Vahdettin de, 17 Kasım günü İngiliz Komutanlığına başvurarak, bir İngiliz zırhlısıyla İstanbul'dan ayrıldı
Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Barış Anlaşması'nın ardından TBMM'de en çok tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu Kendisi bir hükümet olan TBMM'nin bambaşka bir hükümeti ve bu hükümeti yönetecek bir başbakanı bulunmaması, meclis içinden bakanların seçiminde adayların zorunlu oyu sağlamakta zorluk çekmeleri, sürekli sorunlara yol açmaktaydı 27 Ekim 1923'te Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki hükümetin istifası ve Cumhuriyet Ahali Partisi grubunun yeni hükümet listesi üzerinde anlaşmaya varmaması üzerine, Atatürk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun reel çözümüyle ilgili düşüncesini açıkladı ve İsmet İnönü'yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı Ertesi gün TBMM, yapılan işin şimdiden doğmuş olan çocuğun adını koymakolduğunun milletvekillerine açıklanmasından daha sonra, saat 2030'da Anayasa değişikliğini kabul ederek cumhuriyeti duyuru etti ve oybirliğiyle alınan bu karardan daha sonra cumhurbaşkanı seçimine geçerek, yine oybirliğiyle Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı Türkiye Cumhuriyeti'nin birincil cumhurbaşkanı seçti
Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
Saltanatın kaldırılmasından ve Mehmet VI Vahdettin'in İstanbul'dan ayrılmasından sonra, TBMM'nin 18 Kasım 1922'de halife seçmiş olduğu Abdülmecit Efendi, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş, bundan zor bölge Abdülmecit Efendi de, bitmiş törenler düzenlemeye, demeçler vermeye bir takım İslâm ülkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri üzerine, İslâm dünyasının önderi tavrı takınmaya başlamıştı Bu durumun yeni sabit cumhuriyet yönetimi için tehlikeli olabileceğini kavrayan Atatürk, İzmir'deki ordu tatbikatları esnasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda düşüncesini açıklayıp, yasanın meclis gündemine getirilmesini kararlaştırdı 1 Mart 1924'teki bütçe görüşmelerinde halifeye ve Osmanlı hanedanına verilecek tahsis konusunun gündeme getirilmesinden sonra, 3 Mart 1924'te kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları için Osmanlı hanedanı üyelerinin de yurt dışına çıkarılmaları kabul edildi *