nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Atatürk'ün söylediği sözlerin anlamları
Tarih; düş mahsulü olamaz Tarih yazarken reel olayları bulmaya çalışmalıyız Eğer bunları bulamazsak meçhuliyeti ve bu noktadan cehlimizi itiraf etmekten çekinmeyelim
Tarih, yaşanan gerçeklerin, olayların kronolojik anlatımıdır Olmuş, gerçekleşmiş, günüyle,yaşananlarıyla bilinen gerçeklerden manâlı olanlar Tarih için saklanır ve gerektiğinde herkesin tarihini bilmesi ve yararlanması için kitap, yazı, doküman haline getirilir
Bu belgelerde düş ürünü hiçbir şey bulunamaz Hayallerle tarih yazılamaz, tarihte herşey dürüst ve yaşanmış olmalıdır
Beyler, tarih, milletlerin çoğaltma ve gerileme sebeplerini ararken bir fazla siyasi, askerî, sosyal sebepler bulmakta ve saymaktadır(17111923, İzmir İktisat Kongresini Açış Söylevi)
Tarih, tarih boyunca yaşayan milletlerin büyüme ve gerileme nedenlerini kronolojik sırayla aktarır, bunun nedeni, tarih ilimiyle de ilişkili olarak gelecek nesillere, milletler ders tahsis etmek, asistan olmaktır Tarihini iyi bilen uluslar aynı hataları yeniden yapmaz ve başarılarını da daha artırır Ama, bu açıklamaları olabilmek için mutlaka siyasi askeri ve sosyal alanlarda ayrı olarak ve birlikte değerlendirmeler, incelemer yapılmalıdır ancak anlatılanlar gerçeklerle benzer olsun ve amacına ulaşsın
Tarih yazmak, tarih yapmak değin mühimdir Yazar yapana sadık kalmazsa değişmez hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır (1931)
Tarih yazılırken, belgelenilirken gerçeklere mutlaka vefalı kalınmalıdır Aksi taktirde tarih yazmanın bir anlamı kalmaz ve okuyanı doğrulara yön belirleme, geçmişten ders alarak o hatalara düşmeme ya da o başarıların sırrını kavrayış amacına hizmet edemez
Tarih; düş mahsulü olamaz Tarih yazarken gerçek olayları bulmaya çalışmalıyız Eğer bunları bulamazsak meçhuliyeti ve bu noktadan cehlimizi itiraf etmekten çekinmeyelim (10 Kasım 1935, Millet)
Tarih, hakiki olaylara dayanarak yazılmalıdır, hayallere değil Eğer yazılacak tarih hakkında aslında yaşananları bulamzsak da bunu itiraf etmekten, bulamadığımızı söylemekten çekinmemeliyiz Bu, cahillik olarak da tanımlansa hayalle tarih yazmaktan daha doğru ve iyidir
Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir
Türkiye devletinin yapısının ruhu millî egemenliktir Milletin şartsız egemenliğidir
Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ama ve ancak bütün ve belli anlamıyla millî egemenliği sağlamış bulunması ile süreklilik kazanır Bundan dolayı; hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de takviye noktası millî egemenliktir
İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal
İkinci Mustafa Kemal, onu benkelimesiyle açıklama edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük hale için uğraşan kültürlü ve savaşçı bir topluluktur Ben, onların rüyasını temsilcilik ediyorum Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri memnun etme içindir O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur! *
Tarih; düş mahsulü olamaz Tarih yazarken reel olayları bulmaya çalışmalıyız Eğer bunları bulamazsak meçhuliyeti ve bu noktadan cehlimizi itiraf etmekten çekinmeyelim
Tarih, yaşanan gerçeklerin, olayların kronolojik anlatımıdır Olmuş, gerçekleşmiş, günüyle,yaşananlarıyla bilinen gerçeklerden manâlı olanlar Tarih için saklanır ve gerektiğinde herkesin tarihini bilmesi ve yararlanması için kitap, yazı, doküman haline getirilir
Bu belgelerde düş ürünü hiçbir şey bulunamaz Hayallerle tarih yazılamaz, tarihte herşey dürüst ve yaşanmış olmalıdır
Beyler, tarih, milletlerin çoğaltma ve gerileme sebeplerini ararken bir fazla siyasi, askerî, sosyal sebepler bulmakta ve saymaktadır(17111923, İzmir İktisat Kongresini Açış Söylevi)
Tarih, tarih boyunca yaşayan milletlerin büyüme ve gerileme nedenlerini kronolojik sırayla aktarır, bunun nedeni, tarih ilimiyle de ilişkili olarak gelecek nesillere, milletler ders tahsis etmek, asistan olmaktır Tarihini iyi bilen uluslar aynı hataları yeniden yapmaz ve başarılarını da daha artırır Ama, bu açıklamaları olabilmek için mutlaka siyasi askeri ve sosyal alanlarda ayrı olarak ve birlikte değerlendirmeler, incelemer yapılmalıdır ancak anlatılanlar gerçeklerle benzer olsun ve amacına ulaşsın
Tarih yazmak, tarih yapmak değin mühimdir Yazar yapana sadık kalmazsa değişmez hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır (1931)
Tarih yazılırken, belgelenilirken gerçeklere mutlaka vefalı kalınmalıdır Aksi taktirde tarih yazmanın bir anlamı kalmaz ve okuyanı doğrulara yön belirleme, geçmişten ders alarak o hatalara düşmeme ya da o başarıların sırrını kavrayış amacına hizmet edemez
Tarih; düş mahsulü olamaz Tarih yazarken gerçek olayları bulmaya çalışmalıyız Eğer bunları bulamazsak meçhuliyeti ve bu noktadan cehlimizi itiraf etmekten çekinmeyelim (10 Kasım 1935, Millet)
Tarih, hakiki olaylara dayanarak yazılmalıdır, hayallere değil Eğer yazılacak tarih hakkında aslında yaşananları bulamzsak da bunu itiraf etmekten, bulamadığımızı söylemekten çekinmemeliyiz Bu, cahillik olarak da tanımlansa hayalle tarih yazmaktan daha doğru ve iyidir
Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir
Türkiye devletinin yapısının ruhu millî egemenliktir Milletin şartsız egemenliğidir
Toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması, istikrarı ve korunması ama ve ancak bütün ve belli anlamıyla millî egemenliği sağlamış bulunması ile süreklilik kazanır Bundan dolayı; hürriyetin de, eşitliğin de, adaletin de takviye noktası millî egemenliktir
İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal
İkinci Mustafa Kemal, onu benkelimesiyle açıklama edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük hale için uğraşan kültürlü ve savaşçı bir topluluktur Ben, onların rüyasını temsilcilik ediyorum Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri memnun etme içindir O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur! *